29 Ağustos 2008 Cuma

Emlak piyasası borsa gibidir

Her zaman söylenir ‘emlak piyasası borsa gibidir’ diye. Onun kadar hızlı olmasa da bazen inişler bazen de çıkışlar gösterir. Piyasa, son 2 yıldır düşüş olmasa bile ciddi bir durgunluk içinde ve fiyatlarda gerilemeler yaşanıyor.
2005 yılındaki furyaya kendini kaptırıp konut alan çevremdeki kişiler ‘Şimdi ne olacak?’ diye soruyorlar. O dönemde çok hızla yükselen fiyatlardan konut alanlar bu artışların hep böyle olacağını düşündü. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı!
Türkiye’de alım gücünün yetersizliği nedeniyle konut ihtiyacı bir türlü talebe dönüşemezken, dünyada yaşanan mortgage dalgasının da etkisiyle piyasa beklentileri karşılayamadı. Özellikle yatırım amaçlı konut alanlar büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Yeni konut alınmasına rağmen fiyatlar beklenildiği kadar artmadı. Kira fiyatları geçen yıllara göre büyük düşüşler yaşadı. Bu gelişmelerle birlikte faizlerin yükselmesi konut yatırımcılarının mevduata yönelmesine neden oldu.
Piyasadaki genel görüş yaşanan bu daralmanın taşların yerine oturması bakımından önem taşıdığı yönünde. Yani 2005 yılında istikrarsız ve aşırı bir büyüme gösteren emlak piyasası gerçek seviyesine geliyor. Fiyatlar olması gereken noktalara oturuyor. Piyasanın çok hızlı bir büyüme göstermesi yerine yavaş ama sürekli bir büyüme kaydetmesi bekleniyor. Geldiğimiz noktada gerçekten de çok uygun fiyatlardan ve çok uygun koşullarda konutlar alınabiliyor.
Piyasa olması gereken seviyeye geliyor ama kimse bu istikrarlı gidişatın sürekliliğinin garantisini veremiyor. Standartların ve kurumsallaşmanın yetersiz kaldığı, yanlış yetkilendirilmiş kurumların varlığı nedeniyle emlak piyasası müdahale edilemez bir konumda bulunuyor. Her durumdan bir fırsat kollayan bir millet olarak piyasayı kendi akışkanlığına bırakmıyoruz bit türlü. Ramazan arifesinde gıda fiyatları yüzde bilmem ne kadar arttı! Peki, neden arttı? Çünkü Ramazan ayı geldi. Hoş geldi, sefalar getirdi de fiyatlar neden böyle oldu anlamakta güçlük çekiyorum. 3 YTL’lik hurmayı 10 YTL’ye satarsan kimse hurma yemez. Sonra o hurmaları çöpe atarsın.
Konutta da durum farklı değil aslında. Kısa bir süre sonra okullar açılacak ve üniversite öğrencileri konut aramaya başlayacak. Bu çok yaşamsal durum piyasada talebin artması olarak değerlendirilecek ve fiyatlara yansıtılmaya çalışılacak. Yani 750 YTL’lik kiralık konut için 1000 YTL istenecek. Sonra konutlar kiraya verilemeyecek ‘piyasa kötü’ denilecek.
‘Nasıl olsa banka kredisiyle herkes konut alıyor’ deyip fiyatlarını arttıranlar şimdi kredi faizlerinin tekrar düşmesini bekliyor. Zaten faizlere fazladan onbinlerce YTL ödeyen vatandaş bir de müteahhit zamlarıyla uğraştı.
Şu aralar konut alan çoğu kişi maalesef ‘acaba kazıklandım mı?’ diye düşünüyor. Çünkü konutları aldıkları fiyatlardan satamıyorlar. Aldıktan sonra fiyatlar artarsa kendilerini iyi hissediyorlar ama bugün olduğu gibi gerilemeler yaşanırsa kötü hissediyorlar. Başta da söylediğim gibi konut piyasası borsa gibi bir inip bir çıkabilir…

Tarih: 27-08-08, Kaynak: Milliyet

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Hayat Kurtaran Duvar Türkiye'de


İstanbul’da büyük bir deprem olacağı beklentisi her geçen gün artarken, Alman firma Lirefa, tehlike anında duvarın dağılmasını önleyici ve yıkılmasını geciktirici deprem duvar sistemini dünyada ilk kez Türkiye’ye getirme kararı aldı. 1999 yılından 2005 yılına kadar yapılan çalışmalar neticesinde geliştirilen Lirefa Deprem Duvar Sistemi (DDS), İTÜ’de yapılan testlerde de önemli başarı elde etti.
Türkiye nüfusunun yüzde 70’i 1. ve 2. derece deprem bölgesinde bulunuyor. Birinci derece deprem bölgesinde bulunan İstanbul’da beklenen deprem ve bu depremin büyüklüğüne dair söylentiler ise artmaya başladı. Alman firma Lirefa ise 1999-2005 yılları arasında geliştirdiği Lirefa DDS’yi ilk kez Türkiye’ye ihraç etme kararı aldı. Lirefa DDS, tehlike anında duvarın dağılmasını önlüyor ve duvarın yıkılmasını geciktiriyor.
Lirefa DDS, Almanya’da Karlsruhe Üniversitesi’nde yapılan testlerde önemli başarı elde ederken, Lirefa’nın Türkiye distribütörü ve temsilcisi olan Global MT. firması da aynı testleri İTÜ Yapı ve Deprem Mühendisliği laboratuarında yaptırarak başarılı sonuçlar aldı.
Almanya’da Ulrich Nürnberger tarafından 2003 yılında bulunan Lirefa DDS’de kullanılan cam elyafından üretilmiş özel doku, başlarda köprü, otoyol viyadükleri güçlendirilmesi gibi amaçlarda kullanılmıştı. Sistem, 2005-2007 arasında ise zenginleştirildi.
Lirefa DDS’deki cam lif içeren dokuma kumaşı yüksek dayanım özelliği ve esnekliği ile duvarların dağılmasını engelliyor. Japon-Alman teknolojisi ile geliştirilen kumaşın lif hammaddeleri temiz ve alev almıyor.
Lirefa DDS, duvar kağıdı kadar kolay ve hızlı bir şekilde duvara uygulanıyor. Temiz, kokusuz ve hızlı kuruyan özelliği sayesinde Lirefa birkaç saat içinde uygulanabiliyor.


26 Ağustos 2008 Salı

Gayrimenkulde barter: Ticari gayrimenkul satışında yeni devir başladı!

Yanlış yapılan yatırımlar, ekonomide meydana gelen olumsuz gelişmeler ve genellikle aile şirketi özelliğindeki küçük ölçekli firmaların çok ortaklı büyük firmaların sayısından fazla olması atıl kapasite ve yatırımları arttıran en önemli nedenlerin başında geliyor..

Sanayileşme çabasında bir ülke olmaya çalışan Türkiye’de bu durum ciddi sıkıntılara sebep oluyor. Atıl durumdaki fabrikalarını satamayan ve/veya bankalardan gerekli kredileri alamayan firmalar, bu yüzden girdikleri darboğazdan çıkamıyor. Şu anda Türkiye’de tekrar sanayi hayatına kazandırılabilecekleri gibi, farklı şekillerde de kullanılarak değerlendirilebilecek yüzlerce atıl durumda fabrika bulunuyor.
Türk Barter, firmaları bu sorundan kurtarmak için Türkiye’de ilk defa uygulanacak olan barter sistemi ile ticari gayrimenkul satışını gerçekleştiriyor. Barter sistemi ile, atıl durumdaki fabrikalar pazarlanarak tekrar sanayiye kazandırılıyor. Bu sistem ile firmalar, atıl durumdaki fabrikalarını satarak hem girmiş oldukları dar boğazdan çıkıyor, hem de yeni yatırım alanlarına yönelebiliyor. Atıl durumdaki fabrikaları alan firmalar ise, hem ceplerinden nakit çıkarmadan bu ticari gayrimenkulleri alıyorlar hem de bu fabrikaları tekrar işler duruma getirirken, barter sistemine olan borçlarını üretecekleri mal ve hizmetler ile de yapabiliyor.
Türk Barter’ın, Türkiye’de ilk defa barter sistemi ile gerçekleştireceği ticari gayrimenkuller arasında ayakkabı fabrikası, sebze– meyve paketleme ve soğuk hava tesisleri ve kuluçka fabrikası bulunuyor. Toplam değerleri 20 milyon YTL’yi bulan fabrikalar Malatya, Sakarya ve Yozgat illerinde bulunuyor.
Türk Barter Başkan Yardımcısı Ahmet Bayar konu ile ilgili olarak; “ Ülkemizde şu anda pek çok nedenden dolayı atıl durumda olan ve ölü yatırım haline gelen fabrika bulunmakta. Bu fabrikalar, değerlendirilemedikleri için her geçen gün daha da zarar ediyor. Bunun sonucunda da atıl durumdaki fabrikalarını elden çıkaramayan firmalar büyük bir darboğaza giriyor. Veriler bizlere, bu fabrikaların tekrar sanayi hayatına kazandırılmaları ve ya farklı yatırım alanlarında değerlendirilmeleri durumunda ekonomimizde canlanma yaşanacağını gösteriyor. Bizde Türk Barter olarak, her sektöre çözüm olduğumuz gibi bu konuda da firmaların çözüm ortaklığını yapıyoruz. Barter sistemi ile ticari gayrımenkullerin satışını gerçekleştirerek, hem firmaların üstündeki yükü alıyoruz, hem de başka firmalara farklı yatırım kanalları sunuyoruz. Barter sistemimiz ile ölü durumdaki bu yatırımların tekrar ülke ekonomisine kazandırılmasını sağlıyoruz. Bu yüzden atıl kapasitede ticari gayrımenkulü olan tüm firmaları bizimle işbirliği yapmaya çağırıyoruz ” dedi.

Kaynak: Ela Deneçli, www.1insaat.com text: 33765

25 Ağustos 2008 Pazartesi

2009 Yılında Uygulanacak İnşaat Maliyetleri Belirlendi

Maliye ile Bayındırlık ve İskan Bakanlıkları, 2009 yılında uygulanacak inşaat maliyetlerini belirledi.
Maliye ile Bayındırlık ve İskan Bakanlıklarının, 2009 yılında uygulanacak inşaat maliyetlerine ilişkin Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre; 2008 yılında metrekare başına 96,64 YTL olan basit mesken betonarme karkas ortalama inşaat bedeli, 2009 yılı için 115,96 YTL'ye çıkarıldı. Aynı kategoride lüks inşaat ortalama maliyeti ise 584,46 YTL'den 701,36 YTL'ye yükseltildi.
Betonarme karkas için fabrika ve imalathane binalarında basit inşaat ortalama maliyeti 97,73 YTL'den 104,77 YTL'ye, birinci sınıf inşaatta ise 365 YTL'den 391,28 YTL'ye yükseltildi.
Kaynak: Anka

24 Ağustos 2008 Pazar

SOYAK - Mavişehir

 
Betonsan İzmir'deki arsasını 9.1 trilyon liraya Soyak'a sattı
Betonsan İzmir-Karşıyaka-Şemikler mevkiinde bulunan arsasının satışına ilişkin düzenlediği ihalşeyle arsayı KDV hariç 9 trilyon 111 milyar lira bedelle Soyak Toplu Konut AŞ'ye sattı. Soyak, topğlam bedelin 1 trilyon 111 milyar liralık bölümünü peşin, kalanı 24 ay eşit taksitlerle ödeyecek.

Soyak, İzmir'de 4 bin konut yapacak
Soyak İnşaat, İzmir'de 4 bin konut yapmayı planlıyor. İzmir'e Soyak kalitesini getireceklerini belirten Soyak Toplu Konut AŞ Genel Müdür Yardımcısı Aybars Kızılsencer, İzmir projeleri ile 2005 yılında 5 bin 600 konut ve 550 milyon dolar ciro hedefine ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Crowne Plaza Oteli'nde düzenlenen toplantıda projelerini anlatan Kızılsencer, İstanbul'dan sonra ilk projelerini İzmir'de yapacaklarını belirtti. Kızılsencer, 2005 yılı yazında 4 bin konutun temellerini atmayı planladıklarını kaydetti. Mavişehir'de 200 bin metrekarelik alan üzerine Emlak Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı ile gelir paylaşımı sistemine dayanan bir sözleşme imzaladıklarını ifade eden Kızılsencer, "Yaz aylarında temelini atacağımız konutları 12-18 ay içinde teslim edeceğiz. İzmirliler'in 60 ay vadeli konut almalarını sağlayacağız. Şu anda proje aşamasındayız. Fiyatlandırma belirlenmedi" dedi. İzmir-Çanakkale yolu üzerindeki kendilerine ait alanda da 2 bin konut projeleri olduğunu anlatan Kızılsencer, iki projeyi aynı anda başlatacaklarını vurguladı. Konutların 1+1, 2+1, 3+1, ve 4+1 olarak yapılacağını dile getiren Kızılsencer, sadece konut satmayacaklarını, İzmirliler'e güzel bir çevre ve yaşam alanı sunacaklarını ifade etti.
 
Soyak internetten daire sattı
RADİKAL - İSTANBUL - (Çrş 22 Hzr 2005) Soyak, bu yıl 5 bin 600 konut satışı ve 550 milyon dolarlık satış hacmi hedefliyor. Soyak'ın ilk bölümü geçen yıl satışa sunulan Olympiakent projesinin 1.500 konutu kapsayan üçüncü aşaması bugün satışa çıkacak. Soyak Olympiakent'te 58-60 metrekare büyüklüğündeki dairelerin peşin satış fiyatı 79 bin 410 YTL'den başlıyor.
 
İstanbul'da Atatürk Olimpiyat Stadı yakınında gerçekleştirilen Olympiakent projesi, üçüncü aşama ile birlikte 3.500 konuta ulaşacak. Soyak Yapı Genel Müdürü Emre Çamlıbel, geçen yıl 2 bin 500 daire satışı ve 250 milyon dolarlık satış hacmi gerçekleştirdiklerini belirtti.

İzmir projesi hazır
Çamlıbel, bu yıl ise 5 bin 600 konut satışı ve 550 milyon dolarlık satış hacmi hedeflediklerini açıkladı. 2004 yılında bir günde 1.000 daire, bir hafta sonu da internet üzerinden 204 daire satarak dünyada bir ilki gerçekleştirdiklerini anlatan Çamlıbel,, sadece görsellere bakılarak gerçekleştirilen satışı markalarının başarısı olarak gördüklerini vurguladı. İstanbul dışında da genişleyeceklerini belirten Çamlıbel, İzmir Mavişehir'de 2 bin konutluk projesinin inşaatına ve satışına yazın başlamayı planladıklarını açıkladı.

23 Ağustos 2008 Cumartesi

Deprem İzmir’i de Tehdit Ediyor

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Uluğ, İzmir ve çevresindeki fay hatlarının büyük depremler üretebileceğini, İzmir’deki fay hatlarının yalnızca küçük depremler üretir düşüncesinin yanlış olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Uluğ, burada yaptığı konuşmada, İzmir ve çevresinin, Türkiye’nin 1. derece deprem kuşağında bulunduğunu ve bölgede 10’un üzerinde diri fayın yer aldığını söyledi.İzmir ve çevresinde tarih boyunca depremler meydana geldiğini ve pek çok medeniyetin bu depremler sonucu yok olduğunu hatırlatan Uluğ, diri faylardan herhangi birisinin orta büyüklükte bir deprem üretmesi halinde kentte büyük hasarlar oluşacağını bildirdi.İzmir’de 10’un üzerindeki diri fay hattının geçmişte de 7-7.5 civarında depremler ürettiğini belirten Uluğ, ’’Bu fayların kısa olduğu, bu nedenle daha sık ve küçük depremler üretebildikleri doğru değil. Unutmayalım ki geçmişte bir yerde bir deprem olmuşsa, gelecekte de o yerde yeni bir deprem olabilir’’ dedi.İzmir ve çevresinde Karaburun-Gülbahçe, Seferihisar ve Zeytindağ-Yuntdağı fay hatlarının çok aktif oluğuna işaret eden Uluğ, yeni oluşumlar üzerindeki sahil kesimlerinin yerleşim açısından daha riskli, dağlık kesimlerin ise daha güvenli olduğunu kaydetti.Uluğ, Karaburun fayının 7 ve üzerinde deprem yaratabileceğini söylerken, "Bu fay, Midilli Adası’nın güneyinden başlayarak Karaburun Yarımadası’nın doğu sahilleri boyunca güneye doğru devam ediyor. Daha sonra Sığacık açıklarında tekrar deniz içinde Sisam Adası’nın kuzeyine kadar uzanıyor. Depremin büyüklüğünün fay uzunluğuyla orantılanması doğru değil. Fakat Karaburun fayı, büyük yıkıcı bir etki yaratabilir” dedi...
Kaynak: HaberX.Com

22 Ağustos 2008 Cuma

Chelsea'nin sahibi Abramoviç Çeşme'de 17 milyon dolara arsa satın aldı

Dünyanın en zengin 16'ncı adamı olan Rus Roman Abramoviç, geçen ay teknesiyle geldiği İzmir'in Çeşme ilçesinde hayran kaldığı Çiftlikköy'deki Kum Beach'i satın aldı. Roman Abramoviç'in, 160 dönümden oluşan araziye 17 milyon dolar verdiği açıklandı.

DHA - İZMİR- Forbes Dergisi tarafından dünyanın en çok para harcayan zengini ilan edilen, Sunday Times Zenginler Listesi'nde ise İngiltere'nin en zengin adamı olarak açıklanan, dünyanın en zengin 16'ncı ve Rusya'nın birinci zengini konumundaki Roman Abramoviç, geçen ay teknesiyle geldiği İzmir'in Çeşme İlçesi'nde hayran kaldığı Çiftlikköy'deki Kum Beach'i satın aldı. Tur Site olarak bilinen 250 ortaklı Kum Beach'in 160 dönümden oluşan arazisini 17 milyon dolara Abramoviç'in satın aldığını açıklayan Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, geçen cuma günü tapu alım satım işlemlerinin tamamlandığını açıkladı.

Ev yapacak

Antalya Kundu Bölgesi'nde inşaatı devam eden beş yıldızlı bir oteli de satın alan Chelsea Futbol Kulübü'nün patronu Abramoviç'in, Çeşme Çiftliköy'de yeni sahibi olduğu Kum Beach'e ev yapacağını belirten Faik Tütüncüoğlu, şunları söyledi:

"Tapu işlemleri Roman Abramoviç'in sahibi olduğu şirket üzerine gerçekleşti. Turizm Bakanlığı tarafından Turizm Teşvik Yasası kapsamında yer alan Çeşme Çiftlikköy'de Abramoviç'in satın aldığı Kum Beach benzeri arazilerin, turizm tahsisine karşı Antalya Barosu'nun açtığı davada Danıştay 6'ncı Dairesi şubat ayı başında yürütmeyi durdurma kararı vermişti.

53 tahsis projesi tehlikede

Kararla birlikte Antalya, Çeşme ve Alaçatı'ndaki 53 tahsis projesi de tehlikeye girmişti. Turizm Bakanlığı, Danıştay'ın bu kararına itiraz etti. Danıştay, tahsisle ilgili hukuki düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bulduğu için ve iptali talebiyle de Anayasa Mahkemesi'ne intikal ettirdi. Anayasa Mahkemesi'nin kararına kadar Danıştay, konuyla ilgili esasa ilişkin karar almayacak. Anayasa Mahkemesi'nin karar vermesi için iki aylık süresi kaldı. Danıştay'ın da buna göre karar alması bekleniyor. Roman Abramoviç'in Çeşme'ye yatırım yapması oldukça sevindirici bir gelişmedir. Bir yıl içinde inşaata başlamak istediklerini belirtti." Dünyanın en zengin adamlarından biri olarak kabul edilen Roman Abramoviç geçen ay Grand Blue adlı süper lüks yatıyla Marmaris'ten İstanbul'a kadar yolculuk yapmıştı.

Ünlü işadamı bu gezi sırasında yatında görüntülenemezken özellikle Marmaris, Bodrum, Çeşme, Küçükkuyu, Erdek'de birer gün mola vermiş, amacının kendisine arazi beğenmek olduğu öne sürülmüştü. Bu gezinin hemen ardından Çeşme'deki satış bilgisinin ulaşması ünlü işadamının Türkiye'deki gayrimenkul yatırımları için harekete geçtiği yorumlarına neden oldu.

Dünyanın en zenginleri listesinde

Dünyanın en zenginleri listesinde yer alan Roman Abramoviç'in serveti inanılmaz boyutta. Şu anda dört yata sahip işadamının sipariş ettiği yatsa 160 metre boyuyla dünyanın en büyük yatı özelliğini taşıyor.

Yatların bakımı için yılda 23 milyon avro harcayan Abramoviç, 'The Bandit' adlı 30 kişilik yemek salonu, lavaboları altın kaplamalı mutfağı olan Boeing- 767 tipi jete de sahip. Bu değişikliklerle birlikte uçağın 300 milyon dolara mal olduğu belirtiliyor.

Ayrıca işadamanın bir Boeing 737 uçağıyla iki de helikopteri var. Başta Maybach limuzin olmak üzere hepsi zırhlı olan otomobil filosuna sahip olan Abramoviç, Londra'da, Eaton Meydanı'nda altı katlı bir evi 28 milyon sterline satın almıştı. Abramoviç'in İngiltere'nin batısındaki Sussex'te 450 dekarlık arazisi ve Moskova, Cote d'Azur, İspanya ve İsrail gibi ülkelerde çok sayıda mülkleri var. Abramoviç, 2005 yılında, Londra'da açık artırmayla satılan İtalya'nın Toskana bölgesinde bulunan,

850 gramlık trüf siyah mantarı 28 bin pounda satın almıştı.

Kaynak: Radikal - 11/09/2007

19 Ağustos 2008 Salı

ÇATILARDA BAHÇE KEYFİ

Gökdelenleriyle ünlü kent, New York'ta birkaç yıldan beri çatı katlarının terasları yemyeşil olmaya başladı. Tabii, bu kolay iş değil. Ama yeşil özlemiyle yanıp tutuşanlar, çatı katlarında bahçe keyfi yaşamak için uğraş veriyorlar.
Çatı katı teras bahçeleri artık bir sektör haline geldi. Bu işi yapan şirketler ise müşteri sıkıntısı çekmiyor. Peyzaj mühendisleri, botanik uzmanları, işte bu yüzden çok önemli hale geldi. New York'ta başlayan bu trend, Paris ve Tokyo'da da yükseliyor.





17 Ağustos 2008 Pazar

Gayrimenkul Alırken Dikkat Edilecek Hususlar

Arsa Alırken

Söz konusu arsanın imar durumunun uygunluğu, dikkat etmeniz gereken en önemli husus. Satıcının sözlü beyan değil, resmi imar durumu belgesini size göstermesi ya da bir fotokopisini vermesi gerekiyor. Tapu senedinde ada, pafta, parseli belirtilen arsanın size gösterilen arsaya tekabül edip etmediğini kontrol ettirmelisiniz. Arsanın bağlı bulunduğu tapu sicil müdürlüğüne giderek, tapu kütüğüne bakıp, arsanın satışı ile ilgili aleyhte şerh olup olmadığını da kontrol ettirmelisiniz. Alacağınız arsa hisseli arsa ise, alınan hissenin, hissedar olunan arsa üzerinde tespitini yapmak mümkün değildir. Parselasyonu yapılmışsa, kroki üzerinde noter tarafından tasdik edilmek suretiyle kime satıldığının belirlenmesi düşünülebilir. Arsa alırken yatırım düşünüldüğünden, uzman bir gayrimenkul profesyoneli ile çalışmakta çok büyük faydalar olacaktır. Aksi taktirde paranız boşa gidebilir.


Konut Alırken

Alınacak emlakın tapu kaydı mutlaka önceden kontrol edilmeli. Kat irtifakının kurulup kurulmadığına, iskanın, yani yapı kullanım izninin alınıp alınmadığına dikkat edin. Eğer alacağınız gayrimenkul inşa halinde ise müteahhidinin mali durumunu araştırın. Müteahhidin kat karşılığı yaptığı bir inşaattan gayrimenkul alıyorsanız, müteahhitle mukavele yaparak, yaptığınız mukaveleye bitirme tarihi ve kullanılacak malzemeleri tek tek yazarak, gerekli miktarda tazminatları ilave etmelisiniz. Alacağınız gayrimenkul kiracılı ise öncelikle kiracı ile yapılan kira kontratını incelemeniz, kiracıyla bizzat görüşmeniz ya da kiracı tahliye taahhüdü vermiş ise tahliye taahhüdündeki tarih ile kontrat tarihini karşılaştırmanız gerekir. Satış sonrası gelebilecek elektrik ve su gibi borçlardan kurtulmak için eski malikten, bu borçlardan onun sorumlu olduğuna dair imzalı bir belge alın. Tapu işlemi sırasında alacağınız emlağın değerini yeniden değerleme oranlarına göre hesaplayarak beyan etmelisiniz. Çünkü beyanınız eksikse ödenen alım satım harçları cezalı olarak size geri dönecektir.


Kooperatife Üye Olurken

Kooperatifin bölgesel bir üst birliğe üye olup olmadığına bakın. Çünkü bu sistemde gelişmiş bir denetim mekanizması bulunur. Kooperatif arsasının kooperatif adına tapulu ya da tahsis belgeli olup olmadığına bakmalısınız. Kooperatife ait arsanın imar durumunu inceleyin, imarı yoksa üye olmayın. Bir kooperatife üye olduktan sonra işlerin nasıl yürütüldüğünü takip etmek için yılda bir yapılan genel kurul toplantılarına düzenli olarak katılın. Kooperatif aidatlarını elden vermek yerine banka hesabına yatırın. Dekontları saklayın. Yönetimde bulunan kişilerin yakın evrelerine ucuz devir gibi yollarla çıkar sağlayabileceklerini düşünerek uyanık olmanızda da ayrıca fayda var.