21 Aralık 2010 Salı

3.5 milyon yazlıkçı turizmci olacak

Yılın 10 ayında boş kalan yazlık konutlar turizme kazandırılacak. Yazlıkçılar evlerini turizmcilere kiralayabilecek, isteyenler işletmeci olabilecek

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ege ve Akdeniz kıyılarında toplanan yaklaşık 3.5 milyon yazlığı turizm sektörüne kazandırmak için harekete geçti. İzmir, Kuşadası, Antalya ve Mersin bölgelerinde yoğunlaşan ve yılın 10 ayında boş kalan ikincil konutlar, 'İspanyol Modeli' ile turizme kazandırılacak. Yazlık sahiplerine uygun şartlarda kredi ve restorasyon desteği verilecek. Yazlıkçılar evlerini turizmcilere kiralayabilecek, isteyenler işletmeci olabilecek. İspanya'yı 1970'li yıllardan itibaren dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biri haline getiren modelin Türkiye'de de uygulanması için hukuki altyapı çalışmalarına başlandı.

DESTEK GELECEK
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Atıl kalan yazlıkların gönüllü bir işbirliğinin oluşabileceği bir yapıya dönüşmesi gerekiyor. Turizmin geri kalmasının altındaki temel nedenlerden birisi olarak buna işaret etmek gerekiyor. Bu proje üzerinde çalışıyoruz" dedi. Projenin özel hukuk konusu olduğunun altını çizen Günay, "Hepimizin yılın on ayı atıl kalan birer yazlığı var. Önceleri bu tür yazlık alımları turizm olarak algılanıyordu. Ancak şimdi atıl durumdaki yazlıklar turizmin önünde bir engel gibi görünüyor. Mersin'den ve İzmir'den bakınca bunu görmek mümkün" diye konuştu.

Günay, ikincil konutların turizme kazandırılmasıyla ilgili geçen yıl bir yarışma konusu açıldığını ifade ederek, "Türkiye'de ve bölge ülkelerinde işletmecilik yapan bir firmamız geçen yıl ikinci konutların turizme kazandırılmasıyla ilgili bir yarışma konusu açmıştı. Bu konuda bir proje vardı. Bu proje üzerinde arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Bunun şu anda hukuku yok, bir özel hukuk konusu. Atıl kalan yazlıkların gönüllü bir işbirliğinin oluşabileceği bir yapıya dönüşmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ise konuyla ilgili olarak, hukuki altyapı çalışmalarına başlandığını belirterek şöyle konuştu: "Turistik tesise dönüştürülebilecek vasıfta ve konumda olan yazlıkların, gönüllülük esasına göre turizme kazandırılmasını amaçlıyoruz. Bu atıl yazlıklar, başta İzmir ve Mersin olmak üzere birçok yerde turizmin önünde engel olarak duruyor. Bakanlık olarak bu tür yazlık sahibi olan vatandaşları teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Hukuki altyapı tamamlandıktan sonra vatandaşlara sunulacak teşvikler netlik kazanacak. İsteyen vatandaşlar buralarda kendileri işletmeci olabilecek. Restorasyon desteği uygun kredilerle sağlanabilecek. Vergi kolaylığı da getirilebilecek. Talep eden turistik tesis işletmecilerine, yazlıklarını kiraya da verebilecekler. Ancak bütün bunların netleşmesi için hukuki altyapının oturması gerekiyor."

13 YILDIR GÜNDEMDE
İkincil konutların turizme kazandırılması 1998 yılından bu yana tartışılıyor. Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın 1998 ve 2002 yıllarında düzenlediği Turizm Şuraları'nda ikincil konutların turizm amacıyla değerlendirilmesi ve turizme kazandırılması konusunun araştırılması kararları alındı. 2005 yılında "Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelikte" değişiklik yapılarak ikincil konutların üçüncü kişilere tatil amaçlı kullandırılması konusunda ilk adım atıldı. Ancak 2006 yılında hazırlanan "Türkiye Turizm Stratejisi 2023" ve "2007-2013 Eylem Planı"nda ikincil konutların turizme kazandırılması konusuna yer verilmedi.

İspanyol Modeli nedir?
- Dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biri olan İspanya, 1970'li yıllardan itibaren kıyı bölgelerinde yabancılara satılmak üzere milyonlarca ev inşa etti.
- Orta halli Avrupalılar ve dolar zengini Arap şeyhleri için ayrı ayrı projeler geliştirildi.
- İspanya'da bu modele uygun olarak 16 milyon ev inşa edildi.
- 1950'de yılda 1 milyon turistin geldiği ülkeye, 1973 yılında 34 milyon, 1987'de 50.5 milyon, 2008 yılında ise 57 milyon turist geldi. Bu rakam 2009 yılında kriz nedeniyle 52 milyona geriledi.
- Turizm amaçlı konut inşaatı ile inşaat sektörü canlandı. Ülkede çalışanların yüzde 12'si inşaat sektöründe istihdam edildi. İşsizlik azaldı.
- Bu model ile İspanya GSMH'sinin yüzde 11'ini turizmden elde eden bir turizm ülkesi oldu.
- İspanya'nın yıllık turizm geliri yaklaşık 50 milyar euro.


Kaynak: Yeni Asır (ZAFER ŞAHİN - ANKARA) 05.12.2010, Pazar 19:53

13 Aralık 2010 Pazartesi

Foça’daki Fransız Tatil Köyü talip çıkmayınca satılamadı

Türkiye'nin ilk tatil köyü olma özelliğine sahip, Foça Fransız Tatil Köyü 2 Kasım Salı günü kapalı teklif usulüyle İzmir Defterdarlığı tarafından ihaleye çıkarıldı. 67 milyon 550 bin lira muhammen bedelle satışa çıkarılan, Foça Fransız Tatil Köyü ihaleye katılan olmayınca alıcı bulamadı.

İzmir Defterdarlığı tarafından, halk arasında Fransız Tatil Köyü adıyla anılan ve geçmişte gazeteci Abdi İpekçi, Müzeyyen Senar, Nükhet Duru, Ajda Pekkan gibi bir çok ünlü isimlerin uğrak yeri olan tatil köyü 67 milyon 550 bin lira muhammen bedelle satışa sunuldu.

2 Kasım Salı günü kapalı teklif usulüyle gerçekleştirilen ihaleye katılım olmadı.Alınan bilgiye göre ihale öncesinde satış ile yakından ilgilenen yatırımcılar bulunuyordu.Fakat ihalenin yapıldığı gün herhangi bir başvuru olmadı.

Yetkililer, ikinci bir ihalenin de yapılabileceğini belirterek, ayrıca tesisin Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsisi yapılarak, bu yönde bir çözüm alternatifi olabileceğini bildirdi.Foça'nın en değerli tesisi olarak görülen Tatil Köyü’nün satılıp yeniden açılmasına umut bağlayan Foçalı turizmciler, kötü haberi alınca hayal kırıklığına uğradı. İhale sürecini yakinen takip eden Foça Genç İş Adamları Derneği Başkanı Taner Acar, ihaleye teklif gelmemesinin sebebinin yatırımcının bedeli yüksek bulması olduğunu söyledi.

İHA Muhabirine açıklamalarda bulunan Başkan Acar, “İlçemizin kaliteli yatak ve tesis sayısı yetersiz.5 yıl öncesine kadar ilçemiz turizminde lokomotif görevi gören Fransız tatil köyünün kapanması burada ticari faaliyet gösteren küçük esnafımızdan, iş adamlarımıza varıncaya kadar herkesi olumsuz yönde etkiledi. Bu nedenle 5 yıldır çözüme ulaşmasını arzu ettiğimiz tatil köyünün satış ihalesi yöremiz adına önem arz ediyordu. Fakat her ne kadar içimiz de bir umut olsa da ihaleye hiç kimsenin katılmayacağını da az çok tahmin edebiliyorduk. Çünkü ihale için belirlenen 67 milyon 550 bin lira muhammen bedel astronomik bir rakamdır.Bu kadar yüksek bir bedelle söz konusu yeri 50 defada ihaleye çıkarsanız. Yine değişen hiçbir şey olmayacaktır. Burada tekrar, tekrar ihaleye çıkmak yerine acilen alternatif çözümler üretilmelidir" diye konuştu.

330 oda ve 690 yatak kapasiteli Fransız Tatil köyü beş aylık sezonda günlük 900 turisti, 120 personelle ağırlıyordu.Yöre halkına istihdam sağlayan tesis 1967 yılında açıldı. Tesisin kiracısı olan işletmeci firma (Akdeniz Turistik Tes. A.Ş. Club Méditerranée ) ile 1982 yılında kira sözleşmesi uzatıldı. Sözleşmenin sona ermesi ile tesis 1-11-2005 yılında da tahliye edildi. Emekli sandığı mülkü olan tesis özelleştirme idaresine devir edilerek satışa sunuldu. 2006 yılında yapılan ihaleyi kazanan Yıldırım Dış Ticaret'e 8 milyon 200 bin dolar karşılığında tesis satıldı. Fakat satış onaylanmadı ve tesis arazisi Maliye Bakanlığı'na devredildi. Toplam 141 bin 380 metrekare büyüklüğündeki tesis, atıl duruma düştü. Atıl durumda bekleyen tesis İzmir Defterdarlığı tarafından 4 yıl sonra yeniden ihaleye çıkarıldı. İhaleye katılan olmayınca atıl tesise alıcı çıkmadı.(iha)

Kaynak: http://www.turizmgazetesi.com/news/news.aspx?id=57476 03.11.2010

Mavişehir Modeli İzmir’e örnek oldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Mersinli ve Çınarlı’deki yağmursuyu sorununu çözmek için Mavişehir’de uyguladığı projeyi örnek aldı. Deniz seviyesinin altında kalması nedeniyle şiddetli yağışlarda önemli problemlerin yaşandığı bölgenin, İZSU’nun Karşıyaka - Mavişehir’de uyguladığı “su baskınlarını bitiren” projesine benzer bir çalışmayla kurtarılacağı bildirildi. Mart ayında başlayan çalışmalar yoğun bir şekilde devam ederken, 1 milyon 683 bin 841 TL’lik yatırımın yıl sonunda tamamlanması planlanıyor.

Neler yapılacak?
Hazırlanan projeye göre, Mersinli Havzası’nda biriken yağmur suyunun yeni yapılacak hatlar ve terfi merkezi ile Arap Deresi’ne aktarılması planlandı. “Konak ilçesi Mersinli Havzası’nın Yağmursuyu Toplama Hattı İnşaatı” kapsamında, Çınarlı ve Mersinli bölgesinin yağmur suyunu terfi merkezinde toplamak için 1050 metre uzunluğunda çeşitli çaplarda yağmursuyu borusu döşendi.

Ozan Abay Caddesi’nde metro viyadüklerinin bulunduğu noktada (Yeni Mahalle) her biri saniyede 1000 litre suyu aktarma kapasitesine sahip 3 adet pompanın içinde bulunacağı terfi merkezi yüzde 80 oranında tamamlandı. Pompalar geldi ve önümüzdeki günlerde montajına başlanacak. Terfi merkezi ile Arap Deresi arasında ise yağmur suyunu toplayıp denize iletmek için DDY hattının altından geçen 716 metre uzunluğunda, 1200 milimetre çapında, uzun ömürlü ve basınca dayanıklı büyük borular döşendi. Basınçlı hat çalışmaları yerin 2 metre altında gerçekleştirildi. Ayrıca metro viyadüğünün altına yağmursuyunu toplamak için 230 metre uzunluğunda enine ve dikine yağmursuyu ızgarası imalatı yapıldı.

 
Kaynak: http://www.gazeteyenigun.com.tr/icerik.asp?page=guncel&tarih=2010-11-03&nID=82836 03.11.2010

9 Aralık 2010 Perşembe

İnşaat metre kare maliyeti arttı

Belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların "arsa payı hariç" inşaat metre kare maliyetleri bu yılın ilk yarısında 549,17 lira oldu.

İnşaat metre kare maliyetleri, bu yılın ilk yarısında (Ocak-Haziran) geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,6 oranında artarak, 549,17 liraya çıktı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Yapı İzinleri İstatistikleri 2010 Yılı 2. Dönem Sonuçları"nı açıkladı.

Buna göre, belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların "arsa payı hariç" inşaat metre kare maliyetleri bu yılın ilk yarısında 549,17 lira oldu. Geçen yılın aynı döneminde ise inşaat metre kare maliyeti 525,17 lira olarak belirlenmişti.

2010 yılının ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından Yapı Ruhsatı verilen yapıların yüzölçümünde yüzde 23,6, bina sayısında yüzde 8,4, değerinde yüzde 30,8, daire sayısında yüzde 29,1 oranında artış kaydedildi.

Geçen yılın ilk yarısında Yapı Ruhsatına göre konut bina sayısı ise 40 bin 610 iken, 2010 yılının aynı döneminde yüzde 9,8 artarak 44 bin 572 oldu. Konut yüzölçümleri de söz konusu dönemde yüzde 26,1 oranında artarak, 47 milyon 467 bin 6 metrekareye çıktı.

2010 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından Yapı Kullanma İzin Belgesi verilen yapıların yüzölçümünde yüzde 31,6, bina sayısında yüzde 38,3, değerinde yüzde 28,5, daire sayısında yüzde 32,2 oranında düşüş oldu.

Geçen yılın Ocak-Haziran döneminde Yapı Kullanma İzin Belgesine göre 39 bin 167 olan konut bina sayısı da, 2010 yılının ilk 6 ayında yüzde 39,1 düşerek 23 bin 855, konut yüzölçümleri ise yüzde 31,7 düşerek 22 milyon 683 bin 44 metrekare olarak gerçekleşti


Kaynak: http://www.hurriyetemlak.com/real_estate/emlakyasam/haber_detay.php?cid=11294  13.09.2010, Pazartesi

1 Aralık 2010 Çarşamba

İzmir'de hangi semtler değerleniyor, hangileri değer yitiriyor?

Forbes’ta yayınlanan habere göre; emlak piyasasının İzmir’deki durumu...

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı plana göre Güzelbahçe-Narlıdere, Balçova, Konak, Bornova, Karşıyaka, Çiğli ve Menemen’i kapsayan bölge “merkez kent” olarak tanımlanıyor. Bu bölgenin aşırı yapılaşma ve nüfus nedeniyle gelişme performansını kaybettiği vurgulanıyor. Bölgenin iyileştirilmesi için ticaret, turizm, iş hizmetleri, ileri teknoloji yatırımı öngörülüyor. Eğitim, sağlık, teknik altyapı, fuar, büyük ölçekli açık ve yeşil alanlar ile tema parklarına yatırım yapılması amaçlanıyor.

Aliağa, İzmir’in üretim ve aktarım noktası olarak tanımlanmış. Endüstriyel üretim, enerji ve yük limanı işlevleri gelişecek sektörler olarak belirlenirken yatırım alanları olarak ‘liman, teknik altyapı, organize sanayi bölgesi (OBS), uzmanlaşmış eğitim, tekne-yat-gemi imalat alanı ve sergiler-fuarlar’ ön plana çıkartıldı.

Torbalı için ‘tarım-sanayi kenti’ kimliği planlanmış ve bölgeye tarımsal üretim ile endüstriyel işletim rolü veriliyor. Buna paralel olarak tarımsal iyileştirme, sulama, demiryolu ulaşımı, enerji, OSB, teknik altyapı ve uzmanlaşmış eğitim alanlarının geliştirilmesi amaçlanıyor.

'Düşük yoğunluklu yaşama ve konut gelişme merkezi’ olarak tanımlanan Urla’nın, tarımsal iyileştirme, ulama, hafif raylı taşıma sistemi, pansiyonculuk, sağlık turizmi, hobi bahçeciliği ve spor kampçılığı yatırımlarının yapılması hedefleniyor.

Selçuk ve Seferihisar, kıyı oryantasyonlu turizm yatırımlarını üstlenecek. İki ilçe günübirlik turizm, ikincil konut, kara ve deniz avcılığı, arkeolojik ören yeri düzenlemeleri, tarih turları ile deniz ulaşımı yatırımlarıyla desteklenecek. Buca da İzmir’in potansiyeli yüksek bölgelerinden biri. Son yıllarda yoğun inşaatlarla hızlı gelişiyor. Buca’nın dışında olmasına rağmen bölgedeki yapılaşmalarla merkezle arasındaki farkı kapatan Yıldız bölgesi de dikkat çeken yerlerden biri. Bölgede yapılan yüksek standartlı yeni siteler Yıldız’a olan talebi artırıyor.

İzmir’in jeotermal bölgelerinden Ilıca ise bu özelliğini kullanarak ön plana çıkacak. Bölgede yapılan lüks konut yatırımları da ilginin artmasını tetikliyor.

En değerli 10 mahalle
İzmir’in en değerli mahallesi 2009’da olduğu gibi yine Mavişehir. Lüks konut projeleriyle kentin en gözde semti haline gelen Mavişehir’i Narlıdere’nin Yenikale semti izliyor. Metrekare fiyatı 2 bin lirayı aşan bu iki semti Narlıdere, Konak, Balçova ve Güzelbahçe’nin mahalleleri izliyor.
Mavişehir Metrekare (TL): 2.193

Yenikale Metrekare (TL): 2.000
Ilıca Metrekare (TL): 1.881
Alsancak Metrekare (TL): 1.825
Korutürk Metrekare (TL): 1.746
Maltepe Metrekare (TL): 1.705
Yalı Metrekare (TL): 1.625
Limanreis Metrekare (TL): 1.617
Huzur Metrekare (TL): 1.438
Narlı Metrekare (TL): 1.418

Yükselen semtler
İzmir’de 2009 Haziran’ına göre yüzde 18,38’lik primle değerini en çok artıran mahalle Bayraklı ilçesi sınırlarında bulunan Manavkuyu oldu. Karabağlar ilçesindeki Fahrettinaltay, Yeşilyurt ve Hatay da İzmir’de en hızlı yükselen semtlerden.

Bayraklı / Manavkuyu Değişim (yüzde): 18,38
Karabağlar / Fahrettin Altay Değişim (yüzde): 15,45
Karabağlar / Yeşilyurt Değişim (yüzde): 13,44
Karabağlar / Hatay Değişim (yüzde): 13,20
Güzelbahçe / Yelki Değişim (yüzde): 11,35
Karşıyaka / Örnekköy Değişim (yüzde): 10,53
Narlıdere / Narlı Değişim (yüzde): 8,72
Karşıyaka / Bahriye Üçok Değişim (yüzde): 8,22
Konak / Kahramanlar Değişim (yüzde): 7,28
Çiğli / İstasyonaltı Değişim (yüzde): 7,21

Değeri düşenler
Son bir yılda İzmir’in ‘en çok değer kaybeden 10 mahallesi’ listesinde ilk beş sırayı Balçova’nın semtleri paylaştı. Teleferik ve Çetin Emeç mahalleleri yüzde 10’un üzerinde değer kaybetti. İlginçtir ki Çiğli’de Egekent değer kaybederken aynı ilçe sınırlarındaki İstasyonaltı yüzde 7,2 değerlendi.

Balçova / Teleferik Değişim (yüzde): -10,34
Balçova / Çetin Emeç Değişim (yüzde): -10,32
Balçova / Onur Değişim (yüzde): -9,95
Balçova / Fevzi Çakmak Değişim (yüzde): -7,77
Balçova / Eğitim Değişim (yüzde): -6,27
Çiğli / Egekent Değişim (yüzde): -5,90
Bornova / Ergene Değişim (yüzde): -4,31
Karşıyaka / Bostanlı Değişim (yüzde): -3,69
Bornova / Merkez Değişim (yüzde): -2,83
Buca / Şirinyer Değişim (yüzde): -2,37

Kira Şampiyonları
İzmir’in en pahalı semti Mavişehir, kira liginde Alsancak’ın ardından ikinci sırada. Alsancak’ta 100 metrekare bir dairenin ortalama kirasıysa 990 lira. İzmir’in en pahalı kiralık evleri Konak, Karşıyaka, Balçova ve Güzelbahçe arasında dengeli bir şekilde dağılmış durumda.

Alsancak Metrekare (TL): 9,90
Mavişehir Metrekare (TL):8,70
Yenikale Metrekare (TL):6,89
Korutürk Metrekare (TL):6,79
Maltepe Metrekare (TL):6,39
Yalı Metrekare (TL):6,33
Bostanlı Metrekare (TL):6,31
Mithatpaşa Metrekare (TL): 6,21
Limanreis Metrekare (TL): 6,16
Kahramanlar Metrekare (TL): 6,11

Kaynak: FORBES (Yayın Tarihi 12.08.2010)

29 Kasım 2010 Pazartesi

EPDK'den Sabiha Gökçen'e lisans

EPDK, toplam 31 firmaya çeşitli cinste lisans verdi. İşte o firmalar...

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Elektrik, Doğal Gaz ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmelikleri hükümleri çerçevesinde, toplam 31 firmaya çeşitli cinste lisans verdi.


EPDK'nın duyurusu Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı.

Duyuruya göre kurulun 6-13-20 ve 27 Ekim tarihli kararlarıyla, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde toplam 16 firmaya lisans verildi.

Lisans verilen firmalar ve lisans türleri şöyle:

''Çavuşoğlu Elektrik Enerjisi Toptan Satış Limited Şirketi, Ortadoğu Elektrik ENerjisi Toptan Satış A.Ş. (toptan satış lisansı),

Cenay Elektrik Üretim İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Hidrolik Enerji Mühendislik Müşavirlik İnşaat Elektrik Üretim Sanayi Limited Şirketi, Türkerler Enerji Yatırım Üretim İnşaat ve Ticaret A.Ş. (üretim lisansı),

İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş. (otoprodüktör lisansı),

Akşehir Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği (OSB dağıtım lisansı),

Energo-Po Güney Elektrik Toptan Satış İthalat İhracat ve Ticaret A.Ş., Eren Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş., Tosyalı Elektrik Enerjisi Toptan Satış İthalat İhracat A.Ş. (toptan satış lisansı),

Durum Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ne-Sa İnşaat Elektrik ve Madencilik İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi A.Ş. (otoprodüktör lisansı),

Hayat-Payas Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği (OSB dağıtım lisansı),

Bereket Enerji Üretim A.Ş. (üretim lisansı),

Balkaya Enerji Toptan Satış A.Ş., Peker Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş. (toptan satış lisansı)''



DOĞALGAZ



Enerji Piyasası Kurulunun 6 ve 27 Ekim 2010 tarihli kararlarıyla Doğalgaz Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde ise 5 firmaya lisans verildi.

Lisans verilen firmalar ve lisans türleri şöyle:

''Gazkom Doğalgaz Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (sıkılaştırılmış doğalgaz (CNG) lisans iletim ve dağıtım),

Gazkom Doğalgaz Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) lisans satış),

Liguefied Natural Gas İhracat Ticaret Limited Şirketi (İhracat lisansı),

GDF SUEZ Tıbii Gaz Tedariki A.Ş. (ithalat spot LNG lisansı),

Akenerji Doğalgaz İthalat İhracat ve Toptan Satış Ticaret A.Ş. (toptan satış lisansı),



PETROL



Öte yandan EPDK 6-13-20 ve 27 Ekim 2010 tarihli kararıyla Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde toplam 10 firmaya lisans verdi.

Lisans alan firmalar şunlar:

''Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş. (iletim lisansı),

Staroil Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi, AYS Kimya İmalat İthalat İhracat Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Petko Kimya Atık Yağ Sintine ve Solventlerin Geri Kazanımı Madeni Yağ ve Endüstriyel Yağ Biodizel Petrol Sanayi ve Ticaret A.Ş., Burdur Kimyevi Madde Madeni Yağ Akaryakıt Paketleme Gıda Tarım Nakliyat Madencilik İNşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Çev-Pet Perol Ürünleri Geri Dönüşüm Kimya Nakliyat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Kagrup Kimya Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi, Karadayı Petrol Tarım İnşaat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Kasım-Küçük Samet Endüstriyel Temizleyici ve Madeni Yağ (Madeni yağ lisansı),

Get Oil Enerji A.Ş. (dağıtıcı lisansı)''

Kaynak: http://www.patronlardunyasi.com/haber/EPDK-den-Sabiha-Gokcen-e-lisans/94398 15 Kasım 2010 Pazartesi

28 Kasım 2010 Pazar

Evleri ayırdık!

Radikal 'türdeş getto'ları yerinde araştırdı. Artık kimse kendinden farklı olanla beraber yaşamak istemiyor.

“Sağlıklı nesiller sağlıklı besinlerle yetişir” selamlı Selam Hipermarket, Nur Mefruşat, Mevlana Giyim, Kuveyt Türk Bankası, Özel Şifa Hatun Sağlık Kabini, Tekbir Mağazası, Aygünler Restoran ve Yapı Kredi, Milano Kuaför, Aquapower Solarium, Mozaik Çarşı Fitness, Restorante il Padrino, Çeşme Dalyan Balık, Northshields... Ardı ardına saydığımız isimleri karşılaştırmak bile fazla söze hacet bırakmıyor sanki. Hangisi nerede bulmak çok zor olmasa gerek.

Mahalle baskısı yok çünkü hepsi aynı

‘Site’ denilen yerleşim birimleri, kent sosyologlarının uzun süredir araştırdıkları konular arasında. Siteler, etrafı duvarlarla örülü, kapısında güvenlik elemanları olan, ortak kullanım alanlarına sahip, yabancıların giremediği yapılanmalar. Siteleri, surlarla çevrili ortaçağ kentlerine benzetenler bile var. Bu konudaki bilimsel çalışmalara baktığınızda site yaşamına geçişteki en önemli neden, kent merkezlerinin giderek yaşanması zor, tehlikeli alanlara dönüşmesi. Düzen, çevre temizliği, estetik, emniyet, vb faktörler kent merkezinin dışında inşa edilen villalı/ bahçeli sitelerin ideal yaşam merkezleri olarak görülmesine yol açmış.

Doğaldır ki önceleri sitelere taşınanlar üst gelir grupları olmuş. Onlar için sitede oturmak kaliteli yaşam ve prestij sembolü. Bu yaşam biçimine orta üst ve orta sınıf aileler de rağbet etmeye başlayınca, daha kısıtlı imkânlarla satın alınabilecek, apartman bloklarından oluşan siteler ortaya çıkmış. Site yaşamına geçiş 1970’li yıllarda ilk önce ABD’de başlıyor, 1980’lerden itibaren tüm dünya kentlerine yayılıyor.

Kültürel bölünme
İstanbul da aynı çizgiyi takip eden kentlerden. Önce üst gelir gruplarına hitap eden siteler inşa ediliyor. Siteye geçişteki amaç da aynı. Benzer yaşam tarzları ve geliri olan ailelerin daha prestijli kabul ettikleri villalı, bahçeli, yüzme havuzlu sitelere taşınması kendilerini alt sınıflardan ayrıştırma amacını taşıyor. Daha sonra orta üst gelir gruplarına hitap eden apartmanlı siteler var. Bu site furyasına en son eklenenler orta sınıfların oturduğu, blok apartmanlardan oluşan, kendi alışveriş merkezleri ile donatılmış ‘site kentler.’

Başakşehir ve Ataşehir bu sonunculara iki örnek. Her ikisinde de orta sınıf aileler oturuyor. Emlak fiyatları aşağı yukarı aynı. Dolayısıyla sosyolojik olarak bu iki ‘site kent’i aynı sınıfsal kategoriye oturtup pek farklı olmadıklarını söylememiz gerekir. Oysa çok farklılar. Bu farklılık Türkiye’deki kültürel bölünmüşlükten kaynaklanıyor. Başakşehir İslami kesimin, Ataşehir ise laik kesimin ‘site kent’leri. Bu iki ‘kent’teki insanların giyim kuşamları, yaşam biçimleri, zevkleri, eğlence anlayışları farklı. Başakşehir ve Ataşehir iki farklı ‘cemaat’ yapılanması. Yapılanmalarında önemli olan sınıf değil, ‘kültürel bloklar.’

Bu ‘cemaatleşme’ bizi tedirgin mi etmeli? Şili’nin Santiago kentindeki siteler üzerine okuduğum bir makale, kentteki fakir ve orta sınıf ailelerin siteler kanalıyla kendi kimliklerini inşa ettiklerinden bahsediyordu. Ancak, bu inşa sürecinin daha önce kente hâkim olan yapıyı tümüyle değiştirdiği, sosyal farklılıkların kabulünü ve günlük yaşamdaki iç içeliği ortadan kaldırdığı uyarısı da yapılıyordu. Başakşehir ve Ataşehir’i gezdiğinizde, gerçekten de İstanbul’un pek çok semtinde hâlâ var olan farklı sınıf ve kimliklerin bir aradalığı bu sitelerde ortadan kalkmış gibi gözüküyor. Karşı kültürel bloktan olan aileler her ikisinde de var, ancak azınlıktalar.

Her ikisine de hâkim olan hava gettolaşmış ‘site kent’ler. Belki de Başakşehir ve Ataşehir, İstanbul’un gelecekteki yaşantısının habercileri. İnsanların bu gettolarda, kendileri gibi yaşayanlarla daha rahat, daha huzurlu oldukları kesin. Siteler özgür alanlar. Buralarda mahalle baskısı yok çünkü herkesin kimliği ve yaşam tarzı birbirinin benzeri. Ancak, bu rahatlık ve huzur aynı zamanda siyasete de tercüme edilmiş olan kültürel kimlik ve yaşam tarzı farklılıklarının daha da artması ve artık birlikte yaşayamama pahasına olabilir.

.............................

Siyaset bilimi eğitiminden sonra, kalkınma planlaması yüksek lisansı ve şehricilik üzerine doktora yapan Yaşar Adanalı'ya üzerinde araştırma yaptığı gettolaşma konusunu sorduk:
Toplu konut projelerinin gettolar yarattığı fikrine katılıyor musunuz?: Kesinlikle… Getto, kentin yoksullarının, belli bir etnik gruba mensupların aşırı yoğun bir şekilde yaşadıkları kentsel mekânı tanımlayan bir kelime. TOKİ`nin alt gelir grubuna yönelik, kentin bütününden kopuk, izole, tek tip formu ve fonksiyonları olan toplu konut projeleri bu tanıma uyuyor. Diğer taraftan varsıllar için geliştirilen, belli hayat tarzları konseptleriyle pazarlanan güvenlikli site projeleri de büyük şehirlerde hızla çoğalıyor. Bunlar da kentin varsıl gettoları. Çok keskin bir sınıfsal ayrım söz konusu.

Medyaya yansıyan en uç örnek Antalya´nın Lara semtindeki Feyziefe Sitesi`di. Girişinde Türk bayrağı ve Atatürk resmi bulunan tabelada, “Atatürkçü, laik, demokratik insanların yaşadığı sitedir’’ yazıyordu. Sonuçta bu dinamik bir süreç. Mekansâl ayrışma ve sınıfsal ayrımlar arasındaki ilişkiyi laiklik-muhafazakârlık eksenine indirgemenin, süreci hafife almak olduğunu düşünüyorum.

Avrupa’da, ABD’de, devlet yahut özel sermaye dilediklerinin bir arada yaşamasını sağlayacak siteler kurmakta özgür mü? Bu gettolaşma tehlikesini önden görüp de önlemini alan var galiba...: Aslında alınan önlemler çoktan tecrübe etmiş olmakla alakalı. Paris`in banliyölerinde, Londra`nın belediye evlerinde, New York`un gettolarında yaşayan yoksulların zamanla daha derin bir yoksulluk sarmalına girdikleri, hem toplumsal hem de mekansâl olarak dışlandıkları, buraların birer çöküntü alanına dönüştüğü bir gerçek. Bugün ayrışarak yaşama modelinin, TOKİ tipi toplu konut anlayışının çözüm yerine sorun ürettiğini, Avrupa ve Amerika yaşayarak öğrenmiş durumda. Şimdi de işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Tabii bu öğrenme sürecinde modelin işlememesini görünür kılan kentsel muhalefetin ve mücadelenin büyük rolü var.

Peki orta ya da uzun vadede Türkiye’de ne tür sonuçlar doğrucak bu gettolaşma? : Bize ne yazık ki ayrışarak yaşamanın modeli sunuluyor. Kent, lüks güvenlikli siteler, yoksullar için TOKİ`ler, plazalar, özelleştirilen kent merkezindeki okulların yerini alacak kent dışındaki kampüs okullar, üretim için organize sanayiler, alışveriş için AVM`ler, orta-alt gelir grubu için outlet`ler derken birbirinden kopuk bölgelere, adacıklara bölünüyor.

Bu tipte kent yaşamı ekonomik olarak kırılgan, toplumsal olarak dışlayıcı, kültürel olarak zayıf, mekânsal olarak kopuk, ekolojik olarak da sürdürülebilir olmaktan uzak.


Kaynak: BERRİN KARAKAŞ (Arşivi) - 28/11/2010
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1030526&Date=28.11.2010&CategoryID=77






 
 

12 Kasım 2010 Cuma

Mavişehir Modern'de: Anahtar teslim 2011'de

İki ay önce başlayan satışlarda yüzde 25 oranına ulaştıklarını belirten Gergül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin, "Tanıtım fiyatlarımız 18 Ekim'e kadar geçerli. Bu fırsat kaçırılmaz" dedi

Mavişehir'deki toplam 10 blok ve 316 daireden oluşan Mavişehir Modern projesi için 1.5 ay önce temel atan Gergül İnşaat, kısa süre içerisinde yüzde 25 satış oranına ulaşmayı başardı....Konut piyasasında hareketli dönemlerin başladığını ifade eden Gergül İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Gültekin, "Emsal projelere göre çok düşük tuttuğumuz tanıtım fiyatları 18 Ekim'e kadar geçerli olacak.

Mavişehir Modern'in ilk temelini 45 gün önce attıklarını, blokların inşaatına aynı anda başladıklarını ifade eden Gültekin, çok hızlı şekilde ilerlediklerini söyledi. Anahtar teslimi tarihi olarak 2011 sonunu hedeflediklerini belirten Gültekin, "Bugüne kadar yaptığımız projelerde söz verdiğimiz tarihten çok daha önce konutları teslim ettik. Mavişehir Modern'de de hedefimiz bu. Bir yıl sonra burada çim suluyor olacağız" diye konuştu.

Mavişehir Modern projesi konusunda çok sayıda olumlu tepki aldıklarını dile getiren Gültekin, "Biz İzmirli müteahhit olmanın avantajını yaşadık. Bölgemizi iyi tanıyoruz. İzmirlilerin nasıl bir daire ve sosyal alan arzuladığını iyi biliyoruz. Örneğin evlerimizin balkonları son derece geniş. İzmirli bir mimarla çalışmamız büyük avantaj oldu. Bunlar satışlara da olumlu yansımış durumda" diye konuştu.

Emlak GYO ile yaptıkları anlaşma kapsamında 90 milyon lira civarı satış hasılatı beklediklerini dile getiren Gültekin, satışlara 2 ay önce başlamalarına rağmen yüzde 25'lik satış oranını yakaladıklarını söyledi. Gültekin, şöyle konuştu: "Satışa Temmuz sonunda başladık. Ancak bu sürede Ramazan ayı, yaz tatili, referandum gibi çeşitli süreçler oldu. Buna rağmen iyi bir satış oranına ulaştık. Çok güzel bir satış ofisi kurduk. Satış ofisinin içinde 1+1 ve 3+1 olmak üzere 2 örnek daire bulunuyor. Hafta içinde 60-70 ziyaretçiyi ağırlıyoruz. Hafta sonu ise sayı 200'ü buluyor. Ziyaretçiler aynı zamanda şantiyeyi izleyip, projenin nasıl ilerlediğini görebiliyor. İzmir'in yanı sıra Türkiye'nin çeşitli yerlerinden hatta yurtdışından talepler geliyor. Rusya, Hollanda gibi yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşları da projedeki konutlara talip oldu".



Kaynak: http://www.yeniasir.com.tr/Ekonomi/2010/10/10/anahtar_teslim_2011de  SİNAN DOĞAN (HABER MERKEZİ) - 09.10.2010, Cumartesi 

9 Kasım 2010 Salı

Real Estate Brokers: Why You Need One

The real estate industry has experienced so many ups and downs in the past and even until now. But since change is inevitable, the people involved in this sector have risen to the challenges. The real estate brokers are among the important players in this industry.

Together with the real estate agents, they assist buyers and sellers in achieving their goals especially in getting the perfect deal possible. On behalf of the buyers, the brokers negotiate for the lowest price they could get while when working on behalf of the sellers, they negotiate for the best possible price for the property.

These brokers take charge in providing the required information about properties for sale, their market price and the documents needed in closing the deal. While they may have the same function as that of the real estate agents, brokers are on a higher level as they usually have a license to operate their own business or realty office. They can also rent and manage properties for a certain fee.

The agents, on the other hand, work for and with a broker under a contractual basis. They earn a certain commission from the real estate brokers for every property that they sell. After several years in the business, though, these agents might choose to get a license in order to become a real estate broker themselves.

If you are planning to invest in or sell a property and have not much knowledge on where to start your search, you may want to seek advice from a real estate broker or agent you know. You can ask for a referral from friends and colleagues if they know of a trusted and well experienced broker in your specific area to help you with your need to either purchase or sell a home.

On your initial consultation, you must inform the broker or agent immediately about what type of property you’re searching for and the price range you want. You need to inform them also if you are bent on getting their services from start to finish.

From there, these brokers will then help you find properties appropriate for your needs and budget. They usually obtain listings of homes for sale and then compare them with similar properties that were recently sold in order to figure out the most competitive market value. Financing options may also be offered to you in case you do not have sufficient funds to purchase the property.

Once you are provided with some choices, you may request to personally visit the properties to check their condition and location. A gauge on what makes a good real estate broker or agent is their ability to identify and provide buyers with the most important selling details. These should include the crime rate in the area, accessibility to schools, shops and banks as well as the floor plan of the house.

Keep in mind that you need to be honest about your needs to a real estate broker so they can, in turn, find good ways to meet your needs.


Ref: http://www.realestatearticles.org/real-estate-brokers-why-you-need-one/   Nov. 4th, 2010, in Real Estate by Tom Sullivan

8 Kasım 2010 Pazartesi

Mortgage Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Şu anda Türkiye'de çok sınırlı mortgage ürün seçeneği olmasına karşın, enflasyon oranının ve faizlerin düşmesi ve mortgage yasasının devreye girmesiyle bankaların sunduğu mortgage ürün çeşitleri de artmıştır. Bu da finans alanında uzman olmayan herkesin kafasını karıştırmaktadır.

* Değişken faizli mortgage'ların çok düşük faizli olacağı söyleniyor. Değişken faizli mortgage ürünü seçmek istiyorum. Faiz oranları artarsa aylık ödemelerimin iki katına çıkabileceği doğru mu?
* Mortgage kredimi erken öder ve kapatırsam Erken Ödeme Cezası ödemek zorunda mıyım?
* Sabit faizli mortgage alacağım. Faiz oranları düşerse bu durumdan nasıl yararlanabilirim?

Mortgage ürünü seçerken aşağıdaki üç noktayı anlamak durumundasınız:
1. Hangi vadede kredi almalıyım?
2. Değişken ve Sabit Faiz avantaj ve dezavantajları nelerdir?
3. Erken Ödeme (Erken Kapama) Cezası nedir?

1. Vade. Taşınmaz mal kredi vadeleri genelllikle 5 ile 20 yıl arasındadır. Vade arttıkça aylık ödemeleriniz düşer, ancak ödediğiniz faiz oranı ve toplam faiz miktarı da artar. Hangi vadenin ve aylık ödemenin sizin ihtiyaç ve bütçenize uygun olup olmadığını hesaplattırın.

2. Faiz Türü. Sabit Faiz ve Değişken Faiz olarak iki faiz türü vardır.
* Sabit Faiz. Bu tip kredide faiz oranı ve aylık ödeme sabittir; bütün borç süresince aynı miktarı ödersiniz. Eğer ileride faizler artarsa sabit faizi seçenler karlı cıkacaktır. Sabit Faizli kredinin en büyük avantajı aylık ödemelerin sabit olmasıdır. Dezavanatajı ise piyasada faizler düşerse sizin bu düşüşten faydalanamıyor olmanızdır. Başka bir deyimle, dünya piyasalarında faizler zaman zaman düşer. Eğer faizler çok düserse, sizin krediniz piyasaya göre pahalı kalır. Bu durumda da seçeneğiniz Refinans'dır. Refinans daha ucuza aynı bankadan veya baska bir bankadan kredi bulmak anlamına gelir. Refinans faiz ödemelerini düşürür ancak eksper (değerleme) raporu, kredi masrafları gibi masraflar gerektirir. Ayrıca, mevcut olan krediniz kapatılacağı için %2 oranında erken ödeme cezası da ödemek zorunda kalabilirsiniz. Eğer kredi notunuzda veya evin değerinde kayda değer bir azalma söz konusu olursa, Refinans şansınız olmayabilir. Refinansın avatajlı olup olmadığını anlamak için refinans hesap makinesini kullanınız.

* Değişken Faiz. Değisken faiz tercih edildiğinde, faiz geçici bir süre için (3-5 yıl gibi) sabittir, sonra borcun bağlandığı endeks/araç (örneğin: enflasyon, bankalar arası faiz oranı olan Interbank Rate, T.C. Devlet Tahvili Endeksi, LIBOR Endeksi) kadar artabilir. Eğer borç süresince seçilen endeks borç alınan tarihten düşük seyrederse, değişken faizi seçen karlı çıkacaktır. Endeks yükselirse, aylık faiz ödemeleri artar ve ödeyeni zor durumda bırakabilir. Artış tavanı belirlenmemişse, ödemeleriniz limitsiz artabilir ve ödeme güçlüğü ile karşılaşabilirsiniz. Tavanı (Limiti) olmayan değişken faizli krediyi almayın. Mutlaka Tavanı (Limiti) olan değişken faizli krediyi tercih edin. En yüksek ödeme tutarınız olan Tavan Ödeme nedir, öğrenin bankanızdan. Bu miktarı ne kadar süre ödeyebileceksiniz? Bu ödemenin altından kalkıp kalkamayacağınızın hesabını iyi yapınız.

3. Erken Ödeme Cezası. Kredi alindiktan sonra, tüketici borcunu vadesinden önce ödemek isterse bankalar tüketiciden Erken Ödeme Cezası isteyebilirler. Erken Ödeme Cezasının kredi miktarının %2 si ile sınırlandırılmıştır. Bu cezanın sebebi şudur: Sizin kredinizi erken kapatmanız bankanın faiz geliri kaybına neden olur. Sizin için ideal olan, istediğiniz zaman herhangi bir cezaya tabi olmaksizın borcunuzu kapatabilmektir. Mortgage sözleşmenizi okumalı ve erken ödeme cezasına maruz kalıp kalmayacağınızı, maruz kalırsanız ceza miktarını öğrenmeli ve durumu ona göre değerlendirmelisiniz.


Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail/id/58408  11.10.2010

27 Ekim 2010 Çarşamba

Ege Palas, 13 Ocak`ta icradan satılıyor

Zorlu Ailesi`ne ait olan 4 yıldızlı Ege Palas Oteli, icradan satışa çıkarıldı. Mazhar Zorlu Holding şirketlerinin bankalara 30 milyon YTL`nin üzerindeki borcu nedeniyle ipotekli olan Ege Palas Oteli icradan satılıyor. Otel, İş Bankası`nın başvurusu üzerine 15 milyon YTL muammen bedel ile 13 Ocak 2009 tarihinde İzmir 3. İcra Müdürlüğü tarafından satılacak. 13 Ocak`taki satışa teklif gelmemesi halinde ikinci satış 23 Ocak`ta yapılacak. Mazhar Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Zorlu, İş Bankası`na yeni bir teklif sunduğunu belirterek, teklifin kabul edilmesi halinde satışın geri çekileceğini söyledi. Ege Palas Oteli`nin ortaklarından Nafiz Zorlu ise, otelin kendisine ait bir borcu olmadığını belirterek, ipotek nedeniyle sıkıntı yaşandığı, Ağabeyi Kemal Zorlu`nun sorunun çözümü için çalıştığını kaydetti. Holdingin borcu rahatlıkla ödeyeceğini belirten Zorlu `Satışın gerçekleşeceğini sanmıyorum` dedi.


 
 
 
Kaynak: http://www.tumgazeteler.com/?a=4479484

17 Ekim 2010 Pazar

El değiştiren istasyonları kim topluyor?

Aytemiz Petrol Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Aytemiz, akaryakıt sektöründeki intifa sürecinde en çok bayi transfer eden şirketin Aytemiz olduğunu belirtirken, el değiştiren istasyonların yüzde 20'sini kendilerinin aldığını söyledi.

Aytemiz, akaryakıtta şirketlerini 6 büyük şirket arasına sokabilmek için de kendilerine 5 yıl hedef koyduklarını bildirdi.

Aytemiz, yaptığı açıklamada, Aytemiz Şirketler Grubu olarak bir çok dalda yatırımları olduğunu belirtirken, 47 yıldır petrol sektöründe faaliyet gösterdiklerini, yatırımların yoğunlukla enerji sektöründe bulunduğunu söyledi.

Akpet'i büyüterek, 2008 yılında Rus şirketi Lukoil'e sattıklarını hatırlatan Aytemiz, şimdi de Aytemiz Akaryakıt'ı kurduklarını ve bu şirket üzerinde çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Akaryakıt sektörünün yanı sıra elektrik sektöründe de çalışmaları olduğunu belirten Aytemiz, şunları kaydetti: ''HES projelerimiz var, şu an 3 tanesi yapılıyor. Jeotermal ve rüzgar var. Bunların da EPDK'dan lisansları beklenmektedir. 12 HES projesi, 100 MW kadar jeotermal ve 70 MW rüzgar projelerimiz bulunmaktadır. Bunların hepsi de teke kalmış ve yatırım yapılacak durumdadır. Bazıları da ortaklı ve ihaleye kim fazla verirse o alacak. Sanayi projelerimiz var. Maden işimiz var, şu anda Sivas ve Kayseri Yahyalı'da bulunuyor. Bu çalışmaları yapıyoruz ama bizim tanınmışlığımız genelde petrol üzerinedir. Yoğunluğumuz da petrolde. Bu sene yine büyük yatırımlarımız var. Dağıtım şirketine de girdik. Orada da çok iyi başarılar elde ettik. Başarılarımızın da daha önce çalıştığımız, temellerini iyi oturttuğumuz, kendimizi kabul ettirdiğimiz bu sektörde daha önceki yatırımlarımızın meyvesini topluyoruz ''

''İNTİFALARDA BAŞARILI BİR PERFORMANS GÖSTERDİK''

Rekabet Kurulunun intifa sözleşmelerini 5 yıl ile sınırlayan kararı nedeniyle, bir transfer dönemi yaşandığına işaret eden Aytemiz, bu dönemde en çok bayi transfer eden şirketin Aytemiz olduğunu bildirdi.

Eskisi gibi artık bayilerde transferler yapılmadığını, gelirin yaklaşık yüzde 60-70'nin bayiye verildiğine dikkati çeken Aytemiz, bunun da süreci zorlaştırdığını söyledi.

Ağır koşullara rağmen 18 Eylül'deki intifalarla ilgili başarılı bir performans sergilediklerini belirten Aytemiz, yeni sözleşmelerle bayi sayılarının şu anda 160'a çıktığını ifade etti.

Aytemiz, ''Umuyorum ki yıl başına kadar bayi sayımız 200'ü geçecek'' dedi.

Bayilerle anlaşma yaparken kriterlerinin, öncelikle bayilerin şehir ve ilçe merkezleri olması olduğuna, lokasyonu güçlü yerleri seçtiklerine dikkati çeken Aytemiz, ''Bu hedefi aldık ve başarılı olduk. Belki bu performansa 160 bayi az. Çünkü seçmeli bayi alındı. Eğer seçme yapmasaydık bu sayı 300'ü geçecekti. Bizim aldığımız bayiler, hem çok satan hem de pahalı bayiler oldu'' diye konuştu.

Bundan sonra ilçelerde, ikinci etap ana yollarda bayilik vereceklerini anlatan Aytemiz, akaryakıtta yeni süreçte tanınan ve yatırım yapan şirketlerin piyasada tutunabileceğini söyledi.

Piyasadaki 6 büyük şirketin kendi bünyelerinde bulunan bayileri kontrollerinde tuttuğuna işaret eden Aytemiz, ''50 bayi gittiyse 50 bayi almaya çalıştılar. Toplam 1000 bayi üzerinde bu transferler döndü. Biz iyi bayi seçtiğimiz için bu kadar sayıda kaldık. Kriterimiz şu, bir şahıs bizden bayilik istiyorsa incelemesini yapıyoruz ve artı olarak ahlaki durumuna bakıyoruz. Piyasada kişinin tanınmışlığı nedir, iyi bir bayi midir ona bakıyoruz'' diye konuştu.

Aytemiz, intifa sürecinde el değiştiren istasyonlardan yüzde 20'sini Aytemiz Şirketinin aldığına da dikkati çekti.

Sektörde bilinen bir marka olduklarını ifade eden Aytemiz, bütün bayi ve tüketicilerin kendilerini tanıdığını, kendilerine dönen bayilerin de daha öncesinde 10 ton satıyorsa, şimdi 10,5 ton satış yaptığını kaydetti.

Aytemiz, ''Fiyat indirmeden, promosyon yapmadan daha önceki şirketten fazla satıyorsa işte bu bizim markamızın öneminden geliyor'' dedi.

''HEDEFİMİZ İLK 6''

Aytemiz Petrol'ü, 6 büyükler arasına sokabilmek için 5 yıl kendilerine hedef koyduklarını bildiren Aytemiz, bu hedefi daha kısa sürece indirmek istediklerini, depolar biterse ve bayi sayısı 400'ün üzerine çıkarsa, kendi rekorlarını kırmış olacaklarını söyledi.

Aytemiz markasının logosunu da değiştirdiklerini belirten Aytemiz, tüm istasyonlarda yeni logoya göre giydirme yapıldığını ifade etti.

4 DEPOLAMA TESİSİ DEVREYE GİRECEK

Daha önce sattıkları AKPET'in 700 bayisi olduğunu ve 6'ıncı büyük şirket konumunda olduğunu belirten Aytemiz, şirketin depolamada ikinci olduğunu hatırlattı.

Aytemiz Petrol için de 4 depolama yeri alındığını birinin bittiğini, diğer ikisine başlandığını anlatan Aytemiz, şunları kaydetti:

''Antalya ve Trabzon devam ediyor. Kırıkkaleyi bitirdik. Mersin'de bulunan depo bu haftaya kadar bitiyor. Kısa dönemde yüzde 80 depolama ihtiyacının tamamını bitirmiş olacağız. Bu bir rekor çalışmadır. Şimdiye kadar 70-80 senelik şirketlerin bu rekoru yoktur. Bir depo büyük paralarla meydana geliyor. Bir emek ve sonrasında muaamelesi uzun süren bir süreçtir. Buna rağmen biz başarıyoruz. İşin ilmi ve tekniğiyle gayet güzel uğraşıyoruz. En fazla 1,5 sene sonra depo sorunlarımızın 7 ya da 8'i bitmiş olacaktır. Bu sektörde iddialı bir sayıdır. Biz zaten iddialı ve kendine güvenen bir şirketiz.''

''10 NUMARALI YAĞ PİYASANIN DENGESİNİ BOZUYOR''

Sektörün çok rekabetli bir konuma geldiğini belirten Aytemiz, bunun yanı sıra bozuk mal satmanın getirdiği sıkıntılar da bulunduğuna dikkati çekti.

Piyasada 10 numaralı yağ olarak bilinen ürünün piyasanın dengesini bozduğunu ifade eden Aytemiz, bu nedenle doğru çalışanla yanlış çalışanın birbirine karıştığını ve bunun sıkıntı yarattığını söyledi. Aytemiz, piyasadaki sıkıntıyı şöyle özetledi:

''İki türlü karmaşa var, birincisi, transferlerin çok değişik boyutlar kazanması. Bir diğer ise akaryakıtta şeffaflaşamadık. Örneğin ben Tüpraş'ın malını satıyorum, bir diğer bayi ise 10 numara yağ satıyor ve fiyatı indiriyor. Bu taraftan aklı başında dediğimiz şirketler promosyonla işi götürmeye çalışıyor. Bu doğru değil. Tüketiciye ucuz ya da promosyonlu ürün vermek değil, doğru bir şekilde doğru fiyatla ürün vermek önemlidir. Tüketici bu arada tabii ki ucuz mala yöneliyor. Özellikle büyük araçlarda patronlar şoförlere ucuz ürün almalarını söylüyor. Bir de hile işi yapan çok. Bu da sektörün tümünde büyük bir kargaşa ve karamsarlık yaratıyor. Geleceğe berrak bakamıyoruz. Kanunların değişmesi ve tedbirlerin alınmasıyla özellikle EPDK'nın bu konuya parmak basmasıyla ve Rekabet Kurumunun da bu konuyla ilgilenmesiyle, Enerji Bakanlığının ise bu başı boşluğa izin vermemesiyle bütün sıkıntıların ortadan kalkacağını umuyorum.''

Devletin kaçak akaryakıtı önlemek için iyi bir çare bulması gerektiğini belirten Aytemiz, sivil toplum örgütlerinin de bunun önemini çok iyi anlatması ve kendini iyi ifade etmesi gerektiğini söyledi.

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR AKARYAKIT SEKTÖRÜNÜ ETKİLEYECEK

Aytemiz grubunun otogaz işinde de olduğuna da işaret eden Aytemiz, otogaz sektörünün büyüdüğünü ancak geleceğe bakıldığı zaman yeni alternatiflerin görüldüğünü belirtti.

Örneğin bir yıla kadar elektrik ile çalışan araçların çıkacağına dikkati çeken Aytemiz, bu araçlar çıktığı zaman aynı insanların otogaz çıktığında otogaza yöneldiği gibi, elektriğe yöneleceğini ve akaryakıttan uzaklaşacağını ifade etti.

Bunun sanayiyi, ülkeleri ve doğal olarak ekonomileri etkileyeceğini belirten Aytemiz, jeotermal, ve rüzgar gibi alternatif enerji kaynaklarının da kullanılmasıyla, elektrik üretiminde akaryakıt kullanımının azalacağını ve bu yeni kaynakların akaryakıt sektörünü etkileyeceğini kaydetti,

Aytemiz, ''Ancak ileride akaryakıt sektörünü birinci derecede etkileyecek olan elektrikli araçlardır'' dedi.



Kaynak: http://www.patronlardunyasi.com/haber/El-degistiren-istasyonlari-kim-topluyor/92442  13 Ekim 2010

AVM'lerde en beğenilen markalar açıklandı

AVM’lerde En Beğenilen ve Tercih Edilen Markalar Araştırması 2010” sonuçları açıklandı. AYD ve GfK Türkiye işbirliği ile yapılan “AVM’lerde En Beğenilen ve Tercih Edilen Markalar Araştırması 2010” ödül töreni Pera Palas Otel’de yapıldı.

En beğenilen ve tercin edilen markalar ise şöyle sıralandı:
1.Kadın Tekstil-Zara
2.Erkek Tekstil-Sarar
3.Çocuk-LCW
4.Ayakkabı-Çanta-Hotiç
5.Kişisel Bakım-Kozmetik-Tekin Acar
6.Restoran-Burger King
7.Kafe-Mado
8.Dekorasyon-Mobilya-Koçtaş
9.Elektronik (Üretici Perakande)- Arçelik
10.Elektronik (Perakende)- Media Market


Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail/id/58442

6 Ekim 2010 Çarşamba

Karşıyaka'daki 12 arsa 333 milyon liraya satıldı

Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın ihaleyle satışa çıkardığı Şemikler'deki arsalara en az yarım milyar liralık yatırım gerçekleştirilecek
Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın (Emlak Konut GYO), Karşıyaka Şemikler'de hasılat paylaşımı yöntemiyle satışa çıkardığı 13 arsanın 12'sine ilk ihalede teklif geldi. Emlak Konut GYO'nun konut ve ticaret alanı olarak satışa çıkardığı arsalara 4 ayrı firma teklif verdi. 4 Ekim Pazartesi günü yapılan ihalede 12 arsa için toplam 333 milyon lira teklif sunuldu. Emlak Konut GYO'nun ihaleyi onaylaması sonrasında yapılacak yatırımlar sonucunda Karşıyaka'da en az yarım milyar lira değerinde konut ve ticaret merkezi inşa edilecek. İhalenin onaylanmasının hemen ardından başlayacak yatırımlarla beraber, İzmir'de inşaat ve emlak sektörünün büyük ölçüde canlanması bekleniyor.

GELİR PAYLAŞIMI
Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın gelir paylaşımı yöntemiyle satışa çıkardığı 13 arsanın toplamı 264 bin metrekareyi buluyor. Karşıyaka Belediyesi'nin geçtiğimiz yıllarda gecekondu işgalinden kurtardığı ve onlarca evin yıkıldığı Yalı mahallesini de içine alah bölgedeki arsaların en küçüğünün 4 bin 754 metrekare, en büyüğünün ise 61 bin metreka civarında olduğu belirtildi. İhalede verilen teklifler önümüzdeki günlerde Emlak Konut GYO tarafından değerlendirilecek. Muhammen bedelin üzerinde olduğu için ihalede sunulan tekliflerin onaylanması bekleniyor.

ÖNEMLİ FİRMALAR
İhaleye katılan Abdülkadir Gültekin İnşaat, Karşıyaka Şemikler'deki 14 bin 760 metrekarelik arsa için 24.1 milyon lira, 9 bin 194 metrekarelik arsa için 17.7 milyon lira, 4 bin 754 metrekarelik arsa için ise 6.1 milyon lira teklif verdi. Firma, Mavişehir'de de Emlak Konut ile hasılat paylaşımına dayalı Mavişehir Modern projesini yürütüyor. Türkiye'nin önde gelen inşaat firmalarından olan Ankara merkezli Cengiz İnşaat ise 34 bin 292 metrekarelik arsa için 42.9 milyon lira, 46 bin 759 metrekarelik arsa için 41 milyon lira, 61 bin 191 metrekarelik arsa için 53.6 milyon lira, 35 bin 15 metrekarelik arsa için ise 43.8 milyon lira teklif verdi. İzmir merkezli Favori Hediyelik Eşya, 2 ticari arsa ile bir konut arsası için yaklaşık 76 milyon liralık teklif sundu. Yine İzmirli Katal İnşaat ise 2 konut arsasına 27.8 milyon lira teklif verdi.

Bölgesinin cazibesinin artması hedefleniyor
Proje kapsamında yapılacak binlerce konut ve 2 ticaret merkezi ile Karşıyaka'da inşaat ve emlak sektörünün hareketlenmesi bekleniyor. Daha önce gecekonduların yer aldığı, şimdi ise boş duran arsaların yatırımlara açılması ile İzmir yeni ve modern bir emlak bölgesi daha kazanmış olacak. İnşaat sektörü yetkilileri, proje kapsamında yapılacak inşaatların Karşıyaka'nın planlı gelişmesine büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Yetkililer, önümüzdeki günlerde başlayacak yatırımlar sayesinde çok sayıda kişiye istihdam sağlanacağını, başta demir ve çimento olmak üzere inşaat sektörünün birçok alt kaleminde hareketlenme yaratılacağını söyledi.



İzmir'in en modern butik oteli yılbaşında hizmete girecek

Özgörkeyler, turizm sektörüne giriyor: Özgörkey Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Özgörkey, "Yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırımla İzmir'in en modern butik otelini hayata geçireceğiz" dedi.

Özgörkey Grubu olarak yaklaşık 25 yıldır turizm sektörüne girmek istediğini belirten Erdoğan Özgörkey, bunu nihayet yılbaşında Key Otel ile gerçekleştireceklerini dile getirdi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan 4 milyon liraya satın aldıkları Merkez Bankası eski binasını otele dönüştürdüklerini belirten Özgörkey, inşaatı tamamladıklarını söyledi. Şu anda iç dekorasyonunu sürdürdükleri binayı hizmete açtıklarında yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirmiş olacaklarını kaydeden Özgörkey, İzmir'in en modern butik otelini hayata geçirme gayretinde olduklarını söyledi.

34 odalı otelin Özgörkey ailesi için bir turizm okulu niteliğinde olacağını belirten Erdoğan Özgörkey, "Otelin işletmesini kendimiz yapacağız. Farklı bir konsept ve işletme anlayışıyla hayata geçecek olan otel, ailemize turizm okulu olacak. Bu işi seversek yatırımlarımızı da sürdüreceğimize inanıyorum. Şu anda tesisimize genel müdür arıyoruz. Genel müdürü belirledikten sonra ekibi de onun kurmasını sağlayacağız" diye konuştu. Key Otel'in yapımına karar verdikten sonra aceleci davranmayıp yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda butik oteli incelediklerini belirten Özgörkey, sözlerini şöyle sürdürdü; "Hem mimarımız hem biz titiz davranıyoruz. Otelin inşaatı uzun sürdü ama tüm detaylar düşünüldü. Otelimizin içine iki de panoromik asansör yaptık. Tesisimizin karşısındaki Pasaport dalgakıranına marina yapılması planlanıyor. O tesisler bize, biz onlara katkı koyarak birbirimizi tamamlayacağız. Biz grup olarak işimizi iddialı yapmaya çalışıyoruz. İzmir'de pek butik otel yok. Biz en iyisini yaratmaya çabalıyoruz".

Binanın restorasyonu sırasında Merkez Bankası'nın izlerinin de doğal olarak ortadan kalktığını belirten Özgörkey, "Duvar kalınlıkları 40 santimetre olan kasa dairesini konferans salonu yaptık. Bu duvarların betonlarını ağaç keser gibi kestik. Binanın içine 8 bin metrenin üstünde profil boru döşedik. Biraz uzun sürse de inşaatı tamamladık" dedi


Kaynak: Yeni Asır - İLKER ÇOBAN(HABER MERKEZİ), 26.09.2010

Özgörkey Şirketler Grubuna ait eski tütün deposu

İzmir'in 77 yaşındaki duayen işadamı Özgörkey Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Özgörkey, içini Yeni Asır'a döktü. Özgörkey, Hilton Oteli'nin karşısında kalan baba yadigarı dediği arsaya 20 yıldır istediği çok katlı oteli inşa edememenin de üzüntüsünü yaşadığını söyledi. Bürokrasiyi bir türlü aşamadıklarını, yerel yönetimlere kırgın ve kızgın olduğunu belirten Özgörkey, "Bir İzmirli olarak şehrime güzellik kazandırmak istedim. Hepsi buydu. Ama bürokrasiyi aşamadım. 20 yıldır uğraşıyorum sonuç alamadım, bana günah değil mi?" diye konuştu.

BABADAN MİRAS
1990 yılında arsaya 23-24 katlı bir otel yapmak üzere Konak Belediyesi'ne müracaat ettiklerini belirten Özgörkey, şöyle konuştu: "Arsamıza 5 yıldızlı otel yoğunluğu verilmediği için istediğimiz binayı yapamadık. 8 katlı sıradan bir bina yapmamız istendi. Ama bu arada arsaya inşaat yapılabilmesi için 5 metre çekme mesafesi talep edildi. Yıllarca bununla zaman kaybettik ve sonunda istediklerini kabul ettik. Bu kez de Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu, karşımızda kilise olduğu için 35 metre daha çekme mesafesi bırakmamızı istedi. Buna da 'tamam' dedik. Bu arada bize yukarıya doğru 13 bin metrekare inşaat hakkı verilmesi gerekirken 9 bin 300 metrekare verildi. Bunun tartışması zaman aldı. Sonunda bunu da kabul ettik. Konak Belediyesi ve Koruma Kurulu'ndan geçen otel projemiz, İzmir Büyükşehir Meclisi'nden onay almadı. Rahmetli Piriştina döneminde çok katlı bina yapılabilmesi için arsa büyüklüğünün en az 3 bin metrekare olması zorunluluğu getirilmiş. Bizim arsamız bin 500 metrekare olduğu için onay vermediler. Biz de bu karara dava açtık, sonucunu bekliyoruz".

"Şevkimi kaybettim"
Erdoğan Özgörkey, Hilton Oteli'nin karşısındaki arsa ile ilgili olarak Büyükşehir Belediye Meclisi'nden uygun kararın çıkmaması üzerine yatırım şevkini tamamen kaybettiğini, hayallerinin yıkıldığını belirtti. Otel inşaatını yapamamasının istihdamı da engellediğini belirten Özgörkey, "Oteli yapsaydık, şu an yüzlerce insanı istihdam ediyor olacaktık. Ama olmadı. Benim bir projem engellendi. Belki ben bu arada 3 yatırım daha yapacaktım. İzmir'e çok sayıda otel yapmayı istiyordum ama bu sıkıntı yüzünden hiç biri hayata geçemedi. 20 yıldır istediğim binayı yapamadığım arsaya vergi ödedim. Üstelik üzerinde köhne bina varken vergisi daha azdı. Şimdi binayı yıkınca arsa vergisi oldu ve iki katına çıktı. Bana günah değil mi?" dedi.

"Hayattayken sattırmam"
Erdoğan Özgörkey, Hilton Oteli'nin karşısındaki arsanın manevi değerinin büyük olduğunu belirtti. Yerel yönetimlere kırgın olduğunu dile getiren Özgörkey, yaşadığı sürece arsasını sattırmayacağını kaydetti. Çocuklarının arsayı satmayı pek çok kez teklif ettiğini ve çok sayıda yatırımcıdan da teklif aldığını belirten Özgörkey, "Ben yaşarken arsayı sattırmam. Ama çocuklarım benden sonra satabilir. O arsaya yapacağım otel için 1997'de Crowne Plaza ile sözleşme bile imzalamıştım. Bina için 15-20 milyon dolar harcayacaktım. Her şey hazırdı, ama olamadı" dedi.

 
Kaynak: Yeni Asır - İLKER ÇOBAN(HABER MERKEZİ), 26.09.2010

3 Ekim 2010 Pazar

İzmir'e beşinci vakıf üniversitesi geliyor

Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, kamu üniversitesinden umudunu kesince, ilçeye özel bir eğitim kurumu kazandırmak için proje hazırladı

İmar planlarına üniversite alanını işleyen ilçelerden biri olan Karşıyaka'ya yeni bir üniversite kurulacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) onayı çıkan kamu üniversitesi Katip Çelebi'nin ilçeye gelmesi için yoğun çaba gösteren Belediye Başkanı Cevat Durak, umduğunu bulamayınca özel üniversite kurulması için çalışma başlattı. Yeni kamu üniversitesinin henüz nereye kurulacağı belli olmazken Başkan Durak, özel bir üniversite ile işbirliği yaparak proje hazırladı. Örnekköy'de planlara işlenmiş alanda vakıf üniversitesi kurulmasına karar verildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin desteği ile kurulacak yeni üniversitenin ayrı bir yapısı, özerk statüsü olacak. Üniversite'nin ilk etapta 11 farklı fakültesi olacak.

ÇEHRE DEĞİŞECEK
Üniversitenin kısa zamanda hayata geçmesi için bütün gayretleri eli çalıştıklarını ifade eden Belediye Başkanı Cevat Durak, üniversitenin projelerinin çıktığını söyledi. İstanbul Bilgi Üniversitesi ile birlikte başlattıkları çalışma tamamlandığında İzmir'in yeni bir vakıf üniversitesine daha kavuşacağını dile getiren Durak, üniversitenin adının Karşıyaka Bilgi Üniversitesi olacağını sözlerine ekledi. Durak, "Karşıyaka, her zaman İzmir'in ışıldayan yüzü oldu. Kültürle buluşma noktasında bir üniversitemizin olmayışının eksikliğini her zaman hissettik. Kentin kuzeyinde bir üniversite yok.İzmir'in kuzeyinde kurulacak bir üniversite kentin geleceğini de şekillendirecektir" dedi.

ENGEL OLUNDU
Nazım İmar Planı'na işledikleri Örnekköy'deki 500 dönümlük arazinin Çevre Orman Bakanlığı tarafından kısıtlandığını ifade eden Başkan Durak, "Alanın büyük bölümü bakanlık tarafından ağaçlandırılacak alan olarak belirlendi. Biz de duruma itiraz ettik. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da katkıları ile yaklaşık 300 dönümlük alanımız imar planlarında üniversite alanı olarak ayrıldı. Arazinin yapısı engebeli olduğu için yeri üniversitenin projesi de alana uygun olacak. Üniversitenin ayrı bir yapısı olacak. İstanbul'a bağlı bir birim gibi çalışmayacak. Kendi tüzel yapısı ile faaliyet gösterecek" dedi. Durak, üniversitede 11 farklı fakültenin yer alacağını da sözlerine ekledi.

İzmir'deki üniversiteler:

DEVLET ÜNİVERSİTELERİ
Dokuz Eylül Üniversitesi
Ege Üniversitesi
Yüksek Teknoloji Üniversitesi
Katip Çelebi Üniversitesi

VAKIF ÜNİVERSİTELERİ
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Yaşar Üniversitesi
İzmir Üniversitesi
Gediz Üniversitesi


Kaynak: FATİH YAPAR - Yeni Asır, 14.09.2010

Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden satılık arsalar

Milli Emlak Genel Müdürlüğü İzmir Çeşme’de birbirine yakın konumda iki arsayı satışa çıkardı.

Satışa çıkarılan Çeşme Dalyan’daki ilk arsa imar planlarında tercihli kullanım alanı olarak görünüyor. Yüzölçümü 4 bin 534 metrekare olan Hazire arsası için 1 milyon 138 bin TL tahmini bedel tayin edilirken geçici teminat olarak 227 bin 600 TL istendi. Satış ihalesi ise 18 Ekim 2010 tarihinde gerçekleşecek.

Çeşme Malmüdürlüğü birde Dalyan Taşlık mevkiindeki 5 bin 184 metrekare büyüklüğündeki Hazine’ye ait tarlayı satışa çıkardı. Taşınmaz için bir milyon 300 bin TL tahmini bedel ve 260 bin TL geçici teminat belirleyen Çeşme Malmürlüğü, imar planlarında tercihli turizm ve konut alanı olarak gösterilen arsanın ihalesini 19 Ekim 2010 tarihinde gerçekleştirilecek.


Kaynak: Hüseyin Belibağlı / emlakkulisi.com

Futbolun yıldızları & İstanbul’da oturdukları evler

Bazıları kentin içindeki apartman dairelerinde, bazıları rezidanslarda, bazıları villalarda yaşıyor. Sahalardan, İstanbul’un birbirinden güzel semtlerine dağılan futbolun yıldızları... Pahalı transferler, dünyaca ünlü golcüler... İşte bazıları ve evleri;

ACARKENT
Beşiktaş’ın Brezilyalı golcüsü Deivson Rogério da Silva, namıdiğer Bobo Acarkent’te muhteşem bir villada yaşıyor. Brezilyalı futbolcu, eşi Raquel ve kızları Julia ile 3 katlı, havuzlu süper lüks bir evde oturuyor.

ZEKERİYAKÖY
Zeytinburnuspor’da başlayan futbol kariyerine Türk Millî Takımı ve Fenerbahçe’de devam eden Emre Belözoğlu, 2.5 milyon dolar (3,75 milyon TL) ödeyerek Kanlıca’dan yalı dairesi satın aldı.

YEŞİLKÖY
16 milyon avro (36 milyon TL) değer biçilen, şu anda Türkiye’nin en pahalı futbolcusu, Galatasaray’ın yıldızı parlayan futbolcusu Arda Turan da Yeşilköy’de bir villada yaşıyor. Ayrıca Arda Turan Baltalimanı’ndan 3.5 milyon dolara (yak 5,3 milyon TL) bir yalı dairesi satın aldı.

BEYKOZ KONAKLARI
Futbol efsanesi Pele tarafından yaşayan en iyi 100 futbolcudan biri seçilerek FIFA 100 listesine giren, Türk ve dünya futbol tarihinin en iyi kalecileri arasında gösterilen Rüştü Rençber de bir çok ünlü ismin tercih ettiği Beykoz Konakları’nda oturuyor.

Futbol kariyerine Almanya’da başlayan, en başarılı dönemlerini Fenerbahçe’de geçiren, son olarak da Beşiktaş’ta forma giymesinin ardından futbola veda eden Mustafa Doğan, Fenerbahçeli Colin Kazım ve Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel de Beykoz Konakları’nda yaşayanlardan.

FLORYA
Galatasaray’da forma giyen Kosova doğumlu Arnavut futbolcu Lorik Cana ise takımının Florya’daki Metin Oktay Tesisleri’ne yakın olabilmek için Florya Fly Inn Residance’de yaşamayı tercih ediyor. Yine Galatasaraylı futbolcu Ayhan Akman da takımının tesislerine yakın olabilmek için Florya’yı tercih ediyor.

ÇAMLICA
Real Madrid’in ardında Beşiktaş’ta teknik direktörlük görevini sürdüren Bernd Schuster, Çamlıca Konakları’nda oturuyor. Beşiktaş’a bu yıl transfer olan Portekiz’li yıldız Ricardo Quaresma ve İspanyol oyuncu Guti Hernandez de teknik direktöre komşu oluyor.

KALAMIŞ
2006 yılında Fenerbahçeye transfer olan Uruguaylı futbolcu Diego Lugano ise Kalamış’ta bir villada oturmayı seçmiş.

AKFIRAT
İspanyol futbolcu Daniel Güiza Fenerbahçe Kulubü’nün yabancı futbolcular için satın aldığı Tuzla Akfırat’taki Millenium Villaları’nda oturuyor.

HADIMKÖY
Galatasaray’da top koşturan, Süper Lig’de 2008-09 sezonunda 20 golle gol kralı olan Çek futbolcu Milan Baros da Hadımköy’deki Alkent 2000 Vilları’nda yaşıyor. Brezilyalı futbolcu Elano Blumer de Alkent’i tercih eden Galatasaray’lı futbolcular arasında.

KURTKÖY
Fenerbahçe’de forma giyen Brezilyalı oyuncu Alex de Souza antrenmanlara daha rahat gidip dönebilmek için Kurtköy’de lüks bir villada yaşıyor. Brezilyalı bir diğer oyuncu Cristian Boroni de aynı bölgede bir rezidansta yaşamayı tercih ediyor.

 
Kaynak : Hürriyet Emlak Yasam Eki, 23.09.2010

23 Eylül 2010 Perşembe

İzmir'in en gözde arsaları satışta




Toplu Konut İdaresi'nin iştiraki olan Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketi, İzmir Mavişehir'de bulunan 264 bin metrekarelik arsayı 13 parça halinde toplam 394 milyon TL muhammen bedelle ihale açıp satacak. Emlak Konut GYO, ihaleleri 4 Ekim'de gerçekleştirecek. İstanbul'da yapılacak ihaleye çok sayıda gayrimenkul devinin girmesi bekleniyor.

Karşıyaka Belediyesi'nin geçtiğimiz yıllarda gecekondu işgalinden kurtardığı ve onlarca evin yıkıldığı Yalı mahallesini de içine alan toplam 264 bin metrekarelik alanın muhammen satış bedeli toplam 394 milyon TL olarak tespit edildi. Arsaların en küçüğü 4 bin 754 metrekare. En büyüğü ise 61 bin metrekareyi aşıyor. En küçük arsanın belirlenen muhammen satış bedeli 5.4 milyon, en büyüğünün ise, 53.6 milyon TL olarak belirlendi.

İhalelerde alıcılara yüzde 25, 30 ve 35 asgari peşinat ile 36, 48 ve 60 ay vadeyi içeren 3 değişik ödeme seçeneği sunuluyor. Satış ile ilgili tüm işlemlerin Emlak Konut tarafından yapıldığını ifade eden TOKİ İzmir Grup Sorumlusu Arzu Çelik, "Satışa çıkartılan arsaların nitelikleri zaten belli. Arazilerin mali değeri Emlak Konut'un kontrolünde olacak" diye konuştu.

 
Kaynak: Yeni Asır - FATİH YAPAR (HABER MERKEZİ), 22.09.2010, Çarşamba

20 Eylül 2010 Pazartesi

Rio de Janerio - Olympic Tower 2016

Rio Olympic Tower 2016 View Photo Slideshow

Solar City Tower
For the Competition of Olympic Games 2016 Rio de Janeiro

This vertical structure will be placed in Cotonduba Island.
 
It will be both an observation Tower, and a welcome sign for the visitors arriving by air and by Sea at Rio de Janeiro, where the Olympic Games 2016 will take place. The project is from Zurique, and utilizes solar energy during the day with its solar Power panels, to pump the sea water as seen in the model.
 
The movement of the water will be also utilized to turn the turbines and produce the power to work the system at night.
 
In the Solo City Tower is the Cafe anfiteatre, auditórium, shops etc. Elevators will take visitors to the top, where the view will be fantastic, and bungee jumping will have a special platform.

12 Eylül 2010 Pazar

H&M, Türkiye'de ilk mağazasını 6 Kasım'da açıyor

Uluslararası moda perakendecisi H&M, Türkiye'de ilk mağazasını 6 Kasım'da açacak.

H&M'den yapılan açıklamaya göre, H&M'nin ilk mağazası, Forum İstanbul'da 2,300 metrekarelik bir alanda kurulacak.

İki kattan oluşan dört girişli mağazanın giriş katında en trend ürünlerden H&M'nin temel ürünlerine kadar çok geniş bir kadın koleksiyonunun yanı sıra iç çamaşırı ve aksesuarlar da sergilenecek. Birinci katta ise erkek koleksiyonu ile çocuk ve genç koleksiyonlarına yer verilecek.

Açılışını Get Warm kampanyası ile gerçekleştirecek olan H&M, Get Warm koleksiyonu ile birçok trend triko ürününü de müşterilerinin beğenisine sunacak.

Mağaza dekorasyonunda ise en yeni iç mimari teknikleri kullanılarak mağaza duvarlarında özel illüstrasyonlara yer verilecek. Mağaza sık sık güncellenen 6 adet vitrine sahip olacak.

H&M Türkiye Genel Müdürü Leif Spang, konuya ilişkin değerlendirmesinde "H&M kişilerin bireysel tarzlarını ve tercihlerini yansıtabilecekleri seçenekler sunuyor. Bu nedenle markamızın Türkiye pazarına çok uygun olduğunu düşünüyoruz. Açılışımızda modaya gönül veren kişileri büyük bir heyecanla bekliyoruz. Davetlilerimiz o gün H&M'den ilk kez alışveriş yapmanın keyfini ve heyecanını yaşayacaklar" dedi.

Verilen bilgiye göre, H & M Hennes & Mauritz AB (publ) 1947'de İsveç'te kurulmuş olup, 37 pazarda yaklaşık 2 bin mağazası bulunuyor. Türkiye'de Kasım ayında açılacak olan mağazayla H&M'in dünyada hizmet verdiği ülke sayısı 38 olacak.

 
Kaynak: http://www.cnnturk.com/2010/ekonomi/sirketler/09/01/h.m.turkiyede.ilk.magazasini.6.kasimda.aciyor/588526.0/ (  01.09.2010)

11 Eylül 2010 Cumartesi

İran, Alsancak Limanı'na talip

Ticaret Bakanlığı Tebriz Ofisi Genel Müdürü Khezerlou, Jebel Ali Limanı'nı kullanamadıklarını belirterek, İzmir Limanı'nı taşıma operasyonlarında kullanmak istediklerini söyledi

Birleşmiş Milletler'in ambargo kararına rağmen dünya ile ticareti artırmak için çalışan İran, ulaşım maliyetlerini düşürmek için İzmir Alsancak Limanı'nı aktarma merkezi olarak kullanmak istiyor.

İran Ticaret Bakanlığı Tebriz Ofisi Genel Müdürü Sadegh Najafi Khezerlou, Tebriz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanat ve Madan Bankası Genel Müdürü Reza Babaei ve Meşhed Fuarı Uluslar arası İlişkiler Müdürü Abbasali Khaksar'dan oluşan İran heyeti, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş'ı ziyaret etti.

Ziyarette konuşan Sadegh Najafi Khezerlou, İran gemilerinin artık Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Jebel Ali Limanı'nı kullanamadığını belirterek, İzmir Alsancak Limanı'nı taşıma operasyonlarında kullanmak istediklerini söyledi. Bunun için Demirtaş'tan destek isteyen Khezerlou, "Limanınızı kullanalım. İzmir Alsancak Limanı pasif konumundan çıksın. Limanı işleten yetkililer ile bir toplantı yapalım. İran İslam Cumhuriyeti'nin gemileri limana yanaşsın. Bu şekilde taşıma maliyetimiz çok ekonomik hale gelir" dedi.

İran'ın 75 milyon nüfusu, 100 milyar dolarlık petrol ve doğalgaz ihracatı ile önemli bir ülke olduğunu belirten Khezerlou, paralı bir millet olduklarını, iki ülke arasındaki ticaretin artmasının Türkiye'nin de yararına olacağını ifade etti. Türk sanayicileri de ülkelerinde yatırım yapmaya davet eden Khezerlou, yatırımcılara uygun faizli krediler verdiklerini söyledi.

İzmir Ticaret OdasıBaşkanı Ekrem Demirtaş ise İran ile Türkiye arasında tarihe ve coğrafyaya dayanan bir dostluk olduğunu dile getirdi. Demirtaş, "İran'a ambargo var. Türkiye de BM üyesi olarak bu karara uymak zorunda. Ama biz sizin dostunuz. Ülkenizin 60 milyar dolarlık ithalatı var. Şu an kapılarınız kapandı. Limanlarınız kontrol altında. Bu aşamada bizim ticaret için yeni yollar bulup, size yardımcı olmamız gerekiyor. Bu konuda hazırladığımız bir raporu Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'a verdik" dedi.

Demirtaş, önümüzdeki dönemde Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile İran'a gelmeyi planladıklarını ifade etti.


Kaynak: Yeni Asır - SİNAN DOĞAN (HABER MERKEZİ) - 31.08.2010

İzmirliler Çakabey Limanı'nı çok sevdi

İzmirli tekne sahipleri yatlarını Çakabey limanına bağlamaya başladılar.

Bir zamanlar İzmir'in kordon boyunu süsleyen ve tarihe damgasını vuran o nostaljik İzmir kayıklarının yerini şimdilerde soylu, boylu, alımlı lüks tekneler aldı.

Güney Deniz Saha Komutanlığına ait savaş gemilerinin Kordon'daki Çakabey limanını tamamen terk etmesinden sonra İzmirli tekne sahipleri yatlarını Konak-Pier alış veriş merkezinin arkasındaki alana bağlamaya başladılar bile. Marina olmasını beklemeden Çakabey limanına demirleyen tekneler Kordon'a canlılık getirdikleri gibi çok hoş görüntüler sergiliyorlar.

İzmir Körfezinde, 28 - 29 Haziran tarihleri arasında düzenlenen, 79. İzmir Enternasyonel Fuarı - Körfez yelken yarışlarının kupa töreni Çakabey limanında yapıldı. Anlaşılan İzmirli tekneciler bu limanı ve kordon boyunu çok sevdiler.


Kaynak: Ünal BENLİALPER - İZMİR / LOJİPORT - 03 Eylül 2010

Konak Çakabey Limanı marina olacak

Konak Pier Alışveriş Merkezi projesinin hayata geçmesinden sonra Güney Deniz Saha Komutanlığı'na bağlı Refakat ve Karakol Filosu, Konak Çakabey Limanı'dan tamamen ayrıldı.

İzmer İnşaat Sanayi Ticaret ve Turizm AŞ işletmesinde olan Konak Pier alışveriş merkezi Pasaport'a kadar uzanan eski İzmir Limanı ve mendireği ile marina olarak yenilenmeyi bekliyor. Bir bölümü Türkiye Denizcilik İşletmeleri ve bir bölümü Maliye Bakanlığı'na ait, içinde Refakat ve Karakol Filosu'nun da bulunduğu eski balık hali binası ile Pasaport Dalgakıranı'nın bir bölümünün işletmeciliğini üstlenen İzmer AŞ 2002 yılında Konak Pier projesini geliştirmişti. Projeye göre balık hali binası alışveriş merkezi olarak yeniden yapılandırılırken, Pasaport tarafına bakan Çakabey Limanı'nın ön tarafına ise yat limanı yapılması bekleniyor.

Refakat ve Karakol filosu tarafından yaklaşık 5 bin metrekarelik alanın boşaltılmasıyla Çakabey Limanı'nın ön kısmına 400 ile 650 arasında tekne kapasitesine sahip bir yat limanı yapmak isteyen İzmir'in Hazine'ye ait deniz yüzeyini kiralayıp tahsisini alarak ön aşamayı tamamlaması ve Maliye Bakanlığı'na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nden gelecek ön izni beklediği belirtiliyor. İnşaat izninin ardından yüzer iskelelerin bulunduğu yat limanını hayata geçirecek olan İzmer'in gerçekleştireceği marinaya 450 ile 650 arasında teknelik bir marina gerçekleştirilecek. Çakabey Limanı'nda Deniz Kuvvetleri'nden arta kalan yatakhane, yemekhane ve diğer birimleri restoran ve kafeteryaya dönüştürecek olan İzmer AŞ'nin bu alanları girişimcilere kiraya vereceği ve yat limanının, bu bölümlerin önünde yer alacağı açıklamada yer alıyor.


Kaynak: Referans - 27.08.2010

Kuşadası Limanı'ına yoğunluk artıyor

Türkiye'nin önde gelen turizm merkezler -inden Kuş-adası'nda, limana dün sabah 4'ü transat-lantik 6 yolcu gemisinin yanaşması yoğunluk yaşanmasına neden oldu.

Kuşadası Ege Ports Limanı'na dün sabah aynı saat içerisinde Bahama bayraklı ''Navigator Of The Seas'' ve ''Nautica'', Hollanda bayraklı ''Noordam', Bermuda bayraklı ''Ruby Princess'', Yunanistan bayraklı, ''Calypso'' ve Malta bayraklı ''Arethusa'' gemileri geldi. Limana yanaşan ''Navigator Of The Seas'', ''Noordam'', ''Ruby Princess'' ve ''Nautica'' isimli transatlantiklerin, iskelelerde yer bırakmaması nedeniyle ''Calypso'' isimli Yunanistan bayraklı gemi, Efes Antik Kenti'ne düzenlenecek turlara katılacak yolcularını limana indirdikten sonra açığa çıkarak demirledi. 500 yolcusuyla Kuşadası'na gelen gemi, Kuşadası'nda vakit geçirecek yolcularını daha sonra filikalarla karaya çıkarmak zorunda kaldı. (Haberin devamı..)


