20 Temmuz 2010 Salı

Kralların arkadaşı satın alacak dağıtım istasyonu arıyor


Lübnan kökenli bir işadamı olan Mehmet Habbab’a göre Türkiye’nin Orta Doğu ve diğer Arap ülkeleriyle ticareti katlanarak artacak

Delta Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Habbab, Arap dünyasındaki yakın dostlukları ile biliniyor. Habbab, İsrail’le sorunun zaman için eski haline döneceğini söylüyor. Habbab’a göre Türk şirketleri ne şu an Ortadoğu ve diğer Arap ülkelerinde bütün kapılar açılmış durumda.

Mehmet Habbab, Ortadoğu ülkeleriyle güçlü ilişkileri olan Lübnan kökenli bir işadamı… Bölgedeki krallarla, işadamlarıyla yakın dostlukları var. Türk Ortadoğu İş Konseyleri Başkanı olan Habbab, geçen hafta gerçekleşen 6. Türk- Arap Ekonomi Forumu nedeniyle birçok dostuyla İstanbul’da görüştü. Türkiye’nin Ortadoğu ile ticaretinin 41 milyar dolara geldiğini belirten Habbab, “İsrail ile sorun olsa da olmasa da Türkiye’nin Arap dünyasıyla ilişkileri gelişecek” diyor.

Ortadoğu’ya eli değen birçok işadamı gibi Mehmet Habbab da ekmeğini petrolden kazanıyor. Mustafa Aşur ile ortak olduğu Delta Petrol’ün, Hatay Dörtyol’da depolama tesisleri bulunuyor. Türkiye’de özel sektöre ait en büyük işlenmiş petrol depolama tesisi olan bu tesisin 650 bin ton kapasitesi var.

2004’te ünlü Amerikan akaryakıt dağıtım markası Gulf’i de Türkiye’ye getiren Habbab’ın ortak olduğu 6 şirket bulunuyor. Bu şirketlerde 1000 kişi çalışıyor. Şirketlerin iş hacmi ise 500 milyon doları buluyor. Delta Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Habbab ile işlerini konuştuk.

6. Türk-Arap Ekonomi Forumu geçen hafta İstanbul’da gerçekleşti. Türkiye’nin Arap dünyası ile ilişkilerinin geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?

Arap dünyasında herkes Türkiye’ye lider olarak bakıyor. Bu nedenle ticari olarak çok büyük imkanlar var. Bugün Türk firmalarına Ortadoğu’da her kapı açık… Yatırım yapabiliyoruz; Türk malları tercih ediliyor. Turist sayısı artıyor. Ticari olarak son yıllarda Türkiye çok büyük ivme kazandı . Avrupa’da ve Amerika’da ihracatta global kriz nedeniyle kaybettiğimiz ihracatı bu tarafta kazanıyoruz . Ortadoğu ile ticaretimiz 41 milyar dolara geldi. Bunun 14 milyar doları petrol. 1995 senesindeyse ticaretimiz yalnızca 3 milyar dolardı. Bunun da 1.8 milyar doları petrol ticaretiydi.

Peki siz böyle bir gelişim bekliyor muydunuz?

Yok… Bu muazzam bir gelişme… Taahhüt işleri de gelişti. Bizim Ortadoğu’da 55 milyar dolar taahhüt işlerimiz var. Her sene ortalama 15-20 milyar dolar taahhüt işi alıyoruz. Şu anda yatırımlar Doğu’da… Batı’da yatırım yok… Suudi Arabistan gelecek 10 yılda, altyapı ve üst yapı yatırımlarına 100 milyar, Katar ise 80 milyar dolar yatıracak. Türk firmaları buradan pay alabilir.

İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırması, bu ülkeyle ilişkilerimizi nasıl etkiler?

Şu anda iş, çok sıcak… 150 bin İsrailli turistin 100 bini rezervasyonunu iptal ettirmiş. 100 bin de önemli bir rakam. Bence bu olay yatışır… İlişkiler yavaş yavaş eski haline döner. Bugün Arap dünyasında çok daha büyük sermaye sahipleri olduğu için her türlü zararımızı o tarafla telafi edebileceğimize inanıyorum. Tabii ticaret olarak… İsrail ile aramızda sorun olsa da olmasa da Arap ülkeleriyle ticaretimiz artar.

Petrolün varili 73 dolara indi. İki yıl önce 120 dolar civarındaydı. Bu fiyatlar sizi şaşırtıyor mu?

Çok şaşırtıyor. Sanırım bu sene de 70-95 dolar arasında gidip gelecek. Petrolün bugünkü seviyesi ekonomilerin tahammül edebileceği bir seviyedir. Buna karşın tüketim azaldı. Temiz enerjiye kayış var. Biz bile Hatay Dörtyol’daki tanklarımızı solar (güneş) enerjisiyle ısıtacağız. Bu ay sonunda denemeye başlayacağız. Tesisi tamamen solar’a bağlarsak senede bizim için 1 milyon dolara yakın bir tasarruf olur.

