28 Ağustos 2010 Cumartesi

İzmir, opera binasına kavuşuyor

Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 'Ulusal Mimari Proje Yarışması' sonuçlandı

İZMİR- İzmir'e uluslararası niteliklerde opera binası kazandırmak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Ulusal Mimari Proje Yarışması’ sonuçlandı. Jüri Başkanı mimar Doç. Dr. Celal Abdi Güzer, birincilik ödülü kazanan eseri “İzmir ile birlikte anılacak, İzmir'i temsil edecek bir yapı” olarak nitelendirdi.

Büyükşehir Belediyesi'nin kente opera binası kazandırmak için açılan ‘Ulusal Mimari Proje Yarışması’na katılan 177 eser arasından 12'si ikinci kademeye kaldı. 20 Ağustos'ta yeniden bir araya gelen jüri üyeleri, final niteliğindeki ikinci kademede 3 gün süren titiz incelemenin ardından 12 proje içinden ilk üçü belirledi. Diğer 9 eser ise mansiyon ödülü aldı. Buna göre yarışmada Yüksek Mimar Mehmet Kütükçüoğlu başkanlığındaki Yüksek Mimar Ertuğ Uçar, Mimar Mert Üçer ve Mimar Onur Akın'dan oluşan ekibin projesi birincilik ödülünü kazandı. İkincilik ödülünü Mimar Hakkı Can Özkan ve Mimar Dilek Topuz Derman'ın projesi, üçüncülük ödülünü ise Mimar Erhan Vural ve Mimar Ozan Soya'nın projesi kazandı. Yarışmada birinciye 50 bin TL, ikinciye 40 bin TL, üçüncüye 30 bin TL ve mansiyon alan 9 projeye de 20'şer bin TL ödül verilecek.

Yarışma Jürisi sonuçları, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu'nun da katıldığı bir toplantıda açıkladı. Yarışmaya yoğun bir ilgi olduğunu ve toplam 177 eser katıldığını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, “Siz projeyi seçtiniz, bizim önümüze koydunuz. Biz şimdi projeyi gerçekleştireceğiz. Bitirdiğimizde açılışta böyle bir eseri kentimize ve ülkemize kazandırmanın hazzını hep birlikte yaşayacağız” dedi.

Jüri Başkanı Mimar Doç. Dr. Celal Abdi Güzer ise jürinin ‘oy birliğiyle’ karar verdiğini ve bundan dolayı oldukça mutlu olduklarını dile getirdi. Güzer, “Opera binasının gerçekleşmesiyle birlikte İzmir'de bir jeneratör, bir odak, kendisiyle ve yakın çevresiyle birlikte kenti yükseltecek bir değer olarak ortaya çıkmasını arzu ediyoruz. Bu ve buna benzer yatırımların aynı biçimde, aynı anlayışla sürmesini ümit ediyoruz. Bu nedenle bu projeyi çok çok önemsiyoruz” dedi.

Başkanlığını Mimar Doç. Dr. Celal Abdi Güzer'in üstlendiği Juri, Mimar Doç. Dr. Haydar Karabey, Y. Mimar Emre Arolat, Y. Mimar Semra Uygur, Y. Mimar Erkut Şahinbaş, Mimar Yrd. Doç. Dr. Hikmet Gökmen, İnşaat Yüksek Mühendisi Muzaffer Tunçağ'dan oluştu, sanatçılar da danışmanlık yaptı.(dha)



Kaynak: Radikal - 23/08/2010

24 Ağustos 2010 Salı

Oto AVM'ye topraktan giren kazanacak

Apartman girişlerindeki oto galerilerini yasaklayan genelge, otomotiv alışveriş merkezi yatırımlarını hızlandırdı. İstanbul’da başlayan 4 projeden biri bitti, 3’ünün inşaatı sürüyor. Sırada Ankara ve Bursa var...

ALIŞVERİŞ merkezi (AVM) yatırımları aralıksız sürüyor. Türkiye’de şu anda 276 AVM hizmet veriyor. Bu sayının yıl sonuna kadar 300’e ulaşması bekleniyor.

Perakende sektörünün büyümesiyle birlikte art arda açılan alışveriş merkezlerinde bir süredir ihtisaslaşma çabası gözleniyor. Bu alanlardan biri de otomotiv...

Yatırımcıları otomotiv alışveriş merkezi kurmaya yönelten en önemli etken, başta İstanbul olmak üzere birçok şehirde halen apartman giriş katlarında bulunan oto galerilerinin taşınmasını zorunlu kılan düzenleme. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün 2008 yılında uygulamaya koyduğu genelgeye göre, 3 yıl içinde hiçbir apartman girişinde oto galerisi kalmayacak. İşte bu potansiyeli gören yatırımcılar, oto alışveriş merkezi kurmak için kolları sıvadı.

Halen Türkiye’de otomobil ve yedek parça satışı amacıyla kurulmuş 4 merkez faaliyet gösteriyor. Bunlardan ikisi İstanbul’da (Oto Center ve İSTOÇ Oto Market), biri Eskişehir (Oto Center), biri de İzmir’de (Otokent) bulunuyor. Gerek büyüklük gerekse sosyal alanlarıyla çok daha geniş ve kapsamlı olan yeni oto alışveriş merkezlerinin sayısı henüz çok fazla değil. Ancak birkaç yıl içinde bu alana ciddi yatırımların yapılacağını söylemek mümkün.

 
Kaynak: Özbey Men'in haberi/Para Dergisi - 13 Ağustos 2010 Cuma

Maliye'den 3 Milyona satılık otel

Maliye Bakanlığı, Antalya'nın Karpuzkaldıran mevkisindeki sosyal tesisini 3 milyon 10 bin 278 TL bedelle satışa çıkardı.

Antalya Defterdarlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Karpuzkaldıran Askeri Dinlenme ve Eğitim kampı karşısındaki Maliye Bakanlığı'na ait bin 707 metrekare arazideki 4 katlı, 47 yatak kapasiteli, 25 odalı Eğitim ve Dinlenme Tesisinin, 27 Ağustos Cuma günü 3 milyon 10 bin 278 TL tahmini bedel üzerinden kapalı teklif usulü ihale ile satışa çıkarıldığı bildirildi.

HAZİNE ARAZİLERİ DE SATILIK

Maliye Bakanlığı ayrıca, Antalya'da Hazineye ait atıl durumda bulunan hazine arazilerinden bazılarını da satışa çıkardı.

Antalya'nın yeni yerleşim alanı olarak gösterilen Döşemealtı ilçesi Yeşilbayır mahallesinde alışveriş merkezi yapmaya uygun, Hazineye ait 23 bin 344 metrekare büyüklüğündeki arsa, 6 milyon TL bedel üzerinden ihale ile satılacak. İhale, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45'nci maddesine açık teklif usulü ile gerçekleştirilecek. Arsanın, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Döşemealtı Belediyesi mücavir alan sınırları içinde kaldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise ticari alan olarak ayrıldığı, planda yüzde 60 emsal üzerinden 3 kata kadar inşaat izni olan arsaya, taşınmazın özelliklerine göre üzerinde büyük alışveriş merkezi, süpermarket, çarşı merkezi ve benzeri amaçlarda ticari faaliyet gösterilmesine uygun rasyonel yatırımlar yapılabileceği kaydedildi.

Kepez ilçesi Duraliler mahallesinde bulunan 2 bin 521 metrekare büyüklüğündeki Hazine arsası 1 milyon 660 bin Türk Lirası değer üzerinden satışa çıkarılacak. Hazine arazisi 1/1000 ölçekli uygulama imar planında Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı olarak ayrıldığı, ancak bu yere imar durumuna göre, akaryakıt ve benzin istasyonu, depo ve benzeri ünitelerin yapılabileceği bildirildi.

Ayrıca yine Duraliler mahallesinde konut alanı olarak ayrılan 914 metrekare büyüklüğündeki Hazine hissesi 520 bin TL TL satış bedeli üzerinden ihale ile satışa çıkarıldı.

ÇAY OCAĞI VE BÜFE KİRAYA VERİLECEK

Antalya Defterdarlığı Muratpaşa ilçesindeki Antalya Ağız ve Dış Sağlığı Baştabipliği bahçesinde bulunan 37,5 metrekare büyüklüğündeki büfe ve çay ocağını yıllık 10 bin TL bedel üzerinden 5 yıl süre ile kiraya verecek.

Defterdarlık ayrıca, Haşim İşcan Mahallesinde Atatürk Caddesi Uçar İş hanında bulunan 115 ve 116 nolu 2 adet bağımsız bölümü de mesken olarak kullanılmak üzere yıllık toplam her biri 6 bin 600 TL olmak üzere 5 yıl süre ile ihaleyle kiraya verecek.

Bu ihaleler de 27 Ağustos Cuma günü yapılacak.

 
Kaynak:  http://www.patronlardunyasi.com/haber/Maliye-den-3-Milyona-satilik-otel/89397   -  17 Ağustos 2010 Salı 13:51

LNG pazarı yabancıları da cezbediyor

Çok sayıda yerli şirket lisans alıp hazırlık yaparken, uluslararası devler de bu alana göz dikti. Örneğin, Fransa’nın ulusal gaz şirketi Gaz de France (GDF), 20 Temmuz’da Türkiye’de bir şirket kurdu.

“GDF Suez Tabii Gaz Tedariki A.Ş.” unvanlı şirketin kurucuları arasında Sezer Türktan, Jean Pierre Roncato, Dominique Dumesnil ve Laurent Andre Renat da bulunuyor.

Merkezi İstanbul’da olan şirketin kuruluş amacı şöyle belirtiliyor: EPDK’dan izin alınması şartıyla, başta LNG olmak üzere her türlü doğalgaz ticareti, özellikle doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz alım satımı, ithalat ve ihracatı ve diğer doğalgaz şirketlerine ortak olunması...


Kaynak: Para - 19 Ağustos 2010 Perşembe

22 Ağustos 2010 Pazar

Yabancıların yüzde 94'ü İzmir'i tanımıyor

İzmir Kentsel Pazarlama Stratejik Planı kapsamında yapılan anketin sonuçlarına göre yabancılar şehrimizi pek tanımasa da, plan ile 2013 yılına kadar İzmir'in bilinirliğinin artırılması hedefleniyor

İzmir Kentsel Pazarlama Stratejik Planı'nı oluşturma çalışmaları başladı. Yapılan anket çalışmasında Türkiye'yi ziyaret eden yabancıların yüzde 94'ünün İzmir hakkında herhangi bir bilgisi olmadığı için kente gelmediği ortaya çıktı.

İzmir Kentsel Pazarlama Stratejik Planı'nın hazırlanması için İzmir Kalkınma Ajansı'nın (İZKA) Şubat ayında açtığı ihaleyi kazanan Art Grup önderliğindeki Wolff Olins Kita Tasarım Reklam ve Danışmanlık Hizmetleri, American World Services ve TNS araştırma şirketinin bulunduğu konsorsiyum çalışmalarına başladı. 2013 yılına kadar kısa vadede ve 2017 yılına kadar orta vadede İzmir'in cazibe merkezi haline getirilmesinin hedeflendiği planda, İzmir kent bilinirliğinin artmasını sağlamak, kent ile farklılaşmak, küresel rekabette yer almak, yatırımcı, ziyaretçi, müşteri, tüketici ve diğer ülkelerin gözünde ön sıralara gelmek hedefleniyor.

Araştırma sonucunda neler çıktı?

- İzmirliler, İzmir'de yaşamaktan çok memnun:

Bugüne kadar New York, Londra 2012 Olimpiyatları gibi önemli markalaşma çalışmalarına imza atan Wolff Olins'in de içinde bulunduğu konsorsiyum, projenin ilk aşamasını TNS araştırma firması önderliğinde gerçekleştirdi. Araştırmalar dahilinde İzmir ve ilçelerinde yaşayanlar ve İzmir'in önde gelenlerinden oluşan 600 kişi ile Türkiye genelinde 17 şehirde 2 bin kişi ve 10 ülkede 700 yabancının görüşleri alındı. Araştırma sonucunda İzmirliler'in yüzde 83'ü İzmir'de yaşamaktan çok memnun olduklarını söyledi. Fikir liderlerinin yüzde 72'si, İzmir'de yaşıyor olmayı dilediklerini ifade etti.

- İzmir doğru tanıtılmalı:

Bu sene Türkiye'yi ziyaret etmiş olan yabancılara İzmir'i neden tercih etmedikleri sorulduğunda, bu kişilerin yüzde 94'ü İzmir hakkında herhangi bir bilgisi olmadığı için gelmediğini belirtti. Bu sonucun, kentin doğru tanıtılmasının önemini açıkça ortaya koyduğu belirtildi. Diğer yandan, İzmir'i tercih edenlerin yüzde 81'inin memnun ayrıldığı, yüzde 84'ünün ise İzmir ve yöresine ikinci gelişleri olduğu ifade edildi.

- İzmirliler sahip çıkarsa, kent marka olur:

Araştırma sürecinin ardından İzmir şehrinin tanıtımının altyapısını oluşturacak projenin ikici aşaması olan 'Marka Konumlandırma' aşaması başlatıldı. Konsorsiyum İzmir'in güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek üzere çalışmalarını sürdürürken, konumlandırma aşaması paralelinde pilot beyin fırtınası çalışması da İZKA uzmanları ile yapıldı. Bugüne kadar İKSEV, TAV, EGİAD, İzmir Reklamcılar Derneği, TARİŞ, İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Destinasyon İzmir, İzAir, Hilton, Özsüt, Logo Travel, TÜRSAB gibi birçok kurum ve kuruluşun ilgili temsilcileri, İzmir ile ilgili değerli fikirlerini paylaşarak Stratejik Plan'ın hazırlanmasına katkı sağladı. Şu ana kadar yapılan sohbet toplantılarında yaklaşık 25 kişinin fikirleri alındı. Katılımcılardan gelen cevaplara göre, "İzmir dünyada ilkleri yaratmalı ve ilkleri tanıtmalı" fikri, toplantıların ana özeti olarak ortaya çıktı.


Kaynak: Yeni Asır - 19.08.2010, Perşembe

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Kâbe manzaralı rezidans GALERİ

Fiyatlar 600 bin dolardan başlıyor...

MEKKE’de Müslümanlarca dünya üzerindeki en kutsal mekân olan Kâbe’nin bahçesine bitişik yapılan 41 katlı “Hajar Tower”daki rezidanslar, Türkiye’de satışa sunuldu. Pilot bölge olarak da Başakşehir seçildi.

KİRA GELİRİ VAR

Mövenpick Otel’in işlettiği tek oda ve banyodan oluşan rezidansların Kâbemanzaralı olanlarının satış fiyatı 600 bin dolar. Arka tarafta yer alanmanzarasız odalar ise 400 bin dolardan alıcı bekliyor. Her katta 10 adet bulunan ve iki oda ile banyodan oluşan en lüks rezidanslar ise 1milyon 100 bin dolar. Türkiye’den günde 10-15 kişinin rezidanslar için telefonla bilgi aldığını belirten satış sorumlusu NazımKaya, şunları söyledi: “Kâbe’nin tamkarşısında, Ortadoğu’nun en büyük projelerinden biri olan El-Beyt Kuleleri var. 7 kuleden oluşan projeden biri de, Kuveytli Ayan Şirketler Grubu’nun sahibi olduğu Hajar Tower. Bu rezidanslara sahip olanlar, 15 günlüğüne umreye ya da hacca gittiğinde bu odalarda kalıyor. Diğer günlerde de otel tarafından işletilen rezidansın kira gelirinden yararlanıyor. Rezidansın günlük kira geliri ortalama 223 dolar. Otel işletme ücretini kestikten sonra kira gelirini rezidansın sahibine veriyor. Bu rezidanslara sahip olanlar, aslında ödedikleri parayı 8 yılda çıkartmış oluyor.”

HAJAR TOWER KÜNYESİ
Dev kule, 41 katlı
10 katı, tren istasyonu, otopark ve alışveriş merkezi
6 katlı alışveriş merkezinde 600 dükkân var
4 katlı otopark 1400 araç kapasiteli
Diğer 31 katta 1271 rezidans (Her katta 41 adet)
Her rezidans 33 metrekare

HAJAR TOWER'DAN GÖRÜNTÜLER... TIKLAYIN


Kaynak: Özlem YILMAZ/ GAZETE HABERTURK, 18 Ağustos 2010 Çarşamba

Liman ihalesine 7 yıl sonra iptal

Kuşadası Limanı'nın 30 yıllığına özelleştirilmesini içeren karar, düşük değer belirlenmesi ve yetki aşımı gerekçesiyle mahkeme kararıyla iptal edildi.

Aydın 1. İdare Mahkemesi, Kuşadası Limanı'nın 2003'te gerçekleştirilen özelleştirme ihalesini iptal etti.

Kuşadası Limanı'nın 30 yıllığına özelleştirilmesini içeren Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) kararı, düşük değer belirlenmesi ve Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) yetki aşımı gerekçesiyle Aydın 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.

Dolgu Yapıldı

Türkiye Denizcilik İşletmelerine ait Kuşadası Limanı, 28 Nisan 2003 tarihinde ÖİB tarafından 30 yıllığına ihaleye çıkarılmış, alt sınır 31 milyon 674 milyon dolar belirlenmişti. İhaleye katılan 3 firmadan Kuşadası'nda kurulu çok ortaklı Limaş A.Ş. 36 milyon lirayla en yüksek fiyatı vermiş, İsrailli işadamı Sami Ofer'in oğlu Eyal Ofer'in sahibi olduğu Royal Caribbean Cruise, Avrasya Yatırım ve Ege Ticaret'ten oluşan konsorsiyum 27 milyon, Akfen de 24 milyon lira önermişti. İhaleyi 35,5 milyon dolara kazanan Limaş A.Ş.'nin süresinde parayı yatıramaması üzerine ek süre talebinde bulunmuş, ancak bu teklif ÖİB tarafından kabul edilmemişti. İhale, 27 milyon dolarlık teklifiyle 30 yıllığına ikinci sıradaki konsorsiyuma verilmişti.

Ege Ports, limanı almasının ardından sözleşmede bulunmamasına rağmen liman sahası içerisinde denize dolgu yaparak işyerleri inşa etmiş, limanın özelleştirme süreci ve inşaatlar nedeniyle Kuşadası esnafı kepenk kapatıp, eylem yapmıştı. Ardından hem özelleştirme ihalesinin iptali hem de liman içerisindeki inşaatların kaçak olduğu gerekçesiyle davalar açılmış, Danıştay liman içerisinde işyeri inşaatlarının kaçak olduğuna karar vererek, imar planını iptal etmişti.

LİMAŞ Kazandı

Aydın 1'inci İdare Mahkemesi, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 30.04.2003 gün ve 2003/17 sayılı kararıyla, Kuşadası Limanı'nın işletme hakkının 30 yıllık süreyle, ihale edilmesi işlemini hukuka aykırı buldu. Dönemin Belediye Meclis Üyesi ve liman ihalesinde en yüksek teklifi veren LİMAŞ şirketinin de ortağı olan Avukat Nilgün Öğünçlü'nün açtığı davayı inceleyen Aydın 1. İdare Mahkemesi, karar verdi. İdare Mahkemesi, özelleştirme ihalesinin özelleştirmeye ilişkin kararında yer almayan 'İhalede en yüksek teklifi veren şirket yükümlülüklerini yerine getirmediği veya sözleşme imzalamaktan imtina ettiği takdirde, ihalenin en yüksek teklifi veren 2'nci şirkete verilmesi' uygulamasını hukuka aykırı buldu. Karar, ihaleyi kazanan İsrailli işadamı Sami Ofer'in oğlu Eyal Ofer'in sahibi olduğu Royal Caribbean Cruise, Avrasya Yatırım ve Ege Ticaret'ten oluşan Ege Ports konsorsiyumu, davayı açan Limaş A.Ş. ve Özelleştirme Yüksek Kurulu'na tebliğ edildi.

Özelleştirme sürecinin hukuk dışı gerçekleştiğini ve bu nedenle dava açtığını belirten Avukat Nilgün Öğünçlü, "Açtığım dava sonunda haklı olduğum ortaya çıktı ve özelleştirme kararı iptal edildi. Böylece, ülkemizin iyi gelir getiren bir limanının değerinin çok altında özelleştirilmesi önlendi" diye konuştu.


Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail/id/57484

13 Ağustos 2010 Cuma

İZMİR EXPO 2020’YE ADAY OLACAK

(A.A) – İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde kurulan ve kentin önde gelen kurum ve kuruluşlarından temsilcileri bir araya getiren İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulunun son toplantısında, İzmir’in EXPO 2020 adaylığı konusunda görüş birliğine varıldı.

Tarihi Havagazı Fabrikası’nda basına kapalı yapılan toplantı sonrasında açıklamada bulunan Kurul Başkanı Tufan Ünal, adaylık konusunda kurul üyelerinin tam mutabakat sağladığını, alınan karar doğrultusunda Ankara’ya iletilmek üzere bir deklarasyon hazırlanacağını belirtti.

Ünal, şunları söyledi:

‘‘Prosedür için çok önemli olan zamanlamayı yakından takip ederek hareket edeceğiz. Bu ülkede gündem her zaman hareketli ve heyecanlı. Bunun zamanı, EXPO’nun zamanına ve muhataplarına bağlı. İzmir’in adaylığı konusunda, kurulda ‘hayır’ diyen kimse yok. Tüm üyelerin tam desteği ve tamamlanması için çok büyük arzusu var. 2015 ve 2020 meselesini de bir kenara bıraktık çünkü 2015 başka bir ülke tarafından yapılacak. Birtakım pürüzler çıktı ama mutlaka kotaracaklar. 2015 eğer başarısız bir organizasyon olursa bize olan beklentiyi ve şansımızı da artırır.

Bundan sonra yapılacak şey, Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından (İzmir’e destek veriyoruz, bizim adayımız sizsiniz) sözcüklerini somutlaştırıp, bu desteği kolumuzun altına alıp yola çıkmak. İzmir’in hükümet desteğini alması lazım.’‘

Ankara’nın EXPO 2020 için gündeme gelen adaylığı hakkında da değerlendirme yapan Ünal, ‘‘EXPO, tüm dünyada Ankara gibi değil, İzmir gibi kentlerde yapılır. Bizim konum olarak avantajımız çok büyük. Bu konuda bir endişemiz yok. Ayrıca, 2010 EXPO’nun teması sağlık olarak belirlenmişti. Bu toplantıda tema konusu hiç ele alınmadı, bambaşka bir şey de olabilir’‘ dedi.

Ünal, İnciraltı ve Yeni Kent Merkezi projelerinin bir an önce tamamlanmasının EXPO adaylığı için önemli olduğunu, ayrıca İzmir’in tanıtımıyla ilgili İZKA’nın bir film çekilmesi yönünde ihaleye çıkmasının da sevindirici olduğunu sözlerine ekledi.

 
Kaynak: AA, 12/08 23:04 CET - http://tr.euronews.net/ajans/417459-zmr-expo-2020ye-aday-olacak/

Bankaların el koyduğu mallar son bir yılda yüzde 20 arttı

Bankalar son 1 yılda el koydukları malları yüzde 20 artırdı. El konulan gayrimenkul değerleri artarken, gayrimenkullerin satış değerlerinin azalması dikkat çekti. Malı haczedilen kişiler çift yönlü zarar etti.

Ankara- Ekonomik kriz Türkiye'yi sarsmaya devam ediyor. Bankalar son 1 yılda el koydukları malları yüzde 20 artırdı. El konulan gayrimenkul değerleri artarken, gayrimenkullerin satış değerlerinin azalması dikkat çekti. Malı haczedilen kişiler çift yönlü zarar etti. 2009 Mayıs'ında toplam 2 bin 744 olan hacizli gayrimenkul sayısı 2010 yılının Mayıs ayında 3 bin 285'e ulaştı.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) "Bankanızdan Satılık Fabrika- Mayıs 2010" başlıklı raporuna göre, gayrimenkullerin muhammen satış bedeli ise 627 milyon TL'den 510 milyon TL'ye indi. Son bir yılda en dikkat çekici gelişme el konulan fabrika sayısının 51'den 77'ye yükselmesi oldu. El konulan fabrikaların muhammen bedeli de 201 milyon TL olarak hesaplandı. El konulan büyüklü küçüklü işyeri sayısı 228, dükkan sayısı da 331 oldu. Geçen yıl işyeri hacizlerinin sayısı 654 olarak kayıtlara geçti. Bu yıl işyeri haczinin düşüş göstermesinin nedeni ne diye bakıldığında birçok işyeri haczinin bankalarda mesken olarak gösterildiği gözlendi. Hacizli gayrimenkullerde işyeri haczi en çok İstanbul, Ankara ve İzmir'de gözlenirken hacizli fabrikalarda Gaziantep, Samsun ve İzmir başı çekti.

402 adet arsaya el konuldu

İSMMMO'nun bankaların internet sitelerinde ilan ettikleri satılık gayrimenkullerden yola çıkarak hazırladığı rapora göre, işyeri ve fabrika hacizlerinin yanı sıra 402 adet arsa, bin 569 adet villa ve daire tipi konut, 77 adet bina ve 452 adet tarlaya da el konulduğu gözlendi. Bu gayrimenkullerle ilgili alıcıların da dikkat etmesi gereken noktalar var.

"Ekonomik kriz yurttaşı çift taraflı zarara uğrattı"

İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, verilere ilişkin değerlendirmesinde, ekonomik krizin yurttaşı çift taraflı zarara uğrattığını kaydetti. Özellikle fabrika, işyeri ve tarla hacizleri ile ekonomiye ciddi zararlar verildiğine dikkat çeken Arıkan, banka hacizlerinde Türkiye'nin ekonomik nabzının durduğunu gördüklerini ifade etti. Bugün sanayiciye, esnafa ve çiftçiye yapılan hacizler toplumun her kesiminin hacze uğratıldığını gösterdiğini belirten Arıkan şu noktala dikkat çekti:

"Kapısına kilit vurulan fabrikanın işçileri ve o fabrikanın çevresindeki küçük esnaf bu hacizden doğrudan etkileniyor. Yine tarlasını ekmek için bankaların kapısını çalan çiftçinin de banka hacizleri ile köşeye sıkışması kabullenilir bir durum değil. Üstelik ekonomik kriz ile birlikte mallarının değerinin düşmesi de ekonomik dar boğaz içinde olan sanayici, esnaf ve çiftçiye ikinci bir darbe. Haczedilen mallar bir önceki yıla göre en az yüzde 15 değer yitirmiş durumda. Yani haciz kıskacına takılan kişiler mallarının değer kaybından dolayı da zararı büyük."

77 fabrika yeni sahibini arıyor

Son bir yılda en dikkat çekici el konma işlemi fabrika olarak izleniyor. En fazla fabrikaya el koyan bankanın Halk Bankası olduğu belirlendi. Halk Bankası'nın geçen yıl 9 olan fabrika hacizlerini bu yıl 28'e çıkardığı tespit edildi. Halk Bankası'nı 27 fabrikaya el koyan İş Bankası takip ediyor. Vakıfbank 11, Ziraat 1, Denizbank 1, Bank Asya 4, Türkiye Finans 2, Albaraka 2 ve Kuveyt Türk'ün elinde 1 adet hacizli fabrika olmak üzere toplam 77 fabrika yeni sahibini bekliyor. Tekstil fabrikalarının ağırlıklı olduğu hacizli işlemlerde, un fabrikaları, yağ fabrikaları, çuval fabrikaları, halı fabrikaları, boya fabrikaları, ayakkabı fabrikası, beyaz eşya yan sanayi fabrikası ile otomobil yan sanayi fabrikaları da bulunuyor. Fabrikaların toplam muhammen bedeli ise 201 milyon 179 bin TL olarak görünüyor. Bir önceki yıl ise 51 bankanın muhammen bedellerinin toplamının 235 milyon TL olduğu gözlendi.

Bankalar da ellerindeki malı satamıyor

Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında bankaların ellerinde bulunan gayrimenkullerin çoğunun satılamadığı dikkat çekti. Bankaların 2010 yılı satılık gayrimenkul listesinde yer alan birçok gayrimenkul geçen yıl da bankaların listesinde yer aldığı belirlendi. Bankaların ellerindeki gayrimenkullerin fiyatlarını düşürmelerine rağmen ekonomik kriz nedeniyle yeni alıcı bulamadığı, üstelik ellerindeki gayrimenkulü satamayan bankaların yeni gayrimenkulleri de bünyesine kattığı tespit edildi.

Düğün salonu, tavuk çiftliği, balık restoranı da satılık

Bankaların hacizli işyerleri arasında İstanbul'da bulunan balık restoranı en dikkat çekici haciz olarak kendini gösterdi. Denizbank tarafından haciz edilen balık restoranının muhammen satış bedelinin 2 milyon 600 bin TL olduğu belirlendi. Ancak büyük işyeri hacizlerinin fabrika ve balık restorandı ile sınırlı olmadığı dikkat çekti. Satılık işyerleri arasında 1 adet düğün salonu, 1 adet pansiyon, 1 adet süpermarket, 27 adet petrol ofisi, ve imalathane, 3 adet tavuk çiftliği, 5 adet besihane ve 2 adet oto galeri de yer alıyor. Küçük işyerleri ve dükkanlar ile birlikte ise hacizli işyeri sayısı 601'e ulaşıyor.

Toplam 2 bin 639 kişinin malına el kondu

Bankalardan ağzı yanan bir diğer kesim ise bireysel kredi müşterisi oldu. Son bir yılda kredi çekip kredisini ödeyemeyen bireysel müşteriler ev, bina ve arsasından oldu. Bina hacizlerinde 53 hacizle Halk Bankası başı çekerken, oturma amaçlı olarak ev alan ve İş Bankası'ndan kredi kullanan 522 kişi hacizle karşı karşıya geldi. Kuveyt Türk'te kredi kullandırdığı 210 kişinin evine kredi borçlarını ödemedikleri için el koydu. Böylece bina, mesken, tarla ve boş arazi ve 124 diğer mallar olmak üzere toplam 2 bin 639 kişinin malına el konmuş oldu.

 
Kaynak: Cumhuriyet - 8 Ağustos 2010
Kaynak: http://www.burokrathaber.com/detay/bankalarin_problemi_400_milyonluk_hacizli_mal-3518 (15.12.2009 )

12 Ağustos 2010 Perşembe

Tapu işlemlerinde SMS devri

Mersin Tapu Sicil Müdürlüğünce, tapu işlemleri olan vatandaşların zaman kaybını önlemak amacıyla ''sms'' uygulaması başlatıldı.
 
Tapu Kadastro 12. Bölge Müdürü Burhan Göksu, vatandaşlara daha etkin, süratli, şeffaf ve çağdaş hizmet verebilmek için yeni arayışlar içerisinde olduklarını söyledi.
 
İşlemleri hızlandırmak izin ön kayıt bürosu oluşturduklarını belirten Göksu, "Herhangi bir işlem için tapu müdürlüğüne başvuran bir vatandaş sıra matikten almış olduğu sırayla başvurusunu yaptıktan sonra, artık hiçbir şey yapmasına gerek kalmayacak. Şöyle ki, vatandaşlarımız, başvurusunu yaptıktan sonra başvurular görevli personellerce ilgili müdürlüklere iletiliyor. Başvuruyu alan müdürlüğün ilgili personeli, başvuruyu alır almaz, vatandaşımızın cep telefonlarına işlemin başladığına dair, harç dekontlarının hazır olduğuna ve imza aşamasına gelindiğine dair kademeli olarak sms yolluyor. Böylelikle, vatandaş, kurumda beklemek yerine diğer işlerini rahatlıkla zaman kaybı yaşamadan gerçekleştiriyor. Tüm işlemlerini yapan vatandaş, gelip harcını yatırıyor ve evraklarını alıp gidiyor." dedi.


Kaynak: ZAMAN Online - 10 Ağustos 2010, Salı

10 Ağustos 2010 Salı

Çeşme imar planına onay verildi

ÇEŞME'de dört yıldır yatırımları engelleyen Çevre Düzeni Revizyon Planı İl Genel Meclisi'nde kabul edildi. Yasal süreç sorunsuz şekilde ilerlerse, bir yıl içinde Çeşme'de yüksek katlı binalar ve lüks oteller inşa edilebilecek

Çeşme'de SİT derecelerinin değiştirilmesi üzerine hazırlanan 1/25 bin ölçekli çevre düzeni revizyon planı, 4 yıl 2 aylık bir bekleyişin ardından İl Genel Meclisi'nde onaylandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde, kelime yanlışlarının düzeltilmesi şartıyla kabul edilen plan, mecliste de oybirliği ile yürürlüğe sokuldu. Plan, 10 gün içerisinde Çeşme Belediyesi'ne gönderilecek. Belediye gerekli yasal süre içinde binlik ve beş binlik planları düzenleyecek ve Çeşme'de yatırımların önü açılmış olacak. İmar revizyon planlarının düzenlenmesini dört gözle bekleyen yatırımcıların, bir yıl içinde, projeler için temel atmaya başlayabileceği belirtildi.

YATIRIM İÇİN UMUT IŞIĞI
İl Genel Meclisi'nin CHP'li Çeşme Üyesi Hakkı Pamukçu, teknik olarak altı ayda onaylanması beklenen planların 4 yıl 2 ay gibi uzun bir süreçte ancak yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Böylesi bir imar değişikliğinin ‘Angola Cumhuriyeti'nde' bile olamayacağını savunan Pamukçu, yatırımın önünü açmak için var güçleri ile çalışacaklarını söyledi.

Çeşme Belediyesi'nin 2006 Haziran ayında 1/25 bin ölçekli Çevre Düzeni Revizyon Planı'nı İl Özel İdaresi İmar ve Yapı İşleri Daire Başkanlığı'na gönderdiğini belirten Hakkı Pamukçu, planın 3 yıl boyunca bir türlü İl Genel Meclisi gündemine gelmediğini söyledi. Planların Çınarlı'daki İmar ve Yapı İşleri Daire Başkanlığı binasından Kemeraltı'ndaki İl Genel Meclisi'ne ulaştırılamamasını eleştiren Pamukçu, “Planlar 2006 sonunda onaylanabilirdi. Ama yatırımcının evdeki hesabı çarşıya uymadı. Planlar, 3 yıl boyunca Çınarlı'dan Kemeraltı'na gelemedi. Çeşme Belediye Başkanı halka ve yatırımcılara mahcup oldu. Dönemin İl Genel Meclisi üyeleri de planlar meclis gündemine gelemediği için bir şey yapamadı. Ancak 2009 yerel seçimlerde bizler göreve geldikten sonra yaptığımız 1.5 yıllık çalışma sonunda bu günlere geldik. Sonunda planlar 4 yıllık 2 ay bekleyişin ardından yürürlüğe girdi. Emeği geçenlere teşekkürler” diye konuştu.

HEM ZAMAN KAYBETTİK HEM PARA
Pamukçu, imar revizyon planlarının geç onaylanmasının vakit ve nakit kaybına neden olduğunu belirterek “Pek çok yatırımcı yılgınlığa düşerek ilçeyi terk etti. Planların bundan sonra da engellenmeye çalışılacağını duyuyorum. Çeşme'nin imar planlarını engellemek gaflettir ve ilçe halkına ihanettir” dedi. Pamukçu, bundan sonraki aşamada 1/25 bin ölçekli planların Çeşme Belediyesi'ne gönderileceğini, Çeşme Belediyesi'nin ise 1/5 bin ve 1/1000 ölçekli imar planları yaparak yapılaşmayı sağlayacağını kaydetti.

TÜTÜNCÜOĞLU: “YATIRIMIN ÖNÜ AÇILDI”
Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu da İl Genel Meclisi'nde kabul edilen planlar ile Çeşme'de yatırımların önünün açılacağına dikkat çekti. Tütüncüoğlu, “Bu gecikme olmamalıydı. Böyle olunca Çeşme'de yatırımlar durdu. Bundan sonra yatırımların yapılmasını diliyoruz. Basit bir revizyon planıydı. Hemen geçmesi gereken plandı. Ancak politikaya kurban giderek bu günlere geldik. Zararlı çıkan Çeşme oldu. Bu zarar yatırımların gecikmesi olarak karşımıza çıktı” ifadelerini kullandı.

‘EXPO'YA ADAY OLALIM'
İl Genel Meclisi'nde ayrıca, İzmir'in EXPO 2020'ye aday gösterilmesi konusunda temenni kararı alındı. Oybirliğiyle alınan temenni kararının Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve TBMM'de grubu bulunan siyasi partilere gönderileceği kaydedildi.


Kaynak: Milliyet.com.tr, Can ÖZLÜ/DHA, 04 Ağustos 2010

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Geleceği en parlak iş

Bir kaç yıl içinde yatırımcısına kazandırıyor. Bölge bölge yatırım yapılabilecek alanlar..

Başta meyve suyu üretimi olmak üzere sanayide kullanılacak meyve bulmak zorlaşıyor. Bunu görün sanayici bizzat meyve bahçesi kurmaya başladı. Özellikle şeftali, vişne, kayısı ve sanayilik portakal dikimi tavsiye ediliyor...

TÜRKİYE, meyvecilikte dünyanın en şanslı ülkelerinden biri. Çünkü dört mevsimi de hakkıyla yaşıyor ve hemen her bölgesinde her çeşit meyve üretilebiliyor. Kiraz ve kayısıda dünya birincisi, şeftalide ise en büyük üreticiler arasındayız. Çilekte atağa kalktık ve dünya liderliğini zorluyoruz. Narenciyede de dünyanın önde gelen üreticilerinden biriyiz...

Evet, Türkiye’de meyvecilik her geçen gün gelişiyor. 2000’den bu yana yıllık meyve üretimimiz yüzde 20.7 büyüdü. Tarım Bakanlığı verilerine göre, 2000’lerin başında ortalama 13.5 milyon ton olan yıllık üretim 16.3 milyon tona yükseldi...

Türkiye’de üretilen meyvenin büyük kısmı sofrada tüketiliyor. Yaklaşık 1 milyon tonu ise işlenip meyve suyu haline getiriliyor. 16 milyon ton meyvenin üretildiği Türkiye’de meyve suyu üreticileri bu 1 milyon tonu bile bulmakta zorlanıyor. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle sanayiye dönük meyve üretimi yok denecek kadar. İkincisi, sanayici çok düşük maliyetle meyve temin etmek istediği için iyi fiyat vermiyor. Bu iki etken bir araya gelince de sıkıntılı bir süreç başlıyor. İthalatla meyve suyu üretmeye çalışılıyor.

İşte tam da bu noktada meyvecilikte yeni bir fırsat doğuyor: Sanayi tipi meyvecilik. Meyve suyu sanayisine dönük bahçe kuranların bu yatırımdan kazançlı çıkacakları görülüyor. Sanayi tipi meyvecilikte ciddi fırsatlar var.

Türkiye’de halen yılda 850 milyon litre meyve suyu tüketiliyor. Meyve suyunda ilk sırayı şeftali alıyor. Onu vişne, kayısı, elma ve nar takip ediyor. İşin uzmanları ve meyve suyu sanayicileri, sanayi için meyve bahçeciliğine girecek yatırımcılara özellikle bu 5 meyveye yatırım yapmalarını öneriyor.


Meyve suyu sektörü 1.4 milyar TL yıllık büyüklüğe ulaştı. Halen 40 bin kişinin çalıştığı sektörde 35 büyük üretici etkin. Yılda 800 milyon litre meyve suyu üretiliyor. Ancak Türkiye’nin kişi başına tüketimi 11 litreyle Avrupa ve ABD’nin çok altında. Bu rakam Avrupa’da 25, ABD’de 35 litre. Kısacası alınacak daha çok uzun yol var.
 
Yazının tamamı için tıklayın
 
 
Kaynak: TÜGEM 06 Ağustos 2010 Cuma 15:11

1 Ağustos 2010 Pazar

İzmir'e yatırıma devam

Kemeraltı Çarşısı'nda başlayan iş yaşamında zirveye çıkan ve yıllardır Forbes Dergisi'nin araştırmasında 3 milyar doları aşan servetiyle Türkiye'nin en zengini seçilen, dünyanın da sayılı zenginleri arasında yer alan FİBA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, İzmir'e yatırım müjdeleri verdi. Eylül ve Ekim aylarında Mavişehir bölgesinde yaklaşık 500 konuttan oluşacak projelerine bir ortak ile başlayacaklarını dile getiren Özyeğin, şu bilgileri verdi: "Bergama'da da rüzgar enerji santrali kuracağız. Marks & Spenser ve GAP mağazaları ile ilgili de yatırımlar devam edecek. Özyeğin Üniversitesi'nin bir parçasını İzmir'de kurmayı planlıyoruz. Geçmişte de İzmirli işadamları ile birlikte liman ihalesini girmiştim. Ama gerçekleşmedi. Enda Enerji Holding'e de ortağım. Doğduğum ve çocukluğumun geçtiği İzmir ile ilgileniyorum."


Kaynak: Yeni Asır - Murat Şahin - 06.05.2010, Perşembe 17:24