29 Haziran 2011 Çarşamba

Kemalpaşa'da keçi çiftliği

Kavuk ve Davulcuoğlu ailelerinden sonra mobilyacı Sarsar Ailesi de Kemalpaşa'da keçi çiftliği kurarak hayvancılık sektörüne adım attı..
Hayvancılık sektörüne yaptıkları yatırımlarla son dönemde dikkat çeken Kavuk ve Davulcuoğlu ailelerinden sonra mobilyacı Sarsar Ailesi de Kemalpaşa'da keçi çiftliği kurarak hayvancılık sektörüne adım attı. İzmir'in önde gelen firmalarından olan aile şirketi Volt Elektrik'te 20 yıl yöneticilik yaptıktan sonra şirketin satılmasının ardından emekliye ayrılan Sema Sarsar, eşi EBSO Meclis eski Üyesi ve mobilyacı Orhan Sarsar ile birlikte Kemalpaşa'da 16 dönüm arazi üzerine kurdukları Sarsar Çiftliği'nde keçi sütü üretimine başladı.

FARKLI YATIRIM
Uzun süredir sanayi dışında farklı alanlarda yatırım yapma düşüncesine sahip olduklarını, hayvancılık işini de sevdikleri için keçi çiftliği kurduklarını anlatan Sarsar Süt Ürünleri Genel Müdürü Sema Sarsar, verilen teşviklerden de yararlanarak Kemalpaşa'daki tesislerini kurduklarını kaydetti.
20 yıl aile şirketlerinde yönetici olarak çalıştığını ve şirketin satılmasının ardından emekli olduğunu ifade eden Sarsar, "Yıllardır çalışan bir insan olarak emeklilik hayatımda da üretimden kopamadım. Önce hobi olarak ilgilendiğim hayvancılıkla ilgili yaptığım araştırmaların ardından özellikle keçi sütü üretiminde açık olduğunu gördüm. Son dönemde bu alanda önemli teşviklerin de verildiğini öğrendim. Kemalpaşa'da ailemize ait olan 16 dönüm arazide çalışmalara başladık" diye konuştu.
Sarsar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kısa sürede sağma tesisi ve soğuk hava tankı da olan modern bir tesis kurduk. Şu anda 70 sağmalık olmak üzere 300'e yakın keçimiz bulunuyor. Günde 150 kilogram keçi sütü üretimi yapıyoruz."
Anne sütüne en yakın besin değerinin keçi sütünde olduğuna işaret eden Sarsar, keçi peynirinin de özellikle çocuklar için çok yarar sağladığını vurguladı. Bu nedenle keçi sütüne talebin oldukça yaygın olduğuna dikkat çeken Sarsar, pazar sıkıntısı yaşamadan, iyi fiyatlara keçi sütünü satabildiklerini aktardı. Çiftlik bünyesinde kısa zaman peynir üretimine de başlayacaklarını açıklayan Sarsar, "Hobi olarak başladığım işimde şu anda çok memnunum. Emekli bir sanayici olarak çiftlik işleri ile uğraşmak, keçi ve diğer hayvanlarla ilgilenmek beni dinlendiriyor. Bundan sonraki hedefim bu çiftliği en verimli şekilde işletmek ve keçiler için 7 yıldızlı bir otele dönüştürmek. Eşim ve çocuklarım da bana yardımcı oluyor. Çiftlikte kendimize bir yaşam alanı oluşturduk. Küçük bir ev yaptık" açıklamasında bulundu.

"Yorgunluğumuzu atıyoruz"
EBSO Meclis eski Üyesi ve Sarsar Çiftliği ortaklarından mobilyacı Orhan Sarsar, yıllardır aile olarak kurdukları çiftlik hayalini Kemalpaşa'da hayata geçirdiklerini söyledi. Çiftlikten eşinin sorumlu olduğuna dikkat çeken Sarsar, "Sanayici olarak yoğun bir çalışma tempomuz var. Bu çiftliğe geldiğimizde yorgunluğumuzu atıyoruz. Hayvancılık sektöründe de üretimimizle ekonomiye katkı sağlamaya devam ediyoruz. Eşim de 20 yıllık sanayiciliğinin ardından bu iş sayesinde hem üretime devam ediyor hem de emeklilik günlerini sevdiği bir işi yaparak huzurlu bir şekilde geçiriyor. Ben de eşime her türlü desteği sağlamaya çalışıyorum" diye konuştu. 


Kaynak: http://www.tarimmerkezi.com/haber_detay.php?hid=37658 - 29.06.2011

'Çeşme Yarımadası'nda Çelikleme Yöntemiyle Sakızlık Kurulması' projesi

İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın: İZKA desteğiyle yürütülen ve 'Çeşme Yarımadası'nda Çelikleme Yöntemiyle Sakızlık Kurulması' projesi başarıyla sonuçlandı
İzmir Orman Bölge Müdürlüğü'nce İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) desteğiyle yürütülen ve 'Çeşme Yarımadası'nda Çelikleme Yöntemiyle Sakızlık Kurulması' projesi başarıyla sonuçlandı.

Dünyada sadece Sakız Adası ile Çeşme Yarımadası'nda yetişen ve milyonlarca dolarlık gelir sağlama potansiyeline sahip olan sakız ağaçları, Ege'nin Türkiye tarafında da ormanına kavuştu. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, İzka'nın Mali Destek Programı'ndan yararlanarak hayata geçirdiği proje ile 'altın damlayan sakız ağacı'nın ekonomik olarak değerlendirilmesinin de önünü açtı. Dekar başına 40 ağaçtan 3- 4 bin liralık gelirin elde edilebileceği sakız ağacının üretimi için gerçekleştirilen projede Çeşme Çiftlikköy'de orman sınırları içinde kalan 13 bin metrekarelik alana sakız veren ağaçlardan alınan çeliklerle sakızlık kuruldu. Projenin ikinci ayağını çiftçi eğitimleri oluştururken diğer yandan da sakızla ilgili veri tabanı oluşturuldu ve bu konudaki farkındalığın artması için çalışmalar yürütüldü.

'BİZ BİR TÜRLÜ FAALİYETE GEÇEMEMİŞİZ'

Projenin kapanışı için Konak Best Western Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, ormancılığın yan ürünlerinin bugüne kadar yeterince önemsenmediğine işaret etti. Ormancılıktan kaynaklı her türlü üretime büyük önem verdiklerini vurgulayan Aydın, İzka ile birlikte çok güzel bir projeye imza atmanın mutluluğunu taşıdıklarını kaydetti. Bu ürünün Sakız Adası'nda milyonlarca dolarlık gelirinin bulunduğuna dikkat çeken Aydın, "Biz ise bir türlü faaliyete geçememişiz. Diğer yandan odun dışı ürünlerden faydalanan var ise bizim ormancılık yapmamız daha kolay oluyor. O bölgedeki orman köylüsünün refah düzeyi daha yüksek oluyor ve ormanı kendi bahçesi gibi gördüğü için orman yangınlarına karşı daha duyarlı oluyor" dedi.

Aydın ayrıca vatandaşları da orman yangınlarına karşı duyarlı olmaya davet etti. 

Kaynak: http://www.tarimmerkezi.com/haber_detay.php?hid=37666 - 29.06.2011

Türkiye'nin yeni 'Sakin Şehirleri'

Seferihisar, yeni üyeliklerle birlikte örgütlenme içerisinde kendi "Türkiye Ulusal Birliği"ni kurarak, "Sakin Şehirler İcra Kurulu"na girdi.
Seferihisar Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Polonya'nın Lidzbark Warminski kentinde yapılan 2011 Sakin Şehirler Genel Kurulu'nda, Türkiye'den dört yeni üyelik başvurusu ele alınarak karara bağlandı.

Genel Kurul'da Türkiye'den ağa üye olmaya aday ilçelerinin tanıtımına ilişkin Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından yapılan sunumun ardından yapılan oylamada, Muğla'nın Akyaka, Aydın'ın Yenipazar, Çanakkale'nin Gökçeada ve Sakarya'nın Taraklı ilçeleri uluslararası "Sakin Şehir" ağına kabul edilerek üye oldu.
SEFERİHİSAR İCRA KURULU'NUN 16'NCI ÜYESİ OLDU
Yeni üyeliklerle birlikte ağın örgütlenme modeli içerisinde, Seferihisar Belediyesi kendi "Ulusal Birliği"ni kurarak, Sakin Şehirler İcra Kurulu'nun 16'ncı üyesi oldu.
Türkiye'nin dışında İtalya, Portekiz, Avustralya, ABD, Polonya, Belçika ve Avusturya'dan ulusal birliğini kurmuş belediye başkanlarının yer aldığı İcra Kurulu, örgütlenme modelinde Sakin Şehirler'in geleceğine yön verme bakımından en önemli organ olarak yer alıyor.
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Sakin Şehir" hareketine Türkiye'den yeni katılımların mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
Türkiye'den bu dört kentin dışında, gelecek yıl yapılacak genel kurul için yeni üyelik dosyalarını hazırladıkları kentler bulunduğunu belirten Soyer, "İlk günden beri Sakin Şehrin Türkiye'ye yeni bir yerel kalkınma modeli olduğunu söyledik. Türkiye'nin dört bir yanına yayılacak 'Sakin Şehirler' ile hem Türkiye'ye hem de tüm dünyaya bir turizm modeli sunacağız" görüşünü aktardı.
Soyer, yeni üyeliklerle birlikte örgütlenme içinde kendi "ulusal birliklerini" kurarak İcra Komitesi'ne girmelerinin de büyük önem taşıdığına işaret ederek, artık Sakin Şehirler'in geleceğiyle ilgili söz sahibi olduklarını vurguladı.
Bu arada yılda bir defa toplanan Sakin Şehirler Genel Kurulu'nun 2013 yılı toplantısı Seferihisar'ın ev sahipliğinde Türkiye'de yapılacak.
"SAKİN ŞEHİR"
İtalya'da 1996 yılında Roma'daki bir meydanda açılması planlanan fast food zinciri mağazasına karşı başlayan tepki hareketi olan "slow food (yavaş yemek)" hareketinden doğan cittaslow (sakin şehir) örgütlenmesi, küreselleşmenin getirdiği olumsuzluklar karşısında kentlere özgün kimliklerini koruyarak yaşam kalitesini artırmanın ve sürdürülebilir gelişmenin yollarını sunuyor.
Dünya genelinde Avrupa'dan başta İtalya olmak üzere Avusturya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Norveç, Polonya, İspanya, İsveç ve İngiltere ile Asya'dan Güney Kore ve Avustralya kıta ülkesinden 100'ü aşkın küçük nüfuslu kentlerin üyesi olduğu "Sakin Şehirler" örgütlenmesine Türkiye'den ilk üye ise İzmir'in Seferihisar ilçesi oldu.
Bir kentin "Sakin Şehir" olabilmesi için çevre politikaları, altyapı politikaları, kentsel kalite için teknolojiler ve tesisler, yerli üretimi korumak, misafirperverlik, farkındalık ve slow food (yavaş yemek) aktivitelerinin desteklenmesi adı altında yedi ana başlıktaki 59 kriteri hayata geçirmesi gerekiyor.

Kaynak: Hürriyet - Durmuş Genç - 29.06.2011

27 Haziran 2011 Pazartesi

Orta Büyüklükteki Kentlerin Küçük Alışveriş Merkezleri


Küçük alışveriş merkezleri ile hibrid alışveriş merkezleri trendine bir cevap olarak, 2011'in Nisan ayında GfK GeoMarketing, Almanya'daki büyüklüğü 10.000 ile 15.000 metrekare arasında değişen 45 küçük alışveriş merkezini değerlendirmeye aldı. Sonuçlar bu alışveriş merkezlerinden yarıdan fazlasının başarısızlığa uğradığını gösteriyor.
GfK GeoMarketing, durumu daha net ortaya koymak adına hibrid alışveriş merkezleri ile ilgili olarak risk ve fırsat analizini içeren bir çalışma yayımladı.
2010 yılında yaklaşık 220 alışveriş merkezini ve bu mekanlara dair çeşitli unsurları değerlendirmeye alan GfK GeoMarketing, AVM'leri başarıya götüren faktörler arasında tasarımları yanında büyüklüklerinin de önemli olduğunu saptadı. Gfk GeoMarketing'de perakende gayrimenkul uzmanı Manual Jahn'ın belirttiğine göre araştırmadan çıkan en önemli sonuç, perakende gayrimenkul öğelerinin çok küçük ve aşırı hesaplı olmasının başarısızlığı beraberinde getirdiği.
220 merkez üzerinde yapılan çalışma, alışveriş merkezlerinde kiralanabilir alanlar düştükçe başarısızlık oranları arttığını gösteriyor.
10.000 m2 ile 15.000 m2 arasında kiralık alana sahip olan 45 alışveriş merkezinden edinilen göre bu merkezlerin %58'i aynı lokasyonda alışveriş imkanı sağlayan diğer merkezlerle (şehir merkezi, perakende depoları, semt merkezleri) rekabet edemiyor. Yaygın hataların neredeyse yarısını, yerleşim planındaki tasarım hataları (%63) oluşturuyor. Jahn yapılan hatalar konusunda şu tespitlerde bulunuyor: "Bazen küçük alışveriş merkezleri, az deneyimli geliştiriciler için başlangıç projesi niteliğindedir. Bu hataların üstesinden ancak profesyonel rehberler ile birlikte gelinebilir."
Çalışmada ayrıca alışveriş merkezleri geliştirmede yapılan hatalar arasında lokasyon belirleme (%41), marka karması (%37), çok katlı tasarım (%44) yer alıyor.
Hibrid Alışveriş Merkezi Modeli Ne Kadar Başarılı?
GfK GeoMarketing'in tespitine göre son yıllarda Almanya'da sadece küçük AVM'lerin sayısı değil hibrid alışveriş merkezi kategorisine giren alışveriş merkezlerinin de sayısı artıyor. Flörsheim Kolonnaden, Hofheim'deki Chinon-Center, Hanau'daki Postcarré, City Center Kehl, Brühl'deki Giessler Galerie ve Lübeck'deki Mönkhof Karree Almanya'daki karma kullanımlı alışveriş merkezlerine örnekler arasında yer alıyor.
Yerel koşullara ve geliştiricilerin hedeflerine bağlı olarak hibrid alışveriş merkezlerinin karakteristiği ve özelliklerin öne çıkması çeşitlilik gösteriyor.
GfK GeoMarketing'in hibrid alışveriş merkezleri tanımında öne çıkan özellikler:
- Perakende depoları ile karşılaştırıldığında mimari anlamda çok daha caziptirler ve inşaaları mümkün olduğunca ekonomik olarak gerçekleşir.
- Geleneksel alışveriş merkezlerine göre daha ufaktır. Toplam kiralanabilir alan genellikle 15.000 metrekarenin altındadır.
- Rekabet yoğunluğunun daha az olduğu ortamlarda, genellikle hareketli büyük şehirlerdeki alışveriş merkezlerinin etkisinden uzakta, küçük ve orta büyüklükteki şehirlerde konumlanırlar.
- Hibrid alışveriş merkezlerindeki marka karması her zaman periyodik olarak değişen ihtiyaç öğelerini, indirimli giyim ve gastronomi seçeneklerini baz alır.
Yeni Çekim Merkezleri
GfK GeoMarketing, yaptığı çalışmada hibrid alışveriş merkezlerinin güçlü yanlarını sıralıyor. Almanya'nın planlama perspektifinden bakıldığında daha küçük ölçekli alışveriş merkezleri geliştirme aşamasında daha az dirençle karşılaşıyor. Buna bağlı olarak geliştiriciler projeyi daha hızlı ve daha ekonomik bir şekilde gerçekleştirebiliyor.
Kentsel planlama perspektifinden küçük ölçekli alışveriş merkezleri geleneksel perakende depolarına göre mimarisiyle daha cazip oluyor. Vatandaşlar estetik açıdan keyif veren bu yapılardan fayda sağlıyor. Gayrimenkul sektörünü tarafında ise yüksek kira gelir imkanları ile hibrid alışveriş merkezleri perakende depolarına göre tercih edilir pozisyonda. Verimli satış alanlarını yüksek alışveriş merkezi yönetim maaliyetleri olmadan gerçekleşmesi de sağladığı avatajlar arasında.
Hibrid alışveriş merkezleri, Almanya'nın ağırlıklı olarak orta büyüklükteki şehirleri için yeni çekim merkezleri yaratabilirler. Ancak çevredeki rakip bölgelerin tehdit durumuna dair bir değerlendirme yapmak bu pozisyon açısından önemlidir.
Hibrid Alışveriş Merkezilerinin Risk Analizi
Hibrid alışveriş merkezleri, büyük alışveriş merkezlerine göre daha az bir çekim gücüne sahip. Bu merkezlerin yeterli ölçüde perakende sürüm gücünü elde etmesi ancak başat perakende merkezlerinden uzakta konumlanmış olan küçük ölçekli bölgelerde konumlanması ile sağlanabilir.

Kaynak: GAZETEPARC - 15.06.2011

Tepekule’de 24 yıllık ipotekler kaldırıldı

Bayraklı Belediyesi, Tepekule Mahallesi'nde binlerce vatandaşın tapularındaki ipotek sorununun üzerine gitti.
Dağıtım cetvellerini sil baştan yenileyerek düzenleyen Bayraklı Belediyesi'ni yargı da halkı buldu ve 24 yıl önce yaklaşık bin 500 hane üzerine konlan ipotekler kaldırıldı. Başkan Karabağ, encümen kararıyla iptal edilen yaklaşık 50 bin metrekarelik alanın dağıtım cetveli ve ölçü krokisine karşı açılan davada verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddedilmesinin ardından İdare mahkemelerinin dava konusu esastan inceleyerek Belediyenin ipotek işlemini iptal eden uygulamasını haklı buldu ve davaları karşı esastan reddettiğini açıkladı. İdare Mahkemesi'nin davayı ve uygulamaları esastan reddetmesinin ardından konunun diğer belediyelere emsal teşkil edecek bir hale geldiğini dile getiren Başkan Karabağ, "Mücadelemizin başında kazanacağımzı biliyorduk" dedi.
Bugüne nasıl gelindi?
Tepekule Mahallesinde bulunan yaklaşık 50 bin metrekarelik alana zamanın Büyükşehir Belediye yönetimi döneminde uygulanan ıslah - imar planı 1988 yılında tapulara tescil edildi. Tapu sahipleri bu alanda özel parselasyon yaptı, binalar inşa etti. Uygulama gereği tapu kayıtlarına eski malikler lehine konan ipotek kayıtları vatandaşlara bildirilmeyince mağdurlar, yıllar sonra karşılarına çıkan ipotek bedeli istemleriyle mücadele etmek zorunda kaldı.

Kaynak: Milliyet Emlak - 14.06.2011

Yatırımın yarısı başladı

Seçim biter bitmez proje yarışı, yatırım yarışına dönüştü. Büyükşehir, Buca'ya alternatif yol için düğmeye bastı. Eski Bakan Binali Yıldırım ise 35 proje arasındaki Konak Tüneli'ne hemen başlayacaklarını açıkladı.

Ulaştırma eski Bakanı, açıkladığı 35 projeyi sırasıyla yapacaklarını, önceliğin ise "Benim asıl çılgın projem" dediği Konak Tüneli'nde olduğunu bildirdi. Körfez'e tüp geçidin ise 2,5 yıllık hazırlık süreci olacağını hatırlattı
Yoğun seçim çalışmalarının ardından Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım İzmir'deki basın kuruluşlarının yöneticileriyle yemekte buluştu, teşekkür etti. Yıldırım, seçim ortamında CHP'li yerel yönetimlerle ilişkilerinin nasıl olduğu, bundan sonra nasıl şekilleneceği yolundaki soruya, "Hizmet ve projelerimizi bugüne kadar olduğu gibi yerel yönetimlerle dostane bir havada gerçekleştireceğimize inanıyorum. Ancak partisi zorlar, bir sıkıntı olursa işimiz zorlaşır. Ama ona da çare üretiriz. Vatandaşa hizmet mutlaka verilir. Belediyeler ile ilişkimizi test edelim görelim" dedi.
Aziz Kocaoğlu ile bugüne kadar çok iyi çalıştıklarının altını çizen Yıldırım, "Şimdi onunla Körfezi konuşmamız lazım. Belki projeleri DDY ile birleştirmemiz lazım. Arıtma tesisinden çıkan çamur açığa serilip üzerine kireç dökülüyor. İzmir'e koku yayılıyor.
Dosyaları açacağız
Artık beraber bu işlerin içine girmemiz lazım. Biz onlara dosyalarımızı açacağız, onlar da açacak. Bana iletilen sorunları sayın Kocaoğlu'na aktardım o da ilgili davrandı. Geçmişteki birlikte çalışma kültürümüz gelecek için fikir veriyor. ‘Sen yaptın, ben yaptım'a dönerse o işin tadı kaçar. Böyle olacağını sanmıyorum" diye konuştu.
Teşekkür turu attı
Ulaştırma eski bakanı Binali Yıldırım, pazartesi sabahından itibaren seçim bölgesindeki ilçelerin seçmenleriyle görüşüp, teşekkür etti. Yıldırım'ın teşekkür turu bir hafta sürecek. Ankara'ya dönen Ertuğrul Günay ise teşekkür turuna bugün başlayacak.
Tünel 2,5 yılda biter
Körfez geçişinin bu dönemde ancak hazırlığının yapılabileceğini söyleyen Yıldırım, "Zaten bu proje çok acil değil. Benim asıl çılgın projem Konak Tüneli. 2.5 yılda bitiririz. Proje hazırlıkları hemen başlayacak. Ancak tünel çalışması sırasında üzerindeki binaların boşaltılması, geçici kamulaştırmalarının yapılması gerekiyor. Şehir içinde trafik sorununu çözecek bu projeyi çok önemsiyorum. Altyapı ve bilişimle ilgili projelerimizi hemen yürürlüğe koyacağız" diye konuştu.
Basit işler yapılamamış
İzmirlilerin bugüne kadar basit sorunları aşamamış olduğunu kampanya süresince şaşırarak gördüğünü anlatan Binali Yıldırım, "1300'ün üzerinde sorun tespit ettik. Bunların 120'sini hemen çözdük. Bazıları çok basit olmasına rağmen çözülememiş, efsane haline gelmiş" dedi. Bakan olarak yeniden görev alması halinde İzmir'le ilgisinin ne olacağı konusunda ise Yıldırım, "Birinci derecede ilgim İzmir'in üzerine olacak. Mekanizma çalışır işler yürür" ifadesini kullandı.

Kaynak: Milliyet Ege - 14.06.2011

Ziraat Denize Sıfır Otelleri Satışa Çıkardı

Ziraat Bankası Personeli Vakfı, aralarında denize sıfır otel ve arsalarında yer aldığı çok sayıda gayrimenkulü teklif alma usulü satışa çıkardı.

Ziraat Bankası Personeli Vakfı'nın gayrimenkul satış ilan Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, Aydın'da bulunan 16 bin 504 m2'lik arsa üzerine kurulu 176 oda kapasiteli, denize sıfır otel, 9 bin 836 m2'lik arsa üzerine kurulu 156 oda kapasiteli, denize sıfır otel, 40 bin 17 m2'lik denize sıfır arsa ile 33 bin 260 m2'lik denize sıfır arsa satışa çıkarıldı.
Ayrıca, Balıkesir'de 16 bin 608/21 bin 349 m2 alanlı denize sıfır kamp tesisi ile Ankara Ulus'da bulunan İş Hanının (Ülkü Han) 1, 2, 3, 4 ve 5. katları ve 4 bin 6 m2 büyüklüğünde arsa satışa çıkarıldı.
İçel'de ise Nusratiye Mahallesi'nde bulunan, tapuda 57 pafta, 762 ada, 93 parselde kayıtlı, A Bloktaki 33, 35 bölüm no'lu ve B Bloktaki 33 bölüm no'lu dükkanlar kapalı zarf teklif alma usulü satışa çıkarıldı. Kapalı zarf teklif alma ve birden fazla teklif varsa, en yüksek kapalı teklif üzerinden teklif sahipleri arasında açık artırma veya pazarlık yoluyla ihale yapılmak suretiyle, peşin veya vadeli olarak satılacak.
İlk ihale 13 Temmuz günü saat 19.00'da yapılacak İlk ihale ile ilgili teklifler ihale günü saat 15.00'e kadar Vakfa verilebilecek. İlan edilen günde satılamayan taşınmazların satışına sürekli ihale usulü ile devam edilecek, her haftanın salı günü saat 17.00'ye kadar verilen teklifler, takip eden işgünü toplanacak ihale komisyonu tarafından değerlendirilecek.

Kaynak: MilliyetEmlak - 20.06.2011

26 Haziran 2011 Pazar

Where Rich Chinese Are Buying Real Estate

Vancouver, London and the big cities down under are second homes of choice for China’s super rich, according to real estate services firm Colliers International.

One of the reasons the China real estate market is so hot is because wealthy Chinese are buying up property to hold onto real assets, rather than put money in low yielding bank bonds and volatile equities. The super rich are buying real estate outside of China in an effort to avoid taxes.

In the past six months, Chinese spent 1.3 billion yuan ($200 million) through Colliers’ international property department, with Canada, the UK and Australia topping list. “We are expecting a clear increase in the extent of mainland buyers’ purchases of overseas properties this year because of the government’s rigorous restraint on the number of homes a family can buy in key cities,” Alan Liu, managing director of Colliers International, said in China Daily Tuesday.

Chinese demand has pushed the average price of a Vancouver home up 12% in 2010 and is expected to rise another 3% this year, according to the Canada Mortgage and Housing Corporation. Demand from mainland immigrants now accounts for 29% of all new homes in Vancouver, China Daily reports.

In London, China buyers accounted for 28% of all prime London property sales and 54% by sales value in the prime central London area, where houses go for 5 million pounds ($8 million) on average, according to a recent report by Savills research.

“If the money from China were to start flowing into London at the same rate it does from billionaires in other countries, we would expect the value of ultra-prime London properties to grow by as much as 15%,” Yolande Barnes, head of Savills residential research told China Daily. “The issue at present is that Chinese buyers aren’t taking, or can’t take, their money out of China.”

The biggest increase in global billionaires since 2007 has occurred in China and Russia. The oligarchs from the old USSR account for 15% of prime London real estate by value. Chinese billionaires have yet to have a real impact, accounting for just 3% so far, but that is expected to change as China’s uber-rich discover new ways to invest offshore.

Kaynak: Forbes - 20.06.2011

Megakentlerin yükselişi

Dünyanın gece uzaydan çekilen bu gibi görüntüleri, dünya nüfusunun kentlerde nasıl yoğunlaştığını net şekilde gösteriyor. 20. yüzyılın ortasında kentleşme, nüfusu 10 milyonun üzerinde olan megakentlerin oluşmasına yol açtı.

İnsanlığın tarihinde ilk kez kentlerde yaşayanların sayısı kırsal alanlarda yaşayanları geçti.

Kentleşmenin boyutları da benzeri görülmemiş düzeylere ulaştı.

Dünyanın pek çok bölgesinde 10, 20 hatta 30 milyon kişi yaşamlarını 'megakentler'de birarada sürdürüyor.

Son 50 yıl içinde dünya sahnesine çıkan megakentler, şimdi giderek yayılıyor.

Kentleşme, nüfusun belli noktalarda yoğunlaşması ekonomilerin sanayileşip gelişmesinin önemli göstergelerinden biri olageldi. Megakent kavramı da büyük oranda 20. yüzyılın iki büyük ekonomisi olan Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya'da ortaya çıktı.

Pek çoklarına göre dünyanın en büyük kentleri listesinde Avrupa ve Kuzey Amerika'nın yerini giderek Asya'ya bırakması değişen ekonomik dengelerin yansımalarından biri.

2025 yılı itibariyle dünyanın on megakentinden yedisi Asya'da olacak.

Megakentlerin yükselişi, insanlık açısından gıda arzı, istihdam, konut, temizlik, trafik, suç gibi pek çok alanda çözüm bekleyen sorunların da büyümesi anlamına geliyor.


Kaynak: BBC Turkce - 22.06.2011 - Ozel Dosyalar

Merril Lynch'ten Dünya Servet Raporu

Dünyadaki varlıklı kişilerin sayısı ve servetleri hemen hemen tüm bölgelerde kriz öncesi seviyelerini aştı. Asya Pasifik'teki varlıklı kişilerin sayısı ve servetleri ilk kez Avrupa'yı geçerek Kuzey Amerika'dan sonra ikinci sıraya yerleşti Türkiye'deki varlıklı kişilerin sayısı ise 2010'da yüzde 5,8 artarak 37 bin 900 oldu. Krizden çıkışın istikrar kazandığı fakat hızının bölgelere göre ciddi farklılıklar gösterdiği küresel konjonktürde, hisse senedi, emtia ve gayrimenkul piyasaları (özellikle Asya Pasifik'te), 2010 yılı boyunca sağlam bir performans sergiledi.

Merrill Lynch Küresel Varlık Yönetimi ve Capgemini tarafından yayınlanan 15'inci Dünya Servet Raporu'na göre 2010 yılında dünyadaki varlıklı kişilerin1 (HNWI) sayıları ve servetleri, hemen hemen her bölgede artarak 2007 yılındaki kriz öncesi seviyelerini aştı. Dünyadaki varlıklı kişilerin sayısı ve servetlerindeki artış 2010 yılında daha istikrarlı bir seviyeye ulaştı. Varlıklı kişilerin sayısı yüzde 8,3 artarak 10,9 milyon olurken finansal varlıklarının toplamı ise yüzde 9,7 artarak 42,7 trilyon ABD Doları'na yükseldi. Bu artışlar, 2009 yılında sırasıyla yüzde 17,1 ve yüzde 18,9 olarak gerçekleşmişti. Ultra-varlıklı kişilerin dünyadaki sayısı ise 2010 yılında yüzde 10,2 artarken, bu kişilerin varlıklarındaki büyüme de yüzde 11,5 oldu. Türkiye'deki varlıklı kişilerin sayısı ise 2010 yılında yüzde 5.8 artarak, 37 bin 900'e ulaştı.
Bank of America Merrill Lynch, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Başekonomisti Türker Hamzaoğlu "Son bir kaç yılda, dünyadaki varlıklı kişilerin sayısı ve servetlerinde büyük dalgalanmalar görüldü. 2009 yılında, birçok piyasa yasanan krizin ciddi kayıplarını hızla telafi ederken, büyüme oranları da çift haneli seviyelerde gerçekleşmişti. 2010 yılında büyüme hızlarının yavaşladığını gördük" diye konuştu.
Dünyadaki varlıklı kişilerin yüzde 53'ü ABD, Japonya ve Almanya'da yoğunlaşmıştır. ABD, ev sahipligi yaptığı 3,1 milyon varlıklı kişi nüfusuyla, dünyadaki toplam varlıklı nufusun yüzde 28,6'sını barındırmakta.
Capgemini Küresel Finansal Hizmetleri, Küresel Satış ve Pazarlama Başkanı Jean Lassignardie "Dunyadaki varlıklı kişilerin yarısı, bu üç ülkede yaşıyor olsa da, bu grubun dağılımı zaman içinde giderek diğer bölgelere kayıyor. Bu trend, gelişmekte olan ülkelerdeki varlıklı kişi sayısının gelişmiş ülkelerdekinden daha hızlı büyümeye devam etmesi halinde daha da güçlenecek" dedi.

Asya Pasifik, Avrupa'yı ilk defa geride bıraktı
Asya Pasifik, 2010 yılında varlıklı kişi nüfusunda ilk üç sıradaki pazar arasında en büyük artış oranını yakalayan bölge oldu. 2009 yılında varlıklı kişilerin servetleri bakımından Avrupa'yı geride bırakan Asya Pasifik, bu kez yüzde 9,7 artışla 3,3 milyona çıkardığı varlıklı kişi nüfusunda da Avrupa'yı geçti. 2010 yılında yüzde 12,1 artışla 10,8 trilyon dolara ulaşan Asya Pasifik'teki toplam varlıklar, yüzde 7,2 büyüyerek, Avrupa'daki 10,2 trilyon dolarlık toplamı geride bıraktı.
Aynı dönemde Avrupa'daki Varlıklı Kişi nüfusu yüzde 6,3 artarak 3,1 milyona ulaştı. Varlıklı kişi sayısı ve servetleri bakımından Asya Pasifik Kuzey Amerika'dan sonra en büyük bölge durumunda. Bu bölgedeki önemli bir diğer gelişme ise 2010 yılında Hindistan'ın, on ikinci sıradan ilk kez dünyanın en büyük on iki varlıklı nüfusu barındıran ülke arasına girmesi oldu.
Varlıklı Kişiler 2010 yılında Daha İyi Getiri Elde Etmek İçin Hesaplı Risk Aldılar
Krizden çıkışın istikrar kazandığı fakat hızının bölgelere göre ciddi farklılıklar gösterdiği küresel konjonktürde, hisse senedi, emtia ve gayrimenkul piyasaları (özellikle Asya Pasifik'te), 2010 yılı boyunca sağlam bir performans sergiledi.
2010 yılı sonunda varlıklı kişiler yatırımları içindeki hisse senedi payını bir yıl önceki yüzde 29'dan yüzde 33'e çıkarırken, nakit/mevduata ayırdıkları pay ise 2009'daki yüzde 17'den yüzde 14'e geriledi. Sabit getirili yatırımlarda tuttukları pay da yine 2009'daki yüzde 31'den 2010 yılında yüzde 29'a indi. Birçok varlıklı kişinin, alternatif yatırımlar arasında tercihi de emtialar yönünde oldu. Emtia yatırımlarının tüm alternatif yatırımlar içindeki payı 2009'daki yüzde 16'dan 2010 yılında yüzde 22'ye çıktı.
Japonya haricinde, Asya Pasifik'teki varlıklı kişiler gayrimenkul yatırımlarından getiri elde etme arayışlarını sürdürdüler. Bu bölgede gayrimenkul yatırımlarının toplam portföy içindeki payı bir yıl önceki yüzde 28'lik seviyesinden 2010 yılında yüzde 31'e çıkarken, yüzde 19'luk dünya ortalamasının çok üzerine seyretmeye devam etti.
Ayrica, gelişmekte olan ülkeler getirisini artırma arayışında olan varlıklı kişiler için yeni fırsatlar sağladı. Yatırımcılar gelişmekte olan piyasaların hisse senedi ve tahvil fonlarına yılın ilk 11 ayı boyunca rekor düzeylerde giriş yaparken, kriz öncesi seviyelerin de aşılmasıyla birlikte sene sonuna dogru kar realizasyonuna gittiler.

Bank of America Merrill Lynch, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Başekonomisti Türker Hamzaoğlu, "Yatırımcının artan risk iştahı nedeniyle küresel sermaye piyasaları ve belli başlı varlık sınıfları yıl içinde güçlü bir performans sergiledi. Varlıklı kişilerin 2010 yılında hisse senetlerine yönelmesi yatırımcıların yüksek getiri arayışlarını ve kriz dönemindeki kayıplarını giderme isteğini yansıtıyordu. Ayrıca, piyasalardaki fırsatların ya da yerleşik yatırım kalıplarının etkisiyle varlıklı kişilerin hisse senetleri ve emtialar gibi belirli yatırım araçlarını tercih ettikleri görüldü" açıklamasında bulundu.
2012 yılında varlıklı kişilerin portfoylerindeki gayrimenkul yatırımları ve nakit/mevduata miktarını kısarak hisse senedi ve emtia yatırımlarini artırmaları bekleniyor. Öte yandan, gelişmekte olan ekonomilerdeki firsatlar bu ülkelerde genişlemeci maliye politikalarının azaldığı bir ortamda piyasaların yeni rekorlar kırıp kırmayacagına bağlı olacağından, bölgesel tercihler daha belirsiz durumda.
Türkiye: Yuksek GSYİH Büyümesi Servet Artışını da Beraberinde Getirdi
Türkiye'de 2010 yılında varlıklı kişilerin sayısı yüzde 5,8 artarak 37 bin 900'e ulaştı. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) 2010 yılında yüzde 8,1 artarken, dolar bazındaki nominal GSYIH 613 milyardan 733 milyar dolara yükseldi. GSYİH'in yaklaşık yüzde 70'ini oluşturan özel tüketimin yıllık artış oranı 2010'un son çeyreği itibariyle reel bazda yüzde 9'a ulaştı. Sanayi üretimi de 2010'da yüzde 12,5 büyürken, 2009'da 110,8 milyar dolar olan ihracat, 2010'da yüzde 6,4 artarak 117,9 milyar dolara yükseldi. GSYİH'teki reel artış Avrupa için yüzde 1,9 olurken, dünya ekonomisi 2010 yılında 3,9 büyüdü.
Yüksek GSYİH büyümesinin katkısıyla, kamu maliyesinde önemli bir iyileşme sağlandı. 2009 yılındaki büyük bütçe açığının sonucu olarak yüzde 42'den yüzde 46'ya yükselen kamu borcunun GSYİH'ye oranı, 2010 yılında tekrar kriz oncesi seviyelerine dondu.
Güçlü ekonomik büyüme ve iyileşen kamu maliyesinin etkisiyle İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem gören şirketlerin piyasa değeri 2010 yılında yüzde 29 artarak, 2009 sonundaki 233 milyar dolarlık seviyesinden 300 milyar dolara çıktı.

Kaynak: GAZETEPARC - 23 Haziran 2011

23 Haziran 2011 Perşembe

Bornova'nın incisi Evka-3'te parlayacak

İnşaat sektöründe hayata geçirdiği projelerle marka haline gelen Gümüş İnşaat 25. Yılını Bornova Evka-3 te yapacağı İncipark evleri ile kutluyor.

25. Yıla çok özel bir proje olan İncipark Evleri'nin inşasının hızla devam ettiğini belirten Gümüş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Gaziemir Müteahhitler Derneği Başkanı Hasan Ali Gümüş "Kaliteden ödün vermeden 25 yıldır güvenli ve konforlu 13 projenin ardından Bornova'nın incisi olacak olan İncipark Evleri gururumuz olacak. 25. Yıla yakışan bir proje olacak. Yıllardır edindiğimiz tecrübeler ışığında son teknolojik ürünlerin kullanılacağı görsel olarakta inci gibi parlayacak olan projemiz çok ses getirecek." dedi.
AKILLI EV OTOMOSYON SİSTEMİ
4690 metrekare alan üzerinde 32 daire olarak yapımı devam eden İncipark Evleri'nin akıllı ev otomasyon sistemi ile donatılacağını ifade eden Gümüş "Bu proje bizim 25 yıla özel prestij projemiz olacak. Yerden ısıtmalı, merkezi sıcak su, 200 metrekare havuz, palmiyeler ve çok sayıda bitkiden oluşan tropikal ortamları aratmayan bahçe peyzajı, engelli yaşamı, her daireye özel iki araçlık kapalı otopark, fitness center, duş bölümleri, sauna gibi alanlar aktif kullanılabilirlik dikkate alınarak projelendirildi." şeklinde konuştu.
PROJE SATIŞI PROFESYONELLERDE
İncipark Evleri projesinin yapımı gibi pazarlanma aşamasının da profesyonelce yapılacağını ve hizmeti Remax SDA ofisi tarafından verileceğine dikkat çeken Gümüş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Gaziemir Müteahhitler Derneği Başkanı Hasan Ali Gümüş "İncipark Evleri bizim çok önem verdiğimiz bir proje. Projenin her safhası profesyoneller tarafından planlandı. Gümüş İnşaat'ın 25. Yılına yakışır bir proje olacak. Dolayısıyla satışa sunumda da profesyonellik önem arz ediyor. Bu sebeple İncipark Evleri satışını Remax SDA ofisinin yapmasına karar verdik. Projemiz ile ilgili daha detaylı bilmek isteyenler Bornova Evka 3 mahallesi 121 sokaktaki Remax SDA satış ofisinden bilgi alabilecekleri gibi 0 232 375 4 400 nolu telefondan ya da www.inciparkevleri.org ve www.sda.com.tr internet adreslerinden de yararlanabilirler. " dedi.
KENTSEL YENİLEMEDE GÜMÜŞ İNŞAAT AKTİF ROL ALACAK
İncipark Evleri inşaat alanında Remax SDA Genel Müdürü Müge Ertuna Acar'a projenin detaylarını anlatan Gümüş İzmir'in acil olarak kentsel yenilemeye ihtiyacı olduğunun önemine değinerek "İzmir artık çarpık şehirleşme görüntüsünden kurtulmalı. Seçim öncesi milletvekili adaylarının da kentsel yenileme ile ilgili projelerden bahsetmesi sevindirici. Bu çalışmalarda İzmir'in modern bir görünüme kavuşması için biz de Gümüş inşaat olarak üzerimize düşeni yapacağız. Her yeni projemizi bir öncekinden daha modern ve farklı bir mimarı ile İzmirlilere sunacağız. Ege ve Akdeniz'in incisi olan İzmir'de İzmir'in incisi olacak projeler üretmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Kaynak: Sabah Emlak - 21.06.2011

20 Haziran 2011 Pazartesi

Alaçatı'ya Fransız usulü kanal

Ant Yapı'nın 2 kilometrelik kanal açarak çevresine inşa ettiği Port Alaçatı projesi AntMare butik otelin de açılmasıyla tamamlandı.