Siz rüzgar, güneş gibi alternatif enerji üretimine de girmeyi planlıyor musunuz?

Hele piyasa bir otursun… O kadar çok lisans alındı ki… Onların bir kısmı iş yapamayacak; satacaklar. O zaman girmeyi düşünebiliriz.

Biyodizel işiniz nasıl gidiyor?

Yavaş gidiyor. Halen kanunları bekliyoruz. Avrupa, 2015 senesinde mevcut yakıtların içine yüzde 20 biyodizel karıştırılmasını zorunlu kılacak. Şu anda yüzde 7 karıştırıyor. Türkiye’de ise maksimum yüzde 2. O da mecburi değil… Biz bu işe İzmirli Borova ailesiyle ortak girdik. 30 bin tonluk kapasitemiz var.

Hatay Dörtyol’daki depolama tesislerinizin kapasitesini büyütecek misiniz?

Aslında depolama tesisimizin kapasitesini 1 milyon tona çıkarmak istiyorduk ama dünya krizi bizi çok etkiledi. Ticaret hacmi azaldı. 2007’de dünyada günde 84 milyon varil petrol satılırken, krizde 81 milyon varile düştü. 2007’de yaptığımız 100 milyon dolarlık yatırımla kapasitemizi 650 bin tona çıkarmıştık. Özel sektörde işlenmiş petrol olarak en büyük depolama tesisi bizim. Artık bu yaptığımız yatırımların karşılığını almak istiyoruz. Ceyhan’ın çok büyük bir transit merkezi haline geleceği kesin. Başbakanımız bile artık “Ceyhan bizim Rotterdam’ımız olacak” diyor.

Akaryakıt dağıtımındaki planlarınız nedir?

Biliyorsunuz; Amerika’nın en bilinen markalarından Gulf’ı biz Türkiye’ye getirdik. 2004’te Türkiye’de dağıtım lisansı alan 12’inci firmaydık. Şimdi 53 dağıtım firması oldu. Bu çok doğru bir şey değil. Piyasa bu kadar dağıtım firmasını kaldıramaz, konsolidasyon olacak. Ayrıca intifa haklarının 5 yıla düşmesiyle eylülde piyasada bir çalkalanma olacaktır. Satan satacak; birleşmeler olacak. Gulf istasyonlarının sayısı 120’e ulaştı. Bizim organik olarak yani tek tek istasyon açarak büyümemiz imkansız. Bu yüzden biz de satın almalara ve birleşmelere sıcak bakıyoruz.

Mehmet Habbab’ın ortak olduğu şirketler:

Delta Petrol
Delta Akaryakıt
Mak Transport
Delta Africa (Sudan)
Chanel Energy (Gürcistan)
DB Tarımsal Enerji

Dostlarıyla Türk dizilerini konuşuyor

Mehmet Habbab, dizi seyretmeyi seviyor. Aşk-ı Memnu ve Hanımın Çiftliği bu aralar takip ettiği diziler. Ortadoğu’daki dostlarıyla sohbet kimi zaman dönüp dolaşıp dizi yıldızlarına geliyormuş. Son yıllarda Arap ülkelerinde Türk dizilerine büyük bir ilgi olduğunu belirten Habbab, şöyle konuşuyor:

“ Aşk-ı Memnu’daki çocuğa ( Kıvanç Tatlıtuğ’u kasdediyor) sırf ülkeye girsin-çıksın diye 50 bin dolar veriyorlar. Herkes onları çağırmak istiyor. Bana da bazen “Bir açılış yapalım, oyuncuları çağıralım” diyorlar. Bu iş müthiş bir noktaya geldi.”

Uzun tatil yapmıyor

Habbab ailesi 1800’lerin başında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeyken Lübnan’a göç etmiş, 1960’larda Türkiye’ye geri dönmüş. Pennsylvania Üniversitesi'nde ekonomi eğitimi gören Mehmet Habbab, dünyanın en önemli finans okullarından Wharton School of Business'da MBA yaptı. Mehmet Habbab’ın Ortadoğu’daki dostluklarının bir kısmı da okul yıllarına dayanıyor. Mehmet Habbab, iş hayatına Konica, Minolta gibi teknoloji ürünlerinin Türkiye temsilciliğini alarak girdi. 1980’da petrol işine girip Delta Petrol’ü kurdu. Mehmet Habbab, çok çalışan az tatil yapan işadamlarından… Daha doğrusu uzun tatiller ona göre değil. “En iyi yat, dostlarımın yatı” diyen Habbab, bu sene dostlarıyla 2-3 günlük Bodrum ve Göçek tatili yaptığını söylüyor.


Kaynak: Rahime Baş Uçar'ın röportajı/Para Dergisi

Hiç yorum yok: