28 Nisan 2011 Perşembe

Çılgın Proje ne kadara MAL OLACAK?

İnşaatçılara göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Kanal İstanbul" projesinde 152 milyon metreküp hafriyat çıkacak ve kanalın kaba inşaatının yapımı için 7 milyon 875 bin metreküp beton kullanılması gerekecek.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, yapılan hesaplamalara göre, düz bir zemin olduğu varsayıldığında, 40 kilometre uzunluğunda, 25 metre derinliğinde ve 150 metre genişliğinde bir kanal kazınlıp ortadan kaldırıldığında ortaya 152 milyon metreküp hafriyat çıkıyor. Bu hafriyatın da oradan çıkarılıp boşaltmanın maliyeti yaklaşık 4,5 milyar lira. Kanalın kaba inşaatının yapımı için ise 7 milyon 875 bin metreküp beton kullanılması gerekiyor. Bunun da maliyeti 788 milyon lira. Yine kullanılacak 1 milyon 395 bin ton demirin maliyeti 2 milyar lira olarak hesaplanıyor. İnşaatçılara göre, bunların hepsi bir araya getirildiğinde, ışıklandırma ve diğer maliyetlerle birlikte projenin toplam maliyetinin yaklaşık 10 milyar lira olacağı tahmin ediliyor.

İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, çılgın projenin her tarafını desteklediğini, ancak detaylarda hata olabileceğini, detaylarda doğru gitmek gerektiğini belirtti. 2008 yılında kendisinin "Haliç'i Karadeniz'e bağlayalım, Karadeniz'deki kömür ocaklarını da göl haline getirelim ve ikinci boğaz yaratalım' beyanatı olduğunu anımsatan İnan, Başbakan'ın açıkladığı Kanal İstanbul projesinin Türkiye'ye ve İstanbul'a değer katacağını söyledi. İnan, "yabancıya satışı başlatmamız ve bu kanallar üzerinde yapılacak lüks konutları da yabancılara satmamız lazım. Türkiye'nin ne büyük madeni ne petrolü var. Bizim elimizde turizm ve insanların yaşamak istediği gayrimenkullerimiz var. Bunun yabancılara satışını ön plana almamız lazım. İspanya'yı İspanya yapan Araplara sattıkları 400 milyar avroluk gayrimenkul. O kanalın yapma hakkını bana verin size 30 milyar dolar ödeyeyim' dedi.

Projenin kendi kendisini finanse edebilecek bir proje olduğunu ifade eden İnan, "Bir kaç yüz milyar dolar para getirebilecek proje. Boğazda bugün 30 milyon dolara satılan evler var, ikinci boğazda da o fiyatlara ev satılabilir. Şu anki boğazdan çok daha güzelini bile yapabiliriz" diye konuştu. Projenin tamamlanmasının 10-15 seneyi bulabileceğini belirten İnan, Türkiye'nin dış borcunu bu proje ile ödeyebileceğini kaydetti.

DEVLETİN MALI DEĞERLENECEK"
Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu da "Beni heyecanlandıran proje oldu. İstanbul ve Türkiye için çok önemli proje. Proje hayata geçtiğinde İstanbul'un şekli, şemali değişeceği gibi yapı anlayışı da değişecek, yeni merkezler oluşacak. Başbakan'ı tebrik ediyorum" dedi.

Projeyle ilgili etüt çalışmalarının 2 yılda tamamlanmasının kendisine biraz uzun geldiğini, bu sürenin kısaltılması gerektiğini söyleyen Aşçıoğlu, projenin devlete sıfır maliyeti olacağını düşündüğünü belirtti. Aşçıoğlu, "Başbakan 'genellikle devlet arazilerinin yoğun olduğu yerlerden geçmeye gayret göstereceğiz' dedi. Bu ikinci boğazın maliyetini karşılar ve geçer. Yatırım oralara kayacak. Devletin malı değerlenecek" dedi. Projede sadece hafriyat bulunduğunu, proje tamamlandıktan sonra 25 kilometrelik yerin hafriyatının 1-1.5 yılda bitebileceğini kaydetti. (AA)
Kaynak: 1insaat - 27.04.2011

26 Nisan 2011 Salı

Vize kalktı, Ruslar gayrimenkule yönelecek

Rus Mobaly Turizm Seyahat Acentesi Genel Müdürü Andrey Baranov, 2 ülke arasında kalkan vizenin Türk turizmine pozitif etki yapacağını bildirdi.Rus turizmci Andrey Baranov, vizenin kalkmasıyla birlikte Rus turistlerin başta Antalya olmak üzere Akdeniz ve Ege Bölgesi kıyılarında tatil yapmalarının yanı sıra gayrimenkul alımına da yönelteceğini vurguladı. Baranov, Rus turistlerin Türkiye'de en fazla gayrimenkul aldığı yerin Antalya merkez, Alanya, Side, Kaş Kalkan ve Belek olduğunu kaydetti.

Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde siyasi olaylar ve belirsizlik sonrası Tunus, Mısır ve Ürdün'e Rus turist göndermediklerini bildiren Baranov, 2011 yılı içinde bu ülkelere hiç turist göndermeme kararı aldıklarını kaydetti. Yeni sezonda Mısır ve Tunus'a giden elit Rus turistleri Türkiye, İspanya ve Hindistan'a yönlendirdiklerini belirten Baranov, geçen yıla göre bu sene Antalya'ya gelen Rus turist sayısında yüzde 20'lik artış beklediklerini ifade etti. Baranov şunları söyledi:

"Yıl sonuna kadar Mısır ve Tunus'a Rus turist göndermeyi yasakladık. Geçen yıl firmamız 50 bin Rus turisti Mısır ve Tunus'a tatile göndermişti. Bu yıl bunu Türkiye'ye kaydırdık. Türkiye ile Rusya arasında vizenin kalması Rus turizmcileri çok sevindirdi. Geçen yıl olduğu gibi 2011'de de Rusların dünyada birinci sırada tatil yapacağı yer Türkiye'de Antalya olacak. Vizenin kalkması Rusların tatil yapma yanı sıra Antalya merkez, Kemer, Alanya ve turistik yörelerde gayri menkul alımını çoğaltacaktır."

Öte yandan Rus turizm uzmanı ve Molbaly Turizm Seyahat Acentesi Türkiye Sorumlusu Asım Baştuğ, 2 ülke arasında vizenin kalmasının Ruslar için Antalya'yı daha cazip hale getirdiğini belirtti. Zengin ve varlıklı Rus turistlerin Antalya'da tatil yapmanın yanı sıra gayrimenkul almaya da başladığını belirten Baştuğ, son yıllarda Alanya'da Ruslara karşı villa satışının arttığını kaydetti. Rusların genelde Antalya merkez, Kemer, Alanya, Kızılağaç Turizm Bölgesi, Side ve Belek'e geldiğini belirten Baştuğ, en fazla gayri menkul aldıkları yerinde alanda olduğunu kaydetti. İki ülke arasında vizenin kalmasıyla birlikte Rus turistler için Mersin bölgesininde cazip hale geleceğini bildiren Baştuğ, Rusların Antalya Gazipaşa ile Mersin'in Silifke ile Anamur ilçelerinden villa alabileceğini dile getirdi.

Kaynak: 1insaat - 21.04.2011

Türkiye'nin ilk bölgesel havaalanı olacak

Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak illerinin ihtiyacını karşılaması amacıyla Kütahya'nın Altıntaş ilçesinde inşa edilecek Zafer Bölgesel Havaalanı'nın temeli yarın törenle atılacak.  

KÜTAHYA - Yap-işlet-devret modeliyle yapılacak ve Türkiye'nin bölgesel nitelikteki ilk havaalanı olacak tesisin ihalesi, 28 Temmuz 2010'da gerçekleştirildi. İhaleye sadece IC İçtaş İnşaat firması teklif verdi ve 32 yıl olan işletme süresini 29 yıl 11 aya çekti. IC İçtaş ile 22 Aralık 2010'da sözleşme imzalanarak, yer teslimi gerçekleştirildi.

IC İçtaş, terminal binası, pist, bağlantı, taksi yolları, 4 uçaklık apron, kule, itfaiye garajı, genel amaçlı garaj, giriş kontrol binası, apron bariyer binası, güç merkeziyle her türlü elektronik ve güvenlik sistemlerini yapacak.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun katılımıyla yarın temeli atılarak yapımına başlanacak tesisin 2 yılda tamamlanması hedefleniyor.

Havaalanından kargo taşımacılığı da yapılacağı için Kütahya-Afyonkarahisar hattındaki Çöğürler İstasyonu ile havaalanı arasında 14 kilometrelik demiryolu hattının inşa edilmesi için başlatılan proje çalışmasına ise devam ediliyor.

ÜÇ İLİN TERMAL TURİZMİNİ CANLANDIRMA HEDEFİ
Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı Alibey ve Kuyucak köyleri arasındaki Pusan mevkisinde inşa edilecek Zafer Bölgesel Havaalanı'nın, Türkiye'nin dördüncü büyük havaalanı olması öngörülüyor.

Proje çalışmalarına 2007 yılında başlanan havaalanı için 3 milyon 700 bin metrekare arazinin 2 milyon 700 bin metrekaresi takas yoluyla alındı, 1 milyon metrekaredeki sahiplerine ulaşılamayan 204 parsel için kamulaştırma yapıldı. Türkiye'de ilk kez bir havaalanı inşaatı için takas işlemleri burada gerçekleştirilerek, arazinin yaklaşık üçte ikisi takasla elde edildi.

Zafer Bölgesel Havaalanı'nda öncelikle yurt dışına tarifesiz (charter) uçuşlar yapılması, daha sonra tarifeli uçuşların başlatılması hedefleniyor.

İç ve dış hatlar olmak üzere yılda 2 milyon kişinin geçiş yapması düşünülen havaalanının, Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak'taki termal turizm merkezlerine ekonomik hareket kazandırması ve Frig Vadisi'nin turizme açılmasına katkı sağlaması bekleniyor.

Kaynak: ntvmsnbc ve Ajanslar

Güncelleme: 12:46 TSİ 21 Nisan. 2011 Perşembe

794 milyon dolarlık bina

200 milyon doları aşan bir yatırımla yapılan Sapphire’de Kiler GYO’nun payının değeri 551.4 milyon dolar, Tatlıcı’nın ise 242.3 milyon dolar

İstanbul Levent’te bulunan ve 236 metre yüksekliğiyle Avrupa’nın en yüksek binası İstanbul Sapphire’in değeri 794 milyon doları buluyor. Arge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık şirketinin yapmış olduğu çalışmaya göre, bunun 403 milyon dolarını konut, 251.9 milyon dolarını AVM, 138.8 milyon dolarını ise seyir terası oluşturuyor.

Kiler GYO tarafından 200 milyon doları aşan bir yatırımla yapılan İstanbul Sapphire, seyir terası, alışveriş merkezi ve rezidans olmak üçere üç bölüm. Geçtiğimiz ay faaliyete geçen Sapphire’de metrekare fiyatı 7 ile 12 bin dolar arasında değişen konutların yüzde 65’i satılmış durumda. Alışveriş merkezi de yüzde 95 doluluk oranına ulaştı. Sapphire Teras ise açılıştan bu yana yani 5 haftada 50 bini aşkın kişi tarafından ziyaret edildi.

Kiler GYO’nun proje bazında varlık değerinin yüzde 83’ünü oluşturan Sapphire’in değerlemesi yapılırken, Sapphire Teras’ın ziyaretçi sayısı, alışveriş merkezi ve konutların satışının yanı sıra Sapphire’in İstanbul’un önemli ticari merkezlerinin bulunduğu yerde bulunması da gözönüne alındı.

261 metre anten yüksekliğiyle ile Avrupa’nın en yüksek binası olan Sapphire’in 236 metre yükseklikteki seyir terası, New York, Paris, Tokyo ve Dubai gibi ülkelerde olduğu şekilde yapıldı. Terasta, Kız Kulesi, Ayasofya, köprüler gibi yapıları aynı anda görmek mümkün. Seyir terasına İstanbulluların yanı sıra yabancıların da yoğun ilgi göstermesi bekleniyor.

163. metrede golf salonu165 bin metrekare inşaat alanı üzerine kurulan binada toplam 66 kat var. 134 mağazanın bulunduğu alışveriş merkezinin yüzde 95’i dolu durumda. 46 bin metrekare alanda kurulan ve 30 bin metrekaresi kiralanabilir olan AVM’yi, yılda 15 milyon kişinin ziyaret etmesi hedefleniyor. Rezidans bölümünde ise her üç katta bir bahçe var. 163. metrede 1.600 metrekarelik bir golf salonu bulunuyor.

Kiler, Tatlıcı’ya 16 milyon dolar ödedi, kat karşılığı ve satış vaadiyle anlaştıKiler grubu, Sapphire binasının arsasını 2005 yılında Mustafa Tatlıcı’dan aldı. Anlaşmaya göre, Kiler Tatlıcı’ya 16 milyon dolar nakit ödeme yaptı. Kat karşılığı ve satış vaadi ile yapılan anlaşmayla AVM’deki dükkanların yüzde 72’si Kiler GYO’nun, yüzde 28’i ise Tatlıcı’ya ait Güney Turizm’in. Sapphire’in Kiler GYO’ya inşaat maliyeti 200 milyon doları aşıyor. Ayrıca, Tatlıcı’ya ödenen 16 milyon dolar da var. Kiler GYO’nun Sapphire’de sahip olduğu konut, AVM ve seyir terasının değeri 551.4 milyon doları buluyor.

Kiler GYO hisseleri satışta
Kiler GYO’nun hisselerinin halka arzı dün başladı. Ek satışla birlikte hisselerinin yüzde 34.5’i, 5.10-6.10 lira fiyat aralığından 15 Nisan’a kadar halka arz edilecek. Kiler GYO, halka arzdan 154-184 milyon lira arasında gelir bekliyor. Kiler’in projeleri içinde yüzde 83.2 varlık değeriyle Sapphire en büyük paya sahip.

Seyir terasından yılda 8.4 milyon dolar gelir
- İstanbul Sapphire Mustafa Tatlıcı’ya ait arsa üzerine kuruldu. 2005 yılında yapılan anlaşmaya göre, binada Tatlıcı ailesine ait Güney Turizm’in payı yüzde 30, Kiler GYO’nun ise yüzde 70 olmak üzere kat karşılığı ve satış vaadi anlaşması yapıldı.
- Ayrıca, Kiler GYO, Mustafa Tatlıcı’ya yukarıdaki paylaşım haricinde 16 milyon dolar nakit ödeme yaptı. 2010 yılında yapılan yeni bir protokolle AVM’deki dükkanların yüzde 72’si Kiler GYO, yüzde 28’i ise Güney Turizm’in mülkiyetinde olacak şekilde paylaştırıldı.
- Seyir terasının yıllık gelirinin 8 milyon 400 bin dolar olması hedefleniyor. Günde 2.250 kişinin ziyaret etmesi beklenen terasın bilet fiyatları ise tam 15 TL, öğrenci ise 12 TL.
- 1.050 araçlık otoparktan da günlük kazancın (hafta içi yüzde 60, hafta sonu yüzde 80 doluluk oranıyla) yaklaşık 16 bin lira olması bekleniyor.
- Ayrıca, binanın dışındaki led TV ekranlarında da ilk yıda 1.9 milyon dolar (Kiler’in payı 615.8 milyon dolar), 5’inci yılda ise 2.5 milyon dolarlık (Kiler’in payı 842 milyon dolar) gelir hedefleniyor.

Kaynak: Milliyet - Ayfer Yıldız, 13 Nisan 2011

22 Nisan 2011 Cuma

Türkiye emlakta en iyi 10 arasında

Türkiye Altınkumu ve İstanbul’u denizaşırı emlak yatırımları için en iyi 10 yer arasıda gösterildi


Türkiye denizaşırı emlak yatırımları için en iyi 10 yer arasıda seçildi. Küresel ekonomik iyileşmenin sinyalleriyle birlikte uzmanlar, emlak satın almak için en uygun zaman olduğuna dikkat çekerken, yabancı emlak yatırımları için Altınkum ve İstanbul tavsiye ediliyor.

The Telegraph gazetesi’ne göre, emlakçıların ve emlak pazarı analistlerinin tavsiyeleriyle hazırlanmış emlak yatırımı için denizaşırı en iyi 10 yer arasında Altınkum ve İstanbul bulunuyor. Listede ayrıca İtalya’nın Como gölü, ABD’nin Atlanta ve Florida eyaletleri, Fransa’nın Tarn bölgesi, Almanya Berlin ve Malta gibi yerler de bulunuyor.

Haberde, turistik tatil bölgesi Altınkum’da 25 bin sterlin’den (62.000 TL) başlayan fiyatlarla ucuz dairelerin olduğuna fakat bu tür dairelerin çokluğu nedeniyle kira gelirinin yüksek olmasının beklenmeyeceğine dikkat çekilirken, “Daha cesur yatırımcılar, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne gireceği umuduyla İstanbu’daki apartman daireleri için 150 bin sterlin (375.000 TL) ödeyebilirler” tavsiyesine yer veriliyor

Kaynak: 1insaat - 21.04.2011

18 Nisan 2011 Pazartesi

Tarihi köşk icradan satılık

Büyükada'da bulunan tarihi ''2. Patrikianos Köşkü'' icralık oldu ve 6 milyon 475 bin 675 TL muhammen bedelle satışa çıkarıldı.

Bir borçtan dolayı ipotekli olup satılmasına karar verilen köşk, Büyükada'da Aya Nikola Mevkisinde bulunuyor. Tarihi köşk, tapu kaydında, "2. grup kültürel değer" taşıdığı tescillenen sivil mimari örneği olarak geçiyor. Yapıldığı dönemin mimari karakteristiklerini özgün şekilde yansıtan köşk, kapanma riski olmayan deniz manzarasına sahip.

İlgili tarihi belgelerde "2. Patrikianos Köşkü" olarak tanımlanmış köşkün içerisi ciddi yenilemeden geçmiş ve bakımlı durumda bulunuyor. Giriş kısmından üst kotlara ulaşabilmek için yukarı çıkan merdivenlere paralel olarak yapılmış basit bir raylı kayar sistem asansörü mevcut olan köşkün bahçesinde bir kuyu da bulunuyor. Bodrum kat, zemin kat, normal kat ve çatı katından ibaret olan köşkün üstünde 59 metrekare bir yüzme havuzu mevcut. Isıtma tesisatının yerden geçtiği köşkün müştemilatı da bulunuyor.

9 BİN 975 TL DEĞERİNDE AĞAÇ VE BİTKİ
Köşkün bahçesinde yapılan keşifte toplam 9 bin 975 TL değerinde ağaç ve çalı formlu bitkiler bulunduğunu ifade eden yetkililer, bunların arasında 200 yaşında fıstık çamı, 100 yaşında palmiye, 60 yaşında ıhlamur, 40 yaşında zeytin, incir, sedir, defne, kaynana dili, dut, 20 yaşında nar ve fenix, erguvan, mimoza, dişbudak, zakkum, mazı, yukka, yeni dünya, muşmula, akçaağaç, ters dut, armut, ayva, badem, ligistrum, alev çalısı, lavanta olduğunu belirtti.

Köşkün bulunduğu yer, altyapı ve ulaşım imkanları, cadde ve sokağa olan cepheleri, işçilik ve malzeme kalitesi, tesisat durumu gibi nitelikler göz önüne alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde taşınmazın arsa-ana yapı-eklentiler (havuz ve bileşenleri, barbekü, ocak, çardak, soyunma, giyinme, güneşlenme terasları, bahçe duvarları, kayar sistem teleferik asansörü, bahçesindeki ağaç ve bitkileri dikkate alınarak yapılan değer tespiti 2 bin 921 metrekarelik yerde köşkün değeri 1 milyon 250 bin TL, eklentilerin değeri 250 bin TL, arsa değeri 4 milyon 965 bin 700 TL, ağaç ve bitkilerin değeri 9 bin 975 TL olmak üzere toplam değeri 6 milyon 475 bin 675 TL olarak tespit edildi.

Kaynak: Patronlar Dünyası - 18 Nisan 2011 Pazartesi

İzmir'e Yatırım Ajansı Piyangosu

İzmir'e başta otomotiv yan sanayisi olmak üzere yeni yatırım çekmek için harekete geçen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ile birlikte çalışma kararı aldı. 

İzmir'e başta otomotiv yan sanayisi olmak üzere yeni yatırım çekmek için harekete geçen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ile birlikte çalışma kararı aldı. Bu kapsamda dün (17 Nisan) İzmir'e gelen Ajans Proje Başdirektörü İsmail Erşahin ve Proje Direktörü Ferruh Parmaksız, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki ve Yönetim Kurulu üyeleriyle biraraya geldi.


Toplantıda konuşan EBSO Başkanı Yorgancılar, İzmir'in yetişmiş insan gücü, limanı ve altyapısıyla yeni yatırımlar için çok cazip olduğuna işaret ederek, yatırımcıları İzmir'e çekmek için çalıştıklarını söyledi. Bu kapsamda Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ile de ortak çalışma kararı aldıklarını anlatan Yorgancılar, "Bugün İzmir için tarihi bir gün. Yatırım Destek Ofisimiz'le biraraya geldik. İzmir'in EXPO'ya aday olması da kentin çehresini değiştirecek. Otomotiv yan sanayi yatırımları için kentimiz çok cazip. Torbalı'daki otomobil fabrikası 10 yıldır âtıl duruyor. GM'nin burada yeniden yatırımı söz konusu olabilir. Bu konuda daha önce İzmir Başkanlar Kurulu bir çalışma yapmıştı. İzmir'in birçok avantajı var, bunları yeni yatırımlara dönüştürerek ekonomisini daha da büyütebiliriz. " dedi.

EBSO Meclis Başkanı Tiryaki ise otomotiv yan sanayisinin Türkiye toplam ihracatının yüzde 20'sini yaptığına dikkat çekerek, güçlü olunan bu sektörde yeni yatırımlar için İzmir'in çok avantajlı olduğunu söyledi. GM'nin Belçika'daki fabrikasını kapattığını, İzmir'deki fabrikanın ise 10 yıldır boş durduğunu vurgulayan Tiryaki, "Öncelikle bunun tekrar üretime geçmesi için çalışma yapılabilir. Japonya'daki tsunami faciasından sonra Toyota'nın da yan sanayi konusunda sıkıntı çektiği ifade edildi. Bu noktada da çalışma yapılabilir. Hedefimiz, ilk etapta otomotiv yan sanayi yatırımlarını bölgemize çekmek. " diye konuştu.

Proje Başdirektörü Erşahin de ülkeye istihdam ve katma değer sağlayacak yatırımların gelmesi için çalıştıklarını belirterek, İzmir'e de bu kapsamda yatırımcı gelmesini istediklerini kaydetti. GM ile ilgili özel bir çalışmaları olmadığını anımsatan İsmail Erşahin, farklı sektörlerden yatırımların gelmesi için uğraş verdiklerini ifade etti.

Kaynak: Son Dakika - 18.04.2011 

17 Nisan 2011 Pazar

Homes With The Most Outrageous Amenities

Whether a home is newly purchased or long inhabited, an updated kitchen, a new deck or even a coat of fresh paint can make it feel spiffier. When it comes to luxury real estate, however, some homeowners take upgrades to an extreme, spending big bucks on outrageous amenities.

We pulled together a list of upscale abodes for sale or just sold that have been equipped with fantastic, unusual--and in some cases downright wacky--amenities. These are not your typical luxe enhancements like home theaters, wine cellars and game rooms, although most of our estates have those features too. Our friends at Trulia.com, Realtor.com, Sotheby's International Realty and Coldwell Banker Previews International helped us uncover these unique listings.

The $10 million cliffside dwelling at Point Place in Laguna Beach, Calif., would make Bruce Wayne proud. The driveway has a secret, subterranean entrance below the house's steep perch, inside the cliff itself. Once a car passes through the hidden garage door, a commercial-grade hydraulic lift transports it up and into the house.

Even among snazzy home swimming holes, Las Vegas' $10 million Wood Creek Court residence stands out. It has a full-on water park with sandy beach island, a sunken swim-up bar--even a lazy river. The owners of the $7.4 million French Bastide in Greenwich, Conn., converted an English phone booth into a poolside outdoor shower. Recently Sotheby's International Realty sold a Beverly Hills home, complete with a giant bird-shaped swimming pool, for $4.2 million. As if a winged body of water wasn't enough of a talking point at house parties, the owners also dug out an underwater observation room.


Other homes have indoor water works. The $3.4 million Midwest Club estate in Oak Brook, Ill., is on the market for $3.4 million, thanks in part to waterfront views and seven bedroom suites with private living areas and a foliage-lined indoor koi stream. The koi stream warps around a little island holding a ficus tree, while the stream's banks nourish dozens of plants. If you want to access the far side of the room, a stone-tiled bridge will take you there.
High-end homes with outrageous and wacky amenities lure many a gawker, but attracting real buyers can be tricky. Luxury homes with unusual amenities speak to a small niche and can sit on the market for longer periods of time, waiting for the right buyer to come along.

"The quirkier they [extreme amenities] are, the more they complicate the prospects of reselling the property," says Tara-Nicholle Nelson, consumer educator at Trulia.com, a San Francisco-based real estate listing site. However, she also notes, "Some of the extreme high-end home features actually create a clear way for sellers to differentiate their otherwise already highly attractive home from the other uber-opulent homes on the market."

Hall Willkie is president of Brown Harris Stevens, a New York-based real estate firm that represents a $35 million Manhattan townhouse boasting a two-story indoor wall of water. Willkie says both the pool of potential buyers and the selection of homes with opulent amenities are small.

The homes "are the opposite of cookie cutters, so when buyers find a property like that that they like, they tend to become a little aggressive about getting it," he says

Provided by: By Morgan Brennan, Forbes.com - Apr 14, 2011

16 Nisan 2011 Cumartesi

Garanti'den Evini Satıp Ev Alana Mortgage Kolaylığı

Garanti Mortgage, evini satıp elde edeceği para ile peşinatı ödemek isteyen müşteriler için ‘Evini değiştirene mortgage’ kredisini geliştirdi

Garanti Mortgage, evini satıp elde edeceği para ile peşinatı ödemek isteyen müşteriler için ‘Evini değiştirene mortgage' kredisini geliştirdi. Müşterinin evini satması için 1 yıl süre tanıyan yeni sistem, hem satın alınacak eve hem de mevcut konuta ipotek koyarak yeni evin bedelinin tamamını hemen kredilendiriyor. Tüketiciler evlerini sattıklarında, yeni evin bedeliyle arasındaki farkı vererek peşinatı ödüyor.

Geçen yılı 56 milyar TL ile kapatan, bu yıl ise yüzde 30 büyümesi öngörülen konut kredisi pazarını bahar aylarında farklı ihtiyaçlara hitap eden kredi modelleri hareketlendirecek. Garanti Mortgage'ın kısa bir süre sonra uygulamaya hazır hale getireceği yeni bir kredi modeli de elinde birikmiş parası olmayan, sahip olduğu konutu satıp, bu satıştan elde edeceği para ile peşinatı sağlamak isteyen müşteriler için özel olarak geliştirildi. ‘Evini değiştirene mortgage' adını taşıyan ve müşterinin mevcuttaki evini hemen satmasını beklemeden 1 yıl süre tanıyan bu yeni sistem, hem satın alınacak eve hem de mevcut konuta ipotek koyarak yeni evin bedelinin tamamını hemen kredilendiriyor. Böylece tüketiciler erteledikleri peşinatı, 1 yıl sonra mevcut evlerini sattıklarında, yeni evin bedeliyle arasındaki tutar ile ödeyebiliyor.

Faiz ve fiyatlar düşmez
Yeni ev satın alımı ile eski evin satışının çoğu zaman eşzamanlı olarak gerçekleşmediğini vurgulayan Garanti Mortgage Genel Müdür Yardımcısı Umur Güven, “Evini değiştirene mortgage kredisi, tüketiciye mevcuttaki evini satmasını beklemeden yeni ev satın alma imkanı sunuyor. Müşteriler eski ev satışından gelen tutar ile peşinat ödemesini yapabiliyor” diye konuştu. Güven, bu üründe müşterinin mevcut evini 12 ay içinde satıp minimumda kredi tutarının yüzde 25'ine kadar bir toplu bir ödeme yapması gerektiğinin de altını çizdi. Haziran ayında yapılacak genel seçimin ve yılın son çeyreğinde faizlerin artış trendine gireceği beklentisinin müşterileri bu döneme girmeden ev almaya ve kredi kullanmaya yöneltebileceğini ifade eden Umur Güven, “Seçimler ve sonuçları tüketiciler için belirsizlik yaratıyor ancak mevsimsel durgunluğun yaşandığı yaz aylarının ardından faizlerin ve konut fiyatlarının düşmesinin söz konusu olmayacağı bir döneme giriyoruz” değerlendirmesini yaptı.


Kaynak: Milliyet Emlak - 13 Nisan 2011

Konut Almak İçin En Uygun Zaman Hangisi?

Uzmanlar konut alım satımında dikkat edilmesi gereken kriterler konusunda uyarıyor...

Konut alımı için kış, satışı için ise ilkbahar ve yaz daha avantajlı. Zira yapılan piyasa araştırmalarına göre Türkiye`de konut alım satım işlemleri, ilkbahar ve yaz aylarında artıyor, sonbaharla birlikte azalıyor.

Alıcıların çok olduğu bahar ve yaz aylarında az sayıda konutun satışta olması yüzünden hem seçenek azalıyor hem de talep fazlalığından fiyatlar artıyor. Çok sayıda konutun satışta olduğu kış aylarında ise alıcılar istedikleri konutu uygun fiyata bulabiliyor.

Ucuza kiralık konut arayanlar için ise Mart, Nisan, Mayıs ayı tam zamanı. Emlakçılara göre, yazlık konut almayı düşünenler fiyatların ortalama yüzde 20 oranında düştüğü sonbaharı beklemeli.

Kaynak: MilliyetEmlak - 9 Nisan 2011

14 Nisan 2011 Perşembe

İzmir'in ilk havaalanı oteli hizmete girdi

İzmir'in ilk havaalanı oteli hizmete girdi...

İzmirli girişimciler Musa Turan, Mustafa Başkurt ve Kürşat Pehlivanlı, İzmir'in ilk havaalanı otelini hizmete açtı. Resmi açılışı önümüzdeki ay, Başbakan Erdoğan'ın da katılacağı törenle gerçekleştirilecek otel için 1 milyon 200 bin dolarlık yatırım yapıldı ve 30 kişiye istihdam sağlandı.

Genç girişimciler, Adnan Menderes Havaalanı giriş kapısının yanında yer alan ve 23 yıldır atıl duran binayı, İzmirliler Otelcilik firmasından 2017 yılına kadar kiraladı. Orty Turizm şirketini kuran girişimciler, Orty Airport Oteli'ni 4 ay gibi kısa bir inşaat sürecinin ardından Mermer Fuarı'nda hizmete sundu.

ÜÇ ORTAK KURDU...
Ortakları Kürşat Pehlivanlı ve Mustafa Başkurt ile güçbirliği yaparak 23 yıldır boş duran binayı İzmir turizmine kazandırdıklarını dile getiren Orty Turizm Yatırımları ortaklarından Musa Turan, "Otelimizin 2'si suit olmak üzere 54 odası var. İzmir'in ilk havaalanı otelini açmanın gururunu yaşıyoruz. Geçen yıl Temmuz ayında projeye başladık.

Gerekli izinlerin alınmasının ardından inşaat çalışmalarına Kasım ayı sonunda start verdik. Gelen talepler üzerine otelimizi Mermer Fuarı'nda hizmete açtık. Biz, İzmirlilere bu konuda bir söz vermiştik. Bu sözü 4 ay gibi kısa bir sürede hayata geçirmenin onurunu duyuyoruz. Bundan sonra da yeni projelerle İzmir'e ve İzmirlilere hizmet vermeye devam edeceğiz" dedi.

Otelin zemin katında otel müşterileri ve yolcu yakınlarına hizmet verecek olan kafeteryaya Cafe Sorty adını verdiklerini belirten Musa Turan, "Bu kafetaryayı zincir haline dönüştüreceğiz. İzmir'de yeni bir marka yaratmak istiyoruz. Francahising sistemi ile başta Türkiye olmak üzere dünyaya yayılmak istiyoruz. Yurtdışında ilk şubeyi ABD'de açmayı planlıyoruz" dedi.

Uçak seferleri lobiden takip edilebilecek...

Musa Turan, "Havaalanı yolcuları, yolcu yakınları, havaalanında faaliyet gösteren firmaların çalışanları ve iş dünyasına hizmet vereceğiz. Otelin çevresindeki ses perdesi sayesinde odalarda gürültü sorunu yok. Havaalanı iç ve dış hatlar terminali ile şehir merkezine servislerimiz olacak. Havaalanında yolcularını karşılamaya gelenler kafeteryamızda otururken, servisimiz yolcuları terminalden alarak yolcu yakınları ile buluşturacak. Otelin lobisindeki ekrandan uçakların iniş ve kalkış saatlerini görebilecekler" dedi. (Airnewstimes.com)
 
Kaynak: 1insaat - 31.03.2011

Tapu sicil işlemleri artık randevu ile yapılacak

Tapuda randevu dönemi



Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, 2011 yılı sonuna kadar tüm tapu sicil müdürlüklerinde randevu sistemiyle çalışılacağını bildirdi. ''Tapu ve Kadastro Modernizasyon Projesi'' kapsamında tadilatı gerçekleştirilen İzmit Tapu Sicil Müdürlüğü hizmet binasının açılış törenine katılan Bakan Demir, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivlerinde 22 ülkenin tapu kayıtlarının arşivlerinin bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: ''Şu anda verdiği hizmet itibarıyla dünyada kendi alanıyla ilgili iş ve işlemleri en kısa sürede gerçekleştiren tek kurum, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzdür. Yurt dışında akrabası olanlar sorsunlar, bir daire satın aldıklarında ne kadar zamanda muamelelerini yaptırıp, tapularını alabiliyorlar? En az 15 gün, bir ay, üç ay, öyle ülkeler var ki 6 ay sürüyor. Modernize ettiğimiz müdürlüklerimizde, personel noktasında da büyük ölçüde eksiğimizi tamamladı. Vatandaş evraklarını öğleden önce getirdiğinde 3-4 saat, genellikle 2 saat içinde işlemleri tamamlanıyor. Türkiye'de aynı zaman dilimi içinde, aynı hizmetin verilmesi için tüm tedbirleri alıyoruz.'' Tapu Sicil müdürlükleriyle ilgili zihinlerde geçmişten gelen olumsuz bir imaj olduğunu belirten Demir, şunları kaydetti: ''2011 yılı sonuna kadar tüm sicil müdürlüklerimizde randevu sistemi olacak. İmzayı kim atacaksa, yetkili kimse dosyasını alacak, randevu saatinde gelecek. Evrakları kontrol edilip muameleyi yapacak olan memur kardeşimize gitmeden, eksikleri varsa tamamlattırılıp kaydı alınıyor. Bekleme salonunda beleyen vatandaşlarımızı misafir ediyoruz, çay, kahve ücretsiz, vesikalık fotoğrafı eksikse otomatik makinede fotoğraf temin ediyor, fotokopi ihtiyacını giderebiliyor. Birçok müdürlüğümüzde ödemeler için pos cihazları da bulunuyor. Türkiye'nin genelinde aynı standartta hizmeti vermeye yönelik fiziki mekanları modernize etme çalışmalarını kısa sürede tamamlayacağız. Allah vatandaşlarımıza bol kazanç versin. Mülk alırlarsa buraya geldiklerinde kayıtlarını, işlemlerini yapacağız, güler yüzle hizmet vermeye devam edeceğiz.''



Kaynak: 1insaat - 02.04.2011

Karadeniz Optimum'un temeli mayısta atılacak

Uluslararası pazarlarda iş yapan en büyük 3. Türk müteahhitlik şirketi olarak bilinen Rönesans Holding AŞ bünyesindeki gayrimenkul yatırım ortaklığı, Türkiye'deki 8'inci alışveriş merkezini Samsun'da "Karadeniz Optimum" adıyla kurmaya hazırlanıyor.

Alışveriş merkezinin temel atma töreninin önümüzdeki ay gerçekleşeceği açıklandı. Adana'daki "Optimum Alışveriş Merkezi"ni yurt içindeki 7'nci AVM olarak hizmete açan Rönesans Holding'in İnşaat Yönetim Danışmanı Süha Günel, "sosyal yaşam alanlarına dönüşen alışveriş merkezlerinin artık önemli bir ihtiyaç haline geldiğini" söyledi.

Yurtiçi ve yurtdışında 12 bini aşan çalışanlarının yanı sıra yarattıkları dolaylı istihdama da dikkati çeken Günel, "Son olarak hizmete açtığımız 150 milyon lira yatırımla gerçekleşen Adana Optimum Alışveriş Merkezi'nin temelini 2009 sonunda atmıştık. Şu anda burada 2 bin 500 kişiye istihdam sağlanıyor. Kiracılarımız da burada toplam 70 milyon dolarlık yatırım yaptılar" dedi.


Kaynak: 1insaat - 13.04.2011

Park Yaşam Mavişehir Konutları

Künye:
Proje Tarihi 2009 - 2011
Yapım Tarihi 2010 - Sürüyor
Arsa Alanı 45.302 m2
Kapalı Alan 150.000 m2
Proje Tipi Alışveriş Merkezi / Çarşı, İş Merkezi - Ofis, Konut Sitesi / Grubu, Karma Yapı
Yapım Türü Betonarme
Müteahhit Türkeler-Durmaz-İzka Ortaklığı

Açıklama
Park Yaşam Konutları, İzmir'in yeni gelişmekte olan konut bölgesi Mavişehir'de konumlanıyor. Yapı kompleksi konut blokları ve ofis binasından oluşan karma kullanımlı bir proje olarak tasarlandı. Konutlar temel olarak farklı yüksekliklerde planlanmış yüksek katlı konut bloklarından ve yatay alçak katlı konut bloklarından oluşuyor. Blokların arsanın çeperinde planlanması ile arsanın merkezinde konut sakinlerinin kullanıma yönelik yeşil alan ve rekreasyon alanından oluşan bir iç avlu yaratıldı. Projenin tasarımında iklimsel veriler göz önünde bulundurulmuş, konutların havalandırması kuzeybatıdan esen imbat rüzgarı ile doğal şekilde sağlanıyor. Bloklar, konut birimlerinin deniz manzarasından maksimum şekilde faydalanması için denize doğru yönlendirildi. Bina kompleksinin mimari karakteri tektonik formlar ve doğal yapı malzemelerinin kullanımından oluşuyor.

Kaynak: Arkitera - 19/01/2011

İzmir’in ilklere imza atan projesi Karşıyaka’da yükseliyor

İnşaat sektörünün 3 başarılı ve öncü firması Türkerler, Durmaz ve İZKA İzmir Karşıyaka’da Mavişehir Park Yaşam’ı hayata geçirmek için kolları sıvadı.

İzmir Karşıyaka’da temelleri atılan Park Yaşam Mavişehir Konut Projesinin tanıtım toplantısı İzmir Swissotel’de düzenlendi. Projeye imza atan Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker, Durmaz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Durmaz, İZKA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Genel Müdürü Murat Kurum toplantıya katıldılar.

Konut, alışveriş merkezi ve ofisin yanı sıra otelin de yer almasının planlandığı projenin yatırım maliyetinin 350 milyon lirayı bulması beklenirken, konut satışından elde edilecek hasılat 256 milyon lira olarak belirlendi.

Bölgeye güveniyoruz

Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker basın toplantısında yaptığı konuşmasında İzmir’i tanıdıklarını belirterek “İzmir’e çok güveniyoruz ve onları tanımak istiyoruz. İzmirgaz şirketinde edindiğimiz tecrübeleri bu konut projesinde İzmir’lilere sunmak için bir araya geldik. Kendimizi gönülden İzmirli olarak görüyoruz. Zira 2005 yılında lisansını alarak faaliyete başladığımız, ülkemizin en önemli şehir doğalgaz dağıtım projelerinden biri olan İzmirgaz şirketinin kurucu ortakları arasında yer almaktayız. Şirketimizin yatırımlarındaki hızı ve başarısı, İzmir’e yıllık toplam doğalgaz tüketiminde, Türkiye’de 2.sıraya taşımış durumdadır. Bu ilerleme ve İzmir’e duyduğumuz güven, bizi İzmir’de, Avrupa standartlarında, konforlu, sağlıklı, güvenli bir yaşam sunan özel bir gayrimenkul projesinde yer almaya teşvik etti.”dedi. Türker bu bölgede bugüne kadar yapılan en büyük yatırımlardan bir tanesi olduğuna da dikkat çekti.

‘İzmir’in “balkon ve teras” sevdasını unutmadık’

İzmir halkının nasıl bir ev istediğini iyi bildiklerinin altını çizen Türker, “ Biz Park Yaşam Mavişehir’in, İzmir’in kentsel dönüşümü için çok önemli ve İzmir’e ilkler getiren bir proje olduğuna inanıyoruz. Öncelikle, bu projede klasik konut metrekarelerinin dışına çıktık ve İzmir’lilerin daha geniş, daha ferah evlerde mutlu yaşaması için daire metrekarelerini daha büyük tasarladık, tavan yüksekliklerini 2.70 metre olarak gerçekleştirdik. Bu bize ne kazandırır? Bu bize daha yüksek maliyet getirir ama Park Yaşam Mavişehir’li olanlar geniş alanlarda, ferah evlerinde yaşayacakları için buna değer görüyoruz. Öte yandan İzmir’in olmazsa olmazları arasında yer alan “balkonlu, teraslı ev” kriterini de unutmadık. Özellikle bu iki alanı daha geniş ve daha ferah bir hale getirmek için özel olarak üzerinde durduk.

Kapalı yüzme havuzu olan ilk proje

Türker; “İzmir'in kentsel dönüşümü için önemli bir proje hayata geçiriyoruz ve İzmir'e ilkleri getiriyoruz. İzmir'de ilk kez bir projede otopark binaların altına girdi, ayrıca kapalı havuz inşa edildi. Bir ilke imza attığımız için oldukça mutluyuz" dedi. 32 bin 104 metrekare alan üzerinde inşa edilen proje, konumlandırılan 21 – 24 katlı 4 adet blok, 5 katlı 3 adet blok toplam 521 daireden oluşuyor. 7 blokta 27 ayrı mimari tipte daire seçeneği olan projede daireler 70 ile 300 metrekare arasında değişirken, fiyatları ise 174 bin liradan başlayıp, 800 bin liraya kadar uzanıyor. Ayrıca Park Yaşam Mavişehir, sahile ve hafif raylı metro istasyonuna 2 dakika uzaklığıyla da dikkat çekiyor.

Maketsiz 60 daire sattı

1 hafta önce önce satışlarına başlanan projede maket bile olmadan 60’ın üzerinde daire sattıklarını söyleyen Park Yaşam Mavişehir Satış ve Pazarlama Direktörü Oğuz Kaan Karaer projenin yüzde 40'ını bir ay içinde satmayı planladıklarını söyledi.

12 Aralık 2012’de saat 12.12’de teslim

Durmaz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Durmaz, projenin teslim süresinin 24 ay olduğunu ancak kendilerinin bunu erkene aldığını belirterek, hatırda kalan bir tarih verdi.. Durmaz, projeyi 12 Aralık 2012’de saat 12.12’de bitirmeyi hedeflediklerini söyledi. İzka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil ise, bu projenin Emlak Konut GYO’nun en yüksek hasılatlı projesi olduğunu vurguladı.


Kaynak: Hurriyet Emlak Yaşam Eki - 14.04.2011

Hayvancılıkta yatırım patlaması

Hükümetin verdiği destekler sonucunda, süt sığırcılığı ile etçi ve kombine kurulacak damızlık sığır işletmeciliği yatırımında ''bereket'' yaşanıyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, ''Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Eylem Planı Kapsamındaki İllerde Süt Sığırcılığı Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Uyguluma Esasları Tebliği''nin Kasım 2009 tarihinde yürürlüğe girmesinin ardından, 2009-2011 yılları arasında 230 proje başlatıldı. Projelerin yatırım tutarı 613 milyon 872 bin 867 lira oldu.

2009-2012 yılları arasında kurulacak 300 işletmede 1200 kişilik istihdam sağlanacak. İşletmelere sağlanacak olan 36 bin 928 baş damızlık gebe düveden proje sonunda yılda 258 bin 496 ton süt elde edilecek. İşletmeye getirilecek hayvanlardan 2011 yılında 3 bin 81 ton, 2012 yılında ise 4 bin 40 ton olmak üzere toplam 7 bin 121 ton et üretimi sağlanacak.

Doğu Anadolu Projesi (DAP) illerinde de etçi ve kombine kurulacak damızlık sığır işletmesi yatırımlarına destek veriliyor. Bu kapsamda yatırım toplamı 220 milyon 442 bin 895 lira olan 145 proje başlatıldı. 2010-2012 yılları arasında kurulacak 200 işletmede 800 kişilik istihdam sağlanacak. İşletmelere sağlanacak 17 bin 785 baş damızlık gebe düveden proje sonunda yılda 124 bin 595 ton süt elde edilecek. 2011 yılında bin 337 ton, 2012 yılında ise bin 861 ton olmak üzere toplam 3 bin 198 ton et üretimi gerçekleştirilecek.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yeni yatırımda inşaata yüzde 30, hayvan alımına yüzde 40 ve makine alımına yüzde 40 hibe verdiği süt sığırcılığı yatırımlarına 111 milyon 557 bin ve damızlık sığır işetmesi yatırımlarına 73 milyon 160 bin lira hibe yardımında bulunmayı planlıyor.

''BÜYÜK İŞLETMELER FABRİKA KURMAK İÇİN YER ARIYOR''
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Gaziantep Bölge Birliği Müdürü Muhsin Gümüş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, faaliyet alanı içinde bulunan Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Kilis'te çiftçilere süt sığırcılığı ve besi danası konusunda hayvan alımını tedarik ettiklerini, kredilendirdiklerini söyledi.

Süt sığırcılığında 5 yıl vadeli ve besi danasında 1 yıl vadeli sıfır faizli kredi kullandırdıklarına işaret eden Gümüş, ''2010 yılında besi kredilerini de ilave ettiğimiz zaman yaklaşık 30 milyon liralık hayvancılık kredisi kullandırdık. 2011 yılında da kullandırdığımız 15 milyon lira civarında kredi var'' dedi.

Bölgede hayvancılık yatırımına büyük ilgi olduğunu, yeni yatırımların devam etmesinin yanı sıra çiftçilerin küçük işletmelerini büyüttüğünü ve yatırımların çoğunun tamamlandığını bildiren Gümüş, ''Burası cazibe merkezi haline gelince büyük işletmeler de süt fabrikası kurmak için yer aramaya başladılar'' dedi.

'TARIM KREDİ ÇİFTLİKLER KURUYOR''
Süt sığırcılığının geliştirilmesi, modern işletmelerin kurulması hayvansal üretimde verimliliğin ve kalitenin artırılması ile bölgesel gelişmişlik farkının azalacağını vurgulayan Gümüş, damızlık sığır ithalatına ilişkin şunları kaydetti:

''Şu anda genelde Avusturya ve ABD'den seçim yapılıyor. Yurt içindeki kapasitede süt veren bir hayvanı yurt dışından getirip de döviz vermenin bir gereği yok. Bizim şirketimiz özellikle buna dikkat ediyor. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri kendisi yurt içinde çiftlikler oluşturuyor. Kayseri'de 1000 baş çiftliğimiz vardı, ikinci 1000 baş çiftlik açılıyor. Mersin'de şu anda toplama merkezi adı altında bir yer oluşturuyoruz. Kütahya ve Tekirdağ'da bir işetme yapıyoruz. Eski TİGEM'lerde olduğu gibi hayvanları buraya getirip ıslah edip, çoğaltarak yurt dışına bağlı kalmamanın yollarını araştırıyoruz. Böylece ithalat yapmaya da gerek kalmayabilir.''

''400 MİLYON DOLARLIK İHRACAT HEDEFİ''
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Abdulkadir Çıkmaz da 1983-1984'lü yıllarda devletin çok güzel hayvancılık politikası olduğunu, o yıllarda Güneydoğu'dan sadece canlı hayvan ihracatının 420 milyon dolar civarında olduğunu belirtti. Çıkmaz, şunları söyledi:

''O yıllara kadar çok büyük potansiyel vardı. Gerek Suudi Arabistan gerek Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Lübnan'dan çok büyük alıcı heyetler geliyordu. Maalesef ondan sonra Türkiye'de yem fiyatının çok pahallanması, girdi maliyetlerinin artması ve terör olaylarından dolayı yaylaların kapanması üzerine canlı hayvancılık bitme noktasına geldi. Şu anda ithalatçı konumuna geldik. Hükümet son bir yıldır besi ve süt sığırcılığında çok büyük destekler veriyor, çok ciddi yatırımlar yapılıyor. Bölgede özellikle süt ve hayvan ürünlerini işleyecek fabrikalar da bir an önce teşvik edilmeli. Avrupa ve Balkanlar'da olduğu gibi süt işleme fabrikaları kurulmalı. O zaman süt ve hayvan ürünlerinde 400 milyon dolarlık ihracatı buluruz.''



Kaynak: Patronlar Dünyası - 14 Nisan 2011

12 Nisan 2011 Salı

F1 pistini yaptı emlaka soyundu

Bugüne kadar birçok karayolu yapımını üstlenen Ayhanlar Holding, Kentsel Dönüşüm alanlarından Kartal’da bin konutluk projeyle gayrimenkul sektörüne adım atıyor.

Aralarında Formula 1 pisti inşaatı, Sabiha Gökçen Uluslararası Havayolu gibi önemli projelerin yol inşaatını üstlenen son olarak da Mersin-Tarsus’u turizme açacak projenin yolunu yapacak olan Ayhanlar Holding, şimdi de gayrimenkule soyundu. Türkiye’nin değişik bölgelerinde Karayolları’ndan aldığı ihalelerle pek çok önemli yolun yapımını üstlenen şirket şimdi de Kentsel Dönüşüm alanlarından Kartal’da 1000 konutluk bir projeye hazırlanıyor. Ayhanlar Holding Genel Koordinatörü Ahmet Tayfur, Kartal’da ilk büyük projelerini yapmaya hazırlandıklarını ancak Kartal’da kentsel dönüşüm kapsamında imar izninin çıkmasının ardından projeye başlamaya hazırlandıklarını kaydetti. Set Çimento’nun üstünde bulunan araziyi bir kısmı satın alma kalanı ise kat karşılığı şeklinde aldıklarını söyleyen Tayfur, büyük bir projeye başlayacaklarını kaydetti. Tayfur, aslında bu projenin konut alanındaki ikinci projeleri olacağını, ilk projenin ise Gebze’de yaptıkları ve 2009′da yaşamın başladığı 450 konutluk Güzeltepe konutları olduğunu söyledi. Tayfur, konut alanında yatırımlarının devam edeceğini de söyleyerek “Baktığımız arsalar var. Bize gelen bazı arsalar da var. Bunları da değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Tarsus yolu Akdeniz Olimpiyatları’na yetişir

Tarsus turizm yolu ihalesini de alan Ayhanlar Holding, bölgede açılacak tüm otellerin bu yolu beklediğini söyleyerek “Hedefimiz 1.5 yılda orayı tamamlamak. 2012 sonunda bitirmiş oluruz. Oteller de çalışmalara bizimle eş zamalı başlarsa onlar da 2013 Mersin Akdeniz Olimpiyatlarına yetişebilirler” diye konuştu. Tayfur, bünyelerinde yol asfalt, hazır beton, madencilik, petrol ürünleri ve yapı inşaat şirketleri olduğunu söyleyerek kendi betonlarını da kendilerinin ürettiğini bu nedenle inşaat alanında bir sıkıntı yaşamadıklarını da dile getirdi.

Aura’da zamdan önce son kampanya

Propa İnşaat, Kartal’ın en merkezi lokasyonunda inşa ettiği prestijli ev ve home-office projesi Aura Residence’ta zamlı fiyatlardan bir kampanya düzenlendi. 136 bin TL’den başlayan fiyatlarla, merkezi konumu ve geniş sosyal donatıları ile dikkat çeken projeden ev sahibi olmak mümkün. home office’lerin kendini 203 ila 212 ay arasında amorti ettiği projede,iİster sıfır peşinat ve 120 aya kadar kredi, ister yüzde 1 peşinat ve 48 aya kadar sıfır faiz, ister peşin ödemede yüzde 8 indirim ya da yüzde 50 peşin, kalanı 24 aya kadar vade farksız ödeme seçenekleri ile daire sahibi olunabiliyor.

Bandırma’ya Liman AVM’yi yaptı

Tayfur, konut dışında AVM alanında da yatırımları olduğunu ve bu alanda da büyümek istediklerini söyleyerek “Aslında İstanbul’da bir AVM planımız vardı. Ancak İstanbul’da bu alanın doygunluğa ulaştığını görünce başka bir AVM’nin yanında bir yatırım yapmamak için bu planımızı Anadolu’ya kaydırdık ve Bandırma’da karar kıldık” diye konuştu. Tayfur, iyi bir fizibilite çalışması yaptıklarını ve Bandırma’nın çevresiyle beraber 500- 600 binlik bir nüfusa hitap ettiğini söyleyerek burada Liman AVM ismiyle bir yatırıma başladıklarını söyledi. Erdek, Gönen, Manyas, Karacabey ve Susurluk’un ortasındaki yol kavşağında bulunan bir noktada yer alan Liman AVM 60 bin metrekare inşaat alanında 25 bin metrekare kiralanabilir alana sahip bulunuyor. Tayfur, Liman AVM’nin Bandırma’nın kurtuluşu olan 17 Eylül tarihinde açmayı planladıklarını da kaydetti.


Kaynak: Sabah - 07.04.2011

En çok bayi kaybeden akaryakıt şirketleri

Akaryakıtta intifa sözleşmelerinin 5 yılla sınırlandırılması büyük dağıtıcılara pazar payı kaybettirirken, küçük ve pazara yeni giren firmalara ise kazandırdı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) ''2010 Petrol Piyasası Raporu'', TÜYAP'da gerçekleştirilen Petroleum İstanbul 10. Uluslararası Petrol, LPG, Madeni Yağ, Ekipman ve Teknoloji Fuarı ve Konferansı kapsamında açıklanarak katılımcılara dağıtıldı.

Raporda, dağıtıcılar ile bayiler arasında 2010 yılında yaşanan transferlerin ardından dağıtım şirketlerinin bayi sayıları ve pazar paylarının nasıl değiştiği kamuoyuna duyuruldu.

Rapora göre, 2010'da Petrol Ofisi, Opet, BP, Total, Akpet gibi akaryakıt dağıtıcısı şirketlerin pazar paylarında yüzde 2'ye varan oranlarda azalma yaşanırken, yeni ve küçük dağıtım şirketlerinin pazar payları arttı.

Bin 156 adedi transferlerin başladığı 18 Eylül-31 Aralık 2010 tarihleri arasında olmak üzere, geçen sene toplam bin 688 akaryakıt bayisi dağıtım şirketini değiştirdi.

Türkiye'de bugün yaklaşık 12 bin 800 akaryakıt bayi olduğu dikkate alındığında, akaryakıt bayilerinin yüzde 13'ünden fazlası şirket değiştirmiş oldu.

En fazla bayiyi 349 adet ile Petrol Ofisi kaybetti, en çok ise 138 ile Aytemiz kazandı.

Shell 219, Opet 171, Akpet 70, Total 69 bayi kaybederken, Balpet 112, Termopet 108, Lukoil 100 bayi transfer etti.

İntifa sözleşmelerinin 5 yılla sınırlandırılması kararı uyarınca 18 Eylül'den itibaren yapılan bayilik lisansı tadil başvurularının neticelendirilmesiyle, ilk 9 aylık dönem sonunda en büyük pazar payına sahip ilk 5 dağıtıcı lisansı sahibinin aylık ortalama pazar payları toplam yüzde 77,3 iken, son 3 aylık dönemde yüzde 74,6'ye geriledi.

Dağıtıcı ile bayiler arasında sözleşmelerin süresinin 5 yılla sınırlandırılması üzerine ülke çapında yüzlerce bayi ile dağıtım şirketleri sözleşmelerini yenilemişti.

Sektör temsilcilerine göre, bu durumda pazar payı büyük dağıtıcı şirketler arasında büyük bir rekabet yaşanırken sektörde toplamda 1,5 milyar dolara yakın transfer bedeli ödenmişti.

İntifa sözleşmelerinin ardından pazar payları bakımından ilk 10 şirketin sıralaması şöyle:

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 2010 yılında akaryakıt ürünlerinden 25,9 milyar lira Özel Tüketim Vergisi, 9,7 milyar lira KDV geliri elde edildiğini bildirdi.

EPDK'nın ''2010 Petrol Piyasası Raporu'', TÜYAP'da gerçekleştirilen Petroleum İstanbul 10. Uluslararası Petrol, LPG, Madeni Yağ, Ekipman ve Teknoloji Fuarı ve Konferansı kapsamında açıklanarak katılımcılara dağıtıldı.

Rapora göre, dünya genelinde ham petrol arzı 2010'da günlük 86,35 milyon varil olarak gerçekleşti. OPEC üyesi ülkelerin toplam üretiminin, dünya toplam üretiminin yüzde 40'ını oluşturduğu ve 2010 yılında meydana gelen günlük 2,02 milyon varillik üretim artışının yarısının OPEC üyesi ülkelerden karşılandığı görüldü.

OECD ülkeleri içerisindeki en yüksek üretim payına sahip olan ABD'nin günlük arzı ortalama 0,48 milyon varil artarken, diğer üye ülkelerin üretimi toplamda 0,41 milyon varil azaldı. Bu sebeple, OECD ülkelerinin ham petrol arzı oransal olarak çok az değişti.

Dünya toplam petrol rezervlerinin yüzde 65'i Türkiye'nin yakın coğrafyasında bulunurken, toplam üretimin yüzde 41'i Rusya, S.Arabistan, İran, Irak, Kuveyt, BAE, Libya gibi bu ülkelerde gerçekleşti.

Dünya ham petrol fiyatları, 2008 ve 2009 yıllarında çok hızlı değişmesine karşın 2010 yılının 10 ayında çoğunlukla 70-80 dolar/varil aralığında seyretti, Ekim ayında artış eğilimine girerek yılı 90,61 dolar/varil seviyesinde kapattı. 2010 başında 75,55 dolar/varil olan fiyat, yıl sonunda maksimum değeri olan 90,61 dolar/varil seviyesine ulaşarak 2010 yılı içinde toplam yüzde 20 artış kaydetti. 2010 yılı ortalama ham petrol fiyatı ise 77,7 dolar/varil olarak gerçekleşti.

2008 yılının son çeyreğinden başlayan ve özellikle 2009 yılında tüm dünyayı etkileyen ekonomik krizin etkilerinin 2010 yılında azalmasıyla rafineri sayısında ve toplam ham petrol işleme kapasitesinde artış gözlendi.

2010 yılı sonu itibarıyla dünya genelinde 662 adet rafineri bulunurken, bu rafinerilerin toplam ham petrol işleme kapasitesi 88,2 milyon varil/gün oldu.

2010 yılında dünya genelinde rafineri sayısı ve rafinaj kapasiteleri artışına paralel olarak Türkiye'de de rafinerici lisansı sahiplerinin sayısı arttı. Ancak bu artış toplam rafinaj kapasitesini (613,3 bin varil/gün) değiştirmedi. Rafinerici lisansı sahipleri tarafından geçen yıl toplam 16,84 milyon ton ham petrol ithal edilirken, 2,54 milyon ton ham petrol ise yerli üretimden temin edildi.

İthalatta en yüksek payın 2009 yılında olduğu gibi, 2010 yılında da İran ve Rusya'ya ait olduğu görüldü. 2010 yılında İran, Rusya ve Suudi Arabistan, Irak ve Kazakistan yapılan petrol ithalatı, toplam ithalatın yüzde 98'ini oluşturdu.

İHRACAT VE DAĞITICI PAYLARI
Geçen yıl benzin, motorin ve fuel oil türleri ile jet yakıtı ihracatında da artış gözlendi. Buna göre, 2010 yılında 2 milyon 8 bin 407 ton benzin türleri, 260 bin 506 ton motorin, 57 bin 608 ton kırsal motorin, 2 milyon 329 bin 530 ton fuel-oil türleri, 110 bin 62 ton jet yakıtı ihraç edildi.

2010 yılında bayilik lisansı sahibi akaryakıt istasyonları ve serbest kullanıcı lisansı sahiplerine teslim edilen akaryakıt satış miktarı da 16 milyon 805 bin 743 ton olarak gerçekleşti.

Dağıtıcı lisansı sahipleri, akaryakıt istasyonları ve serbest kullanıcı lisansı sahiplerine 2 milyon 75 bin 247 ton benzin türleri, 13 milyon 896 bin 876 ton motorin türleri ve 2 milyon 489 bin 501 ton da otogaz ve LPG satışında bulundu.

Dağıtıcı satış payları dikkate alındığında da, Petrol Ofisi yüzde 24,7, Shell&Turcas yüzde 19,1, Opet yüzde 16,6, BP yüzde 10,8, Total Oil de yüzde 5,6'lık oran ile 5'in içinde yer aldı.

AKARYAKITTAN ELDE EDİLEN VERGİLER
Öte yandan, 2010 yılında 248,3 milyar lira vergi geliri elde edilirken, bunun 35,6 milyar lirası akaryakıttan geldi.

Geçen yıl akaryakıt üzerinden 25,9 milyar lira Özel Tüketim Vergisi, 9,7 milyar lira da Katma Değer Vergisi alındı. Böylece akaryakıt ürünlerinden alınan vergi, toplam vergi gelirlerinin yüzde 14,3'ünü oluşturdu. Bu vergilerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payı da, yüzde 3,3 oldu.

Bu arada, 2005 yılında akaryakıttan alınan ÖTV ve KDV, toplam vergi gelirlerinin yüzde 19,3'ünü meydana getirirken, söz konusu oran 2006 yılında yüzde 16,5, 2007 yılında yüzde 15,6, 2008 yılında yüzde 14,9, 2009 yılında da yüzde 14,7 olarak gerçekleşti.

2010 Petrol Piyasası Raporu, 95 oktan kurşunsuz benzinin Aralık ayı ortalama fiyatına göre, fiyatın yüzde 64'ünü dolaylı vergilerin, yüzde 10'unu dağıtıcı ve bayi payının, yüzde 26'sını ise vergisiz rafineri fiyatının oluşturduğunu ortaya koydu. Söz konusu oranlar motorinde sırasıyla yüzde 55, yüzde 13 ve yüzde 32 olarak tespit edildi.

Rapora göre, Türkiye'deki akaryakıt fiyatları, 2008 yılında yaşanan küresel krizin etkisiyle dünya petrol piyasalarında yaşanan düşüşe aynı yönde tepki verdi. Söz konusu yıl kurşunsuz benzin fiyatı yaklaşık yüzde 40 azalırken, 2009'da dünya ekonomisindeki tedrici iyileşmeye bağlı olarak fiyatlar yüzde 87 artış gösterdi. 2010 yılında devam eden ekonomik toparlanmayla birlikte fiyat artışı devam etti ve yaklaşık yüzde 19 seviyesinde gerçekleşti.

Akaryakıt dağıtım fiyatları dikkate alındığında da genel eğilimin, akaryakıt toptan fiyatlarına benzer bir seyir izlediği gözlendi. Bu çerçevede, vergisiz kurşunsuz benzin fiyatı, 2008 yılında düştü, 2009 ve 2010 yıllarında artış gösterdi.

Vergisiz motorin dağıtım fiyatı da, 2009'da yüzde 24 artarken, aynı yıl dağıtıcı payı sabit kaldı. 2010 yılında ise vergisiz fiyat bir önceki yıla göre yüzde 21,20, dağıtıcı payı da yüzde 17,65 oranında arttı.



Kaynak: 1insaat - 09.04.2011

Emlak devlerinden İzmir'e 350 milyon liralık çıkarma

Türkerler, Durmaz ve İzka İnşaat, Emlak Konut GYO ile hasılattan pay verme modeliyle 350 milyon liralık dev projeyi başlattı. Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, İzmir'deki son arsaları Mavişehir'de inşaatın başladığını, asgari 256 milyon liralık gelir beklentisi üzerinden anlaşma yaptıklarını ifade etti.

İzmir'in doğalgaz dağıtım şirketinin kurucu ortağı Türkerler Holding, bu şehirde 350 milyon liralık konut, ofis, alışveriş merkezi (AVM) ve otelden oluşan karma bir proje başlattı. Kamu şirketi Emlak Konut GYO, Karşıyaka ilçesindeki son arsasını hasılattan yüzde 25 pay karşılığında konut, ofis ve AVM yapmak üzere Türkerler'in büyük ortak olduğu 3 şirkete verdi. Park Yaşam Mavişehir adı verilen projeyi inşa edecek şirkette Türkerler yüzde 40, Ankaralı Durmaz İnşaat ile İzmirli İzka İnşaat şirketleri ise yüzde 30'ar paya sahip. Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker, "Doğalgaz dağıtımını yaptığımız için İzmir'i ve İzmirliyi iyi tanıyoruz. Yıllık doğalgaz tüketiminde İzmir ikinci sırada. Ekonomik potansiyeli gördüğümüz için buraya nitelikli konut yapmaya karar verdik. 350 milyon liralık Park Yaşam Mavişehir projesi, 2008 yılından bu yana İzmir'de yapılmış en büyük yatırım projesi." dedi.

Park Yaşam Mavişehir projesi İzmir'de paydaşların katılımıyla tanıtıldı. Tanıtım toplantısına katılan Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, İzmir'deki son arsaları Mavişehir'de inşaatın başladığını, bundan sonra yeni yaşam alanları oluşturmak için yeni arsalar arayacaklarını söyledi. 256 milyon liralık gelir beklentisi üzerinden asgari yüzde 25 pay ile Mavişehir arsasını ihale ettiklerini belirten Kurum, "Ama tahminimiz gelir 300 milyon lira civarında olur." dedi. Bundan sonra TOKİ ve Emlak Konut olarak kentsel dönüşüme ağırlık vereceklerini vurgulayan Murat Kurum, şehir içindeki eski yapı stokunu yenilemeye yönelik projeler gerçekleştireceklerini ifade etti. Kurum, "Kentsel dönüşüm deyince akla illaki gecekondu gelmesin. 5 katlı eski bir apartman da dönüşüme ihtiyaç duyabiliyor. İstanbul'da Bakırköy, Bağcılar'da böyle çok örnek var." diye konuştu. Şu anda dünyadaki halka açık GYO'lar arasında Avrupa'da 6., dünyada ise 21. büyük şirket olduklarını söyledi. Kurum, "Bu yıl 605 milyon lira kâr açıkladık ve temettü dağıttık. Şirketin piyasa değeri 2003 yılına göre üç kat arttı. 8 yılda 20 milyar liralık konut satışından 7 milyar lira pay aldık." dedi.

Mavişehir projesinde 521 daire bulunuyor. Daireler 21 ve 24 katlı 7 blokta yer alıyor. İnşaatın 12 Aralık 2012 günü bitirilmesi planlanıyor. İnşasına başlanan projede zemin fore kazık ile depreme karşı güçlendirildi. Brüt 70-80 metrekarelik 1+1 dairelerin fiyatı 174 bin ile 220 bin lira arasında değişiyor. Bina altında kapalı otopark ve kapalı havuza sahip projedeki en büyük 5+1 dairenin fiyatı ise 800 bin lira civarında. Mavişehir'de metrekare başına ortalama fiyatlar ise 2 bin 200 ile 2 bin 700 lira arasında değişiyor. İzmir'e özel olarak projede balkon ve teraslar geniş tutuldu. Emlak Konut GYO, Mavişehir bölgesinde 2003'ten beri 2 bin 854 konutu hasılat paylaşımı yoluyla ihale etti.


Kaynak: 1insaat - 11.04.2011

7 Nisan 2011 Perşembe

2011'in mimarlık şaheserleri

Arkitera bünyesindeki Türkiye'nin en büyük dijital mimarlık arşivi ARKİV, 2011'in en iyi binalarını seçti. Mimarlardan oluşan jüri, Türkiye'de uygulaması geçen yıl tamamlanan 79 önemli projeyi inceledi ve 39 projeyi 2011 seçkisine aldı. Biz de ilk 20'sini seçtik
Arkitera Mimarlık Merkezi’nin Türkiye’deki mimarlık üretimini belgelemek amacıyla düzenlediği ARKİV Seçkileri’nin sonuçları belli oldu. Amacı, Türkiye’de 2011’de üretilen mimarlığı kayıt altına alıp bir kaynak oluşturmak olan ARKİV Seçkileri projesi, Türkiye’nin en kapsamlı mimarlık başvuru kaynağı olan ve Kalebodur sponsorluğunda yayımlanan dijital mimarlık arşivi ARKİV üzerinden yürütüldü. Değerlendirmeyi, Serbest Mimarlar Derneği temsilcileri Yeşim Hatırlı, Boran Ekinci, Dürrin Süer Kılıç ile İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ferhan Yürekli ve Arkitera’dan Selin Biçer’in oluşturduğu seçici kurul yaptı. 2011’de uygulaması bitmiş önemli 79 projeyi inceleyen jüri, bunlar arasından 39’unu 2011 ARKİV Seçkisi’ne aldı.


Kaynak: http://www.yapihaberleri.net/haber/2011-in-mimarlik-saheserleri.html

5 Nisan 2011 Salı

Enflasyonda 41 yılın rekoru!

Tüketici fiyatları 41 yılın en düşük seviyesinde kaldı


HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayında Tüketici Fiyatları Endeksinin (TÜFE) yüzde 0,42, Üretici Fiyatları Endeksinin (ÜFE) yüzde 1,22 arttığını açıkladı. Mart ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 3,99, ÜFE'de yüzde 10,08 oldu.

PİYASALAR HAREKETLENDİ
Beklentilerin oldukça altında gelen TÜFE rakamlarının ardından bono bileşik faizleri hızla gerilemeye başladı. Yüzde 1.5 düşen bileşik faizlerin ardından rakamlar, borsada da yansımasını buldu. İMKB-100 endeksi açılış seansında negatif başlangıç yapmasına rağmen, faizde yaşanan geri çekilmenin sonrasında 66 bin 516 puan seviyesine kadar yükseldi. Daha sonrasında gelen ufak çaplı kâr realizasyonlarıyla borsa endeksi yüzde 1'in üzerinde değer artışıyla seyrine devam etti.

"TÜFE'DE YÜZDE 4'ÜN ALTI ETKİLEYİCİ"
HSCB Bank A.Ş. Stratejisti Fatih Keresteci HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ'ne yaptığı değerlendirmede şunları aktardı:

"Mart ayında TÜFE yüzde 0.42, ÜFE ise yüzde 1.22 oranında artış kaydetti. Piyasa beklentisi TÜFE'de yüzde 0.66, ÜFE'de ise yüzde 0.95 idi. Bu yönüyle, TÜFE beklentilerin altında kalırken ÜFE tahminlerin üzerinde gerçekleşmiş oldu. Mart ayı rakamları ile birlikte yıllık TÜFE enflasyonu yüzde 3.99, yıllık ÜFE enflasyonu ise yüzde 10.08 olmuş oldu. Yıllık TÜFE enflasyonunun geldiği seviye oldukça etkileyici iken ÜFE'deki göreceli olarak yüksek seyir ise maliyet artışını yansıtıyor.

TCMB analizlerinde, son dönemde attığı adımların iç talepteki yavaşlamayı sınırlayıcı yönde etkiler doğuracağına işaret etmiş ve bu nedenle de yansımanın sınırlı olacağına işaret etmişti. Şubat ayı enflasyon rakamlarının geneline yönelik bir değerlendirme yaparsak hafif iyimser bulduğumuzu söyleyebiliriz. TÜFE'nin beklentilerin altında kalması ve bu sayede yıllık TÜFE enflasyonunu yüzde 4.0'ün altına taşıması etkileyici. Her ne kadar TCMB enflasyonun Mart ayında da düşük geleceğine ilişkin yorumlarda bulunsa da piyasa analistleri gerçekleşmenin bu derece iyimser olmayacağını düşünüyordu. Ayrıca, maliyet artışının TÜFE üzerindeki etkisinin henüz çok sınırlı olması, önümüzdeki dönemde de geçişkenliğin sınırlı olabileceğini gösteriyor. Bu da olumlu bir nokta. Bu nedenlerden ötürü gösterge bileşik faiz açıklama sonrasında yaklaşık 18 baz puanlık bir düşüş kaydederek yüzde 8.86'ya geriledi. Ancak, bono&tahvil piyasasında son dönemde yaşanan satışların ardındaki temel nedenin enflasyon beklentilerindeki bozulmadan ziyade munzam karşılık oranlarındaki artışın bankalara yol açtığı fonlama maliyet artışı olduğu kanaatindeyiz.

Bu nedenle de olumlu gelen enflasyon rakamlarına rağmen bono piyasasındaki genel satıcılı havanın kaybolmayacağını düşünüyoruz. Gösterge bileşik faiz için de bu nedenle yüzde 8.80'nin altını şimdilik kalıcı görmüyoruz. Enflasyona ilişkin olarak TCMB'nin 28 Nisan'da açıklayacağı yılın ikinci enflasyon raporu oldukça önemli olacaktır."

"ZORUNLU KARŞILIK ARTIRIMINA ARA VERİLEBİLİR"
Delta Menkul Genel Müdü Yardımcısı Figen Özavcı ise şunları aktardı:

"Bu enflasyon rakamlarından sonra faiz gevşedi. Yüzde 1.50 aşağıda. Faizlerde "MB zorunlu karşılık artışına ara verebiliri" fiyatlıyor. Şu anda gelen rakamlar, bu ay için olumlu algılanmış görünüyor. MB'nin aldığı kararların şu andaki enflasyona etkisi sözkonusu değil. MB'nin aldığı kararlar finansal istikrarı sağlama amaçlı. O yüzden fiyat istikrarını çok fazla etkilemiyor. Kararlara rağmen kredi artışı hâlâ hız kesmedi. Fakat cari açık tarafından risk daha uzun vadeye yayılmaya başladı. Sonuç olarak önümüzdeki PPK toplantısında MB'nin bu verilere bağlı olarak munzam karşılıkların artışına ara verebileceğini söyleyebiliriz."

"RAKAMLAR SÜRPRİZ DEĞİL"
Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Onur Mutlu da şöyle konuştu:

"Enflasyon rakamları beklentiler doğrultusunda geldi. Bundan sonraki aylar daha önemli. Mart ayında TÜFE baz etkisinden dolayı düşük geldi. MB'nin aldığı kararların TÜFE'ye yansıdığını düşünmüyorum. Burada sürpriz bir rakam yok. O yüzden faiz artırımı söz konusu değil. En azından sonbahara kadar böyle bir beklentimiz yok. Önümüzdeki aylarda enerji ve petrol fiyatlarından kaynaklı bir artış görülecek. Kurlarda artış yönünde kalıcı bir hareket olmayınca enflasyon TL bazında çok fazla yük getirmiyor. İçine girdiğimiz mevsim itibariyle gıda fiyatlarında negatif enflasyon da görebiliriz. Bu da manşet enflasyonu dengeleyecektir. MB'nin parasal sıkılaştırmaya yönelik aldığı kararların enflasyon sepeti içindeki kalemlere yansıması rasyonel değil. En basitinden alınan kararlar enerji fiyatlarının artışını engelleyemiyor..."

"TÜFE KRAL ÇIPLAK DEDİ"
TÜFE "kral çıplak" dedi ve faizler hızla yüzde 9 seviyesini altına geriledi. Gösterge faizlerde yeni hedef aşağıda nerede ve İMKB'ye yansıması ne anlama geliyor?

İşte Anadolu Yatırım Stratejist Halil Reçber'in konuya ilişkin değerlendirmesi:

"Kral çıplak da nereden çıktı!?!...

Türkiye son yıllarda bir enflasyon düşüş süreci ve bunun olumlu etkileri ile şekillenme trendi içinde yoluna devam ediyor. Son TÜFE verileri beklentilerden oldukça iyi geldi ve yüzde 3.99 ile 42 yılın en düşük seviyesine geriledi diyebiliriz. Son 4 aydır TCMB istediğini yaptı ve kafaları karıştırıcı bir çok açıklaması sonrasında başta bankacılık sektörü olmak üzere negatif fiyatlamaların baş aktörü oldu diyebiliriz. Sonuç ne oldu? Yine yüksek faiz düşük kur sürecine devam...

Aynı kulvarda koştuğumuz ülkeler ile bir karşılaştırma yaptığımızda Hindistan, Polonya, Brezilya, Çin vb. 2-3 ülkeyi daha dikkate alarak yaptığımız çalışmalar içinde maalesef ki bu ülkelerin reel faiz getirilerinden son dönem MB kararları ile daha yüksek olduğunu görmekteyiz.

Geçmiş son 2 yılı değerlendirdiğimizde enflasyon düşüş trendini sürdürmesine rağmen faizlerin hali hazırda yüzde 9 ve üzeridne seyretmesi açıklanabilir bir durum değil. Hangi risk primi üzerine koyarsanız koyun... Çünkü TÜFE son iki veri 41 hatta 42 yılın en düşük seviyesinde. Bu nedenle gösterge faizler maalesef MB'nin son 4 aydır aldığı kararlar neticesinde "aşırı yüksek" seviyelerde olduğunu göstermektedir.

Son gelen mart ayı TÜFE verileri bu anlamda gösterge faizlerin aşırı yüksek olduğunu (kral çıplak dedik) bir kez daha göstermiş oldu. Ve bizim gösterge faizler yüzde 9 üzerine attıktan sonraki süreçte, geçen haftalardan itibaren ele aldığımız gösterge faizler aşırı yüksek söylemimizi desteklemeye başladı."

İŞTE AÇIKLANAN ENFLASYON VERİLERİ

ÜFE
TÜİK, Mart 2011 Tüketici Fiyatları Endeksi ve Üretici Fiyatları Endeksini açıkladı buna göre, 2011 yılı Mart ayında 2003 Temel Yıllı Üretici Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre 1,22, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5,40, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,08 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 9,36 artış gerçekleşti

Aylık değişim tarım sektöründe yüzde 0,68, sanayi sektöründe yüzde 1,34 oldu. Tarım sektörü endeksinde, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5.84, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10.54 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 18,00 artış gerçekleşmiştir. Sanayi sektörü endeksinde ise bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 5,31, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,98 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,54 artış oldu.

ÜFE sonuçları sanayinin alt sektörleri bazında değerlendirildiğinde en yüksek aylık artış yüzde 15,06 ile metal cevheri alt sektöründe gerçekleşti.

Sanayinin üç sektöründen, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 2,62, imalat sanayi sektöründe yüzde 1,48 artış, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde -0,36 düşüş yaşandı.

Bir önceki aya göre endekslerin en fazla artış gösterdiği alt sektörler, metal cevheri (yüzde 15,06), kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı (yüzde 9,08), ham petrol ve doğalgaz çıkarımı (yüzde 6,88), kağıt ve kağıt ürünleri imalatı (yüzde 3,52), tekstil ürünleri imalatı (yüzde 2,94), deri ürünleri imalatı (yüzde 2,62), büro makineleri imalatı (yüzde 2,26), plastik ve kauçuk ürünleri imalatı (yüzde 2,15), kimyasal ürünlerin imalatı (yüzde 1,90) alt sektörleri olarak sıralandı. Buna karşılık tıbbi, hassas ve optik aletler imalatı (yüzde -1,02), giyim eşyası imalatı (yüzde -0,89), mobilya imalatı (yüzde -0,82), iletişim teçhizatı imalatı (yüzde -0,57), elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı (yüzde -0,45) bir ay önceye göre endekslerin en fazla gerilediği alt sektörler oldu.

TÜFE

2011 yılı Mart ayında 2003 Temel Yıllı Tüketici Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre yüzde 0.42, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 1,57, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,99 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,29 artış gerçekleşti.

Ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış yüzde 1,57 ile ulaştırma grubunda oldu. Mart ayında endekste yer alan gruplardan çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 1,17, ev eşyasında yüzde 0,94, giyim ve ayakkabıda yüzde 0,77, eğlence ve kültürde yüzde 0,46, lokanta ve otellerde yüzde 0,43, konutta yüzde 0,38, haberleşmede yüzde 0,34, eğitimde yüzde 0,29, sağlıkta yüzde 0,15, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0,03 artış, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde -0,41 düşüş yaşandı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre TÜFE’de en yüksek artış yüzde 8,01 ile lokanta ve oteller grubunda gerçekleşti. Çeşitli mal ve hizmetler (yüzde 7,86), ulaştırma (yüzde 6,91), ev eşyası (yüzde 6,11), giyim ve ayakkabı (yüzde 5,43), konut (yüzde 4,57), eğitim (yüzde 4,28) artışın yüksek olduğu diğer harcama grupları oldu.

26 bölge içinde TÜFE’nin aylık bazda en yüksek artış gösterdiği bölge Tekirdağ, Edirne, Kırklareli (yüzde 0,70) oldu. Aralık ayına göre en yüksek artış Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan (yüzde 2,40) bölgesinde, geçen yılın aynı ayına göre en yüksek artış Erzurum, Erzincan, Bayburt (yüzde 6,28) bölgesinde ve on iki aylık ortalamalara göre en yüksek artış Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan (yüzde 9,55) bölgesinde gerçekleşti.


Kaynak: Haber Türk Ekonomi - 04 Nisan 2011 Pazartesi