9 Aralık 2012 Pazar

İzmir Homeros ile taçlandırılmalıdır

Bir Ayçe DİKMEN yazısı, Hürriyet Ege - 09 Aralık 2012

İZMİR Tevfik Fikret Fen Lisesi Müdürü İhsan İnekçi, arkeoloji ve güzel sanatlarla ilgilenen bir heykel sanatçısı. Kent kültürüyle de yakından ilgilenen İnekçi, İzmir’in simgesi haline gelmiş birçok binanın aslında ne kadar taş, beton göründüğünü fark etmiş ve mimari yapıları değiştirilmeden neler yapılacağını düşünmüş. Birçoğunu ölçümleyerek bu topraklarda yaşamış uygarlıklardan esinlenen süslemeler ve yüzey çalışmaları tasarlamış. Bunları gördükten sonra hergün önünden geçip de fark etmediğim birçok binanın aslında ne kadar kötü göründüğünü farkettim. Dışarıdan hapishane duvarı gibi görünen renksiz, ruhsuz ve soğuk görünümlü binalar bence de İzmir’e yakışmıyor. “Benim aşkım İzmir, Ege Bölgesi” duygularını dile getiren İnekçi’yle, “Belki büyük düşünüyorum ama keşke bunların onda biri olsa” dediği projelerini konuştuk.
BİRÇOK ÖNEMLİ EGELİ’NİN BÜSTÜNÜ YAPTIM
- Eğitimci ve okul müdürüsünüz ama birçok farklı alanda çalışmalar yapıyorsunuz...
- Arkeoloji ve Ege uygarlıklarına çok meraklıyım. Halikarnas Balıkçısı’nın manevi torunu ilan edildim. Ekrem Akurgal’la Artemis Tapınağı ve arkeoloji görüşmelerim oldu. Çeşitli maket çalışmalarım vardı, Akurgal’a gösterdim. Hemen Avusturya’yı aradı, benim için izinler alındı. Efes Müzesi Müdürlüğü’nden izin alarak Trojan Çeşmesi’ni elimde kumpasla aylarca ölçüp çizimlerini yaptım.
- Heykel çalışmalarınız da dikkat çekici. Kimlerin büstlerini yaptınız?
- Ortaokul dönemlerinden beri heykelle uğraşıyorum. Tevfik Fikret’in büstünü yaptıktan sonra çok beğenildi. Sonrasında Konak Belediye Başkanımız Hakan Tartan’ın önerisiyle, Kutlu Aktaş’ın rahmetli eşinin ve Şenel Aksu’nun büstlerini yaptım, çok beğenildi. Ayrıca Bergamalı tıpçı Galen, Efesli düşünür Herakleitos’un, Zeki Müren’in Dario Moreno’nun, Ekrem Akurgal’ın da büstlerini yaptım. Teos’lu Anakreon’un büstünü yapmayı düşünüyorum. Herakliatos’un büyük bir heykelini Selçuk’a yapmayı isterim.

ŞEHİRCİLİKTE YANLIŞ UYGULAMANIN TELAFİSİ EN AZ 50 YIL
- Kent kültürüyle ilginiz nasıl başladı?
- Zaten resim, heykele çok meraklıydım. İlk yurtdışına çıktığımda çok etkilendim. Avrupa’daki kentler çok planlı, sanat ve kültür etkinlikleri, sokak hayatlarıyla başka bir hayat yaşıyorlar. İzmir’e döndüğümde çok üzüldüm ve kent olgusunun eksik olduğunu düşündüm. Paris’teki gibi bir şehirde binaların, yapıların güzelliği o şehre olan ilginin temelini oluşturuyor.
- Tüm bunlardan sonra İzmir’e bakınca ne gördünüz?
- Maalesef birçok yanlış uygulama yapılmış. Yanlış bir uygulamanın telafisi en az 50 yıl alıyor. İzmir’de 100 yılda bile döndürülemeyecek yanlışlar yapılmış. O nedenle herşey tartışılsın, konuşulsun, oldu bittiye getirilmesin.
KADİFEKALE TEPESİ’NE DEV HOMEROS ANITI YAPILMALI
- İzmir ile ilgili büyük anıt projenizi anlatır mısınız?
- Homeros ve Hektor’a özel ilgim var. İzmir deyince Avrupa’da akıllara Homeros geliyor. Bence İzmir’in simgesi Homeros’la ilgili olmalı. Büyük bir Homeros anıtı yapılarak İzmir taçlandırılmalıdır. Agora’dan yukarıya doğru olan binalar kentsel dönüşüm çerçevesinde kaldırılırsa, bir büyük yol yapılarak yukarıdaki büyük Homeros Anıtı’na çıkılabilecek. Anıtta Homeros lir çalarken gösterilecek, iki tarafta da Amazon heykelleri olacak. Bu büyük anıt İzmir’in her yerinden görülecek. Bu bir rekreasyon ve peyzaj çalışması olabilir.
- Peki aradaki binalar yıkılmazsa?
- Yine yapılabilir. Agora’dan yukarıya yürüyüş yolu olmaz belki ama anıt tepenin üzerine konularak İzmir’in her yerinden görülebilir.

BİRÇOK BİNA İZMİR’E YAKIŞMIYOR, GÖRÜNÜMLERİ DÜZENLENMELİ
- İzmir’deki binalar hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Ben birçok belirgin binanın mevcut mimari yapısına dokunmadan yapıştırma ve asmalarla, rötuşlarla görüntülerinin değişebileceğini iddia ediyorum. Hatta çoğunun ölçümlerini alarak çizimlerini bile yaptım. Mesela Kordon’daki orduevi denizden çok göze çarpıyor. Oysa madalyonlar, İon sütunları, çelenkler yapılarak bina bambaşka bir şekle dönüştürülebilir. Denizden gelen turistlerin görebileceği çok güzel bir bina olur. Zaten Kordon’da bu büyüklükte başka bina yok.
- Başka hangi binaları incelediniz?
- Mesela Fransız Kültür Merkezi’ni milim milim ölçtüm, ona da bazı süslemeler düşündüm. Dokuz Eylül Meydanı’ndaki Basmane vergi dairesi, eski Atlas Oteli hep incelediğim binalar. Bunlara birçok süslemeler yapılabilir. Roma dönemi, İon gibi eski Ege uygarlıklarını yansıtan birçok süsleme yapılabilir.

BU BİZİM KÜLTÜRÜMÜZ DEĞİL DİYEN CAMİLERİMİZİ İNCELESİN
- Peki Roma, Hellenik süslemeler yaptığınız zaman ‘bunlar bizim özkültürümüz değil’ diye karşı çıkanlar olursa?
- O zaman ben de onlara, ‘gidin Hisar Camisi’nin mimberine, kapısına bakın, Salepçioğlu Camisi’ne bakın’ derim. Hepsi Roma kökenli sanattan etkilenmiştir. Yani camilerimizde bile bu topraklardaki medeniyetlerin izlerini görüyorsunuz. Çünkü tüm bu medeniyetlerin sanatı, yansımaları katman katman birbirine geçmiştir.


FUAR BİR KÜLTÜR VE TARİH PARKI OLMALI
- İzmir Fuarı ile ilgili projeleriniz var mı?
- Homeros Anıtı Kadifekale’ye yapılmazsa, fuara da yapılabilir diye düşünüyorum. Ayrıca Homeros müzesi de yapılabilir, gelen turistler burayı ziyaret eder. Arkeoloji Müzesi, ‘Ege Uygarlıkları Müzesi’ adıyla fuara taşınabilir. Hatta fuar bence bir tarih ve kültür parkı olmalı. Bir tarafta Homeros Anıtı ve müzesi, diğer tarafta Zeus Sunağı replikası yapılabilir. Belki düşüncelerime şaşıranlar olacaktır ama bunların 10’da 1’i bile yapılsa İzmir’de büyük farklılıklar olacaktır. Hedefi her zaman büyük tutmak gerekli.
- Mimarlarla görüşüp yapılabilirliğini tartıştınız mı?
- Akademisyenlerle alaylılar arasında her zaman farklı yaklaşımlar olabiliyor. Ama Michelangelo, Bernini de alaylıydı. Efes ile ilgili kazıların başındaki Anton Bauer ile görüştüm. Ben birçok kişinin maalesef ufuklarının dar olduğunu düşünüyorum. Mesela Makedonya’da yeni yapılan arkeolojik müzesi bu şekilde. 3-5 milyonluk bir ülke bunları sahipleniyor. İyon uygarlığının, sanatının beşiği bu topraklar, esas bizim bu mimariyi sahiplenmemiz gerekiyor. Birçok uygarlık şu an yaşayanların soy devamcısı olmadığı kadim uygarlıklardır. Bu nedenle biz bu topraklarda yaşıyorsak, bu topraklardaki tüm uygarlıkları sahiplenmek zorundayız.

Kaynak: Hürriyet Ege, Ayçe Dikmen - 09.12.2012

Hiç yorum yok: