27 Kasım 2011 Pazar

Yalova Raif Dinçkök Kültür Merkezi

Emre Arolat Architects tarafından tasarlanan Raif Dinçkök Kültür Merkezi, Yalova'da bulunuyor.
Akkök tarafından inşa edilecek olan 'kültür merkezi'nin kentle kuracağı ilişkinin biçimi, bu tasarımın ana ölçütü olarak ortaya çıkıyor. Farklı mecralarda derinleştirilerek okunmaya çalışılan bir kentin ve onun kullanıcılarının, inşa edilecek yapıya karşı alacakları pozisyonun önemsendiği bu tasarım, "pırıltılı" bir yapının bu özgül yerde oluşturması söz konusu olan "baskı"dan uzak durmayı hedefliyor.
Çağdaş mimarlık söylemleri adına kolaylıkla düşülebilecek bir tuzak olarak neredeyse her an, her yerde beliriveren "buyurgan ve öğretici bir tasarım yönelimi"nden olabildiğince kaçınan yapı, arazinin batı yönüne çekilip en kenara yaslanarak önünde yer alacak olan "özel arboretum"a yer açıyor. Böylelikle inşa eden, kullanıcı'ya kültürün nasıl tüketileceğini "o" yere koyduğu yapı ile öğretmeye kalkmıyor. Tersine, söz konusu tasarım büyük ölçüde bir "ucu açıklık" içeriyor.
Yapı, tıpkı bulunduğu coğrafyada inşa edilen eski köşkler gibi suyun üzerine inşa edildi. Su şehri Yalova'da, kültür merkezinin kullanıcıları hem dışta, hem de iç alanda suyun serinletici etkisinden yararlanıyor.
Yapı içinde yer alan kitleler, farklı işlevlere göre ve tam kendilerine gereken ölçülerde biçimleniyor. Farklı kotlarda bağlantı noktaları oluşturan bu kitleleri birbirine bağlayan "gezinti rampası", ziyaretçinin gündelik hayatını bir nebze renklendirmeyi deniyor.
"Gezinti rampası"nın, Yalovalı'nın serbestçe girebileceği, iç kitlelerin yüzeylerinde yer alan ve her 3 ayda bir değişen "dijital medya sergileri"ni farklı kotlarda bulunan müze ve yerleştirmeleri izleyebileceği, kafe ve lokanta işlevlerinden yararlanacağı bir "iç sokak" olarak kentin sosyal hayatına girmesi bekleniyor.
Yapının dolaşım kurgusu, içinde farklı işlevlerin fragmanter kapalı kitleselliklerini barıdıran 'kozmik' bir fanus ile onu saran kentsel "arayüz" -interface- üzerinden biçimleniyor. Kentsel "arayüz" -interface- belirli ölçüde paslanmış ve pası özel bir kimyasal ile dondurulmuş metal plakalardan oluşuyor. Basit delikli sacdan imal edilecek olan metal plakalar, içten dışa doğru bakışın anlamlı olduğu yüzeylerde "plise" hale dönüşerek dış alana farklı perspektifler sunuyor. Diğer yüzeylerdeki "perforasyon" ise bir "tül perde" etkisi sağlıyor.

Kaynak: Arkitera - 25.10.2011

35. Sokak Hızla İlerliyor

Akşan Yapı'nın İzmir'de geliştirdiği 35. Sokak projesinin inşası hızlı bir şekilde ilerliyor.

Teğet Mimarlık tarafından tasarlanan, hafif çeliğin kullanıldığı 35. Sokak, çıkış noktasını müstakil konut kavramından alıyor.
Haberde kullanılan fotoğraflar Teğet Mimarlık'ın Facebook sayfasından alınmıştır.

Kaynak: Arkitera - 27.10.2011

İzmir-Çeşme Kentsel Tasarım Projesi

TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından düzenlenen 2010-2011 Şehir ve Bölge Planlama Öğrencileri Bitirme Projesi Yarışması sonucu ikincilik ödülünü alan proje.
Selçuk Üniversitesi'nden Mürsel Kartal'ın İzmir İli, Çeşme ilçesi için geliştirdiği turizm odaklı planlama ve kentsel tasarım projesinde, 1/25.000 Kent Bölgesi Gelişim Planı, 1/5.000 Strüktür Planı ve 1/1.000 Kentsel Tasarım Projesinin yanısıra kentsel müdahele alanları, örgütlenme modeli ölçeğinde çalışmalar yapıldı.


Kaynak: Arkitera - 06.10.2011

Mi'Marin Dalyan

Denize sıfır, butik villalardan oluşan Mi'Marin Dalyan Villaları, Çeşme'nin güzel koylarından biri olan Dalyan'da hayat buluyor.
Mahir&Ekin Vural İnşaat, Sungur İnşaat ve Norm Group'un ortaklığında kurulan SUV Yapı, Mi'Marin projelerinin yenisi, Mi'Marin Dalyan Villaları'nı, Çeşme-Dalyan'da 2012 Haziran'ında sahiplerine teslim ediyor.
Mi'Marin Dalyan'da villaların her biri, arsanın doğal kot farkından yararlanılarak, tüm yaşam alanları denize hakim olacak şekilde tasarlanmış. Dalyan Yat Limanı ve adalar manzarasına sahip projede villalar, 1'er dönümlük parseller üzerinde konumlanıyor.
Site anlayışından öte tek villa mantığıyla planlanan Mi'Marin Dalyan Villaları'nın kendine ait geniş bahçeleri, güneşlenme terasları ve müstakil yüzme havuzları bulunuyor.


Kaynak: GAZETEPARC - 27.09.2011

Urla Kent Meydanı ve Ticaret Merkezi Projesi

Geleneksel yerleşme dokusunun izlerini taşıyan küçük ölçekli bir yerleşme Urla. Geleneksel yaşamın kısmen sürdüğü, son yıllarda çeperinde kurulan yeni konut alanları ile kullanıcı profili çeşitlenen bir sosyal yapıya sahip. Kentin merkezinde / kalbinde araç trafiğini, otopark sorununu çözmek ve kentlinin dinlenme, gezme, sosyalleşme, alışveriş yapma gibi eylemlerini gerçekleştireceği bir kent mekanı tasarlandı. Urla kentsel ölçeğiyle uyumlu, çağdaş yaşamın mekansal ve estetik dilini yansıtan bir tasarım yaklaşımı benimsendi. İki katlı yer altı otoparkı üzerinde farklı kotlardan yaklaşılan ticaret merkezi / çarşı, alanın çeperindeki sokaklarla beslenen ve besleyen dükkanlardan oluşuyor. Çarşı birimleri meydan kotunda da kentsel mekanı tarifliyor, sarıyor. Meydan da yerel dokudan referans alınan, su öğesi ve doğal peyzaj elemanı olarak çınar ağaçları kullanıldı. (Arsa Alanı: 18.700 m2)


Kaynak: ARKIV - 04.11.2011

İşadamlarına ücretsiz destek veren patronlar

Girişimcilere müşteri buluyorlar, ithalat-ihracat yapacaklara ücretsiz destek veriyorlar
Özbey Men/Para Dergisi
Belize’den Cook Adaları’na, Jamaika’dan Sierra Leone’ye Türkiye’de 123 ülkenin 268 fahri konsolosu var. İş dünyasının yakından tanıdığı bu isimler, konsolosu oldukları ülkeyle Türkiye arasında köprü görevi görüyorlar…
Türkiye siyasi ve ekonomik ilişkilerde birçok ülkeyle sağlam köprüler kurmuş durumda. Hatta bu ilişkileri daha da güçlendirmek amacıyla özellikle çevre ülkelerle son dönemlerde vizeleri bile kaldırdı. Dış ticaretin rahatlıkla yapılabilmesi için 16 ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzaladık. Aralarında Hırvatistan, Güney Afrika ve Meksika’nın da bulunduğu 10 ülkeyle de müzakereler sürüyor.
Türkiye’nin dış dünyayla siyasi ve ekonomik ilişkilerinin gelişmesinde hiç kuşkusuz bu ülkelerin Türkiye’de bulunan fahri konsoloslarının da büyük payı var. Türkiye’de ABD ve Avrupa ülkelerinin yanı sıra Bolivya’dan Singapur’a, Fildişi Sahili’nden Uruguay’a 123 ülkenin tam 268 fahri konsolosu bulunuyor. Hatta bu ülkeler arasında Büyük Okyanus’un güneyinde 15 küçük adadan oluşan Cook Adaları ile yine aynı bölgede 990’a yakın adadan oluşan Solomon Adaları bile var.
İş dünyasının yakından tanıdığı bu isimler, konsolosu oldukları ülkeyle Türkiye arasında köprü görevi yapıyorlar. Çoğu vize vermeden tutun da siyasi konulardaki müzakerelere katılmaya kadar birçok yetkiye sahip. İşte 123 ülkeyi Türkiye’de temsil eden diplomat patronlar….
AHMET AKBALIK
MAKEDONYA
Özak Global Holding’in patronu Ahmet Akbalık’a bu görevi 2008 yılında Makedonya dışişleri bakanı Ankara’ya bizzat gelerek kendisi vermiş. Akbalık bu ülkenin Antalya Fahri Konsolosu olarak görevlendirilmesinin gerek iş dünyası, gerekse sivil toplum kuruluşlarında aktif olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili olan Akbalık, daha birçok kuruluşta görev yapıyor. Akbalık, Makedonya’nın Ankara Büyükelçisi ile tesadüfen tanıştığını ve bu teklifin büyükelçiden geldiğini belirtiyor.
Özak Tekstil ve Ela Quality Oteli’nin sahibi olan Özak Global Holding’in yıllık cirosu 300 milyon dolar civarında. Ahmet Akbalık, Yugoslavya’nın dağılmasından sonra kurulan Makedonya’nın Türk işadamları için büyük fırsatlar barındırdığını belirtiyor. Makedonya hükümetinin bu ülkede yatırım yapacak Türk şirketlere ciddi kolaylıklar sağladığını vurguluyor:
“Avrupa’nın ortasında olmasından dolayı stratejik öneme sahip bir ülke. TAV’ın, Şişecam’ın yatırımı var. Halk Bankası orada şube açtı. Birçok Türk şirketi de bu ülkeyle ticaret yapıyor. İkili ilişkilerimizi geliştirmek için gayret gösteriyorum.”
MUSTAFA ÇIKRIKÇIOĞLU
BELİZE
Demir çelik ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren Metalsaç’ın patronu Çıkrıkçıoğlu, bu ülkenin İstanbul fahri konsolosluğu görevine geçen yıl atanmış. Bu görevi üstlenmesi bir arkadaşının aracılığıyla olmuş. Çünkü bu arkadaşı Belize başbakanının yakın dostuymuş. Çıkrıkçıoğlu, bu arkadaşının tavsiyesi üzerine bu görevin kendisine teklif edildiğini belirtiyor.
Orta Amerika’da bulunan Belize, tarıma dayalı bir ekonomiye sahip. Türkiye ile dış ticareti yıllık sadece 4 milyon dolar. Çıkrıkçıoğlu, bu rakamı artırmak için ihracatçı firmalara Belize’yi tanıtmaya çalışıyor. TİM Başkan Vekili olan Çıkrıkçıoğlu, Çelik İhracatçıları Birliği’nde de Başkan Yardımcısı.
Abdullah Gül Üniversitesini Destekleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı olan Çıkrıkçıoğlu, Süleyman Şah Üniversitesi’nde de Mütevelli Heyeti Üyesi.
Türkiye ile Belize arasında her hangi bir sorun olmadığını belirten Çıkrıkçıoğlu, Belize’nin Türk vatandaşlarından vize istemediğini, Türkiye’nin de vizeyi kaldırması gerektiğini vurguluyor:
“Bu konuda yetkililerle temasa geçtim. Ekonomik ilişkilerimiz az da olsa her yıl artıyor. Türkiye bu ülkeye tekstil ve makine satıyor. Demir çelik, hububat, konfeksiyon da satabiliriz. Belize tatil cenneti bir ülke. Turizm potansiyeli çok yüksek.”
İSMAİL KISACIK
ETİYOPYA
Taha Holding Genel Koordinatörü Kısacık, Doğu Afrika ülkesi Etiyopya’nın 3 yıldır İstanbul Fahri Konsolosu. LC Waikiki markasının sahibi olan grubun yıllık cirosu 200 milyon doları buluyor. Kısacık’a bu görev Etiyopya’nın Ankara Büyükelçisi tarafından teklif edilmiş. Bunda Kısacık’ın Başkan Yardımcısı olduğu TUSKON’un Afrika ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek üzere gerçekleştirdiği faaliyetler etkili olmuş. İSO Meclis Üyesi de olan Kısacık, fahri konsolos olarak bu ülkede yatırım yapmak isteyen Türk işadamlarına yardımcı olduklarını belirtiyor. Kısacık’ın yetkileri arasında vize vermek ise yok. Kısacık, bu ülkeyle Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin son 5 yılda canlandığını belirtiyor:
“Etiyopya’da yatırım izni alan Türk firmaların sayısı 238’e, yapılan yatırım tutarı ise 1.6 milyar dolara ulaştı. Fakat bu ülkedeki yabancı yatırımlar içinde bizim oranımız yüzde 3 civarında. Dış ticaretimiz ise 236 milyon dolar. Bunun karşılıklı artması için fuarların ve ticaret heyeti gezilerinin artırılması gerekiyor.
İSHAK ALATON
GÜNEY AFRİKA
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, 1996 yılından bu yana fahri başkonsolos. 1994 yılında Güney Afrika devlet başkanlığına getirilen Nelson Mandela’nın İstanbul’la birlikte dünyada 12 şehirde konsoloslukları kapatması üzerine bu görev fahri olarak Alaton’a teklif edilmiş, Güney Afrika’nın Türk vatandaşlarından vize istememesi nedeniyle de Alaton bu teklifi kabul etmiş. Taahhüt, enerji, turizm gibi birçok farklı sektörde faaliyet gösteren Alarko Holding’in 2010 yılı cirosu 1.2 milyar TL. İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi geçen yıl 1.3 milyar dolar olarak gerçekleşti. İshak Alaton, Güney Afrika’da iş yapmak isteyen işadamlarına en az 10 yıllık bir strateji belirlemelerini ve uzun vadeli plan yapmalarını öneriyor. Güney Afrika Cumhuriyeti 1 aydan az kalacak turistlerden vize istemiyor. Vize işlemleri büyükelçilik tarafından veriliyor. Ancak gerekli formlar fahri başkonsolosluktan da temin edilebiliyor. TESEV kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Alaton, Açık Toplum Vakfı’nın da kurucusu.
TAMER TAŞKIN
GÜNEY AFRİK
Güney Afrika’nın İzmir Fahri Başkonsolosluğunu 1992 yılından bu yana yürütüyor. Bu ülkenin tanıtımı amacıyla yaptığı çalışmalardan dolayı bu göreve getirilmiş. Otomotivden savunma sanayine kadar çeşitli şirketlere ışıl işlem hizmeti veren İstaş-Bodycote ile endüstriyel yağ üreticisi petrofer’in yönetim kurulu başkanı olan Taşkın, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın başkanlığını da yürütmüş bir isim. Halen Türk-Afrika İş Konseyi Koordinatör Başkanı.
Tamer Taşkın, Türk Hava Yolları’nın Johannesburg ve Cape Town’a direkt seferlerinin olması sayesinde iki ülke ticari ilişkilerinin giderek arttığını söylüyor. Ancak Türkiye’nin bu ülkeyle halen ikili anlaşmalarının olmadığını vurguluyor. Taşkın, ekim ayında Ankara’da yapılacak KEK toplantısının bu açıdan önem taşıdığını ifade ediyor:
“Afrika’da Türk mallarına olan güven çok yüksek. Türk mallarını Avrupa kalitesinde ama yüzde 20 daha ucuz diye tarif ederler. Fakat bu avantajı aramızda ikili anlaşmaların olmaması nedeniyle kullanamıyoruz. Giden mallarımız Afrika’da gümrük vergilerinin çok yüksek olması nedeniyle gümrük kapılarında bitiyor.”

25 Kasım 2011 Cuma

Gayrimenkulde yeni yatırım alternatifi condo otel!

Otel odalarının satışının önünü açan düzenleme için Turizm Bakanlığı bilgi topluyor

Gayrimenkul sektöründe 26 yıllık bir tecrübe Ömer İsvan. Oxford'dan sonra İngiltere'deki Surrey Üniversitesi'ne gitmiş, 26 yaşında Sheraton'a genel müdür olmuş. 33 yaşında da Londra'da kendi şirketi Servotel'i kurmuş.

Entegre gayrimenkul danışmanlığı veren ve uluslararası piyasada lider şirket haline gelen Servotel, inşaat ve tedarik hariç, gayrimenkul projelerinde yatırımın yapılıp yapılmamasından nasıl yapılacağına, satıştan tasarıma kadar her aşamada işin anahtar oyuncusu. 42 ülkede deneyimi olan ve Hilton Worldwide'dan Intercontinental Hotels Group'a kadar dünyanın en büyük oyuncularıyla çalışan Servotel, Türkiye'de 2002'de ofis açmış ve Kemer Country, Kanyon, Sapphire, BodrumKempinsky, Levent Loft gibi onlarca projeye danışmanlık yapmış. Rezidans kavramıyla Türkiye'yi tanıştıran ve “butik otel” kavramının isimbabası olan kişi de Ömer İsvan. Yılda 35-40 seçilmiş projeye hizmet veren İsvan, son dönemde Türkiye'yi “condo otel” diye bilinen yeni bir kavramla tanıştırmak için çalışıyor.

2.5 MİLYAR EURO BEKLİYOR
Gayrimenkulde yeni yatırım alternatifi olarak condo otelin öne çıkacağını ifade eden İsvan, “Türkiye’ye girmek isteyen pek çok yabancı şirket var. 2.5 milyar Euro'luk yatırımbekliyor. Bunların önemli bir kısmı da condo otel için beklemede. Ancak şu an Türkiye'de bu sistemi çalıştırmakmümkün değil” diyor. Condo otel kavramını, otel odalarının bireysel yatırımcıya satılması ve kiralamadan gelen gelirin paylaşılması şeklinde kısaca açıklayan İsvan, yasalarla ilgili kısmı şöyle anlatıyor: “Türkiye'de bunu yapmak isteyen oldu. Ancak tapuda sorun çıktı. Turizm imarlı arsaya otel yapılıyor; konut değil. Odaları sattığında tapu veremiyorsun. Kişiler ancak otel hissedarı oluyor. O da işinmantığına ters. 32metrekare bir odanın tapusunu çıkarabilmeliyim. Önünü açabilmek için Turizm Bakanlığı ile görüşüyoruz. Bizden condo otel nedir, dünyada pazar ne durumda gibi bilgiler içeren bir çalışma istedi; verdik. Yabancı ilgisini söyledik. Çalışmalar sürüyor.”

ABD’den Avrupa’ya yayıldı
* Condo otel, 1970'lerin sonunda ABD'nin Güney Florida bölgesinde doğan ve önce bu ülkede yayılan bir konsept
* Önceleri tatil bölgelerinde çok kullanılan konsept, 2000'li yıllara gelindiğinde yapılan yeni düzenlemeyle New York, Chicago, Los Angeles gibi büyük şehirlerde de Ritz Carlton, Four Seasons, Trump, Hilton gibi uluslararası markaların öncülüğünde yayılmış.
* ABD'de 100 kadar condo otel var ve odaların fiyatları 100 bin ile 1 milyon dolar arasında değişiyor. Özellikle otel ihtiyacının olduğu ve doluluk oranları ile oda fiyatlarının yüksek olduğu, arazi alıp tek başına yatırım yapmanın pahalı olduğu yerlerde öne çıkıyor. * İki farklı türü var: Birinde otel odası olarak yapılan ünitenin, ikincisinde ise otel odasından büyük olan ve mutfak ile çamaşır odası dahil, ev gibi tefrişlenen ünitenin sahibi olunabiliyor.
* Her ikisinde de odanın sahibi yıl içerisinde istediği tarihte 30 gün kullanım hakkına sahip oluyor. Geriye kalan dönemlerde oda, işletmeci tarafından otel müşterisine kiralanıyor. Sizin adınıza işletilen bu odanın gelirinin yüzde 50'si ile 70'i arasında bir oranı, işletmeci kendi masraflarını düştükten sonra size kalıyor.
* Odanın sahibi 30 günden fazla kalmak isterse, normale göre daha düşük bir ücret ödeyerek bu haktan faydalanabiliyor.
* Avrupa'da öncelikle kayak merkezleri ve Akdeniz çanağında uygulanan sistem, yıllık yüzde 3-4 bandında getiri sağlıyor; ancak gelişmekte olan Türkiye pazarında bu oranın yüzde 6-7'yi geçmesi öngörülüyor.

Kaynak: Haber Türk - Ekonomi, MENEKŞE ATASELİM, 23.01.2011

15 Kasım 2011 Salı

Akşan Yapı, depremde yıkılan ilköğretim okulunu inşa edecek

Akşan Yapı, Van depreminde hasar gören Yeşilsu Köyü İlköğretim Okulunu yeniden inşa edecek

Akşan Yapı, Van depreminde hasar gören Yeşilsu Köyü İlköğretim Okulunu yeniden inşa edecek.
Akşan Yapı'dan yapılan açıklamada, protokolün Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker şahitliğinde Van Valisi Münir Karaloğlu, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Van il Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır ile Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şimşek tarafından imzalandığı belirtildi.
Açıklamada, bu okulda Yeşilsu Köyü, Yabalı Köyü, Dağönü Köyü, Özyurt Köyü ve Halkalı Köyü'nden gelecek 320 öğrencinin eğitim alacağı kaydedildi.
Depremde yıkılan Yeşilsu Köyü İlköğretim Okulu'nun yerine Akşan Yapı A.Ş. tarafından yaptırılacak olan 8 derslikli ilköğretim okulunun çelik yapı sistemi kullanılarak inşa edileceği ifade edildi.
Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, deprem konusuna ancak pozitif bilimin çözüm üretebileceğinin bir kere daha anlaşıldığını belirterek, ''Hepimizi üzüntüye boğan Van depreminden sonra şimdi neler yapılabileceği üzerinde düşünmenin zamanı gelmiştir. Değiştiremeyeceğimiz gerçek, ülkemizin büyük bir bölümü aktif deprem bölgesi olmasıdır. Biz de Akşan Yapı olarak kendi projelerimizde olduğu gibi Yeşilsu İlköğretim Okulu'nu depreme karşı dayanıklı olması için çelik yapı sistemleriyle inşa ederek, Şubat ayı sonuna yetiştireceğiz'' dedi.

Kaynak: Hürriyet Ekonomi - 11.11.2011

Komşuda satılık kelepir şirketler

Ekonomik krizin pençesindeki Yunanistan’da kamu ve özel sektöre ait yüzlerce işletme ve gayrimenkul satılık. Üstelik değerlerinin çok altında.

Ekonomik krizin pençesindeki Yunanistan’da kamu ve özel sektöre ait yüzlerce işletme ve gayrimenkul satılık. Üstelik değerlerinin çok altında. Bunlar arasında Atina ve Selanik havalimanları, Pire Limanı, Yunan telekomu OTE gibi devler de var...
BORÇ batağına giren Yunanistan’ı kurtarmak için ilk adım atıldı. Geçen hafta Brüksel’de Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel başkanlığında yapılan toplantıda, Yunan devlet tahvillerinden yüzde 50 zararı kabul etmeleri için özel bankalar ve sigorta şirketleriyle anlaşmaya varıldı. Böylece komşunun 330 milyar euro olan borcu 100 milyar euro azalacak ve borcun gayri safi yurtiçi hasılasına (GSYH) oranı yüzde 160’tan 2020 yılına kadar yüzde 120’ye inecek.
Maaşların 1 yıl içinde yüzde 15 oranında gerilemesi nedeniyle halkın sokaklara döküldüğü Yunanistan’daki derin ekonomik kriz, haliyle şirketleri de felç etmiş durumda. Şu anda gerek kamunun gerekse özel sektörün elindeki yüzlerce şirket satılık. Üstelik bu şirketlerin değerlerinin ortalama olarak yüzde 20 gerilediği belirtiliyor.
Bilindiği gibi, komşunun ekonomisi ağırlıklı olarak turizm ve hizmet sektörüne dayalı. Ülkenin gayri safi milli hasılasının (GSMH) yüzde 15’ini turizm sektörü oluşturuyor. Yaklaşık 17 milyon turistin geldiği ülkenin yıllık turizm geliri 10 milyar euro’yu buluyor. Bunun 900 milyon euro’sunu oteller elde ediyor. Ülkeyi ziyaret edecek turist sayısının 2014 yılında 50 milyonu geçeceği tahmin ediliyor. Yunanistan’da tam 9 bin 732 otel var. Bunların yatak kapasitesi 763 bin. Bu otellerin yüzde 14’ü 5, yüzde 26’sı da 4 yıldızlı. Otellerin yüzde 21’i Girit Adası’nda faaliyet gösteriyor. Anakarada bulunanların oranı ise yüzde 12.
Yunanlı turizmciler sadece Akdeniz çanağı değil çevre ülkelerde de etkin durumdalar. Örneğin, Yunanlı şirketlere ait otellerin yüzde 14’ü Makedonya’ya gelen turistlere hizmet veriyor...
KELEPİR OTELLER
Yunanistan turizm sektörüyle ilgili birkaç veri daha aktaralım. Ülkede otel zinciri sahibi 60 şirket var. Bu şirketlere ait otellerin gayrimenkullerin toplam değeri 3.9 milyar euro olarak hesaplanıyor. Ancak söz konusu 60 şirket toplamda 2 milyar euro borçlu. Bu firmaların faiz, amortisman ve vergi öncesi karları (FAVÖK) sadece 188 milyon euro. Yani bu borcu ödemeleri zor görünüyor. Bu yüzden de komşudaki otellerin neredeyse tamamı şu anda değerlerinin altında satılıyor.
Yunanistan’da satılık olan sadece oteller değil elbette. Gıda sektöründe de el değiştirecek yüzlerce firma var. Bunların bir bölümünü ağırlıklı olarak levrek ve çupra yetiştirilen balık çiftlikleriyle balık işleme tesisleri oluşturuyor. Konserve, unlu mamuller, zeytinyağı, çikolata, şekerleme ve kurutulmuş meyve üreten tesisleri de satılacaklar arasında. En karlı Yunan firmaların yüzde 25’inin gıda ve içecek sektöründe faaliyet gösterdiğini hatırlatalım.
ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ HIZLANDI
Öte yandan, kamu sektöründe de ciddi bir özelleştirme bekleniyor. Hatta Yunan hükümeti, kamuya ait işletmelerle birlikte aralarında kiliseye ait arazilerin bulunduğu birçok gayrimenkulün satışıyla ilgili de karar almış durumda. Gerek özelleştirme sürecini gerekse satışa çıkarılan özel sektör şirketlerini yakından takip edenlerden biri de şirket satın alımlarına veya ortaklıklara aracılık yapan Daruma Kurumsal Finans... Birçok Türk şirketin yabancı fonlarla ortaklığını gerçekleştiren Daruma’nın yönetici ortağı Özkan Yavaşal, kamunun özelleştirme için açıkladığı takvimi öne çektiğini, aralarında Atina ve Selanik havalimanları ile Pire Limanı’nın da bulunduğu işletmelerin çoğunun 2012 yılında özel sektöre devredileceğini belirtiyor. Bu devler arasında OTE (Yunan telekomu), Trainose (demiryolu işletmeleri), Depa ve Desfa (doğalgaz dağıtım şirketleri) de var. Yavaşal’a göre bunların satın alınması konusunda Türk şirketleri daha şanslı:
“Avrupa’daki firmaların çoğunun sıkıntı içinde olduğunu düşünürsek Türk girişimciler için elverişli bir ortam olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Türk işadamları bu tür kriz ortamlarına alışkın. Bu firmaları satın alarak Türkiye’deki faaliyetleriyle sinerji yaratabilirler. Satın alımlara aracılık yapan Yunanistan’daki kurumsal finans şirketleriyle işbirliği içindeyiz. Şu ana kadar satılan şirket olmadı. Bu operasyonlara kredi bulma konusunda da hizmet veriyoruz. Dış ticaret yapan, büyümek isteyen firmalar için kesinlikle kaçırılmayacak bir fırsat.”
Peki Yunan bir şirketi satın almanın ne gibi avantajları var? Yavaşal, bu konuda şunları söylüyor: “Yunanistan’da şirket satın aldığınızda üreteceğiniz ürünler Made in Europe (EU) etiketi taşıyacak. Bu avantajla hem Avrupa hem de uluslararası pazarlara daha kolay girilebilir. Yunan firmaları Makedonya, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerde etkin. Özellikle bu pazarlara girmek kolaylaşır.”
GÖZLER KEK TOPLANTISINDA
Yunanlılar tüm bu şirketleri satmakta kararlı ancak ülkede kaos ortamının sürmesi nedeniyle Türk firmaları muhatap bulmakta zorlanıyor. Ancak bu belirsizliğin kısa bir süre sonra sona ermesi bekleniyor. Çünkü iki ülke arasında önümüzdeki ay Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı var. Toplantının İstanbul veya İzmir’de yapılması planlanıyor.
Türk-Yunan İş Konseyi Başkanı Selim Egeli, birçok Türk şirketin Yunanistan’da tesis satın almak istediğini, KEK toplantısında Yunanlı ilgili bakanlardan kendilerine yol göstermelerini isteyeceklerini söylüyor. Egeli, Türk firmaların daha çok kamu şirketleriyle ilgilendiklerini de açıklıyor:
“Örneğin Bagfaş, daha önce Kavala yakınlarında bulunan bir gübre fabrikasını almak istemişti. Bu ilgileri devam ediyor. Sanayi kuruluşları az fakat bunların içinde 4-5 rafineri ve alüminyum fabrikaları da var. Bu şirketler Türkiye’ye de mal satıyor. Satın alınacak araziler üzerinde alışveriş merkezi, marina, otel yapmak mümkün. Yunanistan’daki şirketlerle Katarlılar da ilgileniyor. Ayrıca Almanya, Fransa, İtalya gibi alacaklı ülkelerdeki bankalar da ilgili.”
Şirket satın alırken bunları unutmayın!
* Satın alacağınız şirketlerin mevcut yöneticilerini işin başında tutmaya devam edin.
* Çoğunluk hisseyi alıp, yerel bir firmayla ortaklık kurun.
* İşçi çıkarma devlet tarafından sınırlandırılmış durumda. Bunu mutlaka göz önünde bulundurun.
* Avrupa Birliği üyeliği olanaklarını ve teşviklerini kullanın.
* Konunun uzmanı danışmanlar kullanmayı ihmal etmeyin.
* Kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranları Türkiye’ye benziyor.
* Türkiye’den Yunanistan’a işçi götürülemiyor. Ancak bu sorunu Bulgaristan, Romanya, Polonya gibi ülkelerden götürerek çözebilirsiniz.
* Ziraat Bankası’nın Atina ve Gümülcine’de şubesi var. Selanik’te de açılması planlanıyor.
Özelleştirilecek kamu kuruluşları
Depa, Desfa (Doğalgaz dağıtım şirketleri)
Atina ve Selanik havalimanı işletmeleri
Pire ve Selanik limanları
Trainose (Demiryolu işletmeleri)
Odie (At yarışı bahis şirketi)
Elp (Ulusal petrol şirketi)
Eydap (Atina su işletmesi)
Eyath (Selanik su işletmesi)
Elbo (Ulusal otomotiv şirketi)
PPC (Elektrik dağıtım şirketi)
Larco (Ulusal metalurji işletmesi)
OTE (Yunan Telekom şirketi)
Elta (Posta işletmeleri)
Eyath (Selanik su işletmesi)
OPAP (Spor müsabaka şans oyunları ve bahis)
Ulusal piyango işletmeleri
Satılık özel sektör şirketleri
Cosmote (GSM operatörü)
Forthnet (Telekom operatörü ve internet servis sağlayıcı)
Aegean, Olympic (Sivil havayolu şirketleri)
Vivartia (Yunanistan’ın en büyük gıda şirketi)
Hygeia (Hastane grubu)
Attica (Feribot operatörü)
Sigorta şirketleri
Gemi taşımacılığı ve armatörlük şirketleri
Finans kurumları ve bankalar

Kaynak: Patronlar Dünyası (Para Dergisi -  Özbey Men) - 11.11.2011

Yeni fabrikalar Tire'yi uçuracak

Önümüzdeki bölgede en az 20 tesisin daha kurulması planlanıyor. Bu yıl 250 kişiye yeni istihdam sağlayan bölge, gelecek yıl da en az 500 kişiye imkanı sunacak

Son dönemde süt ürünleri üretiminin merkezi haline gelen Tire Organize Sanayi Bölgesi, (TOSBİ) bu yıl yaklaşık 100 milyon dolarlık yatırıma ev sahipliği yaparken, 2012'de kurulacak yeni tesislerle yatırım miktarını 3'e katlayacak. Bu yıl 250 kişiye yeni istihdam sağlayan bölge gelecek yıl da en az 500 kişiye imkanı sunacak. Halen 48 fabrikanın üretim yaptığı, 7 tesisin inşaatının sürdüğü ve 23 firmanın yatırım başvurusu yaptığı Tire Organize Sanayi Bölgesi'nde (TOSBİ) önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün de katılacağı belirtilen törenlerle üretime başlayan Tirenda Enerji, Reha Süt Ürünleri, Tire Süt Kooperatifi, Dinamik Isı ve Avilo Zeytinyağları tesislerinin resmi açılışı gerçekleştirilecek.

ZİRVE YAPACAK
TOSBİ'deki yatırım atağının 2012'de zirveye çıkması bekleniyor. Bölgede 2012 yılında en az 20 tesisin daha kurulması planlanıyor. 2011 yılında 100 milyon dolara yakın yatırım yapılan bölgede, 2012 yılında 20 firmanın 300 milyon dolara yakın yatırım yapması bekleniyor. Pehlivanoğlu 75 bin metrekarelik alanda paketleme tesisinin temelini atarken, Gürsüt de süt ürünleri tesislerini kuracak.

LOJİSTİK AVANTAJ

Yine gelecek yıl Alman treyler devi Krone'nin de Doğuş Grubu'yla birlikte daha önce inşa ettiği fabrikada üretime geçmesi bekleniyor. Ayrıca bölgede, önümüzdeki yıl Üniteks Tekstil, Bilgin Yağ Sanayi, Tire Özsan Tarım, Bozetto Kimya, Ne-Kar Çelik, Kopüs Plastik, Torun Plastik, Defne Tarım, Mertsel Ecza Depoları, Mega A.Ş, Disera Tıbbi malzemeler ve Kırıkkaya Gıda'nın da yatırıma başlayacağı belirtildi. Bölge tamamlandığında 211 fabrikası ile 15 bin kişiye istihdam sağlayacak. Halen 2 bine yakın kişinin çalıştığı bölge, demiryolu taşımacılığı avantajı, elektrik üretim santralı ve İzmir'e yakınlığı ile de yatırımcılarına lojistik ve düşük maliyetli üretim avantajı sağlıyor.

HER KOLAYLIK VAR

Başvurudan itibaren üretim tesislerinin 1 hafta içinde kurulmaya başlanabileceği bölgede yatırımcılara her türlü kolaylığı sağladıkladını dile getiren TOSBİ Yönetim Kurulu Başkanı Metin Akdaş, yılbaşına kadar metrekare satış fiyatlarının da 28 euro olacağını söyledi. Süt ürünleri üretiminde artık bir merkez haline geldiklerini ve İzmir'e yakınlığı ve lojistik avantajları ile yatırımcıların dikkatini çektiklerini vurgulayan Akdaş, "Kısa süre içinde bölgemizde 5 yeni tesisimiz hizmete girecek. Bakanlarımızla birlikte açacağımız tesisler 2012 yılı için umudumuzu daha da artıracak. Bu yıl yeni tesisler ve mevcut fabrikaların ek yatırımları ile bölgeye yaklaşık 100 milyon dolara yakın yatırım yapıldı. Önümüzdeki yıl bölgeye 20 yeni tesisin daha kurulmasını bekliyoruz. Bunlar için de en az 300 milyon dolarlık yatırım öngörüyoruz. 2012'de yatırımları 3'e katlayarak, en az 500 kişiye daha istihdam sağlamanın mutluluğunu yaşacağız" dedi.

TEŞVİK SİSTEMİ

Son 2 yılda dünyada yaşanan kriz ortamı ve Manisa'ya sağlanan teşvik avantajları nedeniyle yatırımcı çekmekte zorlandıklarını, buna rağmen yatırımların devam ettiğini ifade eden Akdaş, 2012 yılı başında değişeceğini umdukları teşvik sistemi ile yatırım hızının daha da artacağını vurguladı. En azından OSB'lere yatırımın kolaylaştırılması yönünde adımlar atılacağını düşündüklerini anlatan Akdaş, şöyle konuştu: "Ayrıca sanayi bölgeleri dışında 2 bin 500 metrekarenin üzerindeki tesislere bundan sonra izin verilmemesi ve OSB'ler yüzde 90 oranında dolmadığı sürece yeni OSB'lerin kuruluşuna imkan verilmeyecek olması bizim şansımızı artıracak. Görüştüğümüz yerli ve yabancı yatırımcıların da kararlarını vermesi ile 2012 yılı bizim yüzümüzü güldürecek."
Bölgelerinde henüz yüzde 27 yapılaşma olmasına rağmen yılda 500 bin ton mal üretilerek 70 milyon dolara yakın ihracat yapıldığını dile getiren Akdaş, taşımacılıkta demiryolunun kendilerine büyük bir avantaj sağlayacağına dikkat çekti.

DEMİRYOLU AVANTAJI

Türkiye'deki 270 OSB arasında, içinden demiryolu geçen 5 OSB'den biri olduklarının altını çizen Akdaş, "TOSBİ içerisine ulaşan demiryolu 23 ton dingil ağırlığına uygun hale getirildi. Bölge içindeki yükleme platformu inşaatı önümüzdeki Mayıs ayına kadar tamamlanacak. Özellikle ihraç edilen ürünlerin burada gümrük işlemlerinin yapılarak taşınması, işleri kolaylaştıracak ve bölge sanayicisinin maliyetlerini azaltacak. Ayrıca 2014 yılına kadar tamamlanacak olan Bayındır Barajı sayesinde de bölgemize çekilecek isale hattı ile su sıkıntımızda ortadan kalkacak. Yine bölgemizde üretime başlayan elektrik santralı da bölge firmalarının eneji maliyetlerini aşağıya çekecek. Ayrıca süt ürünleri üreticileri için peynir altı tozlaştırma tesisi Nisan ayına kadar bitecek. Bütün bunlarla bölgemizi yatırımcılar için çok cazip hale gelecek" diye konuştu.

AÇILIŞI YAPILACAK OLAN FİRMALAR
Tire Süt Kooperatifi tesisleri
Tire Süt Kooperatifi tesisleri
Tirenda Enerji
Dinamik Isı
Avilo Zeytinyağları

2012'DE YATIRIMA BAŞLAMASI BEKLENEN FİRMALAR
Pehlivanoğlu
Gürsüt Besicilik
Üniteks Tekstil
Bilgin Yağ Sanayi
Tire Özsan Tarım
Bozetto Kimya
Ne-Kar Çelik
Kopüs Plastik
Torun Plastik
Defne Tarım
Mertsel Ecza Depoları
Mega A.Ş.
Disera Tıbbi malzemeler
Kırıkkaya Gıda

RAKAMLARLA TOSBİ
* 2011 yılında yapılan yatırım 100 milyon dolar
* 2012 hedeflenen yatırım miktarı 300 milyon dolar
* Üretim yapan firma sayısı 48
* İnşaatı süren fabrika sayısı 7
* Ruhsat alan firma sayısı 23
* Kurulacak toplam fabrika sayısı 211
* Halen çalışan sayısı 1500
* İzmir'e uzaklığı 110 km
* Metrekare satış fiyatı 28 euro
* 15 bin kişiye istihdam sağlanacak

Kaynak: Yeni Asır - MURAT ŞAHİN - 14.11.2011