Kaynak: Yeni Asır - 25.08.2010

Çandarlı Limanı’nda temel yıl sonunda atılıyor

EBSO Meclis Toplantı -sına katılan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti’nin iktidarda olduğu son 7 yılda ulaştırma ve haberleşme alanında yapılan yatırımları anlattı.

EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki ve EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, bakana İzmir sanayicisinin beklentilerini aktardılar.Türkiye’nin en büyük hub port’u (ana limanı) olacak Çandarlı Kuzey Ege Limanı’nda yıl sonu ya da 2011 başında temel atma çalışmalarına başlanacağını açıklayan Bakan Yıldırım, Çandarlı Limanı’nın yardımcı ve ana mendireğini kendilerinin yapacağını, üst yapı imalatlarının ise yap-işlet-devret modeli ile özel sektöre yaptırılacağını belirterek, “Çandarlı ile ilgili bütün çalışmalar bitti. İnşaata her an başlayabiliriz. Önce ana ve yardımcı mendireği biz yapacağız. Bu yıl sonu ya da 2011 başında mendireğin temelini atıyoruz. Burada bir de tersane kurma çalışması var. Bu konuda da epey mesafe aldık” diye konuştu.


Kaynak: Murat Erdoğan-Perşembe Rotası - 24 Ağustos 2010

Adı 'Garip' ama talibi çok!

Fiyapı'nın 35 milyon dolara satın aldığı adaya talipler çoğalıyor

Fiyapı'nın Nisan ayında 35 milyon dolara satın aldığı İzmir Dikili'de bulunan Garip Ada'ya Dubaililerden sonra şimdi de İspanyollar talip oldu.

Fiyapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan, adayı satın aldıktan sonra proje geliştirdiklerini ve önümüzdeki sene ilkbaharda inşaata başlama hazırlıkları yaptıkları bir dönemde, Türkiye'de yatırım yapmak isteyen Dubaili bir grup tarafından adaya talip olunduğunu belirtti.

Adaya Dubaili bir şeyhin talip olduğunu, şeyhin Bayramdan sonra Türkiye'ye geleceğini ve yüz yüze görüşeceklerini ifade eden İnan, ''Kendileri bizden yazılı teklif istediler. Biz de 350 milyon dolara adayı satabileceğimizi bildirdik. 600 milyon dolar da bu projenin anahtar teslimi bitirilip, işletilir duruma gelmesiyle ilgili bir fiyat teklifinde bulunduk. Bu adada bizim yapmak istediğimiz dünyaya açılan bir ada konsepti, onlar da bu konsepti benimsiyorlar ve adayı aldıkları takdirde bizim çizmiş olduğumuz projenin imalatını da bizim yapmamızı istiyorlar. Bayramdan sonra görüşerek, olumlu ya da olumsuz, bu işi çok uzatmadan neticelendirmek istiyorum. 15 Ekim'e kadar bir süre koyduk. Böyle bir ön protokol yaptık'' dedi.

Tekliflerine şu ana kadar olumsuz bir yanıt gelmediğini söyleyen İnan, ''Teklif ettiğimiz fiyat son derece makul. Bu kadar çok özelliği bir arada barındıran başka bir ada yok. Biz bu adayı 350 milyon dolara sattığımızda metrekaresi 900 dolara geliyor. Çünkü yaklaşık 400 bin metrekarelik bir adadan bahsediyoruz. İnsanlar diyor ki 35 milyon dolara aldınız 350 milyon dolara satıyorsunuz. 35 milyon dolara aldım, denk getirdim, kimsenin göremediğini ben gördüm, aldım'' diye konuştu.

İnan, Dubaili gruba toplamda 950 milyon dolarlık bir teklifte bulunduklarını, grubun burayı alması durumunda minimum 2 milyar dolarlık bir emtianın sahibi olacağını belirtti.

Projede 3 otel konsepti ile 100 metrekareden 800 metrekareye kadar özel koyları olan villalar bulunduğunu ifade eden İnan, ''Denizin üzerinde ay ve yıldız yapıp bunun üzerinde de 15 tane villa yapmayı planladık. Ayrıca denizin üzerine ay ve yıldızın iki yanına AB'yi simgeleyen 12 tane yıldız yer alacak. Adanın içinde bölgenin tarihini yansıtacak bir müze yapacağız. Ayrıca oranın yerlilerine zeytinyağı atölyeleri kurduracağız, oraya gelen misafirler kendi zeytinyağlarını kendileri o atölyelerde imal edecekler'' dedi.

''ÖNCELİĞİ DOĞRU İŞE VERECEĞİZ''

Fikret İnan, Garip Ada'ya İspanyolların da talip olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

''İspanya'da oteli olan bir kişinin bizimle görüşmek istediğine dair bilgi geldi. Biz de 'buyursun gelsinler, görüşelim' diye cevap gönderdik. Bu kişi adaya otel yapıp işletmek istiyormuş. 2 milyar dolar parası varmış. Önceliği doğru işe vereceğiz. Kim parayı çok verirse ona veririz gibi bir mantığımız yok. Keyif alabileceğimiz, keyifli çalışabileceğimiz grupla çalışacağız. 350'ye vermeyiz de 300'e veririz.''

Dubaili grupla ilk görüşmelerinin aslında Pera arazisi ile ilgili olduğunu, bu görüşmeler sırasında adanın şeyhin dikkatini çektiğini ve ada işinin ondan sonra gündeme geldiğini anlatan İnan, Perpa arazisiyle ilgili olarak da şunları belirtti:

''Perpa daha önce ihaleye çıktı ve iptal oldu. Şu adda boşta, ihale yok. Biz buraya teklif götüreceğiz. Perpa'nın yönetim kurulu başkanıyla görüştüm. Şu an herhangi bir taliplisi olmadığını, oturup bu konuyu görüşüp, değerlendirip, teklifimizin üzerine tekrar burayı ihale yapabileceklerini söylediler. Buranın 150 milyon dolar gibi bir rakama biteceğini öngörüyoruz. Orada mevcut yapılmış bir proje var fakat o proje biraz yorulmuş bir proje. Ben biraz daha kendi ruhumuzu yansıtacak proje yapmayı düşünüyorum. Yine otel olacak, residance ve AVM olacak.''

''İHALEYE HEM MADDİ HEM MANEVİ HAZIRLIK YAPMAYA BAŞLADIK''

Fiyapı olarak Ankara'daki Disneyland projesiyle de ilgilendiklerini belirten İnan, ''Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bu ay sonunda ihalenin gerçekleşeceğini söyledi. Şu an şartnamenin çıkmasını bekliyoruz. Bu ihaleye biz hem maddi hem manevi hazırlık yapmaya başladık'' dedi.

Fikret İnan, şunları kaydetti:

''Biz 1,5 yıldan beri Ankara'da arazi arıyoruz. Türkiye genelinde 100 bin konut üretme hedefimiz olduğunu, bunun İstanbul'dan sonra ikinci ayağının Ankara olacağını, Ankara'da da minimum 10 bin konut olmak kaydıyla bir proje başlayacağımızı defalarca zikrettim. Ama böyle bir arazi bulmak zor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, Disneyland projesini hayata geçireceğiyle ilgili basında yaptığı açıklamaları takip ettik. Bunun üzerine bölgede araştırma yaptık. İhalenin şartnamesi çıkmış değil ama alınan ön bilgilere göre arazi 3 bin 800 dönüm. Yaklaşık bin dönümüne Disneyland projesinin yapılması, geri kalan kısmına da ticaret ve konut imarının verilmesi planlanıyor. Arazinin Eskişehir yolu üzerinde olması da bizim işimizi kolaylaştırdı. Çünkü bizim arazi arayışımız da Eskişehir yolu üzerindeydi.''

Projenin Ankara'ya yeni bir heyecan ve yaşam tarzı getireceğini ifade eden İnan, projede yabancı ortak olmayacağını, projeyi belki bir inşaat firmasıyla birlikte yapmayı düşünebileceğini söyledi.

Fikret İnan, ''Burada 10 milyar dolarlık bir hacim olacağını düşünüyorum. 7 tane otel projesi, AVM'ler, caddeler, konutlar olacak. Proje, Rusya'dan, Ortadoğu'dan, Arap ülkelerinden bölgeye turistik ziyaretleri de çeker'' dedi.

''ZOR İLLERDE İŞ YAPACAĞIZ''

Bundan sonraki hedeflerinin yeni şehirler kurmak olduğunu söyleyen İnan, ''Kısmet olur Ankara'daki işi alırsak, Türkiye'nin 30 ilinde hep şehirlerin yanı başında yeni şehirler kurmayı planlıyoruz. 30 ilde yeni şehirler kuracağız. Anadolu, Güneydoğu ve Doğu bölgeleri... Zor illerde iş yapacağız. 30 ilde yapacağımız konutlar binin altına olmayacak, illerde bin ile 10 bin konutluk bantlar olacak'' diye konuştu.

Fikret İnan, böyle bir ihtiyaç bulunduğunu, insanlara yeni bir yaşam hevesi, bir heyecan yaşatmak gerektiğini söyledi. İnan, şunları belirtti:

''Kırşehir'de şu an bir arazi alıyoruz, 2 bin konut oraya yapacağız. Sakarya'da satın aldığımız arsanın planlamaları devam ediyor, 4 bin konut orada başlayacak. Bizim 10 yılda 100 bin konut hedefimiz vardı. Kısmet olup bu Ankara işi olursa bu hedefi biz yükseltmek zorunda kalacağız, 30 ili de baz alırsak bu minimum 100 binlik hedefimizi 150 bine çıkarmamız gerekecek. Çünkü Ankara projesinde 50 binin üzerinde bir konut çıkabileceğini düşünüyorum. Bitmiş ve devam edenlerle birlikte şu anda 8 bin 250 konut projemiz var.''

Yurtdışında iş yapmak kesinlikle istemediğini de söyleyen İnan, ''Türkiye'de yapacak çok iş var, niye ben gideyim başka ülkelerde iş yapayım. Diğer ülkelerde iş yapmak bana macera geliyor'' dedi.

''FİRMALARIN ELİNDE CİDDİ STOK VAR''
Gayrimenkul sektöründeki gelişmeleri de değerlendiren İnan, sektörde temmuz ve ağustos aylarını zayıf aylar olarak tabir ettiklerini, referandumun da bunu biraz daha gerdiğini söyledi.

İnan, ''Siyasetle ticaret karışıyor. Yatırımcı maalesef bir beklenti içerisinde. Referandumun evet geçmesiyle birlikte ben yatırımcıların hareket edeceğini düşünüyorum. Yazın vasat bir satış sezonu geçti, sonbaharı değerlendiremezsek kışın da vasat geçecek. Müteahhitlerin, firmaların elinde ciddi anlamda stok var'' dedi.

Türkiye'de son derece makul fiyatlarla konut satışları yapıldığını ifade eden İnan, ''Benim düşüncem her bölgede yüzde 25 gibi fiyatların yükselmesi lazım. Müteahhitlerin 'yaptığımız işin karşılığını alıyoruz' diyebilmeleri için yüzde 25 fiyatların artması lazım'' diye konuştu.

''SIFIR MALİYETLE BU YAPILIR''

Konut Kat Mülkiyet Kanunu'nun değişmesiyle Türkiye'de müthiş bir kentsel dönüşüm başlayabileceğine de işaret eden İnan, Kat Mülkiyet Kanunu'na göre bir binanın yakılıp yapılması için daire sahiplerinin tamamının onayının alınmasının şart olduğunu, ancak bunu sağlamanın mümkün olmadığını, bu durumu art niyetle kullananlar olduğunu, kanunda yüzde 70 çoğunluğun onayının yeterli olması şartı getirilmesi durumunda bu işin çözüleceğini belirtti.

İnan, ''Bir de yıkılıp yapılacak binalarda her ilçenin kendi planına göre emsallerin yüzde 20 artırılması lazım. Bütün bunlar olursa sıfır maliyetle bu yapılır. Oturanlara da hiç bir maliyet binmez, artı evinin değeri artar. Müthiş bir istihdam yaratır. Ayrıca her binaya kapalı otopark zorunluluğu getirilirse caddeler de boşalır. Referandum geçsin ben bu konuyu Sayın Başbakanımızla konuşup, teklifte bulunacağım. Bu direkt Sayın Başbakanımızın müdahale etmesi gereken bir konu'' diye konuştu. AA

 
Kaynak: HABERTURK/Ekonomi, 09 Eylül 2010 Perşembe