Muğla Mimarlar Odası üyesi Necati Sağır Çevre Bakanlığı'nın yeni çevre düzeni planını DHA'ya değerlendirdi: Büyük yatırımcı parselleri toplayacak, küçük yatırımcının turizm şansı kalmayacak. Milyonlarca yılda oluşan tarım arazileri amaç dışı kullanılacak. Knidos'un yanı başındaki marina, yapılaşma ve kirlilik getirecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nün, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi'ne ait yeni 1/25 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyon kararları tepki topladı. 1 Mayıs'ta askıdan indirilen yeni plan, küçük yatırımcının turizm yapmasını engelleyeceği öne sürüldü. Muğla Mimarlar Odası üyesi Necati Sağır, plan hakkında DHA’ya çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Daha önceki planda, turizm tesis alanlarında ifrazdan sonra oluşacak parsellerin 2 bin metrekareye yakın olacağı hükmünün yer aldığını hatırlatan Sağır, şöyle dedi:
BÜYÜK YATIRIMCI PARSELLERİ TOPLAR
"2 bin metrekarelik turizm tesis parsellerini oradaki yöre insanı, kendi başına bir turizm tesisi haline getirebilir. İmkanları buna el verir. Ama orada büyük turizm parselleri oluşturulursa ki planda bununla ilgili açıklayıcı bilgi yok. Yani, parselin sınırını söylemiyor. Bu alanlarda turizm bakanlığından belgeli proje olmadan tesis yapılayacağı vurgulanıyor. Kısacası yöre insanının turizm faaliyeti yapması engelleniyor. Çünkü yöre insanının, turizm bakanlığından tescilli turizm tesisi yapmaya maddi gücü yetmeyecektir. Yöre insanı buralarda, küçük parselleri sahipler. Bir iki dönümlük arazileri var. Eğer, 30 dönümlük bir otel parseli oluşturulursa, hisse sahiplerinin bir araya gelerek yatırım yapmaları söz konusu olmaz. Böyle olunca, büyük yatırımcı bu parselleri toplayacak. Yerli insan ister istemez arka plana gitmek zorunda kalacak. Bir kısmı belki arsalarını satacak."
DOĞAL SİTLER KORUNACAK
Planda arka kısımlar için de yeni bir anlayış getirildiğine dikkat çeken Sağır, yöre insanlarına, 'Agro turizmi' olarak nitelendirilen yeni tarıma dayalı turizm yapılması önerildiğini söyledi. Sağır, şöyle devam etti: "Bunun için de bir takım kolaylıklar getirilmiş. Plan esas itibariyle, yarımadaya girdiyi sağlayan turizm yatırımlarını, yöre insanının işletemeyeceğini öngörüyor. Doğal SİT alanlarının korunması planın olumlu yönlerinden birini oluşturuyor. Doğal SİT'lerde arazi kapatma peşinde koşanlar, istedikleri sonucu alamayacaklar."
"TARIM ARAZİLERİNE TESİS YAPILMASIN"
Kişisel olarak birinci derece tarım arazilerinde, turizm tesis alanlarının oluşturulmasına karşı olduğunu belirtirten Sağır, "Mesudiye Ovası, Palamutbükü Ovası ve Kızlanaltı milyonlarca yılda oluşan tarım arazileridir. Tarım arazilerinin imara açılması kadar yanlış bir durum olamaz" dedi. Sağır, Knidos Antik Kenti"ne çok yakın olan Bağlarözü"ne marina yapılacak olmasının kirlliğe ve yapılaşmaya neden olacağını da belirttti.
DATÇA’NIN DOĞAL GÜZELİKLERİ YAPILAŞMAYA AÇILACAK
Sağır, “Marina demek, yapılaşma demektir. Bağlarözü bu anlamda yapılaşmaya açılacaktır. Ve oranın doğal ve tarihi SİT özelliklerine darbe vuracaktır. Yine Knidos’un kuzey tarafından yer alan Değirmenbükü Mevkisi planda balıkçı barınağı olarak işlenmiştir. Orada herhangi bir yerleşim yoktur, balıkçı da yoktur. Barınağı neden olsun? Buradan başka bir anlam çıkarmak zorunda kalıyoruz. Acaba buraları birileri için yapılaşmaya mı açılacak sorusu akla geliyor” diye konuştu.
KARGI NEDEN ÖNEMLİ?
Datça’ya 5 kilometre mesafedeki Kargı Koyu bölgesinin de imara açılacağını ifade eden Sağır, “Çok bakir bir koy olan bu bölge, yerleşim alanı olarak planda işaretlenmiştir. Daha önce koruma bölgesi idi. Anıtlar Kurulu’na dayalı bir plan vardı. Bu plan ortadan kaldırıldı. 3 üncü derece arkeolojik SİT olma hasebiyle Kentsel SİT adı altında yerleşime açık hale getirilmiştir. Bu da oranın doğal sazlık, azmaklar, sulak alan ve aynı zamanda arkeolojik özelliklerine zarar veren bir durum yaratacaktır” dedi.
Türkiye genelinde 13 koruma bölgesinin bulunduğuna değinen Sağır, “Datça-Bozburun yarımadası da 13 bölgeden biridir. Doğal yaşamı ile korumaya uygun bir bölge olduğu için, korunacak miraslar listesine alınmıştır. Koruma planları, her şeye kapalı anlamına gelmez. Burada koruma ve kullanma prensibine uygun planlama ilkesi ile hareket edilmesi gerekir. Kullanma ve korumanın bir bütünlüğü olmalıdır. Öyle bir plan olmalı ki, hem kullanmaya hizmet edecek, hem de aynı zamanda da tabiat özelliklerini bozmayacak özellikte olmalıdır” diye konuştu.
Sağır, itirazların bakanlık tarafından değerlendirmeye alınacağını ve istekler doğrultusunda yeni bir düzenleme yapılacağını umut ettiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: Radikal, 05.05.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder