28 Haziran 2012 Perşembe

PALMİYE'DEN YAZA ÖZEL KAMPANYA


PALMİYE Park Teras’ta yaz kampanyası, sürüyor. 1+1, 2+1 ve 3+1 daireler yüzde 5 peşinatla satışta. İzmir’in değer kazanan ve deprem güvenliği yüksek bölgelerinden biri olan Çiğli Esentepe’de yükselen Palmiye Park Teras, merkezi konum, iyi komşu, zengin sosyal olanaklar, yüzme havuzu ve deniz manzarasını bir arada sunuyor. Palmiye Park Teras’ta toplam 136 daire bulunuyor. Eylül 2013’te teslim edilecek proje, kişiye özel ödeme planlarıyla da dikkat çekiyor. Peşinat desteği sağlanarak ev alımının öne çekildiği Teras’ta ilk evini alacaklar için sabit taksitli, özel sektör çalışanları veya serbest meslek sahiplerine kira öder gibi, yatırımcılar için "hızlı öde kurtul" planı sunuluyor. Yaza özel kampanyayla yüzde 5 peşinatla ev sahibi olma imkanı sağlanıyor. Özel tasarım portmanto, banyoda çamaşır dolabı, parke renginde değişiklik opsiyonu ve duvar kağıdı Teras Gold’daki ayrıcalıklardan birkaçı.

Yaşam alanları üretiyor
CDS Yapı Genel Müdürü Serdar Dağıstan, "24 saat güvenlik, sağlık, hobi ve eğlence ihtiyaçlarının ortak paylaşım ile daha düşük maliyette giderilebileceği yaşam alanları üretiyoruz" ifadesini kullandı.

Kaynak: Mete Tamer OMUR , 28.06.2012 - Hürriyet

Tanyer İnşaat yeni projesine başladı


NARLIDERE bölgesini otoparklı, havuzlu, özel güvenlikli, konforlu ve prestijli çok özel sitelerle buluşturan Tanyer İnşaat, şimdi de mimarisi ve sosyal olanaklarıyla yeni projesi Asma Bahçeler’e başlıyor.
Tanyer İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer, Narlıdere’de doğa harikası bir alanda yükselen bir projeye başladıklarını belirterek, “Bir yanı uçsuz bucaksız Ege, bir yanı sonsuzluk hissi veren vadi, karşısı göz alabildiğine ormanla çevrili Asma Bahçeler, terasları, bahçeleri ve peyzaj alanları ile birlikte ev sahiplerine sınırsız bir doğa vadediyor” dedi. Projenin alışveriş merkezleri, gözde okullar, üniversiteler ve hastanelere yakın olduğunu ifade eden Tanyer, şöyle konuştu;
“Bir yandan İzmir’in tüm olanaklarını kolayca yaşama fırsatı sunarken, diğer yandan da şehrin karmaşasından uzaklaşma olanağı veriyor. En yeni ve en güvenli yapı teknikleri ile inşa edilen, İzmir’de bugüne kadar hiç görülmedik bir mimariye sahip olan Asma Bahçeler, içinde yer aldığı doğanın yapısıyla da uyumlu olarak set set konumlanıyor. Böylelikle hiçbir kat ve daire birbirinin önünü kapamıyor. 1+1, 2+1, 3+1 ve dubleks evlerden oluşan proje, dairelerin her biri doğanın eşsiz nimetlerinden aynı oranda yararlanıyor.”



Tanışma fiyatı
120 araçlık otopark, 24 saat özel güvenlik, yatay asansör, açık havuz, çocuk havuzu, çocuk oyun alanı, spor salonu, sauna, etkinlik salonları, yürüyüş ve bisiklet parkurları, artezyen ve hidrofor sistemi, sığınak ve jeneratör gibi konforlu ve güvenli bir yaşam için gerekli her olanağın projede yer aldığını aktaran Tanyer, tanışmaya özel fiyatlarla satışa başladıklarını belirtti.

Kaynak: Mete Tamer OMUR, 28.06.2012 - Hürriyet

27 Haziran 2012 Çarşamba

Suudi Kral ‘Sevda’sına tam 28 yıl sonra kavuştu

Merhum Turgut Özal döneminde Sevda Tepesi Suudi Veliaht Prens Abdullah Bin Abdülaziz’e 27 milyon dolar karşılığında satıldığında sene 1984’tü. Özal imar sözü vermişti ancak beklenen izin bir türlü çıkmadı. Yıllar geçti, prens kral oldu. Hatta bir ara Sevda Tepesi’ni satışa da çıkardı. Büyükşehir Belediyesi Meclisi satıştan tam 28 yıl sonra dün tepeyi turizm konaklama alanı olarak imara açtı

Süvari teğmen Vahit Bey ile Belkıs Hanım’ın buluşma noktalarıydı Kandilli’deki tepe. O zaman bu tepenin bir adı yoktu. Ne zaman Vahit Bey ile Belkıs Hanım’ın aşklarına aileleri engel oldu, onlar da intihar yolunu seçti; bu tepenin adına ‘Sevda Tepesi’ dendi. Yıllarca İstanbullu aşıklara ev sahipliği yaptı bu tepe...
1984’te ise Suudi Veliaht Prens Abdullah bin Abdülaziz’e 27 milyon dolar karşılığında, Turgut Özal’ın devreye girmesiyle satıldı. 57 bin metrekare alana sahip tepenin imara açılacağı sözü verilmişti. Ancak yıllar içinde tepe imara açılmadı. İşte dün bu söz, 28 yıllık aranın ardından tutuldu ve Sevda Tepesi, turizm-konaklama tesisi olarak imara açıldı. Dönemin veliaht prensi şimdinin Suudi Kralı Abdullah Bin Abdülaziz Sevda Tepesi’ne turizm tesisi yapma hakkını kazanmış oldu.

İspanya’ya gitmeyin
Suudi Kral Fahd’ın tatil için İspanya Marbella’ya gitmesi ve geniş ailesi ile orada büyük harcama yapması, dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın dikkatini çekmişti. Suudi Kraliyet Ailesi’nin tatil yapabileceği bir yer olarak düşünüldü Sevda Tepesi. Yabancılara toprak satışının ilk örneğini oluşturan Sevda Tepesi, Bakanlar Kurulu kararı ve özel çıkartılan bir yasayla gerçekleşti. Suudi Prens’in teklifi üzerine 57 bin 470 metrekarelik tepeyi Kıbrıslı Mehmet Paşa’nın torunları Emine Nazlı Başar, Ahmet Nahit Dirvana, Mehmet Emin Dirvana, Mustafa Selim Dirvana, Süleyman Sadrettin Dirvana, Yusuf Cemil Şensoy, Sakibe Akyol, Osman Gündüz Delitaş, Necla Koskosoğlu, Necdet Semizoğlu, Rüştan Balkar, Ercan Balkar, Kemal Galip Balkar ve Hüseyin Balkar 27 milyon dolar gibi astronomik bir rakama sattı. Satış sırasında veliaht prense imar için de söz verildi. Ancak söz yerine getirilemeyince Suudi Kraliyet Ailesi de tatil için Sevda Tepesi’ne gelemedi. Aradan yıllar geçti. Tepenin imara açılma fikri 2006 yılında tekrar gündeme geldi. Hatta prensin araziyi satılığa çıkardığı bile söylendi. Sonunda yıllar önce verilen söz, dün İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy çokluğu ile kabul edildi. Üsküdar, Kandilli Mahallesi’ndeki 945 ada, 12 parselde bulunan 57 bin 470 metrekarelik alanın, CHP’li üyelerin muhalefetine rağmen, turizm konaklama tesisine dönüştürülmesine izin çıkmış oldu.

İmara açılma teklifi Bakanlık’tan geldi
Suudi Kralı’na ait olan arazinin imar plan değişikliği teklifinin arsa sahiplerinden gelmemesi dikkat çekti. İmar değişikliği için plan teklifinin sahibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü oldu. Genel Müdürlük tarafından imar planı değişiklik talebi için dosya hazırlandı ve 31 Mayıs 2012 tarihli yazı ile dosyanın İBB Meclisi’ne gönderildiği tutanaklarda yer aldı. Ayrıca arsa sahibinin de 28 Mayıs 2012 tarihinde İBB’ye dilekçe gönderdiği ortaya çıktı. Arsa sahibinin dilekçesinde ise şu ifadeler kullanıldı: ’1984 yılından beri maliki bulunduğu parselde mağduriyetin giderilmesi amacıyla...”

Konut yüksekliği 7.5 metre olacak
57 bin 470 metrekarelik arazi oy çokluğu ile imara açılırken imar koşulları da netleşti. Turizm konaklama alanı olarak belirlenen araziye, 0.06 emsal kuralı uygulanacak. Buna göre en fazla 3 bin 478 metrekare inşaat yapılabilecek. Yapılacak binaların yüksekliği 7.5 metreyi geçmeyecek. Ayrıca arazide bulunan 50’den fazla ağacın da korunacağına dair not düşülmüş durumda. Önce ağaçların belirleneceği ve bunların ağaç rövele işlemi yapılmadan inşaat izin verilmeyeceği belirtiliyor. İnşaatın plan notları ise 1/1000’lik imar uygulama planları ile belirlenecek. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Boğaziçi Yüksek Koordinasyon Kurulu’ndan onay alınmadan proje yapılamayacağı şarta bağlantı. Projenin uygulama aşamasında ise Boğaziçi İmar Planları’na göre hareket edilmesi karara bağlandı.

Kaynak: Gazete Vatan, 15.06.2012

24 Haziran 2012 Pazar

Sabancı, Zorlu, Polimeks, Özkardeş... Çeşme'ye 3 bin 600 yatak geliyor

Ege'nin en güzel tatil bölgelerinden biri olan Çeşme'de yatırımlar artıyor. Sabancı, Zorlu, Polimeks gibi gruplar başta olmak üzere pek çok firma, bölgeye yatırım yapıyor. Yatırımlar tamamlandığında Çeşme'nin yatak kapasitesinin üstüne 3 bin 600 yatak daha eklenecek.

Prohorov, Nazif Zorlu, Dilek Sabancı ve İzmirli Özkardeş Ailesi gibi dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen işadamlarının otel kurduğu Çeşme’ye, yeni yatırımlarla 3 bin 680 yatak ekleneceği düşünülüyor.

Bölgeye yatırım yapmayı planlayan gruplar ve hayata geçirecekleri yatak sayıları şu şekilde:
Tek-Art İnşaat AŞ, Alaçatı’da 5 yıldızlı otel yatırımı yapıyor, ruhsat işlemlerinin tamamlandığı belirtilmiş. Otel, 100 dönüm arazi üzerinde inşa edilecek, yatırım maliyetinin 65 milyon dolar olacağı belirtiliyor. Otelde odalara termal su olması, özel bir kür merkezi, çamur banyoları ve güzellik merkezleri olması planlanıyor.
Dilek Sabancı kuruluşundaki Dilek Gayrimenkul’ün de Çeşme’de yatırım planları bulunuyor. Yaklaşık 120 dönüm arazi üzerinde otel yatırımı planlanlamakta olup, 200 yatak kapasiteli olacağı belirtiliyor. Otelin, Four Seasons Otel grubu tarafından işletileceği belirtiliyor.
Zorlu Grubu ise Alaçatı’daki mevcut potansiyelden faydalanarak golf turizmine yöneldi ve golf oteli kurmak için hazırlıklarına başladı.
Yaşar Ambalaj da Çeşme’de yatırım planları olan şirketlerden biri. 270 yatak kapasiteli olan otel projesini, 11 bin 930 metrekare arazi üzerinde liman oteli olarak planlıyor.
Polimeks ise yaklaşık 29 bin 575 metrekarelik arazi üzerinde 600 yatak kapasiteli otel projesi planlamakta olup, otel arazinin 49 yıllığına kiralandığını belirtiliyor.
Solto Otel’in kurucularından Akdede Grubu ise 300 yataklı iki adet otel projesi olduğunu belirtiliyor.
Ayasandra şirketi de Çeşme Tekke Plajı’nın otel, kür merkezi, termal havuz, plaj, yelken kulübü, hamam, fitness, sağlıklı yaşam aktivite alanları, restoran, mahalle bakkalı, kahve, fırın gibi yerlerin içinde olacağı proje planlıyor.
İzmirli Özkardeş Grubu ise, önceki yıl satın aldığı Boyalık’taki Fram Otel’i yeniden inşa etmiştir. Otel, 450 yatak kapasiteli olup, Movenpick Grubu’nun işletmesi bekleniyor.
Çeşme Ayasaranda Koyu’nda ise Sesan Şirketler Grubu tarafından butik otel yapılması planlanıyor. Otelin 60 odalı, 80 aparttan oluşması ve 300 yataklı olması planlanıyor.
Kaynak: Turizm Güncel, 23.06.2012

22 Haziran 2012 Cuma

Çeşme tarihine turistik makyaj

Çeşme’de sahil bandı dışında yeni turizm cazibe merkezleri oluşturmak için çalışma başlatıldı.

Başta yörenin ilk yerleşim birimlerinden Çeşmeköy ile şehir merkezindeki tarihi Uzun Sokak ve Maraş Sokak’taki tarihi yapılar da yeniden ayağa kaldırılacak. Bunlardan bir tanesi olan ve aynı zamanda Şekerci Sarayı olarak da bilinen tarihi Osmanağa Konağı’nda restorasyona başlandı.
Kaymakam İnci Sezer Becel, 19. yüzyıl Geç Osmanlı Dönemi eseri Osmanağa Konağı’nın Çeşme’deki en önemli sivil mimarlık örneklerinden biri olduğunu belirtti. Becel, “Çeşme Kalesi ve Arkeoloji Müzesi bir saatte geziliyor. Osmanağa Konağı ile Çeşme Kalesi ve Etnografya Müzesi bir bütünlük arzedecek. İnsanlar kaleden yürüyerek 3-4 dakikada müzeye ulaşacak. İki tarihi eser arasında bir de Şekerci Hamamı var. Orası da restore edilip turizme kazandırıldığında, turistlere Çeşme merkezde gösterebileceğimiz güzel bir destinasyon oluşacak” dedi.

Kaynak: Milliyet, 28.04.2012

İzmir’in en büyük 100 şirketi sıralamasında Tüpraş birinci

Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın belirlediği en büyük 100 şirket sıralamasında Tüpraş 12.6 milyar ciroyla açık ara birinci oldu.

EGE Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) 2011 yılı üretimden satışlara göre belirlediği İzmir’deki 100 büyük firma sıralamasında, TÜPRAŞ geçen yıl olduğu gibi ilk sırada yer aldı. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, değerlendirmeye 25 milyon lira barajını aşan EBSO üyesi firmaların alındığını, barajı 153 firmanın aştığını kaydetti. Yorgancılar, ilk 100’e giren firmaların üretimden satışlarının yüzde 22, cirolarının yüzde 24, kar paylarının yüzde 17, Ar-Ge giderlerinin yüzde 17, istihdamlarının yüzde 7, borçlarının yüzde 14, zararlarının yüzde 62, ihracatlarının yüzde 31, ithalatlarının ise yüzde 34 oranında arttığını ifade etti.

58 şirket basamaklara çıktı

İlk 100’e giren firmaların 58’inin bir önceki yıla göre sıralamasının yükseldiğini belirten Yorgancılar, 31 firmanın sıralamasının düştüğünü, 7 firmanın sıralamadaki yerini koruduğunu 4 firmanın da listeye yeni girdiğini anlattı. Ender Yorgancılar, sıralamada ilk 10’da yer alan firmaların, 100 büyük firmanın üretimden satışlarının yüzde 61’ini, istihdamın ise yüzde 39’unu karşıladığını vurguladı. Son 2 yılda satışlarda yaşanan düşüş eğiliminin, 2011 yılı ile birlikte yerini artışa bıraktığını dile getiren Yorgancılar, 2011 yılında güçlü toparlanma sinyallerinin verildiğini, bunun da üretimden satışlara ve ciroya yansıdığını söyledi. Yorgancılar, en net ithalatçı ve ihracatçı sektörlerinin 2011 yılında da değişmediğini kaydederek “Krizden etkilenen taşıt sektörünün ihracatındaki artışı ile gıda, içki, tütünün ithalatındaki artış dikkat çekicidir. Toplamda da bir Türkiye gerçeği olarak, ithalatçı yapımızın aynen korunduğu görülmektedir. Yani 100 dolarlık üretim için firmalarımız 65 dolarlık mal ithal etmiştir” dedi.

Petkim ikinci sırada

Firma Üretimden satışlar (Bin TL)
İzmir TÜPRAŞ 12.601.764
Petkim 3.461.561
Philsa 1.489.445
İzmir Demir Çelik -
BMC Sanayi 838.018
TÜPRAG 779.471
Özkan Demir Çelik 666.779
Abalıoğlu Yem 663.084
Pınar Süt 643.946
Kocaer Haddecilik 616.314

Kaynak: Star Gazete, 21.06.2012

Türkiye'nin ilk yat marketi açıldı

Türkiye'nin ilk yat marketi, İzmir Levent Marina'da hizmete girdi.           

Levent Marina'nın işletmecisi olan Dirinler Şirketler Grubu ve Viramar Denizcilik'in işbirliğiyle hayata geçirilen Yat Market, 365 gün hizmet verecek. İzmir ekonomisine büyük hareketlilik kazandıracak olan market, 50 milyon dolarlık yatırımla kuruldu. Sadece deniz ve yat tutkunlarının farklı zevklerine, hobilerine cevap veren Levent Marina, Yat Market bünyesinde deneme sürüşü imk'nı da sunacak.
Levent Marina'da kalabalık bir davetli grubunun katıldığı kokteylin ardından Yat Market'in açılış kurdelesini İzmir Vali Vekili Ardahan Totuk, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, CHP İl Başkanı Ali Engin, İzmir Ticaret Odası eski Meclis Başkanı Necip Kalkan, Dirinler Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Melih Dirin ve Viramar Denizcilik'in sahibi Aslan Şişman birlikte kesti. Yat Market'le İzmir'de önemli bir iş başarıldığını belirten Vali Vekili Totuk, EXPO adaylık sürecinde bu tür yatırımların şehrin elini güçlendirdiğini söyledi. Başkan Vekili Aydoğan ise Yat Market'i İzmir'e kazandıran Dirinler Şirketler Grubu ve Viramar Denizcilik'in sahiplerini kutlayarak, bu tür yatırımların artmasını dilediğini belirtti. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da projenin çok doğru olduğunu belirterek, Dirin ve Şişman'ı kutladı.

Kaynak: Sabah, 210.06.2012

ÇEŞME'YE YATIRIMCI AKINI

Her yıl turist sayısını önemli ölçüde artıran, Türkiye'nin en gözde tatil beldelerinden Çeşme, turistik tesis yatırımcıların gözdesi oldu

Her yıl turist sayısını önemli ölçüde oranında artırmayı başaran, Türkiye'nin en gözde tatil beldelerinden biri olan Çeşme'ye yatırımcı akını tüm hızıyla sürüyor. Başta İstanbul olmak üzere yurdun dört bir tarafından turizm yatırımcısı ilçedeki bazı mevcut otelleri satın almak için görüşmeler yaparken, birçok yatırımcı da otel başta olmak üzere turizm tesisi kurmak için yer arıyor.

GAZİANTEP'TEN GELDİ
Halen Alaçatı'da Gaziantepli Yaşar Grubu'nun Başkanı Yaşar Çilkız otel yatırımına başlarken, İzmir'in önde gelen işadamlarından olan ve Pasaport'ta Key oteli işleten Erdoğan Özgörkey'in de Çeşme'de otel satın almak için çalışmalara başladığı öğrenildi. Ayrıca Dilek Sabancı Çeşme'ye For Seasons Oteli'nin temelini kısa süre içinde atmayı planlıyor.

"ZİGANA OTELİ ZİNCİRİ"

Trabzonspor eski Başkanı Mehmet Ali Yılmaz ise Zigana Otel kurmak için hazırlıklarını sürdürürken, Solto Otel'in sahibi EBSO Meclis Üyesi Mehmet Akdede ise Altınkum'da kuracağı otel için hazırlık yapıyor. Yine Ünlü Rus Milyarder Prokorov ise Çiftlikköy'de kuracağı otel için izinlerini alırken, çok sayıda yatırımcının da Altınkum tarafında otel yatırımı için Turizm Bakanlığı tarafından yapılan plan çalışmalarının tamamlanmasını beklediği belirtiliyor. Turizm Bakanlığı'nın planları yapması ve hazine arazilerinin yatırımcılara tahsis edilmesi halinde ise, Türkiye ve dünyanın dört bir tarafından turizm yatırımcıların Çeşme'ye çok özel projeleri hayata geçirmek için gelmesi bekleniyor.

DİLEK SABANCI'DAN TEMEL
Babası Sakıp Sabancı ile birlikte 1989 yılında Vista Turizmi kuran Dilek Sabancı Alaçatı'da 120 bin metrekarelik alanda otel kurmak için çalışmalarını tamamladı. Kısa süre içinde otelin temelini atacak olan Dilek Sabancı For Seasons Grubu ile projeyi hayata geçirecek. Alaçatı'daki bu otel Four Seasons'un dünya üzerindeki Hawaii, Şeyseller ve Şarm El Şeyh gibi tatil bölgelerinden sonra Avrupa'da deniz kenarındaki ilk tatil resort tesisi olacak. Otelin 2013 yılı turizm sezonuna yetiştirilmesi planlanıyor.

İNŞAATA BAŞLANDI
Yine aynı bölgede Gaziantep merkezli olan ambalaj sektöründe uzmanlaşmış olan Yaşar Grubu da otel inşaatına başladı. 160 odalı olması planlanan otelin çalışmalarını Grubun Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Çilkız yakından takip ediyor. Çeşme'de Solto Oteli'nin Sahibi Derici Mehmet Akdede ise Altınkum'da yeni otel projelerini hayata geçirmek için Turizm Bakanlığı'nın plan çalışmalarını bitirmesini bekliyor. Yine bu bölgede Rus milyarder Prokorov'un ise projesini hazırladığı yine Akdede gibi planların tamamlanmasını beklediği ifade ediliyor. Özkardeş Grubu da fransızlarda aldığı Boyalık Otel'i baştan aşağı yenileyerek 2013 yılı turizm sezonuna yetiştirecek.

"Turizmi 12 aya çıkaracağız"
Geçtiğimiz günlerde yapılan seçimle yenilenen yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Yeni Asır Gazetesi'ni ziyaret eden Çeşme Turistik Otelciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Öncel ise Çeşme'de büyük bir hareketlilik yaşandığını belirterek, yatırımcıların bölgeyi mercek altına aldığını söyledi. Çeşme'de birçok otel inşaatının sürdüğünü, birçok yerli ve yabancı işadamının mevcut otelleri satın almak istediğini, birçok grubunda yeni otel ve tesis kurmak için çalışma başlattığını ifade eden Öncel, "Dilek Sabancı For Seasons Oteli'nin temelini kısa süre içinde atacak. Gaziantepli Yaşar Çilkız Alaçatı'da otel inşaatına başladı. Yine Alaçatı'da Trabzonspor eski Başkanı Mehmet Ali Yılmaz Zigana Oteli kuracak" diye konuştu.

TERMAL PROJELERİ

Öncel, "İzmir'in ve Türkiye'nin önde gelen işadamları bölgede mevcut otelleri almak ya da yeni otel ve tesis yapmak için yer arıyor. Turizm Bakanlığı'nın bölgenin planlarını tamamlaması ile birçok yerli ve yabancı yatırımcı da beldemize akın edecek. Çeşme her yıl turizmde yüzde 10-20 arasında büyüyor. Yeni yatırımlarla bu büyüme daha da hızlanacak. Biz de ÇEŞTOB olarak Çeşme turizminin 12 aya çıkarılması için termal projesi başta olmak üzere birçok proje üzerinde çalışıyoruz. Çeşme, önümüzdeki yıllarda ülke turizmine en çok katkı sağlayan merkezlerden biri haline gelecek" dedi.

Kaynak: Yeni Asır, Murat Şahin - 21.06.2012

21 Haziran 2012 Perşembe

0,17 metrekarelik arsaya bir daire parası

Narlıdere’de 2006’da başlattığı kentsel yenilemede arsa sahiplerini mağdur etmemek için çaba sarf eden İdea Yapı, 0,17 metrekare arsası olana bile bir daire parası kazandırdı.
KENTSEL yenileme kapsamında Narlıdere’de önemli bir çalışma başlatan İdea Yapı, 400 aileyi ev sahibi yaptı. Toplamda 580 dairenin yer aldığı projede firma, bir yandan arsa sahiplerine konut yaparken, bir yandan da iki lüks konut projesine imza attı. Palma Residance’ı tamamlayan firma, halen 120 konuttan oluşan Smyrnapark’ın satışlarına devam ediyor. Önümüzdeki dönemde daha ekonomik konut üretmeyi planlayan İdea Yapı, ilk etapta Manisa’da bir projeyi hayata geçirecek.
2006’nın ikinci yarısında Narlıdere Belediyesi’nin denetiminde kentsel yenileme adı altında Yenikale Evleri Projesi’ne başladıklarını dile getiren İdea Yapı Yönetim Kurulu Başkan Vekili İbrahim Aksoy, “Toplamda 580 konutluk bir projeydi. Bunun 400 tanesini arsa sahipleri için yaptık. 300’ünde yaşam başladı. Kalan 100 konutu da yakın zamanda hak sahiplerine teslim edeceğiz. Herkese arsasının büyüklüğü ölçüsünde ev verildi. Arsa sahibi olup da ev sahibi olmayan kalmadı. Hatta birçoğu, buradaki dairesini satıp Seferihisar gibi bölgelerde uygun arsa alarak kendisine bahçeli ev yaptı” dedi.

Pahalıya patladı
Kentsel yenilemenin 30 dönümlük bir alan üzerinde yapıldığını aktaran Aksoy, hisseli olanlarla birlikte yaklaşık 2 bin arsa sahibi olduğuna dikkat çekerek, “Buraya ilk geldiğimizde bir kargaşa, bir güven sıkıntısı vardı. Biz de yoğun uğraşlar sonucu, arsa sahiplerini koruduk. Ama bazı arsalar bize çok pahalıya patladı. 0,17 metrekare ya da 1 metrekare arsası olanlar, bir daire parası kazandı” diye konuştu.

Arsa fiyatı 5 kart arttı
İzmir’de arsa bulmakta zorlandıklarını ifade eden İbrahim Aksoy, Narlıdere’de projeye ilk başladıkları dönemde arsa metrekarelerinin 350 ile 500 lira arasında değiştiğini, iki yıl sonra ise bu fiyatın 3 bin liralara ulaştığını vurguladı.

Lükse farklı bir açı getirdi


Aksoy, Smyrna Park’ta lal ve safir konseptleriyle farklı zevkler için farklı çizgide dekoratif alternatifler yarattıklarını anlatarak, projeyle ilgili şu bilgileri verdi;
“Brüt alanı 320, 360, 380 metrekare daireler, depreme dayanıklı radye temel sistemi, akıllı ev otomasyonu ve güvenlik sistemleri, her daireye iki araçlık kapalı otopark, jeotermal enerji kaynaklı yerden ısıtma, kapalı yüzme havuzu, çocuk yüzme havuzu, fitness center, gaz-yangın algılama ve ihbar sistemleri, özel tasarımlı İtalyan mutfak, ankastre ve inoks ürünler, birinci sınıf malzemeden özel tasarımlı banyo, tam otomatik asansör gibi üstün özellikler sitenin yapısal gücünü kanıtlıyor. Smyrna’nın sosyal alanlarında, kuru temizleme, market, restoran, bay-bayan kuaförü, çocuk oyun alanları ve kreş için ayrılmış bölümler de var.”

Yüzde 50’si satıldı


400 dairenin dışında Palma Residance ile Smyrna Park projelerini yaptıklarını belirten Aksoy, değişimin, yeniliğin ve yepyeni zevklerin yaratıcısı olarak İzmir’deki en özgün ve özel projelerden birini yaşama geçirdiklerini dile getirdi. Palma Residance’ın tamamlandığını ve yaşamın başladığını aktaran Aksoy, 120 daireden oluşan Smyrna Park’ta ise satışların devam ettiğini kaydetti. Aksoy, “Büyük metrekarelerin ağırlıkta olduğu buradaki dairelerin yüzde 50’si satılmış durumda ve yaşam da başladı” dedi.

İlk sırada Manisa var
Yeni projeler hakkında bilgi veren Aksoy, Manisa, Gaziemir ve Çiğli bölgelerinde büyük arsa arayışı içerisinde olduklarını anlatarak, “Biz Smyrna Park ve Palma Residance gibi çok lüks konutlar ürettik. Şimdi ise biraz daha ekonomik yapılar üretme düşüncemiz var. Bunun için uygun arsa şart. Bu noktada gündemde Manisa var” diye konuştu.
Kentsel dönüşüm mal sahibini mağdur etmemeli
Geçtiğimiz haftalarda yürürlüğe giren ve İzmir’in de pilot bölge olarak belirlendiği ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Aksoy, kentsel dönüşümün yerinde çözüm ve mal sahibinin mağdur edilmemesi esasında yapılması gerektiğini dile getirdi. Aksoy, “İzmir’in bu dönüşüme ihtiyacı var. Yanlış konumlama ve deprem gerçeği var. Kent yeniden inşaa edilmeli. Uzman kişiler tarafından güzel projeler üretilirse, İzmir iyi bir noktaya gelir diye düşünüyorum. Biz Narlıdere’de iyi bir tecrübe edindik. Şu anda da süreci takip ediyoruz. Bu noktada işbirliklerine açığız” diye konuştu.

Kaynak: Mete Tamer OMUR , 21.06.2012 - Hürriyet

20 Haziran 2012 Çarşamba

Anadolu Caddesi'ne 4 üst geçit daha

Böylece Anadolu Caddesi üzerindeki geçit sayısı 9'a yükselecek.

İzmir Büyükşehir Belediyesi; Girne Kavşağı, Karşıyaka Devlet Hastanesi önü, Balatçık ve Soğukkuyu'da yapımı süren yürüyen merdivenli ve asansörlü üst geçitleri bu ay sonunda tamamlamayı planlanıyor. Üst geçitlerin toplam maliyeti 4 milyon 700 bin TL'yi buluyor. Böylece Anadolu Caddesi üzerindeki geçit sayısı 9'a yükselecek.

Büyükşehir Belediyesi, kentin ana arterlerinde gerekli olan noktalara asansörlü- yürüyen merdivenli yaya üst geçitleri kazandırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Daha önce Anadolu Caddesi'nde 5, Gaziemir Akçay Caddesi'nde de 4 adet yürüyen merdivenli-asansörlü yaya üst geçidini hizmete alarak bu arterlerde güvenli ve konforlu geçiş sağlayan Büyükşehir Belediyesi, Anadolu Caddesi üzerindeki 4 noktaya daha yaptığı üst geçidi tamamlama noktasına geldi. Yaya üst geçitlerindeki asansörler, özellikle engelli vatandaşların ve yaşlıların güvenle ve rahatlıkla karşıdan karşıya geçişlerine yardımcı olmak amacıyla hazırlandı.
Girne Kavşağı, Karşıyaka Devlet Hastanesi önü, Balatçık ve Soğukkuyu'da inşaatı süren üst geçitlerin yürüyen merdivenleri ve asansörleri monte edilirken, çalışmaların bu ay sonunda tamamlanması planlanıyor. Üst geçitlerin toplam maliyeti 4 milyon 700 bin TL'yi buluyor.

Daha önce Çiğli (Eski İtfaiye Kavşağı), Maltepe Caddesi çıkışı, 8752 Sokak (Büyük Çiğli Geçidi'nin Harmandalı istikametine çıkış noktası), 8703 Sokak çıkışı ve Balatçık Sağlık Ocağı (8708 Sokak çıkışı) noktalarında inşa edilerek hizmete alınan 5 adet yaya üst geçidinin ardından, yenileriyle birlikte Anadolu Caddesi üzerindeki yürüyen merdivenli-asansörlü yaya üst geçidi sayısı 9'u bulacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gaziemir Akçay Caddesi üzerinde de 4 adet asansörlü-yürüyen merdivenli yaya üst geçidi ile hizmet veriyor.

Kaynak: Hürriyet, 20.06.2012

14 Haziran 2012 Perşembe

Reef Bodrum’a bir halka daha eklendi


REEF Homes, Reef Loft ve Reef Port’un ardından Denpa Yapı ve Mono Mimarlık ortaklığı yeni proje “Reef Terrace”ye başladı. Konutların 2013 yazına teslim edilmesi hedefleniyor. 2011’in en iyi projeleri arasında yer alan ve 2012 Ulusal Mimarlık Ödülü’ne aday gösterilen “Reef Loft”un yaratıcısı Boran Ekinci Mimarlık tarafından tasarlanan “Reef Terrace”, Bodrum’un yeni gözdesi olmaya hazırlanıyor. 8 bin 500 metrekare alanda 14 dubleks ve 16 flat daireden oluşan projede, her evin farklı kotlarda bahçeleri bulunuyor.


Arazi eğiminin kusursuz şekilde kullanımı sayesinde alışılmışın aksine “Bahçe Kat” terimi yeni bir anlam kazanıyor. Dubleks dairelerin her iki katında ve iki katlı blokların üst dairelerinde bile konut sakinlerine bağımsız bahçe avantajı sunuluyor. Her katta müstakil hissiyatına sahip konutlar 115 metrekare, 176 metrekare ve 204 metrekare büyüklüklere sahip olup, 3+1 flat daire ve 3+1 dubleks daire seçenekleri mevcut. Klasik Bodrum mimarisinin modernize yüzüne sahip Reef Terrace’de tüm konutların yaşam alanları, deniz cephesi boyunca uzanan pencerelerden vazgeçilmez Bodrum Kale manzarasıyla süsleniyor.

Kaynak: Mete Tamer OMUR , 14.06.2012 - Hürriyet



Farklı bir yaşam arayanların adresi - Kekliktepe 5 Evler


URLA Kekliktepe’de kurulan Kekliktepe 5 Evler, kent merkezine yakın konumu, yemyeşil doğası, havuzu ve peyzajıyla farklı bir yaşam konsepti sunuyor. 7 bin metrekare alan üzerinde 5 villa olarak yaşama geçirilen proje, özel tasarım mimarisiyle dikkat çekiyor.
Kekliktepe 5 Evler, peyzaj mimarları tarafından özel olarak planlanmış geniş bahçesi, ev sahiplerinin kendi sebze ve meyvelerini yetiştirebileceği ekolojik hobi bahçeleriyle fark yaratıyor.
İzmir’in zemin yapısı ve deprem kuşağında olmasından dolayı binaların depreme dayanıklı olarak inşa edilmesi gerektiğini söyleyen AKS Tasarım ortağı Tankut Karabacak, projede kullanılan C30 sınıfı hazır beton, radye jeneral temel sistemi, temelde ve bodrumda su yalıtımı ve çevredeki drenaj hatlarıyla villaların güçlü bir altyapıya sahip olduğunu ifade etti.
Yakıt masrafını azzaltı
Binalarda gerçekleştirilen yalıtımın yakıt masraflarında önemli bir azalma sağladığını kaydeden Karabacak, çatıda su ve ısı yalıtımı gerçekleştirdiklerini, alüminyum pencere ve sürme kapı sistemleriyle üst düzeyde ısı ve ses yalıtımı sağladıklarını vurguladı.
Projede kaliteli ürün ve markalar kullandıklarını belirten Tankut Karabacak, “Salon, yatak odaları ve merdivenlerde iroko lamine parke, mutfak, banyo armatürleri Vitra İntema, yer döşemeleri Eczacıbaşı, mobilyalar, mutfak banyo dolapları, kapı ve vestiyerler mdf üzerine lake gofrato, villa otomasyonu ve güvenliğinde yangın, ısı ve su sensörleri, elektrik motorlu panjur sistemi kullandık. Çevre duvarları üzerinde kamera ve ışın bariyerlerinin yanı sıra bitki ve ağaç aydınlatma sistemleriyle de pek çok konforu ve güvenlik özelliklerini bir arada sunduk” diye konuştu.


Kentsel dönüşüm izmir için büyük şans
Türkiye’de son dönemde gündemde olan ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulanması için İzmir’in pilot bölge seçilmesinin büyük avantaj olduğunu ifade eden Tankut Karabacak, şunları söyledi: “İzmir’deki kentsel dönüşüm çalışmaları Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ortaklaşa ve eşgüdümlü çalışmasıyla verimli olabilir. Kentsel dönüşüm İzmir için büyük bir şans ve mutlaka çok iyi değerlendirilmeli. Kentsel dönüşüm projesinin yanı sıra EXPO kapsamında da İzmir’in eksik kalan ulaşım ve altyapı yatırımlarının tamamlanmasında çok önemli çalışmalar yürütüleceğini düşünüyorum. Ayrıca, İzmir’in birinci dereceden deprem bölgesinde olması nedeniyle kentsel dönüşüm planlamalarının kentin önümüzdeki 30 yıllık ihtiyaçlarının gözönünde bulundurularak ve yeşile yer verilerek yapılması önem taşıyor.”


Körfez manzaralı daireler
Satışı devam eden bir diğer projelerinin ise Karşıyaka Yamaç Mahallesi’nde bulunan Nilüfer Apartmanı olduğunu aktaran Karabacak, sözlerine şöyle devam etti: “Bu projemiz, Körfez manzaralı 145 metrekare büyüklüğünde 3+1 ve 185 metrekare 4+1 dubleks dairelerden oluşuyor. Kaya zemin üzerine inşa edilen Nilüfer Apartmanı, depremden korkanların ihtiyaçlarına cevap veriyor.”

İhtiyaçlar ön planda
Aynı zamanda iç mimar olan Tankut Karabacak, 1995’ten 2000 yılına kadar pek çok villa, ofis dekorasyonuna imza attıklarını ifade ederek, “2000’li yıllardan sonra inşaat sektöründe de çeşitli proje ve uygulamalarına başladık. Temelden yaptığımız apartman ve villa inşaatlarımızda, kullanıcının tüm gereksinimlerini ön planda tutuyoruz. İç mimar olarak inşaatlar yapıyoruz” ifadesini kullandı.

Kaynak: Mete Tamer OMUR , 14.06.2012 - Hürriyet

11 Haziran 2012 Pazartesi

'Çılgın' projede yargı freni

Danıştay, Başbakan'ın genelgesiyle ÇED'den muaf tutulan Gebze-İzmir Otoyolu projesinin yürütmesini durdurdu.
'Çılgın' projede yargı freni


Rakamlarla Gebze-Orhangazi- İzmir Otoyolu
377 km otoyol ve 44 km bağlantı yolu olmak üzere toplam 421 km uzunluğunda.
Dilovası-Hersek Burnu arasında inşa edilecek yaklaşık 3 km’lik bir asma köprüye sahip olacak.
İstanbul-Bursa 1 saate, İstanbul-İzmir 3.5-4 saate inecek.
İzmir- istanbul arası 140 km kısalacak.
Körfez’i köprüyle bağlayan projenin maliyeti 6.5 milyar doları buluyor.

Kaynak: Radikal, 04.04.2012

İzmir'de lüks kavramını değiştirecek süper otel

Dünyanın sakin şehir olarak tanıdığı İzmir’in Seferihisar ilçesi, dev bir turizm yatırımına kavuşuyor. Uluslararası bir turizm iştiraki olan Prens Grubu, Seferihisar Sığacık’ta denize sıfır ultra lüks resort otel yapıyor.
Dünyanın sakin şehir olarak tanıdığı İzmir'in Seferihisar ilçesi, dev bir turizm yatırımına kavuşuyor. Uluslararası bir turizm iştiraki olan Prens Grubu, Seferihisar Sığacık'ta denize sıfır ultra lüks resort otel kuruyor. Özel adası ve son teknoloji ile donatılmış 455 özel odası bulunan dev turizm tesisi, 110 milyon euroya mal olacak...

Uluslararası oteller zinciri bulunan PRS Otelcilik Turizm ve Taşımacılık Grubu'nun “Euphoria Aegean Resort Thermal&Thalasso Spa” adıyla Seferihisar'da kuracağı dev otelin inşaatı devam ediyor. Sığacık'ta denize sıfır 98 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilen ultra lüks otelde adeta yok yok... Bu yılın Ekim ayının sonunda tamamlanması planlanan otel, son teknoloji ile donatılmış 455 odadan oluşuyor. Odalarda her şey tek kumanda üzerinden kontrol edilecek. Televizyon, klima ve ışıklandırmanın yanı sıra oda temizliği ve oda servisi de yine aynı kumanda kullanılarak yapılacak. Otel müşterileri, kumandayı kullanarak odalarının temizlenmesini isteyecekler veya oda servisinden siparişlerini verebilecekler.


KİŞİYE ÖZEL VİLLALAR
“Euphoria Aegean Resort Thermal&Thalasso Spa”da otel konforunun yanı sıra özel villalar da yer alıyor. 4 oda, 1 salon, mutfaktan oluşan villaların otelden hariç kendi özel havuzları ve jakuzileri de bulunacak. Villalarda konaklayanlar için özel hizmetliler görev yapacak. Ultra lüks olması hedeflenen otelde 1 aktivite havuzu, 1 dinlenme havuzu, 1 aqua park, 1 kapalı havuzun yanı sıra thermal ve thalasso havuzları yer alacak. Aktivite havuzunda sınırsız eğlence, dinlenme havuzunda ise sessiz bir ortam planlanıyor ve buraya çocuk alınmıyor. Her havuzda özel bar sistemiyle müşterilerin keyifli vakit geçirmesi planlanıyor.

“Euphoria Aegean Resort Thermal&Thalasso Spa”da, bir ana restoran, 3 alacarte restoran yer alacak. Ana restoranda her gün farklı bir konsept uygulanacak. Uzakdoğu, Latin Amerika, Akdenız ve Türk mutfağından eşsiz tatların sunulacağı restoranlarda, en önemli özellik olan Osmanlı mutfağı ise ayrı bir önem taşıyor.



UYGAR ÇENGEL ANLATIYOR


Daha önce Princess Otel'in Genel Müdürlüğü'nü yapan, dünyanın çeşitli 5 yıldızlı otellerinde de üst düzey görev alan Uygar Çengel, Euphoria Aegean Resort Thermal&Thalasso Spa'nın Genel Müdürlüğü'ne getirildi. İnşaatı hızla devam eden otelle ilgili açıklamalarda bulunan Uygar Çengel, Prens Grubu şöyle tanıttı:

“PRS Otelcilik Turizm ve Taşımacılık Şirketi'nin Mısır'da ve Antalya'da otelleri bulunmaktadır. Ayrıca özel uçaklarla da taşımacılık yapılmaktadır. Grubumuz, Ege'deki ilk yatırımı için Seferihisar'ı seçti. Burası dünyada eşi benzeri olmayan bir yer ve bugüne kadar keşfedilmemiş. Prens Grubu olarak Ege'deki ilk yatırımla kalmayacağız. Yıl sonuna kadar henüz yerleri belirlenmeyen 15 otel daha açmayı planlıyoruz. 15 otelin hizmete girmesiyle Prens Grup, holdingleşecek. Seferihisar'dan sonra Özdere'deki bazı tesislerle de ilgileniyoruz. Ayrıca İzmir merkezinde otel yapabilecek büyük bir alan da bakıyoruz. Tercihimiz Bayraklı bölgesi... Prens Grup olarak Antalya'da sıkışıp kalmak yerine Ege'de büyümek istiyoruz ve tüm yatırımlarımızı İzmir ve çevresine kaydırdık. Çok yakında büyük projelerle İzmir turizmine önemli katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Grubumuz yöneticileri, Türkiye'yi ve Türkleri çok seviyor, burada kendi vatanında gibi hissediyor.”

Uygar Çengel, Euphoria Aegean Resort Thermal&Thalasso Spa'nın 110 milyon euroya mal olacağını ve 400 kişiyi istihdam edeceğini de ifade ederken, otelle ilgili her şeyi Seferihisar'dan karşılayacaklarını, böylece hem bölge ekonomisine, hemde bölge turizmine büyük canlılık getireceklerinin altını çizdi.



OTELE ÖZEL ADA YAPILACAK


Euphoria Aegean Resort Thermal&Thalasso Spa'nın en büyük özelliği ise kendisine özel adası bulunması... Otelin tam karşısında yer alan 28 bin metrekare büyüklüğündeki ada, Uzakdoğu adalarını andıran tarzda dizayn ediliyor. İskele ve platformun kurulacağı adaya yerli ve yabancı yatlar da yanaşabilecek. Thalasso terapilerinin ve spa'nın bir bölümünün de yer alacağı ada, özel gece kulübü ile eğlencenin merkezi olmayı hedefliyor.

Otelin 150 metre açığında bulunan adaya deniz altından cam tünel yapılmakta, tüm otel misafirleri adaya cam tunel içinde suyun altından yürüyerek gidecekler, geceleri tunel ve tunel cevresi deniz alti isiklandirilacak,adada thalasso spa,ala carte restaurant(latin amerika mutfagi),sahil,teak platform,gece kulubu ve ultra vip yatlarin yanasabilmesi icin teak iskele yapilacak.

Otelde yapılacak bin kişilik amfi tiyatroda animasyon gösterileri yerine Çin sirki ve Solley tarzında showlar olacak. Otelde iki tenis kortu, bir sahil voleybolu ve su sporları da yapılacak. Dünyanın en iyi rüzgarına sahip olan bölgede yelken, sörf ve çeşitli su sporları müsabakaları da yapılacak. Bu amaçla, Seferihisar'ın hem kongre turizminde, hem de su sporlarında Çeşme ile Alaçatı'yı geçmesi bekleniyor. Bu arada otelde çocuklar da unutulmamış. “9 D” sinema sistemi, küçüklere çizgi film ve dünya sinemalarından kesitler sunacak.

Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilecek bir uygulama deniz suyu; termal ve spa'da kullanılacak. Denizin 500 metre açığından temiz deniz suyu, borularla otele çekilecek ve özel işlemden geçirildikten sonra termal sağlık turizminde kullanılacak. Deniz suyunun termale dönüştürülmesi yatırımının 5 milyon euroyu bulduğu bildirildi.

Resort otelde, eğlenceye de ağırlık veriliyor. Son teknoloji ses ve ışık sistemiyle donatılan iki bin kişilik açık hava diskosu, bir pool bar, 500 aqua bar, loby bar, relax bar, beach barın kurulacağı otelde kendi müşterilerinin yanı sıra dışarıdan da misafirlerin gelip eğlenebileceği bin kişilik eğlence kulübü tasarlanıyor. Denize sıfır iki plajı bulunan otelin bu çim plajlarında akşamları düğün organizasyonları da yapılabilecek. Euphoria Aegean Resort Thermal&Thalasso Spa, kongre turizmiyle de iddialı.

1500 kişi kapasiteli iki toplantı salonu ve 100'er kişilik 3 adet orta büyüklükte salondan oluşan Convention Center'de her türlü kongre ve toplantılar gerçekleştirilebilecek. İzmir'de benzeri olmayan otelde spa merkezi de farklı bir konsepte kurulacak. Spa merkezinde hem thermal, hemde thalasso birlikte yeralıyor. Hamam, VIP hamamlar ve saunalar, masaj odaları, Fin hamamı, Rus banyosu, kar odaları, macera duşlarının yer aldığı merkezde bir fitness salonu bulunuyor.

BAŞKAN SOYER ANLATIYOR

Yaklaşık 7 yıl önce başlayan ama dört yıl önce yapımından vazgeçilen otel inşaatının PRS Grup'la yaptıkları görüşmelerin ardından yeniden canlandığını ve ilçe adına çok önemli bir yatırımın tekrar yapımından duyduğu mutluluğu dile getiren Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, "İlçemiz özellikle Sakin Şehir projesiyle dünyada tanınan bir marka haline geldi. İlçemizin mevcut haliyle yaklaşık 3 bin yatak kapasitesi var. Bu kapasitenin artması için çalışmalar yapıyoruz. Halkımızı ev pansiyonculuğuna yönlendirmek, butik otellerin önünü açmak gibi birçok projemiz var. Tam bu noktada Akkum'da yapımı yarım kalan otel inşaatı büyük bir yara olarak karşımızda duruyordu. Göreve başladığımızda elimizde yarım kalan bir inşaattan başka bir şey yoktu. PRS Grup'la görüşmelerimiz olumlu sonuçlandı. 2013 yazında Seferihisar'ın en büyük yatak kapasiteli tatil köyü tamamlanmış olacak. Birçok gencimize de iş kapısı açılmış olacak. 1400 yatak kapasiteli otel yaklaşık 400 kişiye de istihdam sağlayacak. Yeni otelleri tamamlanmış, Oxford Üniversitesi Yaratıcı Yazarlık Merkezi açılmış dünyanın en güzel Cittaslow (Sakin Şehir'i) olma yolunda ilerleyen, dünyanın tanıdığı bir yer haline gelecek olan ve bir çok yatırımcının takibi altındaki RS Grup da ilçemizde yatırım yapmakla çok doğru bir iş yapmış olacak. PRS Grup'a çok teşekkür ediyorum. İlçemiz 2013 yazında Ege Bölgesi'nin en büyük tesislerinden birine sahip olacak" dedi.
Kaynak: TurizmGüncel, 08.06.2012

7 Haziran 2012 Perşembe

Kentsel dönüşümde güçbirliği şart

Geçen hafta yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Yasası, İzmir’de yüz binlerce konutu ilgilendiriyor ve milyar dolarlık ekonomik büyüklüğü ifade ediyor.

İZMİR’de 1979’dan bu yana önemli konut projelerini hayata geçiren Yunusoğlu İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı Yunus Yunusoğlu, ‘kentsel dönüşüm’le ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Yunusoğlu, bu pastadan pay almak için İzmirli müteahhitlerin güçbirliği yapması gerektiğini söyledi.
Kentsel dönüşümün inşaat sektörünü ekonominin lokomotifi yapacağını ifade eden Yunus Yunusoğlu, “Kent yenileme projeleriyle bir şans yakalandı. Eski doku kalkıp yeni bir doku yaratılacak. Birçok parseli bir araya getirme şansı doğuyor. Böylece İzmir’in en büyük sorunu olan arsa problemi de çözülmüş olacak. Uygun arsalarla birlikte, konut fiyatlarının fiyatı da düşecek. Tabii kentsel dönüşüme sadece deprem açısından bakmamak gerekiyor. Kent bu dönüşümle birlikte, sosyal donatı, otopark ve spor alanı gibi donatıları da kazanmış olacak. Bu yapılırken planlamayı ilçe belediyesinin yapması, Büyükşehir’in süzgecinden geçirip Ankara’ya gitmesi gerek. Ankara’dan yürütürseniz olmaz” ifadesini kullandı.

Gözler İzmir’deKentsel dönüşümle birlikte İzmir dışından gelmeyi planlayan birçok firmanın olduğuna dikkat çeken Yunusoğlu, “İstanbullu firmalar İzmir’e ciddi şekilde hazırlanıyor. Çünkü, İstanbul artık bir doygunluğa ulaşmış durumda. Tabii İzmirli müteahhitler de bu pastadan pay almak istiyor. Ama tek başına bu işe girmek çok zor. Onun için İzmirli firmaların bir konsorsiyum kurmaları şart” diye konuştu.

İzmirli müteahhit konuşmuyor
Yunus Yunusoğlu, İzmir’deki müteahhitlerin kentteki mimari planlamalarla ilgili çok fazla konuşmadığını belirterek, “Bugün İzmir dışından özellikle İstanbul’dan kente müteahhitler gelmeye başladı. ‘Gelmesin’ demiyorum. Gelmelerinin tek nedeni bence İzmirli firmalar. Kentle ilgili çok fazla konuşmuyorlar. Bugün İzmir daha iyi genişleyebilir ve imarı gelişebilirdi ama olmadı” dedi.

CEP SİNEMASI BİLE VAR1979’dan bu yana konut projeleri ürettiklerini anlatan Yunus Yunusoğlu, “30 yılı aşkın süredir inşaat sektöründe İzmir’de en çok bilinen yapı projelerini hayata geçirdik. Bu süre zarfında gerçekleştirilen sayısız inşaat projesiyle, İzmir’de konut sektörünün örnek firması halini aldık. Genellikle yuvarlak hatlara sahip, çok katlı ve cam cepheli binalar inşa ediyoruz” dedi.
Tüketicinin konut alanında beklentilerinin değiştiğine, artık güvenlikli, havuzlu ve sosyal donatısı olan yapılar talep ettiğine dikkat çeken Yunusoğlu, son yıllarda projelerine bu şekilde yön verdiklerini ifade ederek, çalışmaları hakkında da değerlendirme yaptı.
Balçova’da 40 daireden oluşan Korupark Evleri’ni tamamladıklarını belirten Yunusoğlu, Güzelbahçe’de 30 dairelik Yalı Konakları projesinin ise devam ettiğini aktardı. Yunus Yunusoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Her iki projemiz de akılı ev sistemiyle donatıldı. Korupark Evleri, sağlık ve spa merkezlerine yakın, doğayla iç içe. 7/24 güvenlik, özel açık otopark, açık ve kapalı yüzme havuzu, yeşil alan, fitness ve hobi alanları, sauna ve cep sineması gibi birçok özelliğe sahip. Bu projedeki konutların çoğu satılmış durumda. Yapımı devam eden Yalı Konakları’nda ise açık, kapalı yüzme havuzu, panoramik asansör ve sauna şu anda sayılabilecek bazı özellikler.”

YENİ PROJE YOLDADaha çok üst gelir grubuna yönelik projeler yaptıklarını anlatan Yunus Yunusoğlu, önümüzdeki günlerde orta gelir grubuna yönelik bir projeyi hayata geçirmeyi planladıklarını dile getirdi. Yunusoğlu, “800 ile bin konuttan oluşan özel bir projemiz var. Şu anda çalışmalarımız sürüyor. Bu projemizi 2013’te hayata geçireceğiz. Yerini de önümüzdeki günlerde açıklayacağız” dedi.

MODEL OLDUK
İzmir’de konut alanında birçok ilke imza attıklarını dile getiren Yunus Yunusoğlu, “İzmir’de konutta giydirme cam cepheyi biz getirdik. O dönem çok eleştiri aldık. Ama sonra bir anda her yerde bu sistem kullanılmaya başlandı. Şimdi de dış cephede masif görünümlü kompozit giydirme kullanıyoruz. Bunda da örnek olduk” dedi.

Sümerpark Evleri’nde yeni kampanya
PERA Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nca Denizli’de hayata geçirilen Sümerpark Evleri’nden büyük kolaylık... Pera GYO’nun başlattığı yeni kampanyayla birikimi olmayanlar da Sümerpark Evleri’nden ev sahibi olabilecek. Sadece yüzde 1 peşinatla Sümerpark Evleri’nden ev sahibi olmayı sağlayan kampanyadan yararlananlar, bu ay içinde yeni evlerindeki yaşama başlayabilecekler. 2011’de başlanan ilk iki blok inşaatının tamamlandığı Sümerpark Evleri’nde, üçüncü blokun inşaatına da bu yıl başlanması planlanıyor. Evlilik hazırlığındaki çifter için hazırlanan ve evlilik tarihi itibariyle üç taksitin Pera GYO tarafından ödendiği Evlilik Kampanyası’nın da devam ettiği Sümerpark Evleri’nde her bütçeye uygun ödeme kolaylıkları bulunuyor.

Kaynak: Mete Tamer OMUR, 07.06.2012 - Hürriyet

4 Haziran 2012 Pazartesi

'Yaşlı' İzmir

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine göre, İzmir'in 2000 yılında 28,8 olarak belirlenen medyan (ortanca) yaşı 2009 yılında 32,8'e yükseldi. Bu durum, Türkiye genelinde medyan yaş 28,8 olduğu düşünüldüğünde, İzmir'in nüfusunun ülke geneline göre ''yaşlandığı'' gerçeğini ortaya koydu.

Türkiye İstatistik Kurumu İzmir Bölge Müdürlüğü'nün (TÜİK) ''2009 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)'' verilerinden derlediği bilgilere göre, İzmir'in nüfusu Türkiye genelinin üzerinde artarken, genç sayısı düşük kaldı.
2008-2009 yılları arasında nüfus artış hızı İzmir'de binde 18,9, Türkiye genelinde binde 14,5 oldu. 2007-2008 yıllarında ise bu oran İzmir'de binde 15, Türkiye genelinde 13,1 olarak tespit edildi.


İzmir'de kent nüfusu daha çok

İzmir'de kentli nüfus yüzde 91,1, köy nüfusu yüzde 8,9, Türkiye genelinde kent nüfusu yüzde 75,5, köy nüfusu yüzde 24,5 şeklinde saptandı.
Kentli oranı daha yüksek olunca, buna paralel kilometre kareye düşen kişi sayısı da İzmir'de daha fazla çıktı. İzmir'de kilometre kare başına düşen nüfus 322 iken, Türkiye genelinde 94 oldu. Nüfus yoğunluğu artış hızı 2000 yılından 2009 yılına yüzde 14,5, Türkiye genelinde yüzde 6,8 oldu.



Türkiye nüfusu 'piramit', İzmir 'baklava'

İzmir'de medyan (ortanca) yaş her geçen yıl arttı, yani şehir nüfusu giderek ''yaşlandı''. Kentte 2000 yılında belirlenen medyan yaş 28,8'den 2009 yılında 32,8'e çıktı. Türkiye genelinde medyan yaş 28,8 olarak tespit edildi.
Yaş gruplarına göre nüfusun dağılımında İzmir ile ülke genelinde belirgin bir fark göze çarpıyor. Türkiye nüfusunun yaşlara göre dağılımı bir piramide benziyor, yani genç nüfus yaşlı nüfusa göre daha kalabalık. Bu şekil, İzmir için baklava dilimine benziyor. Yani 15 yaşına kadar olan çocukların sayısı ile 40 yaş üstü kişilerin dağılımı birbirine yakın.
İzmir'de 0-19 yaş arası nüfus toplamın yüzde 27,7'sini oluştururken, ülke genelinde bu oran 34,6 olarak tespit edildi. İzmir'de ve Türkiye genelinde en fazla nüfus 25-29 yaş arasında toplandı. 0-4 yaş arası çocukların oranı da yüzde 6,6 ile yüzde 8,5 olan ülke genelinin altında kaldı.
Orta yaş üstüne bakıldığında, İzmir'de bu yaş gruplarının dağılımının ülke genelinden daha fazla olduğu görüldü. Kentte 40 yaş üstü nüfusun oranı nüfusun yüzde 37,9'unu oluştururken, Türkiye genelinde bu oran yüzde 32,05 oldu.
Kent ile ülke genelinde bir başka çarpıcı fark da 75 yaş üstü kadın nüfusunda görüldü. Bu yaş grubu kadınların oranı kentte nüfusun yüzde 4'ünü oluşturdu. Türkiye genelindeki oran yüzde 3,3 olarak tespit edilmişti.


En 'doğurgan' Torbalı, en az 'doğurgan' Güzelbahçe

1 yaşın altındaki bebek oranlarına bakıldığında İzmir'de 2009 yılındaki oran yüzde 1,29, ülke genelinde 1,65 oldu.
En ''doğurgan'' ilçeler ise yüzde 1,65 ile Torbalı, yüzde 1,64 ile Menemen ve yüzde 1,62 ile Kemalpaşa şeklinde tespit edildi. Yeni ilçelerden Bayraklı'da bebek sayısı yüzde 1,49 ile Karabağlar'da yüzde 1,39 ile kent genelinin üzerinde çıktı. Bebek sayısı en az olan ilçeler ise sırasıyla Güzelbahçe, Karaburun, Balçova, Urla ve Karşıyaka oldu.
İzmir'in en kalabalık ilçeleri listesinde Karabağlar 449 bin 707 kişilik nüfusuyla birinci sırada yer aldı. Bu ilçeyi sırasıyla Buca, Konak, Bornova, Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli, Ödemiş, Menemen, Torbalı, Gaziemir, Bergama, Kemalpaşa, Tire ve Balçova izledi.
Nüfusu en düşük ilçeler ise sırasıyla Karaburun, Beydağ, Güzelbahçe, Kınık, Seferihisar, Foça, Dikili, Çeşme, Selçuk, Bayındır, Kiraz, Urla, Aliağa, Narlıdere ve Menderes oldu.
Narlıdere ve Güzelbahçe en az nüfuslu ilçeler listesinde yer alsa da, nüfus artış hızı bakımından ilk iki sırada. Narlıdere'nin nüfusu binde 110,8, Güzelbahçe'nin nüfusu binde 97,5 oranında arttı. Doğurganlık oranının düşük olduğu bu ilçelerde nüfus artış hızının yüksekliği daha çok göç almalarından kaynaklandı.
Belde belediyelerinde ise son dönemde turizmde yıldızı parlayan Alaçatı, en kalabalık nüfusuyla dikkati çekti. Alaçatı, dünyaca ünlü sörf merkezi, 8 bin 952 kişilik nüfusuyla Türkiye'nin birçok ilçesini de geride bıraktı.


İzmir'in nüfusu İstanbul'dan daha hızlı arttı

Yıllık nüfus artışına göre nüfusu en çok artan iller arasında 15. sırada bulunan İzmir, 20. sıradaki İstanbul'u geçti. Kentin nüfus artış hızı yüzde 18,88 olarak tespit edilirken İstanbul'un nüfus artış hızı yüzde 17,02 oldu. Ülke genelindeki oran ise yüzde 14,5 olarak saptandı.

Kaynak: Cumhuriyet, 28.01.2010

3 Haziran 2012 Pazar

Olive Park Evleri

1987 yılından bu yana İzmir’de faaliyet göstermekte olan M artı D Mimarlık için, hem ölçeği hem de tasarım nitelikleri ile bir dönüm noktası oluşturan ‘Olive Park Evleri’, İlk Yapı arşivimizdeki yerini alıyor.

Mimari tasarımı Metin Kılıç ve Dürrin Süer‘e ait olan proje, İzmir - Zeytinalan‘da deniz manzaralı 75 dönümlük bir vadide konumlanan 30 müstakil evden oluşuyor.
Arazinin üst kotlarına yer alan Ece Evi ile, 11. Ulusal Mimarlık Sergisi Yapı Dalı Ödülü‘ne aday olan M art D Mimarlık; gerek kapsam gerekse proje özelliği ile meslek yaşamlarında bir ‘ilk’i temsil eden Olive Park Evleri’nin uygulamasını da üstlendi. Tasarımı altı ay, yapımı ise1,5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanan projeyi, yaratıcıları Metin Kılıç ve Dürrin Süer‘in ifadeleri ile sayfalarımıza taşıyoruz.
Olive Park Evleri doğa içinde, konfor standardı yüksek, kişiselleştirilmiş mekan kurguları ve alternatif yaşam alanları ile kullanıcıya özel yeni bir yaşam biçimini sunma amacına cevap arayan yaklaşım ile kurgulanmış bir konut sitesidir.

Site, Zeytinalan’da çam ve zeytin ağaçlarıyla çevrelenmiş, denize hakim 75 dönümlük bir vadide konumlanan 30 farklı evden oluşur. Her biri, yaklaşık 2.500 metrekare bahçe içinde, 300 – 450 metrekare arasında değişen kullanım alanına sahip evler, arazinin değişken eğime sahip topografyasının sağladığı olanakla farklı konumlarda çeşitli manzaralara açılır.

Evlerin konumlandığı özel mülkiyet alanının büyüklüğü her evin müstakil olma algısını güçlendirirken, kullanılan mimari dil birliği aidiyet duygusunu artırmaktadır.
Arazinin %7 yoğunluklu imar durumu düşük yoğunluklu bir yapılaşma oluşumunda önemli bir kriterdir. Düşük yoğunluklu yapılaşma, ‘bir arada ama bağımsız yaşama’ vurgusunu getirmiştir. Bu doğrultuda parseller belli ama sınırları geçirgen bitkilerle sınırlandırılarak; sosyalleşme alanları, spor ve çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları, sohbet terasları oluşturuldu.

Tasarım yaklaşımında, farklı plan kurgularına sahip evleri aynı yere ait kılan dil birliği; kütlelerde benzer geometrilerin farklı kompozisyonları, yapı elemanlarında benzer formların tekrarı ve yüzey dokularında benzer cephe kaplama malzemelerinin kullanımında arandı.
Farklı plan kurguları benzer birimler kullanılarak oluşturuldu. Dikdörtgen prizma birimler ile yatayda ya da düşeyde, yan yana getirilerek L ve U formlu şemalar kurgulandı. Kiremit örtülü kırma çatılar, yuvarlak kolonların cepheye ritmik yansıması, geniş boşluklar ve cephelere takılan ahşap teraslar ortak dili oluşturmak için kullanıldı.
Benzer birimlerle kurgulanan formlar aynı malzemeler ile kaplandı. Cepheler beyaz mozaik sıva ile kaplanarak taraklandı. Aynı yere ait, aynı kimliğe sahip ama farklı olduğunun vurgusu aynı malzemenin farklı uygulanması ile gerçekleştirildi. Kumtaşı özelliğinde, işlenmesi kolay bir malzeme olan ve temel kazılarından çıkarılan arazi taşı, evlerin cephe kaplamasında, bazı iç mekan duvar yüzeylerinde ve istinat duvarlarında kullanıldı. Taşlar bazı evlerde kesilip silinerek ankrajlı monte edildi. Bazı evlerde ise el aletleri ile biçimlendirilerek harçla yapıştırıldı.



Olive Park’ta evler konumlandırılır ve biçimlendirilirken arazi verileri önemsendi. Mevcut bitki örtüsünü korumak tasarım kararıydı. Varolan bir zeytin veya çam ağacının çevresinde evi kurmak veya ağaçların eteğine yaslanmak gibi… Evlerin birbirlerini önemsemesini sağlamak isteği, kimi düz kimi dik olan değişken arazi topografyası içinde farklı kotlara sahip evler kurgulanmasına neden oldu.



 Olive Park’ta her ev, konumundan dolayı aldığı ad ile kimliklendirildi. Evlerin bahçelerinde yine arazi taşından yontulmuş, sanatçının eve özgü yorumladığı heykeller yerleştirildi. Bu özellikleri ile evlerin kullanıcıya özel olma durumunu ve seçkin bir mekânda oraya ait olarak yaşama biçimini sunmak amaçlandı.
 Olive Park - ECE EVİ(11. Ulusal Mimarlık Sergisi, Yapı Dalı Ödül Adayı, 2008)
 Arazinin üst kotlarına yerleştirilmiş evlerden biri olan Ece Evi, hem siteye hem de hakim manzaraya yönelmiş bir konumda. Deniz manzarasının evin her mekanından algılanması kriteri, plan şemasını belirlemede etkili oldu.

Dikdörtgen prizmalar ile U formunundaki plan şemasında mekanlar organize edildi. İki katlı olarak tasarlanan kütleye ana giriş, üst kottan alındı. Alt katta mekanların bahçe ile iç içe bir yaşantı kurması istendi. İçe ait bir dış mekan olarak kurgulanan orta avlu havuz ile zenginleştirildi. Doğanın ve manzaranın evin her mekanında algılanabilmesi için cephelerde geniş cam yüzeyler bırakıldı.

Proje Künyesi

Proje Adı: Olive Park Evleri
Proje Yeri: Zeytinalan, İzmir
Mimari Tasarım: M artı D Mimarlık / Metin Kılıç, Dürrin Süer
Proje Ekibi: Okan Taşkıran (mimar), İbrahim Deniz (mimar), Fahriye Altınel (şehir plancısı), Banu Olcay (peyzaj mimarı)
Statik Proje: Tamer Paker
Mekanik Tesisat Projesi: Metin Keskiner
Elektrik Tesisat Projesi: Serdar Özdemir
Yüklenici: M artı D Mimarlık
İşveren: TRE Investment / TRE II
Proje Süresi: Ocak 2005 – Haziran 2005
Yapım Süresi: Haziran 2005 – Şubat 2007

Kaynak: Emlak Sektörü Takipte, 26.05.2012