29 Kasım 2010 Pazartesi

EPDK'den Sabiha Gökçen'e lisans

EPDK, toplam 31 firmaya çeşitli cinste lisans verdi. İşte o firmalar...

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Elektrik, Doğal Gaz ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmelikleri hükümleri çerçevesinde, toplam 31 firmaya çeşitli cinste lisans verdi.


EPDK'nın duyurusu Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı.

Duyuruya göre kurulun 6-13-20 ve 27 Ekim tarihli kararlarıyla, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde toplam 16 firmaya lisans verildi.

Lisans verilen firmalar ve lisans türleri şöyle:

''Çavuşoğlu Elektrik Enerjisi Toptan Satış Limited Şirketi, Ortadoğu Elektrik ENerjisi Toptan Satış A.Ş. (toptan satış lisansı),

Cenay Elektrik Üretim İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Hidrolik Enerji Mühendislik Müşavirlik İnşaat Elektrik Üretim Sanayi Limited Şirketi, Türkerler Enerji Yatırım Üretim İnşaat ve Ticaret A.Ş. (üretim lisansı),

İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş. (otoprodüktör lisansı),

Akşehir Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği (OSB dağıtım lisansı),

Energo-Po Güney Elektrik Toptan Satış İthalat İhracat ve Ticaret A.Ş., Eren Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş., Tosyalı Elektrik Enerjisi Toptan Satış İthalat İhracat A.Ş. (toptan satış lisansı),

Durum Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ne-Sa İnşaat Elektrik ve Madencilik İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi A.Ş. (otoprodüktör lisansı),

Hayat-Payas Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği (OSB dağıtım lisansı),

Bereket Enerji Üretim A.Ş. (üretim lisansı),

Balkaya Enerji Toptan Satış A.Ş., Peker Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş. (toptan satış lisansı)''



DOĞALGAZ



Enerji Piyasası Kurulunun 6 ve 27 Ekim 2010 tarihli kararlarıyla Doğalgaz Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde ise 5 firmaya lisans verildi.

Lisans verilen firmalar ve lisans türleri şöyle:

''Gazkom Doğalgaz Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (sıkılaştırılmış doğalgaz (CNG) lisans iletim ve dağıtım),

Gazkom Doğalgaz Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) lisans satış),

Liguefied Natural Gas İhracat Ticaret Limited Şirketi (İhracat lisansı),

GDF SUEZ Tıbii Gaz Tedariki A.Ş. (ithalat spot LNG lisansı),

Akenerji Doğalgaz İthalat İhracat ve Toptan Satış Ticaret A.Ş. (toptan satış lisansı),



PETROL



Öte yandan EPDK 6-13-20 ve 27 Ekim 2010 tarihli kararıyla Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde toplam 10 firmaya lisans verdi.

Lisans alan firmalar şunlar:

''Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş. (iletim lisansı),

Staroil Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi, AYS Kimya İmalat İthalat İhracat Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Petko Kimya Atık Yağ Sintine ve Solventlerin Geri Kazanımı Madeni Yağ ve Endüstriyel Yağ Biodizel Petrol Sanayi ve Ticaret A.Ş., Burdur Kimyevi Madde Madeni Yağ Akaryakıt Paketleme Gıda Tarım Nakliyat Madencilik İNşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Çev-Pet Perol Ürünleri Geri Dönüşüm Kimya Nakliyat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Kagrup Kimya Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi, Karadayı Petrol Tarım İnşaat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Kasım-Küçük Samet Endüstriyel Temizleyici ve Madeni Yağ (Madeni yağ lisansı),

Get Oil Enerji A.Ş. (dağıtıcı lisansı)''

Kaynak: http://www.patronlardunyasi.com/haber/EPDK-den-Sabiha-Gokcen-e-lisans/94398 15 Kasım 2010 Pazartesi

28 Kasım 2010 Pazar

Evleri ayırdık!

Radikal 'türdeş getto'ları yerinde araştırdı. Artık kimse kendinden farklı olanla beraber yaşamak istemiyor.

“Sağlıklı nesiller sağlıklı besinlerle yetişir” selamlı Selam Hipermarket, Nur Mefruşat, Mevlana Giyim, Kuveyt Türk Bankası, Özel Şifa Hatun Sağlık Kabini, Tekbir Mağazası, Aygünler Restoran ve Yapı Kredi, Milano Kuaför, Aquapower Solarium, Mozaik Çarşı Fitness, Restorante il Padrino, Çeşme Dalyan Balık, Northshields... Ardı ardına saydığımız isimleri karşılaştırmak bile fazla söze hacet bırakmıyor sanki. Hangisi nerede bulmak çok zor olmasa gerek.

Mahalle baskısı yok çünkü hepsi aynı

‘Site’ denilen yerleşim birimleri, kent sosyologlarının uzun süredir araştırdıkları konular arasında. Siteler, etrafı duvarlarla örülü, kapısında güvenlik elemanları olan, ortak kullanım alanlarına sahip, yabancıların giremediği yapılanmalar. Siteleri, surlarla çevrili ortaçağ kentlerine benzetenler bile var. Bu konudaki bilimsel çalışmalara baktığınızda site yaşamına geçişteki en önemli neden, kent merkezlerinin giderek yaşanması zor, tehlikeli alanlara dönüşmesi. Düzen, çevre temizliği, estetik, emniyet, vb faktörler kent merkezinin dışında inşa edilen villalı/ bahçeli sitelerin ideal yaşam merkezleri olarak görülmesine yol açmış.

Doğaldır ki önceleri sitelere taşınanlar üst gelir grupları olmuş. Onlar için sitede oturmak kaliteli yaşam ve prestij sembolü. Bu yaşam biçimine orta üst ve orta sınıf aileler de rağbet etmeye başlayınca, daha kısıtlı imkânlarla satın alınabilecek, apartman bloklarından oluşan siteler ortaya çıkmış. Site yaşamına geçiş 1970’li yıllarda ilk önce ABD’de başlıyor, 1980’lerden itibaren tüm dünya kentlerine yayılıyor.

Kültürel bölünme
İstanbul da aynı çizgiyi takip eden kentlerden. Önce üst gelir gruplarına hitap eden siteler inşa ediliyor. Siteye geçişteki amaç da aynı. Benzer yaşam tarzları ve geliri olan ailelerin daha prestijli kabul ettikleri villalı, bahçeli, yüzme havuzlu sitelere taşınması kendilerini alt sınıflardan ayrıştırma amacını taşıyor. Daha sonra orta üst gelir gruplarına hitap eden apartmanlı siteler var. Bu site furyasına en son eklenenler orta sınıfların oturduğu, blok apartmanlardan oluşan, kendi alışveriş merkezleri ile donatılmış ‘site kentler.’

Başakşehir ve Ataşehir bu sonunculara iki örnek. Her ikisinde de orta sınıf aileler oturuyor. Emlak fiyatları aşağı yukarı aynı. Dolayısıyla sosyolojik olarak bu iki ‘site kent’i aynı sınıfsal kategoriye oturtup pek farklı olmadıklarını söylememiz gerekir. Oysa çok farklılar. Bu farklılık Türkiye’deki kültürel bölünmüşlükten kaynaklanıyor. Başakşehir İslami kesimin, Ataşehir ise laik kesimin ‘site kent’leri. Bu iki ‘kent’teki insanların giyim kuşamları, yaşam biçimleri, zevkleri, eğlence anlayışları farklı. Başakşehir ve Ataşehir iki farklı ‘cemaat’ yapılanması. Yapılanmalarında önemli olan sınıf değil, ‘kültürel bloklar.’

Bu ‘cemaatleşme’ bizi tedirgin mi etmeli? Şili’nin Santiago kentindeki siteler üzerine okuduğum bir makale, kentteki fakir ve orta sınıf ailelerin siteler kanalıyla kendi kimliklerini inşa ettiklerinden bahsediyordu. Ancak, bu inşa sürecinin daha önce kente hâkim olan yapıyı tümüyle değiştirdiği, sosyal farklılıkların kabulünü ve günlük yaşamdaki iç içeliği ortadan kaldırdığı uyarısı da yapılıyordu. Başakşehir ve Ataşehir’i gezdiğinizde, gerçekten de İstanbul’un pek çok semtinde hâlâ var olan farklı sınıf ve kimliklerin bir aradalığı bu sitelerde ortadan kalkmış gibi gözüküyor. Karşı kültürel bloktan olan aileler her ikisinde de var, ancak azınlıktalar.

Her ikisine de hâkim olan hava gettolaşmış ‘site kent’ler. Belki de Başakşehir ve Ataşehir, İstanbul’un gelecekteki yaşantısının habercileri. İnsanların bu gettolarda, kendileri gibi yaşayanlarla daha rahat, daha huzurlu oldukları kesin. Siteler özgür alanlar. Buralarda mahalle baskısı yok çünkü herkesin kimliği ve yaşam tarzı birbirinin benzeri. Ancak, bu rahatlık ve huzur aynı zamanda siyasete de tercüme edilmiş olan kültürel kimlik ve yaşam tarzı farklılıklarının daha da artması ve artık birlikte yaşayamama pahasına olabilir.

.............................

Siyaset bilimi eğitiminden sonra, kalkınma planlaması yüksek lisansı ve şehricilik üzerine doktora yapan Yaşar Adanalı'ya üzerinde araştırma yaptığı gettolaşma konusunu sorduk:
Toplu konut projelerinin gettolar yarattığı fikrine katılıyor musunuz?: Kesinlikle… Getto, kentin yoksullarının, belli bir etnik gruba mensupların aşırı yoğun bir şekilde yaşadıkları kentsel mekânı tanımlayan bir kelime. TOKİ`nin alt gelir grubuna yönelik, kentin bütününden kopuk, izole, tek tip formu ve fonksiyonları olan toplu konut projeleri bu tanıma uyuyor. Diğer taraftan varsıllar için geliştirilen, belli hayat tarzları konseptleriyle pazarlanan güvenlikli site projeleri de büyük şehirlerde hızla çoğalıyor. Bunlar da kentin varsıl gettoları. Çok keskin bir sınıfsal ayrım söz konusu.

Medyaya yansıyan en uç örnek Antalya´nın Lara semtindeki Feyziefe Sitesi`di. Girişinde Türk bayrağı ve Atatürk resmi bulunan tabelada, “Atatürkçü, laik, demokratik insanların yaşadığı sitedir’’ yazıyordu. Sonuçta bu dinamik bir süreç. Mekansâl ayrışma ve sınıfsal ayrımlar arasındaki ilişkiyi laiklik-muhafazakârlık eksenine indirgemenin, süreci hafife almak olduğunu düşünüyorum.

Avrupa’da, ABD’de, devlet yahut özel sermaye dilediklerinin bir arada yaşamasını sağlayacak siteler kurmakta özgür mü? Bu gettolaşma tehlikesini önden görüp de önlemini alan var galiba...: Aslında alınan önlemler çoktan tecrübe etmiş olmakla alakalı. Paris`in banliyölerinde, Londra`nın belediye evlerinde, New York`un gettolarında yaşayan yoksulların zamanla daha derin bir yoksulluk sarmalına girdikleri, hem toplumsal hem de mekansâl olarak dışlandıkları, buraların birer çöküntü alanına dönüştüğü bir gerçek. Bugün ayrışarak yaşama modelinin, TOKİ tipi toplu konut anlayışının çözüm yerine sorun ürettiğini, Avrupa ve Amerika yaşayarak öğrenmiş durumda. Şimdi de işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Tabii bu öğrenme sürecinde modelin işlememesini görünür kılan kentsel muhalefetin ve mücadelenin büyük rolü var.

Peki orta ya da uzun vadede Türkiye’de ne tür sonuçlar doğrucak bu gettolaşma? : Bize ne yazık ki ayrışarak yaşamanın modeli sunuluyor. Kent, lüks güvenlikli siteler, yoksullar için TOKİ`ler, plazalar, özelleştirilen kent merkezindeki okulların yerini alacak kent dışındaki kampüs okullar, üretim için organize sanayiler, alışveriş için AVM`ler, orta-alt gelir grubu için outlet`ler derken birbirinden kopuk bölgelere, adacıklara bölünüyor.

Bu tipte kent yaşamı ekonomik olarak kırılgan, toplumsal olarak dışlayıcı, kültürel olarak zayıf, mekânsal olarak kopuk, ekolojik olarak da sürdürülebilir olmaktan uzak.


Kaynak: BERRİN KARAKAŞ (Arşivi) - 28/11/2010
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1030526&Date=28.11.2010&CategoryID=77






 
 

12 Kasım 2010 Cuma

Mavişehir Modern'de: Anahtar teslim 2011'de

İki ay önce başlayan satışlarda yüzde 25 oranına ulaştıklarını belirten Gergül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin, "Tanıtım fiyatlarımız 18 Ekim'e kadar geçerli. Bu fırsat kaçırılmaz" dedi

Mavişehir'deki toplam 10 blok ve 316 daireden oluşan Mavişehir Modern projesi için 1.5 ay önce temel atan Gergül İnşaat, kısa süre içerisinde yüzde 25 satış oranına ulaşmayı başardı....Konut piyasasında hareketli dönemlerin başladığını ifade eden Gergül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Gültekin, "Emsal projelere göre çok düşük tuttuğumuz tanıtım fiyatları 18 Ekim'e kadar geçerli olacak.

Mavişehir Modern'in ilk temelini 45 gün önce attıklarını, blokların inşaatına aynı anda başladıklarını ifade eden Gültekin, çok hızlı şekilde ilerlediklerini söyledi. Anahtar teslimi tarihi olarak 2011 sonunu hedeflediklerini belirten Gültekin, "Bugüne kadar yaptığımız projelerde söz verdiğimiz tarihten çok daha önce konutları teslim ettik. Mavişehir Modern'de de hedefimiz bu. Bir yıl sonra burada çim suluyor olacağız" diye konuştu.

Mavişehir Modern projesi konusunda çok sayıda olumlu tepki aldıklarını dile getiren Gültekin, "Biz İzmirli müteahhit olmanın avantajını yaşadık. Bölgemizi iyi tanıyoruz. İzmirlilerin nasıl bir daire ve sosyal alan arzuladığını iyi biliyoruz. Örneğin evlerimizin balkonları son derece geniş. İzmirli bir mimarla çalışmamız büyük avantaj oldu. Bunlar satışlara da olumlu yansımış durumda" diye konuştu.

Emlak GYO ile yaptıkları anlaşma kapsamında 90 milyon lira civarı satış hasılatı beklediklerini dile getiren Gültekin, satışlara 2 ay önce başlamalarına rağmen yüzde 25'lik satış oranını yakaladıklarını söyledi. Gültekin, şöyle konuştu: "Satışa Temmuz sonunda başladık. Ancak bu sürede Ramazan ayı, yaz tatili, referandum gibi çeşitli süreçler oldu. Buna rağmen iyi bir satış oranına ulaştık. Çok güzel bir satış ofisi kurduk. Satış ofisinin içinde 1+1 ve 3+1 olmak üzere 2 örnek daire bulunuyor. Hafta içinde 60-70 ziyaretçiyi ağırlıyoruz. Hafta sonu ise sayı 200'ü buluyor. Ziyaretçiler aynı zamanda şantiyeyi izleyip, projenin nasıl ilerlediğini görebiliyor. İzmir'in yanı sıra Türkiye'nin çeşitli yerlerinden hatta yurtdışından talepler geliyor. Rusya, Hollanda gibi yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşları da projedeki konutlara talip oldu".



Kaynak: http://www.yeniasir.com.tr/Ekonomi/2010/10/10/anahtar_teslim_2011de  SİNAN DOĞAN (HABER MERKEZİ) - 09.10.2010, Cumartesi 

9 Kasım 2010 Salı

Real Estate Brokers: Why You Need One

The real estate industry has experienced so many ups and downs in the past and even until now. But since change is inevitable, the people involved in this sector have risen to the challenges. The real estate brokers are among the important players in this industry.

Together with the real estate agents, they assist buyers and sellers in achieving their goals especially in getting the perfect deal possible. On behalf of the buyers, the brokers negotiate for the lowest price they could get while when working on behalf of the sellers, they negotiate for the best possible price for the property.

These brokers take charge in providing the required information about properties for sale, their market price and the documents needed in closing the deal. While they may have the same function as that of the real estate agents, brokers are on a higher level as they usually have a license to operate their own business or realty office. They can also rent and manage properties for a certain fee.

The agents, on the other hand, work for and with a broker under a contractual basis. They earn a certain commission from the real estate brokers for every property that they sell. After several years in the business, though, these agents might choose to get a license in order to become a real estate broker themselves.

If you are planning to invest in or sell a property and have not much knowledge on where to start your search, you may want to seek advice from a real estate broker or agent you know. You can ask for a referral from friends and colleagues if they know of a trusted and well experienced broker in your specific area to help you with your need to either purchase or sell a home.

On your initial consultation, you must inform the broker or agent immediately about what type of property you’re searching for and the price range you want. You need to inform them also if you are bent on getting their services from start to finish.

From there, these brokers will then help you find properties appropriate for your needs and budget. They usually obtain listings of homes for sale and then compare them with similar properties that were recently sold in order to figure out the most competitive market value. Financing options may also be offered to you in case you do not have sufficient funds to purchase the property.

Once you are provided with some choices, you may request to personally visit the properties to check their condition and location. A gauge on what makes a good real estate broker or agent is their ability to identify and provide buyers with the most important selling details. These should include the crime rate in the area, accessibility to schools, shops and banks as well as the floor plan of the house.

Keep in mind that you need to be honest about your needs to a real estate broker so they can, in turn, find good ways to meet your needs.


Ref: http://www.realestatearticles.org/real-estate-brokers-why-you-need-one/   Nov. 4th, 2010, in Real Estate by Tom Sullivan

8 Kasım 2010 Pazartesi

Mortgage Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Şu anda Türkiye'de çok sınırlı mortgage ürün seçeneği olmasına karşın, enflasyon oranının ve faizlerin düşmesi ve mortgage yasasının devreye girmesiyle bankaların sunduğu mortgage ürün çeşitleri de artmıştır. Bu da finans alanında uzman olmayan herkesin kafasını karıştırmaktadır.

* Değişken faizli mortgage'ların çok düşük faizli olacağı söyleniyor. Değişken faizli mortgage ürünü seçmek istiyorum. Faiz oranları artarsa aylık ödemelerimin iki katına çıkabileceği doğru mu?
* Mortgage kredimi erken öder ve kapatırsam Erken Ödeme Cezası ödemek zorunda mıyım?
* Sabit faizli mortgage alacağım. Faiz oranları düşerse bu durumdan nasıl yararlanabilirim?

Mortgage ürünü seçerken aşağıdaki üç noktayı anlamak durumundasınız:
1. Hangi vadede kredi almalıyım?
2. Değişken ve Sabit Faiz avantaj ve dezavantajları nelerdir?
3. Erken Ödeme (Erken Kapama) Cezası nedir?

1. Vade. Taşınmaz mal kredi vadeleri genelllikle 5 ile 20 yıl arasındadır. Vade arttıkça aylık ödemeleriniz düşer, ancak ödediğiniz faiz oranı ve toplam faiz miktarı da artar. Hangi vadenin ve aylık ödemenin sizin ihtiyaç ve bütçenize uygun olup olmadığını hesaplattırın.

2. Faiz Türü. Sabit Faiz ve Değişken Faiz olarak iki faiz türü vardır.
* Sabit Faiz. Bu tip kredide faiz oranı ve aylık ödeme sabittir; bütün borç süresince aynı miktarı ödersiniz. Eğer ileride faizler artarsa sabit faizi seçenler karlı cıkacaktır. Sabit Faizli kredinin en büyük avantajı aylık ödemelerin sabit olmasıdır. Dezavanatajı ise piyasada faizler düşerse sizin bu düşüşten faydalanamıyor olmanızdır. Başka bir deyimle, dünya piyasalarında faizler zaman zaman düşer. Eğer faizler çok düserse, sizin krediniz piyasaya göre pahalı kalır. Bu durumda da seçeneğiniz Refinans'dır. Refinans daha ucuza aynı bankadan veya baska bir bankadan kredi bulmak anlamına gelir. Refinans faiz ödemelerini düşürür ancak eksper (değerleme) raporu, kredi masrafları gibi masraflar gerektirir. Ayrıca, mevcut olan krediniz kapatılacağı için %2 oranında erken ödeme cezası da ödemek zorunda kalabilirsiniz. Eğer kredi notunuzda veya evin değerinde kayda değer bir azalma söz konusu olursa, Refinans şansınız olmayabilir. Refinansın avatajlı olup olmadığını anlamak için refinans hesap makinesini kullanınız.

* Değişken Faiz. Değisken faiz tercih edildiğinde, faiz geçici bir süre için (3-5 yıl gibi) sabittir, sonra borcun bağlandığı endeks/araç (örneğin: enflasyon, bankalar arası faiz oranı olan Interbank Rate, T.C. Devlet Tahvili Endeksi, LIBOR Endeksi) kadar artabilir. Eğer borç süresince seçilen endeks borç alınan tarihten düşük seyrederse, değişken faizi seçen karlı çıkacaktır. Endeks yükselirse, aylık faiz ödemeleri artar ve ödeyeni zor durumda bırakabilir. Artış tavanı belirlenmemişse, ödemeleriniz limitsiz artabilir ve ödeme güçlüğü ile karşılaşabilirsiniz. Tavanı (Limiti) olmayan değişken faizli krediyi almayın. Mutlaka Tavanı (Limiti) olan değişken faizli krediyi tercih edin. En yüksek ödeme tutarınız olan Tavan Ödeme nedir, öğrenin bankanızdan. Bu miktarı ne kadar süre ödeyebileceksiniz? Bu ödemenin altından kalkıp kalkamayacağınızın hesabını iyi yapınız.

3. Erken Ödeme Cezası. Kredi alindiktan sonra, tüketici borcunu vadesinden önce ödemek isterse bankalar tüketiciden Erken Ödeme Cezası isteyebilirler. Erken Ödeme Cezasının kredi miktarının %2 si ile sınırlandırılmıştır. Bu cezanın sebebi şudur: Sizin kredinizi erken kapatmanız bankanın faiz geliri kaybına neden olur. Sizin için ideal olan, istediğiniz zaman herhangi bir cezaya tabi olmaksizın borcunuzu kapatabilmektir. Mortgage sözleşmenizi okumalı ve erken ödeme cezasına maruz kalıp kalmayacağınızı, maruz kalırsanız ceza miktarını öğrenmeli ve durumu ona göre değerlendirmelisiniz.


Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail/id/58408  11.10.2010