Ant Yapı'nın Fransa'daki St. Tropez yakınlarındaki Port Grimaud projesini örnek alarak 2002'de başladığı, Türkiye'de içinden kanal geçen ilk proje Port Alaçatı projesinin (Kanallı Evler) son etabı butik otel de tamamlandı. Alaçatı sahilinde 2 kilometrelik kanal açılarak yapılan projede ev sahipleri teknelerini evlerinin önüne park edebilecek. Fransa'daki Port Grimaud'un mimarı François Spoerry'nin oğlu Yves Spoerry'nin de ortak olduğu proje ev sahiplerinden sonra şimdi de turistleri bekliyor. Ant Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Okay, projenin 500 milyon euroya mal olduğunu söyleyerek "En zoru bu kanalı açmak oldu. En uzun süreç kanalda geçti. Evlerde yaşam 2005 yılında başladı. Port Alaçatı dünyanın bu türdeki en iyi projesi oldu" dedi.
Süitlerin geceliği 650 TL
Mehmet Okay, projenin son aşaması olan AntMare otel ile projeyi dışarıya da açacaklarını söyleyerek "Hedefimiz Çeşme bölgesinde kısa olan turizm sezonunu uzatmak. Bunun için otel nisan ve kasım arasında da turizme hizmet etmesi düşünülerek, deniz suyu havuzları ile thalasso merkezi yaptık. Ayrıca otelin önünde yer alacak teknemizle kurumsal alanda yelken eğitimlerinin verilebileceği bir model de geliştireceğiz" dedi. Okay, bölgenin balıkçılıkla da ünlü olduğunu isteyen misafirlere amatör balıkçılık eğitimleri de verileceğini ifade etti. Otelde haziranda oda fiyatları 450- 650 TL arası, temmuzda ise 580-750 TL arasında olacak.
'Kanalİstanbul heyecan verici'
Okay, Başbakan'ın açıkladığı çılgın proje Kanalİstanbul'un kendilerini de heyecanlandırdığını söyleyerek "Kanal projeleri imkânsız projeler değil. Port Alaçatı ile bir deneyimimiz oldu. Burada ekolojik dengenin bozulacağını söylediler. Biz ekolojik dengeyi de koruyarak yeni alanlar yarattık. Bu kanalda bile balıkçılık yapılabilir" diye konuştu.
'Sırada 18 delikli golf sahası var'
Okay, Port Alaçatı'nın Türkiye'de içinden kanal geçen ilk proje olduğunu hatırlatarak "Türkiye'de uygulanan ilk örnek. Proje Alaçatı bölgesinin lüks konutta farklı bir yere sahip olmasında önemli bir adım oldu. İleride sahip olduğumuz arazi üzerinde 18 delikli bir golf sahasının da yapılmasıyla daha değerli hale gelecek. Golf sahasının da birkaç yıl içinde tamamlanmasını planlıyoruz" diye konuştu. Toplam 2 milyon metrekare üzerinde yer alan Port Alaçatı projesinin en son aşaması olan 35 odalı AntMare butik oteli de açarak projeyi tamamladıklarını söyleyen Okay, sadece otel yatırımının 10 milyon dolara mal olduğunu kaydetti.

Kaynak: Sabah - 19.06.2011

Emlak sektörü zirveyi görecek

Sektöre yön veren 11 isim seçimden çıkan sonuçtan memnun. Bunun istikrar anlamına geldiği konusunda hem fikir olan yöneticiler, bundan sonra daha hızlı büyüyeceğini düşündükleri sektöre yabancı yatırımcı girişi kadar bugüne kadar ortaya çıkmayan birikimin de aktarılmasını bekliyorlar.

Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı
ALİ AĞAOĞLU
‘Daha iyi görüyoruz bize düşeni yaparız’
“Hayırlı olsun. Sandıktan çıkan sonuçlar açısından Türkiye’nin yer aldığı bölgede ekonomik ve siyasi istikrar abidesi gibi durması çok önemli. Çünkü çevre ülkelerde yaşanan karışıklıklar Türkiye’nin önemini bir kere daha öne çıkarıyor. Bu devamlılık, sandıktan çıkan sonuçlara bağlı olarak şekilleniyor. Bir işadamı olarak biz ülkenin kargaşadan uzak ve istikrar içinde yoluna devam etmesini isteriz. Seçim öncesinde planlarımızı, ‘yolumuza devam edeceğiz’ şeklinde yapmıştık. Şimdi önümüzü daha iyi görüyoruz. İnşaat sektörü, Türkiye’nin iki katı olacak şekilde büyümeye devam eder.
Bu arada seçim öncesi açıklanan projeleri, çılgın olarak görmemek gerekir. Çünkü, çılgın yapılamayandır. Türkiye büyük düşünen, bunları hayata geçirebilecek düşüncesi, vizyonu, bilgi birikimi, sermayesi ve kaynak birikimine sahip bir ülkedir. Açıklanan Kanal İstanbul ve diğer projeler, iyi kurgulanmaları halinde devletin kasasına onlarca milyar doları koyabileceği projelerdir. Projelerden elde edilecek gelirle kentsel dönüşümüne kaynak sağlanabilir. Biz de sektörde bir oyuncu olarak üzerimize düşeni severek yerine getiririz.”

Emlak Konut GYO Genel Müdürü
MURAT KURUM
‘Yabancı yatırımcılar bu ortamı bekliyordu’
“Seçimlerden çıkması gereken en önemli sonuç istikrardı. İstikrarın dört sene daha sürecek olması piyasalar açısından da önemli bir sonuç olarak değerlendirilmeli. Sonuçlar, potansiyel yabancı yatırımcılar kadar mevcut yabancıtların da isteklerini karşılayacak bir tablo yarattı. Aslında toplum da böyle bir sonuç bekliyor olmalı ki, seçimden bir gün önce bile konut satışları oldu.
Önümüzdeki 10 yıla baktığımızda Türkiye’nin 500 bin konut daha üretmek zorunda olması, deprem dönüşümü, kentsel dönüşüme olan ihtiyaç ve bunların özellikle İstanbul’da ihtiyaç duyulması Türkiy ’nin şantiye görünümünü bir süre daha devam ettirecek. Kentsel ve deprem dönüşümüne acil ihtiyaç var. Bunların karşılanıyor olması Türkiye’deki istihdam sorununa da çözüm olacak.
Biz TOKİ ve Emlak Konut olarak, belirlenen 500 bin konutluk üretim hedefinde yerimizi almaya hazırız. Bu arada stokta bekleyen az sayıda konut olduğu göze çarpıyor. Yaz aylarında bir iki aylık beklemeden sonra fiyatların yavaş yavaş yükseleceğini bekliyorum. Özellikle kentsel dönüşümün olduğu yerlerde fiyat artışlarının olmasını bekliyorum.”

Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
SÜLEYMAN ÇETİNSAYA
‘Türkiye 4 yıl daha şantiye’
“Seçim öncesi yapılan anketlerde iktidar partisinin yüzde 47 - 48 gibi bir sonuç alacağı öngörülüyordu. Beklenenin üzerinde bir oran yakalandı. Bir işadamı olarak sonuçların ekonomiye ve sektöre olumlu yansıyacağını umuyorum. Bu durumda, Türkiye, dört yıl boyunca şantiye görünümünü sürdürüecek.
Fiyatlarda ciddi bir yükseliş yaşanacağını zannetmiyorum. Diğer yandan, geçen bir aya baktığımızda insanların azda olsa seçim sonuçlarını beklediğini gördük. Konut satışlarında bir düşüş olmadı ama seçimin sonuçlarını görmek isteyenle vardı. Seçim geride kaldığına göre artık vatandaşların karar vermesi de hızlanır.”

Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
YAŞAR AŞÇIOĞLU
‘Sektöre destek veren bir başbakan söz konusu’
“Bu seçim sonuçları, anayasanın değiştirilmesi açısından önem taşıyordu. Seçim sonuçlarını analiz ettiğimizde seçmenin mevcut iktidar partisinin görevde kalmasını ama anayasayı muhalefet partileriyle birlikte uzlaşı içinde değiştirilmesi istediğini gördük.
Bu sonuçların piyasalara yansımasının inanılmaz olacağını düşünüyorum. Çünkü inşaat sektörüne destek veren, Kanal İstanbul ve İstanbul’a iki kent gibi projeler üreten bir başbakan var. Bunlar açıklanıp gerçekleştirildiğinde Türkiye’nin yüzünün değişeceğini biliyorum. Gayrimenkule gösterilen ilgi artacak. Bekleyen yeni projeler peş peşe açıklanacak. Bu durum, konut fiyatlarında da yavaş bir yükseliş trendi sağlayacak. Çünkü Türkiye’nin önü dört yıl daha kesintisiz olarak açık.”

Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı
ALTAN ELMAS
‘Ertelenen yatırımlar başlatılacak’
“Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu tablo, halkın değişim ve istikrar istediğini gösteriyor. Toplumun tüm katmanlarını kucaklayan yeni bir anayasanın tüm kısır tartışmaları sona erdireceğini, dikkatlerin geleceğin Türkiye’sine odaklanacağını ve yeni Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğimizi düşünüyorum. Ortalama yüzde 6 büyüme oranı sürdürüldüğü takdirde 2015’de bambaşka bir Türkiye’de yaşayacağız.
İstikrarla birlikte göstergelerin olumlu seyretmesi, ertelenen yatırımları harekete geçirecek ve uluslararası yatırımcıların ilgisi tekrar canlanacaktır. Bu, zaten yükselişte olan gayrimenkul sektörüne ciddi bir ivme kazandıracaktır.”

Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi
ALİ DUMANKAYA
‘Ustalık döneminde sorunlar daha çabuk çözülür’
“Halkın istikrar seçiminin, ekonomiye ve iş dünyasına olumlu sonuçlar getireceğine inanıyorum. AK Parti’nin ustalık döneminde inşaat sektöründe var olan sorunlara eğilerek, bunlara çözüm yolları bulacağına inanıyorum.
Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü olan inşaat sektörünün önündeki pürüzlerin kaldırılmasının ardından büyük atılımlar ve gelişmeler olacaktır.
Ayrıca seçim öncesi belirtilen yatırım planları doğrultusunda halkın destek verdiği projelerin devreye alınması gibi daha büyük sorumlulukların yerine getirilmesi beklenen önümüzdeki dönem, sektörümüz açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır.”

Fİ Yapı Yönetim Kurulu Başkanı
FİKRET İNAN
’Dışarıdan ciddi bir kaynak girecek’
“Sektörel açıdan inşaata son derece ilgi duyduğunu ortaya koyan ve 2023 yılına kadar 500 bin yeni konut yapılmasını isteyen bir başbakanın varlığı, son derece önemli. Sandıktan çıkan sonuçlar piyasanın beklentileri üzerinde son derece olumlu ve güven dolu bir etki yarattı. Bu istikrar çizgisiyle, sektöre yabancı yatırımcılardan ciddi bir kaynak aktarımı olacağını düşünüyorum. Yani, Türkiye’nin önünün açık olduğu bir sürecin başındayız.
Bu arada fiyatlarda aşırı bir artış olmasını beklemiyorum. Ama, mantıklı bir yükseliş yaşanmasını bekliyorum. İnşaat sektöründe trend, yukarı doğru tatlı bir eğimle çıkacak.”

İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
SERDAR İNAN
’Kendimizi sınırlar ötesinde anlatacağız’
“İlk defa bir iktidar dünya çapında önemli ölçekte projeler açıklayarak ve üçüncü kez oylarını artırarak, salt çoğunluğu alarak seçim kazandı. Artık ülkemizde dev projelerin yapılıp yapılamayacağının değil; ama nasıl yapılacağının konuşulacağı bir döneme giriyoruz. Yeni İstanbul ise sırf Türkiye’nin değil ama tüm dünyanın gıpta ile izlediği bir çizgide nüfuz alanını Frankfurt’tan Şangay’a kadar olan geniş coğrafyada artırarak devam edecektir.
Türkiye seçimden çıkan istikrarın ışığında Balkanlar’da, Kafkasya’da, Kuzey Afrika’da, Ortadoğu ve Orta Asya’da gelişen konjonktörleri kendi lehine çevirebilecek bir ufka sahiptir. Bundan sonra artık biz işadamları kendimizi sadece küçük çevrelerde değil ama sınırlarımızı aşan bölgelerde ifade etme olanağı bulacağız.”

Kuzu Grup Yönetim Kurulu Başkanı
GÖKÇEN KUZU
’Birikimler sektöre aktarılır’
“Sandıktan tek parti iktidarının üçüncü kez güçlü bir oy oranıyla çıkarak iş başına geçmesi, Türkiye’nin ihtiyacı olan istikrarın teminatı olarak değerlendirilmelidir. Ekonominin hareketlenmesini ve birikimlerini gayrimenkul sektörüne yönlendirilmesini bekliyorum. Hazırlık aşamasında olanlarla birlikte piyasaya birçok proje sunulacak. İnsanlar önlerini göreceği için fiyatlarda artış yaşanmayacak.
Elinde sermaye birikimi olanlar da yatırımlarını hızlandıracak. Bu istikrar ortamı dört yıl daha devam edecek. İstikrar ortamının devam edeceği beklentisiyle hazırlığını yaptığımız Bahçeşehir’deki 1200 konutluk projenin temelini eylülde yapacağız.”

Özyurtlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
TAMER ÖZYURT
’Kaldığımız noktadan devam’
“Ekonominin makro dengeleri yerine oturdu ve bu durum seçimden çıkan sonuçlarla bir kere daha güçlendi. Türkiye ekonomisi artık siyasetten bağımsız yoluna devam edebilecek güçtedir. Bunu seçim döneminde daha iyi gördük. İnsanlar herhangi bir tedirginlik yaşamadan işlerine devam etti. Örneğin gayrimenkul sektörü en iyi satışlarından birini bu seçim döneminde yaptı.
Birbirinden cazip kampanyalardan yararlanarak birçok kişi ev sahibi oldu. Seçim atmosferinin sona ermesiyle birlikte herkesin kaldığı yerden çalışmalarına devam eder ve kampanyalar yeniden hız kazanır. Hatta bu yıl yaz durgunluğunun yaşanmayacağını dile getirebiliriz. Bundan sonra ana hedef, daha fazla üretmek ve daha fazla istihdam oluşturmak olmalı.”

Varyap Yönetim Kurulu Başkanı
SÜLEYMAN VARLIBAŞ
‘Yatırımcı daha farklı bakacak’
“Türkiye ekonomisi bu güçlü iktidar sayesinde başbakanımızın belirlediği 2023 hedeflerine ilerlemek konusunda daha hızlı hareket edecektir. Güçlü bir iktidarın güçlü bir ekonomiyi getirmesi çok doğaldır. Bu güçlü ekonomi içerisinde lokomotif olan inşaat sektörü de güçlenerek çıkacaktır. Türkiye içinde projeler geliştirilerek dünyanın yatırımcı firmalarının ülkemize bakışı lehimize çevrilecektir. Ayrıca müteahhitlik firmalarımızın yurtdışında yapacağı işlerle de ülke ekonomisine büyük katkı sağlanacaktır.
Sektörümüz açısından değerlendirdiğimizde ise uzun süredir maliyetler satışlara yansıtılmamıştı. Faiz oranlarında meydana gelecek artış, girdi fiyatlarının artmış olması nedeniyle bundan sonraki süreçte gayrimenkul fiyatlarında genel bir artış olmasını bekliyoruz. Umuyorum ki kontrollü bir çalışmayla bizim gibi gayrimenkul geliştiriciler de biraz karlarından feragat ederek optimum seviyede satışların yapılmasını sağlayacak tedbirler alacaklardır.”

19 Haziran 2011 Pazar

Uçarken gökyüzünü seyredeceksiniz

Airbus'ın, yeni modeli, transparan tavan ve duvarlara sahip olacak. Yani, uçağa binen yolcular, gökyüzünü gökyüzünde seyredebilecek.

Yerden binlerce metre yüksekte yüzlerce kilometre hızda gökyüzünü seyretmek... Bu sıradışı deneyim artık gerçek olacak. Ünlü Fransız uçak şirketi Airbus'un üreteceği geleceğin uçağı bu özelliğe sahip. Airbus, Paris Havacılık Fuarı öncesi, internet sitesinde "geleceğin uçağı"nı tanıttı.
Airbus'ın, yeni modeli, transparan tavan ve duvarlara sahip olacak. Yani, uçağa binen yolcular, gökyüzünü gökyüzünde seyredebilecek.
Uçağın, özellikleri sadece bununla sınırlı değil. Pek çok lüks hizmet, yolculara panoramik manzara eşliğinde sunulacak.
Yolcular, beden yapısına uygun şekil alan koltuklarda, üç boyutlu oyunlar oynayabilecek.
Hologramlı görüşmeler yapılabilecek.

Uçak "dinlenme ", "çalışma " ve "sosyalleşme bölümü" olarak üçe ayrılacak.
'SmartTech' adı verilen teknolojiyle, yolcuların vücut sıcaklığıyla, uçağın enerji kaynaklarından birisini oluşturacak.
Geliştirilmekte olan yeni bir sistem sayesinde, yolcular motor gürültüsünden de rahatZsız olmayacak.
Peki uçak ne zaman kullanılmaya başlayacak. Airbus yetkililerine göre o tarih 2050...


Kaynak: LOJIPORT - 16.06.2011

17 Haziran 2011 Cuma

Baumax üçüncü mağazasını İzmir'de açtı

Avusturya'da 35 yıl önce kurulan yapı marketi bauMax, geçen yıl girdiği Türkiye pazarındaki üçüncü mağazasını, Samsun ve İzmit'in ardından İzmir'de açtı.

Bornova'da, 15 bin metrekarelik satış alanıyla Ege'nin en büyük yapı marketi olma özelliğini taşıyan bauMax İzmir, Türkiye'de uzun vadede 30 markete ulaşmayı hedefliyor.
Mağazanın açılışı dolayısıyla düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan bauMax AG Yönetim Kurulu Başkanı Martin Essl, şirket hakkında bilgi verdi, Türkiye pazarını değerlendirdi.
Essl, Türkiye'deki ilk mağazalarını bir yıl önce Samsun'da açtıklarını kaydederek, şunları söyledi:
''Türkiye için çok heyecanlıyız. Türkiye'den çok umutluyuz. Burada çok hızlı büyüyoruz ve büyümeye de devam edeceğiz. Türkiye bizim için çok etkileyici ve büyük bir ülke. Yeni açtığımız her market için 50 milyon liralık yatırım gerçekleştiriyoruz. 10 yıl içinde Türkiye'de minimum 30 markete erişmeyi planlıyoruz. 2023 yılı sonuna kadar Türkiye'de iyice büyümeyi, Anadolu da dahil olmak üzere 50 markete ulaşmayı hedefliyoruz.''
Önümüzdeki aylarda Bodrum ve Ankara'da, 2012'de İstanbul'da mağaza açarak büyümeye devam edeceklerini belirten Essl, önümüzdeki dönemde İzmir'deki mağaza sayını artıracaklarını bildirdi.
Essl, Türkiye'yi parlayan yıldız bir ülke olarak niteleyerek, Türkiye pazarına girmeden önce 5 yıl ön hazırlık yaparak Türkiye'yi araştırdıklarını, Türkiye'de en fazla ürünü, en iyi fiyat ve en iyi hizmetle sunmak istediklerini söyledi.
Yerel firmalardan da alım yaptıklarını, bu ürünleri faaliyette bulundukları diğer ülkelerdeki mağazalarında sattıklarını dile getiren Essl, böylece tedarikçilerinin de büyümesine olanak tanıyıp hep beraber büyüdüklerini kaydetti. Essl, ''Türkiye'deki amacımız, en tercih edilen yapı marketi olmak ve böyle de kalmak'' dedi.
Essl, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Pazara niçin büyük şehirlerden değil de küçük şehirlerden başladıklarının sorulması üzerine Essl, şu yanıtı verdi:
''Zaten stratejimiz en büyük şehirden girmek değil. Küçük şehirlerde çok daha fazla şey öğreniyor, tecrübelerimizi oralarda kullanıyoruz. Bir bebek dünyaya geldiğinde koşması başta zor olur. Türkiye de bizim küçük bir bebek ve hep beraber onun büyümesini izliyor olacağız.''
BauMax Türkiye Genel Müdürü İbrahim Ayan da ''Hep ucuz, en ucuz'' sloganıyla tüm bauMax marketlerinde 30 bin üründe sürekli en ucuz fiyat garantisi verdiklerini ve İzmir mağazalarında 150 kişilik bir ekiple müşterilere kusursuz hizmet sunmak için hazır olduklarını belirtti.
Türkiye'de ''fiyat lideri'' olarak kendisini konumlandıran bauMax'ın, ''Fiyat Kontrol Timi''nin müşterilerine sürekli en ucuz fiyatı sunabilmek için çalıştığını anlatan Ayan, bir üründe daha ucuza bir fiyat bulunduğunda, ürünü fiyatından yüzde 15 daha ucuza verdiklerini söyledi.

BAUMAX

Verilen bilgiye göre, girdiği her ülkede ulusal ve yerel tedarikçileri destekleyen bauMax, Türkiye marketlerindeki ürünlerin yüzde 75'ini Türkiye'den sağlıyor.
BauMax uluslararası bir firma olmakla birlikte girdiği her ülkede, ürün ve hizmet seçimini yaparken ülkenin ve de bölgenin istek ve ihtiyaçlarını dikkate alıyor. BauMax her ne kadar ''kendin yap'' felsefesinin öncülerinden bir yapı market olsa da tamirat ve tadilat işleriyle uğraşmak istemeyenlere vereceği hizmetlerle destek oluyor.
Bugün itibariyle 9 ülkede faaliyet gösteren şirket, Orta ve Güneydoğu Avrupa ülkelerinde yapı market sektöründe pazar lideri konumunda bulunuyor.
Dünya genelinde 153 mağazası olan şirket Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Slovenya, Hırvatistan, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye'de faaliyet gösteriyor.
BauMax, bulunduğu ülkelerde çeşitli kurumlarla ortaklığa giderek engelli vatandaşları destekleyici faaliyetler de yürütüyor. Şirket, Avusturya'da bulunan Essl Müzesi çerçevesinde, çağdaş sanata da destek veriyor.

Kaynak: Patronlar Dünyası - 15.06.2011

Zorlu Center Web Sitesi Altın Örümcek Web Ödülü'nün sahibi oldu

Mimari tasarımıyla ön plana çıkan ve birçok uluslararası ödüle layık görülen Zorlu Center, web sitesinin tasarımı ile de iddialı olduğunu gösterdi. Altın Örümcek Web Ödülü halk oylamasında gayrimenkul kategorisinde birinci olan Zorlu Center web sitesi, jüri değerlendirmesinde de birinci olarak Altın Örümcek Web Ödülü'nün sahibi oldu.
2002 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirilen Altın Örümcek Web Ödülleri'nde tasarım, içerik, işlevsellik, kullanılabilirlik, standart uygunluğu ve çapraz tarayıcı uygunluğu kriterlerine göre değerlendirilen Zorlu Center web sitesi www.zorlucenter.com gayrimenkul kategorisinde halk oylamasında birinci olmasının ardından jüri değerlendirmesinde de birinci seçildi.
Bugüne kadar çevreci yaklaşımı ve mimari tasarımıyla dikkat çeken ve uluslararası alanda birçok ödüle layık görülen Zorlu Center, tasarımı dijital ajans "Ping" tarafından yapılan internet sitesiyle, 9. Altın Örümcek Web Ödülleri'nin gayrimenkul kategorisinde birinci oldu.
Zorlu Center için hazırlanan web sitesi üst düzey teknolojiler ve kullanışlılık öğeleriyle planlandı. Zorlu Center web sitesinin hem görsel kodları, hem de bilgi mimarisi farklı hedef kitlelerin kolayca aradığını bulacağı ve doğru konumlandırmayı ayrı ayrı hissettirebilecek şekilde tasarlandı.
Zorlu Center'ın en önemli özelliklerinden biri olan konumunu en iyi şekilde anlatmaya yarayacak etkileşimli bir harita sayesinde İstanbul'daki önemli noktalardan Zorlu Center'a olan uzaklıklar ayrı ayrı hesaplanabiliyor. Zorlu Center'ın 5 farklı fonksiyonu için hazırlanan galerilerin yanı sıra; özellikle rezidanslar için özel hazırlanmış daire planlarına da etkileşimli olarak erişim imkanı sunuluyor. Genel tasarım olarak büyük görsellerin tercih edildiği Zorlu Center sitesinde kullanıcılar, tek bir tuşla tam ekran moduna geçip, projenin ve İstanbul'un en güzel görsellerini tam ekran keyfinde izleyebiliyorlar.
Zorlu Center web sitesi günümüz teknolojik gereksinimlerini de karşılıyor. Tüm mobil cihazlar için geliştirilen özel arayüzler sayesinde tüm site içeriğine bu cihazların ekranlarına uygun şekilde erişmek de mümkün hale getirildi. Altyapısı gereği her türlü ilerlemeye açık olan Zorlu Center web sitesinde, Proje'nin hayata geçmesiyle birlikte pek çok etkileşimli bölümün de eklenmesi planlanıyor.

Kaynak: GAZETEPARC - 16.06.2011

10 Haziran 2011 Cuma

İzmir'e, 2 yeni projede 14 bin konut yapılacak

Başkan Kocaoğlu, Gaziemir ve Karabağlar'da yapılması planlanan toplu konutlarla ilgili iki projenin Bakanlar Kurulu'na gönderildiğini açıkladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Gaziemir İlçesi'nde Aktepe-Emrez ile Karabağlar İlçesi Limontepe mahallelerinde kent dönüşüm planı çerçevesinde 13- 14 bin yeni konut yapılacağını, hazırlanan iki projenin de Bakanlar Kurulu'na gönderildiğini belirtti.
Özel sektör dahil
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) İkamet ve Çok Amaçlı Bina İnşaat Sanayi Meslek Komiteleri tarafından düzenlenen "İzmir'de Kentsel Dönüşüm" konulu toplantıda Büyükşehir yetkilileri ile sanayiciler biraraya gelerek fikir alışverişinde bulunduKentsel dönüşüm projesinde öncelikle kente adapte olmuş gecekonduda yaşayan kesimin hedef alındığını belirten Kocaoğlu, kentsel dönüşümde sadece belirli alanların belediye tarafından yapılacağını, geri kalan projeleri özel sektöre devredeceklerini söyledi. Aktepe-Emrez ile Limontepe mahallelerinde kent dönüşüm planı çerçevesinde 13-14 bin yeni konut yapılacağını da açıklayan Kocaoğlu, iki projenin de Bakanlar Kurulu'na gönderildiğini belirterek, "Burada her türlü hazırlığı yapmış durumdayız. Bakanlar Kurulu Haziran sonunda kent dönüşüm bölgesi ilan ederse 6 aylık mutakabat süremiz var. Bu süre yıl sonunu bulur. Ardından 2012 Haziran'ı gibi 160-170 hektarlık alanda konut projesi yapılması için inşaat sektörünün hizmetine sunacağız" dedi.
Öte yandan deniz ulaşımıyla ilgili de bilgi veren Kocaoğlu, belediyenin 2 adet katamaran alacağını söyledi.

Kaynak: Milliyet - 08.06.2011 - Burcu Taner

Osmanbey'de Reklam Tabelaları Ve Klimalar Kalkıyor!

Osmanbey, Şişli Belediyesi'nin kentsel dönüşüm projesi ile çehresini değiştiriyor.
Günde 5 bine yakın yabancı alıcının toptan hazır giyim alışverişi için ziyaret ettiği Osmanbey, Şişli Belediyesi'nin kentsel dönüşüm projesi ile çehresini değiştiriyor. Abdi İpekçi Caddesi'ne yapılan benzer bir düzenlemeyle Osmanbey, New York'un 5'nci caddesine benzeyecek.
Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) ile birlikte yürütülen proje ile bölge, sokak defileleri, moda günleri, otelleri, kafeleri ve restoranlarıyla hem alışveriş hem de açık hava yaşam merkezi haline dönüşecek. Belediyenin bu ay başlatacağı çevre düzenlemesi çalışmaları, ekim ayında tamamlanacak.
14 MAHALLEDE YENİLEME
Çalışmalarla Şair Nigar Sokak ve Samanyolu Sokak'ta tarihi binaların restorasyonu yapılacak, diğe binalar ise yenilenecek. Reklam tabelaları ve klimalar kaldırılarak görüntü kirliliği önlenecek. Bu çalışmalarla 3 yıl içinde Osmanbey, yeni bir görünüm kazanacak. Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Halaskargazi, Rumeli ve Abdi ipekçi Caddesi'nde uyguladıkları kentsel tasarım çalışmasına Osmanbey'de devam edeceklerini belirtti. Sarıgül, "Önümüzdeki yıl, çalışmalarımızı 14 ayrı mahallede daha uygulayacağız" dedi.


Kaynak: Milliyet Emlak - 08.06.2011

Yunanistan adaları satışa çıkardı, yatırımcı sevindi

Ekonomik kriz nedeniyle zor günler geçiren Yunanistan Ege Bölgesi'ndeki 12 adasını emsallerine göre düşük fiyatlarla satışa sundu, Türk yatırımcılar ise bunun önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekti.

Ekonomik krizle boğuşan Yunanistan, bazıları Ege'de bulunan 12 adasını satışa çıkardı. Ege denizinin ortasındaki, içinde lüks bir otel kompleksi ve golf sahası bulunan, inşaat ve turizme açık, 494 dönümlük Küçük Amargos Adası'nın fiyatının 6 milyon 100 bin euro olması ise iş yatırımcılardı şaşırttı. Yunanistan'ın, AB vatandaşı olmayan yabancıların sınır bölgeleri ve adalardan gayrimenkul almasının önündeki engeli kaldırması ise Türk yatırımcıların iştahını kabarttı.

Adaların fiyatlarını "kelepir" olarak değerlendiren Marmaris Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Kenan Akkuş ve Güney Ege Turistik Otelciler Birliği Başkanı İlhan Açıkgöz, Türk yatırımcıya çağrı yaptı.

Dünyadaki büyük ölçekli gayrimenkullerin pazarlandığı ".privateislandsonline.com" adlı sitede satılığa çıkarılan 12 Yunan adasının cazip fiyatlarıyla yatırımcının dikkatini çektiğini vurgulayan Akkuş ve Açıkgöz, çoğunluğu imara ve turizme açık olan adalardan 6'sının fiyatının alıcının talebine göre belirleneceğine dikkat çekti.

Adalara biçilen fiyatlar karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Marmaris Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Kenan Akkuş, "Marmaris'te satılık olduğunu bildiğim iki ada var. Bunlardan biri 11 dönüm, fiyatı ise 16 milyon euro. 20 dönümlük diğer ada ise 17 milyon euro'ya alıcı bekliyor. Adalarımızın Yunan adalarının kiminden 2 kat, kiminden ise 4-5 kat daha pahalı olduğu anlaşılıyor. Bir de Türk adaları yapılaşmaya kapalı, Yunan adalarının çoğu ise hem yapılaşmaya hem de turizme açık. Dolayısıyla, sözkonusu fiyatlar düşük değil bence kelepir. Yatırımcılar dikkate alacaktır" dedi.

Güney Ege Turistik Otelciler Birliği (GETOB) Başkanı İlhan Açıkgöz ise, özellikle Küçük Amargos Adası'na biçilen 6 milyon 100 bin euro'luk fiyata çok şaşırdığını belirterek, "Ben yasalar izin verdiği takdirde, dileyen Türk yatırımcısının adalara talip olabileceğini daha önce de belirtmiştim. Hem adaların turizm belgeli olması hem fiyatların uygunluğu oldukça cazip" diye konuştu.

İşte satılık adalar

İyon denizindeki 5 ada zincirinin üç isimsiz halkası: Yüzde 90'ı ormanlarla kaplı, ikişer koyu ve plajı bulunan üç adanın yüzölçümleri, 170, 49,4 ve 58,3 dönüm. Adalar en yüksek fiyatı verenin olacak.

Küçük Amargos: Ege denizinde 494 dönüm alana sahip ada 6 milyon 100 bin euro'ya satılık. İnşaat ve turizme açık ada da lüks bir otel kompleksi ve golf sahası da bulunuyor.

Taragonisi: Mora yarımadası yakınlarındaki adalardan biri. 90 dönüm büyüklüğündeki adanın fiyatını pazarlık belirleyecek.

St. Athanasios: İyon denizindeki Korint Körfezi içerisinde yer alan 2.5 dönümlük St. Athanasios'un fiyatı 1.5 milyon euro. Yapılaşma izni var.

St. John's:
Başkent Atina'ya deniz yoluyla iki saat, Karfos adlı balıkçı köyünden tekneyle 15 dakikada ulaşılabilen St. Johns'un büyüklüğü 750 dönüm. Fiyatını alıcıların talepleri belirleyecek.

St. Thomas: 15 Milyon euro'ya alıcı bekleyen 300 dönümlük ada, Soronicos Körfezi'ndeki ada zincirlerinin bir halkası. Tamamı orman ve yeşilliklerle kaplı. Atina'ya deniz yoluyla 45 dakikalık uzaklıkta.

Nafsika: Bin 235 dönümlük yüzölçümüne sahip İyon denizindeki Nafsika, 6 milyon 900 bin euro'ya satılığa çıkarıldı.

Vouvalos:
İyon denizindeki Amvrakikos Körfezi'nde bulunan 31.63 dönümlük Vouvalos'un fiyatını alıcıların vereceği teklifler belirleyecek.

Kardiotissa:
Ege denizinin ortasındaki Sikinos ada zincirinin bir halkası olan Kardiotissa turizme ve yapılaşmaya açık. 280 dönümlük adanın fiyatı 6.5 milyon euro.

Kaltsonisi:
İyon denizindeki 25 dönümlük Kaltsonisi 5 milyon euro'ya satılık.


Kaynak: Yeni Asır - 09.Haziran.2011 - Asım Ülker

2 Haziran 2011 Perşembe

Windowist yakında açılıyor!

Hazır ofis kiralama hizmetlerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaşmaya başladığı günümüzde kaliteli hizmet ve servis anlayışıyla donatılan Windowist çok yakında açılıyor.
İş dünyasının merkezi haline gelen Maslak'ta bulunan 26 katlı Windowist Tower'da iş hayatına dair yeni jenerasyon tüm ihtiyaçların tek tek göz önünde bulundurularak hazırlanan ofisler "en üst düzeyde konfor ve teknolojiyi" sunmayı hedefliyor.
Windowist esnek kiralama seçenekleriyle girişimcilerden, ülke dışındaki firmaların temsilcilerine, ofisi İstanbul dışında bulunan yerli ve yabancı iş adamlarından, sanal ofise ihtiyaç duyabilecek her sektörden profesyonellere hitap ediyor.

Kaynak: GazetePARC e-bülten

Optimus'la İzmir'de üçledi

Soyak, İzmir'deki projelerine Optimus'la yenisini ekledi. Elektrikli araçlara şarj ünitesinin de yer aldığı bin 200 konutluk projede satış fiyatları 122 bin liradan başlıyor.
Gayrimenkulde İstanbul'la rekabete giren İzmir'de 3'üncü projesine imza atan Soyak Holding, Mavişehir'de Optimus'u satışa çıkardı. 50 yılda 50 bin konut üreten Soyak'ın Optimus projesinin 300 milyon TL'ye mal olacağını söyleyen Soyak Holding CEO'su Emre Çamlıbel, 1+1'den 4+1'e daire alternatifleri bulunan projede, daire fiyatlarının 122 bin liradan başladığını kaydetti. Soyak Mavişehir, Soyak Siesta ve Optimus ile İzmir'de toplam 5 bin konut sayısına ulaştıklarını söyleyen Çamlıbel, toplam yatırımın ise 1 milyar lirayı aştığını belirtti. Çamlıbel, bin 200 konutluk projenin optimum tasarrufu ve üst düzey yaşam kalitesini bir araya getirdiğini ifade ederek bu nedenle projenin ismini de Optimus olarak belirlediklerini anlattı.
% 20 TASARRUF SAĞLIYOR
Projelerinde özellikle enerji tasarrufu ve çevreye duyarlı konuta özen gösterdiklerini kaydeden Çamlıbel, Türkiye'de ilk kez uyguladıkları elektrikli araç şarj ünitesine İzmir'de de devam ettiklerini kaydetti. İzmir'de bunun bir ilk olduğunu aktaran 39 yaşındaki genç CEO, "Tasarruflu ampullerden, sensörlü musluklara kadar her konuda cimri olan Soyak Optimus ile optimum tasarruf ile yola çıktık. Yüzde 20'ye varan su ve enerji harcamasının az olduğu Optimus'ta elektrikli araçlar için de şarj ünitesi yer alıyor" diye konuştu.
YENİ PROJELER SIRADA
Çamlıbel, İzmir'e yatırım yapmaya devam edeceklerini kaydederek, bundan sonraki İzmir projesinin Zeytinalanı'nda 250 bahçeli evden oluşacağını kaydetti. "Bu yıl 3'ü İzmir'de, 5'i İstanbul'da olmak üzere 8 projeye imza atacağız" diyen Çamlıbel, "İstanbul projelerimizde hızlı bir şekilde devam ediyor. Portföyümüzde Soyak Halkalı Park Apart, Zincirlikuyu, Bahçeşehir, Halkalı ve Ataşehir'de toplamda 2.900 konut daha olacak. 2011 yılı içinde sattığımız 3 bin konuttan 750 milyon TL gelir elde etmeyi planlıyoruz" dedi.
Enerjiye 1 milyar dolar yatırım yapacak
Gayrimenkul dışında enerjide de iddialı olduklarını belirten Çamlıbel, "Şu an 50 megavatlık bir hidroelektik santralimiz var. Bunu önce 150, 2012 ortalarına doğru da 200 megavata ulaştırmayı planlıyoruz" dedi. Çamlıbel, jeotermal ve rüzgâr yatırımları konusunda da lisansların devam ettiğini, 500 megavatlık kapasiteye 2015 yılına kadar ulaşacaklarını ifade ederek, enerjiye toplamda 1 milyar dolar yatırım yapmış olacaklarını kaydetti.
Soyak için 2012 halka arz yılı olacak
Gayrimenkul yatırım ortaklığı kurarak halka açılacaklarını ve hazırlıkların sürdüğünü anlatan Emre Çamlıbel, "Sadece GYO olarak değil enerji ve diğer sektörleri de halka açmak istiyoruz, fakat genel konjonktürün çok iyi olması gerekiyor. Sadece Türkiye'de ekonomik iyi gidiş değil dünya piyasalarında da iyi gidiş olmalı. 2011 yılı içinde böyle bir plan yok ama 2012'de neden olmasın" dedi.

Kaynak: Sabah - 26.05.2011

Yeni tip konutlar

Zamanlarının çoğu evde geçtiği için bir evleri olmasını kadınlar erkeklerden daha çok ister. Erkekler sokaklardadır, iş yelerindedir ama kadınların çoğu evlerindedir bütün gün. Mutfaktadırlar, yemek yapar, bulaşık yıkarlar sürekli. Hele ki küçük çocuklar varsa, mamaydı, çorbaydı derken neredeyse hiç çıkmazlar mutfaktan. Bu yüzen mutfak çok önemlidir kadının hayatında. Bir de kendilerine ait en özel alandır. Erkekler, ev işlerini ve yemek yıkamayı, bulaşık yıkamayı küçümsediği için girmezler pek o bölgeye. Orada kadının sözü geçer, o yüzden de kadın mutfağının geniş, kullanışlı, aydılık, ferah olmasını ister. Bol dolapları olsun ister, her eşyası sığsın, aradığını kolayca alsın, rahat çalışsın. Gelin görün ki erkek müteahhitler bu konuyu hiç önemsemedikleri için en karanlık, en küçük yere mutfak kondurmuşlardır.

Oysa eski Türk evlerinde mutfağın yeri ayrıdır, evin en önemli bölgelerniden biridir yukarıda saydığım nedenlerden dolayı. Sonrası kötü. Hep ayni tip evler, koca bir salon, iki veya üç küçük oda, küçük bir mutfak ve küçük bir banyo. Ve o kocaman salon da hep boş durur, misafir odası olduğu için. Anneler misafir geldiğinde derli toplu olsun diye misafir odasının kapısını kapalı tutar ve içeriye kimseyi sokmazdı. Yaşam alışkanlıklarımız da değişti. Eskisi gibi misafirliğe gitme geleneği ortadan kalktı, salonlar yaşam odasına döndü. Mutfaklar da önem kazandı, banyolar da.

Akıllı evler

Artık yeni tip konutlar yapılıyor. Apartmanların yerini 1000-2000 konutlu siteler alıyor. Aynı apartmanda değişik metrekarede evler. Kişinin bütçesine veya konumuna uygun. Sosyal yaşam alanları, parklar, bahçeler. En önemlisi bu evlerin akıllı olması. İnterneti, uydu yayını içinde. Böylece anten kirliliği ortadan kalkmış oluyor. Günümüzde tasarruf önem kazandığı için termostatlı vanalar, tasarruflu ampüller kullanılıyor.

Bu yeni tip evleri, konutları tasarlayanlar kadınlara farklı seçenekler de sunuyorlar. Çocuklarıyla dört duvar arasına kapanmasınlar, onlarla sitenin içinde rahatça dolaşsınlar diye parklar, havuz, dinlenme alanları yapıyorlar. Sanki tatil köyünde gibi.

Soyak'ın İzmir'de başlattığı projelerden biri olan Soyak Siesta'yı gezerken bu duyguyu hissettim. Hava sıcak, etrafta palmiyeler, kaktüsler, bir tarafta kocaman bir havuz, şezlonglar, minderler... Birazdan havuz başı dolacak gibi...

Fonksiyonel evler

Önce Mavişehir'de konut yapımına başlayan Soyak, ardından Siesta'yı başlatmış. Şimdi de Optimus'u satışa çıkarıyor. Neden optimus, konumu, ölçümü, fiyatı açısından en optimim evler olduğu için. Soyak için İzmir önemli bir şehir. Yakında yeni projeler de başlayacak. Zeytinlikalanı'nda bahçeli evler mesela.

Bir önemli konu da deprem. Kütahya depreminin sarsıntıları sürerken, herkes evlerin depreme ne kadar dayanıklı olduğunu da öğrenmek istiyor. Soyak bu konuda da iddialı. Oturduğum evden biliyorum. Göztepe Soyak, depreme dayanıklı konutların öncülerinden. Kaç deprem atlattık, Tanrı'ya şükür bir zarar görmedik.

Kosacası ev olayı önemli bizim toplumumuz için. Herkes bir evi olsun ister. Özellikle de kadınlar. Hayallerinde bir ev sahibi olmak vardır. Artık pembe panjurlu değil bu evler, akıllı evler, rahat, geniş ve fonksiyonel.

Kaynak: Yeni Asır - Seda Kaya Güler - 26.05.2011